19 Kasım 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

19 Kasım 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

412 SERVETİFÜNUN No. 2100—415 Tarihin çok eski çağlarından- beri dini âyinlerde, şölenlerde ve daha hayatın birçok saha- larında daima büyük bir rol oy- namış olan dans, güzel san'at- lerin içensinde aynca bir husu- siyete maliktir. Fakat, dansın bugün kadar tam bir tekâmüle uğradığı devir hemen hemen tarihte yok gibidir. Raks bu bakımdan başlıba- şına bir san'at sayılır. Onunda amatörleri ve profesyonelleri var- dır. Dans estetiği de bütün di- ğer bedii kıymetler gibi, kuv- vetini maddeden ziyade ruhtan, ilhamdan, derin duyuş ve his- sedişten alıyor. Ancak duyarak ve bütün ru- hile hissederek rakseden bir dan- sözdür ki, hakiki bir sanatkâr sayılabilir. Yukarıdaki resimler böyle bü- tün ruhile oynıyan bir san'atkâ- rın -Mile Didionun- dans esnasın- daki üç görünüşünü belirtiyor. Kıtabları M. CELÂL SİLÂY'IN ŞİİRLERİ Genç şairlerimizden M. Celâl Silây «Peyami Safa Ve Yusuf Ziyaya Diyorum Ki» başlıklı yeni bir eser çıkar- mıştır, Genç şairin bir şiir dergisi olan eserine, böyle onu gayesinden uzaklaştıran ve tenkid mahiyetine sokan bir isim vermesinin sebebi: eserin başında Peyami Safa ve Yusuf Ziyaya hitaben yazılmış iki mukaddemenin bulunmasıdır. Bizce hiç bir lüzumu olmıyan bu mukaddemeler üzerinde durmak, daha ziyade şairin aleyhine neticeler çıkaracağı için, burayı çok incelemiyeceğiz. M. Celâl Silâyın şiirlerinde bol harcanmış hislerden Zi- yade, üstünde düşünülmüş fikir parçalarına tesadif ediliyor. Yazdığı parçalar teknik itibarile zayıf olmakla beraber, fikir cihetinden bir kımettir. Son söz olarak, genç san'atkâri tebrik ederken, yarın daha kuvvetli. eserlerle karşımıza çıkmasını diliyoruz, ve eserde göze çarpan iki parçayı okuyucularımıza sunuyoruz : Ebedi Renkler Şekilsiz Sen Şu suyun aynasında dalgalanan çiçek, ki Sen ancak bir gekildin; ağlıyan, gülen şekil. Daha dün varlığının sırrı içinde idi Geniş kdinatlarda zerre kadar hareket. O ruhum gibi meçhül bir kudret içecek, ki Anları birleştiren bir çizgi olup geçtin Büyüsün. Ve bu bir an. Suda renkler ebedi, Duyuran, duyan ruhun ölen bir yığın et. Suda renkler ebedi haydli var oldukça Ben ancak bir şekilim; pe il Kva şekil, Ne derin bir kudrettir Ay sulara vuruyor. Geniş kdinailarda zerre kadar Öyle bir hakikat, ki su ruhumda duruyor. Anları birleştiren bir çizgi slm na Yaldız şafaklar Timin bu çiçekler soldukça Seni duyan ruhumdur: çürüyen bir tekelet.

Bu sayıdan diğer sayfalar: