6 Temmuz 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

6 Temmuz 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Miltona vata- te Kajşı ko- el kor- e edi gib tittir titriyor- Hisenin arkasından, tam wendiğe, korku, deh- Mi: aenielik ie geçti. Ou- iliş ds Milton'an Tenuwre of İsli Mügükireter (Krallar ve eseri : k ilen değil, | onun » hülerriyet için men, haklı gören e yürek kargir faili güdüyordu : 1 Birallar da, halk gibi, ebedi i i ine uymakla mü- > da kendisini ya meni koriru içinde b kırdı, ve bütün ii d9 şeni bir adam, iie (Opremsibin (oyükeeldiği gi Miton yeni hükü. Wi diller» o vekilli- | <«Öptşmenwealihain si sğalmı Crom- | elemderı Milten.. i Krallara tevabiinin Ni kur- şar Milton'an Biyda şayan hususi- kisiyi yani evlenişi en geçe Şahi, 1449 senesinde tin Mia olin, keyfine SERVETİFÜNUN kT HÜKÜMDARLARI: MİLTON (1608— 1674) ince Şair Salih Zeki Aktay'a Yazan İbrahim Hoyi buyruk, zevk ve safadan başka bir şey düşünmeyen, sathi görüşlü Mary Poweli ile evlendi. Bu izdi- vaç hiç de uğurlu gitmedi. O ane kadar sade, gürültüsüz, patırdısız, bir hayat süren Miltonun yuvasını, keder, tasa, dedirgenlik bulutları kapladı. Mary, gelin girdiği evin yaşayışına alışamadı, day& namadi; bir ayı güç belâ doldur- duktan sonra, kocasını bırakarak kaçtı, Mfiton da devleb işlerini döndürdüğü aynı cezri mantıklâ derbal onu boşadı (1). Şairin Dosirine and Discipline of Divoros (boşanına doktrin ve disiplini) ve Tetiraçkordon isimli eserleri, kendi vaziyetini haklı göstermeğe çalı- şan tezlerdir. Fakat buna rağmen bütün İngilterede müdhiş bir iti- raz, protestp fırtınası koptu, yük- seldi, Filvaki, bugün bu eserleri gözden geçirirken, karısının ken- disini terk idip gitmesinde şairin de epice kusuru, hatası bulundu. gunu; o inee ruhuna rağmen bir kadın rühunu, keptislerinı anla- makta biraz yaya kaldığını gezi- yoruz. Netekim, kendi istikbalin- den korkan Mary günün birinde, ağlayarak kocasına döndüğü z&- mân, şair, o eski iddialarını unu- tarak, yep yeni bir heycan ve his kasırgasile karısını affetti. Her ne kader ikinci defa barışarak bir ça- fı altında yaşayış, mesud bir bir- leşme şeklinde tecelli etmedi ise de Milton, karısının kabahatini aslâ yüzüne vurmadı. Paradise Lost (kaybolmuş cen- cet) deki Huvvanın sulh, huzur aramak ve affedilmek üzere ağla- yarak huzreti Adem'e gelişi sah- (1) Hiristiyan dininde boşama keyti- yetinin xe derece zor olduğu malürdur. nesi, ihtimal ki Milton'un yukarı- da bahsettiğimiz hayatin bir parçasını akislendirmektedir. Mary 1653 senesinde öldü. Milton bir kap sene sonra yeniden evlendi, şiirlerinde bile kütsileştirdiği ikin- ci karısı da çok yaşamadı. 15 ay içinde hayata gözlerini yumdu. - Milton yaşlı bir adam olmuştu. 1663 de üçüncü defa evlendiği za- man, artık çökmüştü. İşin en feci tarafı da kör olmuştu. İşte yeni karısı, bu kör, alil adama baka- t1, Milton nasıl kör oldu! Çocuk- luğundan beri gözlerinden muztü- rib olan şair, bu en miihim arıza ya s#hemmiyet vermedi, Hattâ gö- rememek tehlikesile karşı karşıya geldiği anda bile kalemini bi- rakmadı. Vatanına, ülkesine hiz- met edebilmek için, gözlerini kay- bebmek pahasına da olsa, yazdı. Yazdı. Kralın hapiste bulauduğu sıralarda Puritanları zem ve kra- hın dindarlığını medh eden Zikon Basilike (taaviri krali) adile bir ki- tab çıkmıştı. Bu eser pek çabuk şöh- ret bulmuş, Royalistler yani kral taraftarlarının elinde Çommçawe- alth (2) ın aleyhine kullanılan bir silâh olmuştu. Miltou 1949da neşr- ettiği Eikonoklates (tasvir kırıcı) isimli eseriyle «tasviri krali» kita- bın bütün iddialarını param parça etti, İddiaçıları da dut yemiş bül- büle döndürdü. Kralın idamıudan sonra, Fu- titanlara yeni bir hücum daha ya- pıldı. Bu hücumu da o zamanlar menfada bulunan ikinci Şarl idare ediyordu. Leyden de oturan Hol- landalı bir profesör tarafından lâ- tinçce yazılan bu eser de kraliyet taraftarlarını hücum bayrağı ol- du. Millet Meclisinin emir ve ke- rarile Milton buna bir cavab ha zırladı. Gözleri epice bozulmuş, ve artik yakından seçememeğe başlamış olan Milton'a gözlerini yormaması aksi takdirde büsbütün (8) Bir nevi cümhuriyet.

Bu sayıdan diğer sayfalar: