29 Ekim 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

29 Ekim 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dl No. 2097—412 Halbuki, daralmış mağlup olmuş bir dünya vücude getirdin. Mur, meçhule atladığı günkü gibi, barına- cak bir yeri olmaksızın, şikâyetini köpüklü dal- .galarınkine karıştırarak, rıhtım boyunca serseri :gibi dolaşıyordu. Mur, Parise döndüğü zaman, Şeyh Abdül- kadirin eski kâtibinin davası her muhasebenin mevzuunu teşkil ediyordu. Zengin Rus muhaci- rinin, katli meselesi günün yeni bir vak'asi gibiydi. Tarihi pek yakın olan, meselâ birkaç gün evvel bir Arabın çılgınlık eseri olarak so- kaktan geçen muhtelif kimseleri bıçağile yara- laması gibi kanlı vak'alarla bu cinayet arasında bir münasibet araştırılıyordu. Büyük Robespiyerin ahlâfından olan Mösyö Letibodige Mura tasadifinden bilistifade düşün- ce ve tenkitlerini anlatıyordu: — Polis vazifesinde tekâsül gösteriyor... Şark içimize kadar nüfuz ederek, bizleri evlerimiz içinde, şakaklartınızda öldürmeğe kalkışıyor. Es- kiden Bastili ele geçirmek ve dünyayı kurtar- mak oldukça bir meseleydi... Mur, teşrih ve tahlilinden sakındığı bir is- teksizlik ve kararsızlığa mukavemet edemiyerek ne tekrar odasına ve ne de Mösyö Klare nez- dindeki pansiyonunu tuttu. Raspay bulvarının küçük bir oteline yerleşti. Mösyö Letibadiye ile olan tesadüfünden istifade ederek Lizin sıhhati hakkında malümat aldı. Kamil dayı hoşnutsuzlukla başını kaşıdı. Kü- çük onları fazla meşgul ediyor ve derin bir en- dişe veriyordu. Taşradaki bir teyzesinin yanına uzun bir müddet kalmak için gittiği halde tek- rar Parise dönerek bir ıtrıyat fabrikasında basit bir amele gibi çalışmak için, makul bir sebep bile göstermeksizin, yeniden evi terketmişti. Bu iş, narin genç kız için pek iyi birşey değildi; çünkü sıhhati bozuktu. Mösyö Letibodiye içini çekerek : —Ah| Neredeobizim güzel we neş'eli gece. lerimiz... Tavla partilerimiz .. Dedikten sonra sözünü kesti: — Odanız daima sizi beklemekte... Nikolay Melikov katilinin ceza mahkemesine sevki meselesi Mura maktulün dul karısının mevcudiyetini hatırlatmıştı. O feci hâdisedenberi, bu kadının başına daha bir takım vak'alarda gelmişti ki, Nadejda, genç Hans Katlen ile evlenmesinden saadet beklerken çok kabaca al- UYANIŞ 367 datılmıştı. Çok arzu edilen miras ise elde edile- ceği yerde bilâkis kat'i bir şekilde suya düş- müştü. Hansın bütün teşebbüsleri ufak bir mu- vaffakiyet bile vermemişti. Tediyeyi tehir etti- rerek emtaa biriktirmek suretile servet yapmak için bulduğu bir formül büsbütün mahvolmasile neticelenmişti. Merkezi Avrupanın düşük parala- rına değil, bilâkis İngiliz lirası onun bu kom- binezonlarının zayıf çatısını altın ağırlığile ça- tırdatarak yıkıvermişti. Hans Katlenin cesareti kırılmış ve bütün mevcudiyeti baştan aşağı hid- det kesilmeğe başlamıştı. Birçok servet sahne- lerinden sonra birgün, büsbütün işi azıtmış ve komşular korku ile müdahaleye mecbur kalmış- lardı. Ayni akşam, bir daha görünmemek üzere evi terketmişti. Nadejdanın felâketleri bu defa Mura derin bir merhamet hissi verince kadını mutlaka gör- meğe karar verdi. Çıkmaz sokağın büyük parmaklığı açıktı; mamafih Mur, kapının önünde oldukça bekle- meğe mecbur kaldı. Kapının tokmağını çevirip açıncıya kadar Nedejda, bizzat gelerek açtı. Acı bir sesle * — Bütün hizmetçiler gitti, dedi. Sanki bir hırsız çetesi gibi, ayni günde hepsi çekiliver- diler... Ocak soğuk; yiyecek birşey yok. Her halde, açlıktan ölsün diye düşnmüşlerdi. Nite- kim arzuları da oldu. Bana kalırsa, yarından evvel ölmeği daha ziyade tercih ederim. Mur, Nadejdanın cinayet günündeki ilk gi- yaretini bu gibi şikâyetler e karşıladığını hatır- iyor; fakat bugün sesindeki ahengin büsbütün başka olduğunu anlıyordu. Bu kadında anlaşıl- maz derin bir yeis hissedilmekteydi. Nadejda, artık inlemiyor, ağlamıyordu. “Tatsız bir sesle ağıza aldığı şikâyetlerinde bir sımimiyet ahen- gi vardı. Her zamanki gösterdiği heyecan bu sefer Muru sıkmamıştı. Toni, küçük bir salona girerek sordu : — Matriyona nerede? — Zavallı ihtiyar artık işe yaramaz oldu. Son felâketlerimiz onun da işini ikmal etti. Bu sabah biraz iş yapmak istedi; işte yapmış oldu- gu işlerden bir kısım... Filhakika odada bir karmakarışıklık göze çarpıyordu. — Günde belki bin defa yukarıdan aşağı inip çıkıyordu. Şimdi ise, her eşyanın yerini bile unuttu. Ne yapmalı, bilmem ki?... — Bitmedi —

Bu sayıdan diğer sayfalar: