19 Kasım 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19

19 Kasım 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

416 SERVETİFÜNUN Ne. 3100—415 Genç adam, özür diledi: — Hakikaten dikkatsizlik ettim. | 'wtn:2 — Bilmezsiniz. Zaten hiç bir ya- banci bir fabrikanın buradaki mevcu- diyetini bilmez. UYANIŞ Yedi günde | râ eni yarina çıkar — gazete Gazetemize ilân verecekler, İstanbulda Kemal Salih, ii Samanon ve Huti İlân Şirketinn gitmelidir. 01$ > İlani ai Abonesi: kiye ği 000, a aylığı 600 kğ Yabancı ülkelerde 36 İviçre İrangıdır. Bir asyısı Vaktile tatlı mubahaselerini hatırlatan bu gibi sözlerden zevk duyan Mur, kıza rica etti: — Bana fabrikanın hakkında izahat verir misiniz ? — A!.. Sahi, sizinde senayide çalıştığınızı unutuyordum. Fakat, direktörlerimiz bizlere ma- kineleri bırakamıyorlar ki... Bir makineye bak- mak nekadar hoş birşeyi.. Burada emirleri derhal yapmak lâzımdır. Hani insan kendisini bir manastırda zannediyor. Bunun dünye file, harici âlem ile hiç bir alâkası yoktur. — Peki ama, insanın kendisini bu şekilde ihmal etmesi daha mı iyi? Kız, başını tevekkülle iğdi: — Haydi bahçeye gidelim; müdire bizi gö- rebilir, dedi. Mur, kendisini takip ederken izahat veri- yordu: — Her salonda bir müdire ve her grupta da on iki amele vatdır. Bunların içerisinde en ileri geleni, yani en iyi iş bileni diğerlerine nezaret vazifesile mükelleftir ki, birinci diye tesmiye olunur. Mur, sordu: — Sizin de yakında birinci olmanız için birşey yapmak mümkün olabilir mi? — Hiç kimse, benim menfaatim için işime müdahale etmemelidir. Hsasen ben, pudra kıs- mında bir aydanberi birinci bulunuyorum, Başını örten beyaz mendil ve kolluklu bü- yük göğüslüğü ona bir amele başı vaziyeti ve- riyordu. Mur: — Size lâyik olan mertebeyi vermek suretile hakkınızı tanıdıklarından ve bilhassa sizi talii- nizden, vaziyetinizden çok memnun bulduğum- dan dolayı ziyadesile bahtiyarım, dedi. — Evet, çok memnünum. Evvelce, terazide çalışıyordum. Binlerce kutuyu makineye koymak ve mütemadi bir dikkat sarfı icap ediyordu ki, insanın boğucu bir toz içinde çalışması oldukça zor bir iş... Fakat, daha sonraları beni başka bir daireye verdiler ve orada her dört saniyede bir pudra kutusunun kırmızı ve parlak üstüne Mondezir kelimesini basan bir kolu kaldırmak- tan başka bir işim kalmamıştı. — Peki, babanız bu yeni imeşguliyetinizi kabul ediyor mu? Yanında hiç kalmıyor musu- nuz? O size geliyor mu? — Evde ne yapacağım? Herkes, nasıl olsa günün birinde ailesini terketmek mecburi- yetinde değil midir? Bu herkesin kabul ettiği gayet tabii bir kanundur. Birdenbire sordu : — Fakat siz, niçin babamı uzun zamandan- beri görmediniz? Ve fabrikaya niçin geldiniz? — Sizi görmek için Matmazel Liz... Dost değil miyiz? Mur, bu sözleri söyledikten sonra genç kız- dan tasdik bekliyordu. Onun sesini çıkarmadı- ğını görünce, ilâve etti: — Eee... Hiç olmazsa eskiden dosttuk... — Ben, unuttum. Daha doğrusu hatırlamak istemiyorum. Kimse de bana bu eski şeylerden bahsetmesin. Maziye karışan bütün bunlar bu- gün için ne işe yarar? Genç kızın ani heyecanı Mura, mukaddes birşeye karşı çok fena bir harekette bulunmuş hissini verdirdi ve bu çocukcağızı teskin etmek istedi. — Bu sabah birşey aldım ki, onu size vr istiyorum, Müsaade eder misiniz, Mat- mazel Kız, dün tereddüt gösterdikten sonra başile evet işareti yaptı. Mur, portföyünden mektubu ve büyük babası- nın bağlarında bağ bozumuna yardım eden küçük Kristinin üzümle dolu bir çekçek arabasile çık- mış yeni bir fotoğrafını çekerek genç kiza uzattı. Liz, sevinç dolu bir haykırma ile: — Ahi.. Ne sevimli dedi. Sonra, kadınlara mahsus bir ihtiyatla par- makları arasında tuttuğu mektuba ve fotoğrafa daha iyi bakabilmek için bahçedeki bir kana- peye oturdu. Mur, kızın yanında ve ayakta olarak mek- tubu tercüme etti. Liz soldaki kuzunun kesilmiş ayağının noksanlığını farketmekte geç kalmadı. Hep fotoğrafa bakarak küçücük kızın gözlerinin: hangi renkte olduğunu sordu: Elâ mı, yoksa mavi miydi? Mur şaşırmıştı; çünkü bu gözlerin nasıl bir renkte olduğunu kendisi de bilmiyordu. Liz, genç adama dikkatle baktıktan sonra, fotoğrafla mektubu iade etti ve: — Vazife başına dönmek zamanı geldi, de- di, gurubumun hesaplarını yapmak lâzım. — Bitmedi — AHMED İHSAN Basımevi Ltd.

Bu sayıdan diğer sayfalar: