11 Ağustos 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

11 Ağustos 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RETETTTR ŞT SYN RET — rrR DRT SON EYİP SULTAN KİMDİR 16? Arkadaşları Olum Kararı Verdikleri Zaman Serdar Kapıyı Açıp İçeri Girdi.. Serdarm kolunda bir ta- | kımı elbiseler vardı. — Hafifçe | bir, iki defa öksürdü. Sonra Cafer'e dönerek dedi ki: — Bütün — konuşduklarınızı duydum! Arkadaşlarımın — va- zifelerini kardeşlik — hislerine kurban etmiyecek kadar bü- yüklük gösterdiklerini - anla- makla bahtiyarım. Sen Cafer, Hasan ve Alinin haklı olan sözlerini dinlemeyip beni bügüne kadar yaşattığın için, belki arkadaşlık namına çok iyi, fakat vazife namma pek fena bir iş yaptın. Sonra Hasana döndü: — Hasan, gösterdiğin bü- yüklüğü Araplar içinde değil, bütün cihan içinde pek az | kimse yapabilir. Fakat bu vazife size bugün değil tam on gün evvel veril- mişti.Nasıl oluyor da vazifenizi ihmal ediyorsunuz?On gün evyel yapmanız İâzım gelen bir şeyi | bugün yapıyorsunuz? | Cafer önüne baktı. Hasan ise doğruldu, Serdarın önüne geldi: — Bizi dinlediğine memnun olduk! Bu suretle ellerimizi kardeş kanile boyanmaktan kurtarabilirsin. Seni on gün evvel öldürme- miz doğru olmazdı. Çünkü bir defa olsun seni davet etmiye mecburduk. Arkadaşlığımızın da bunda tesiri olduğunu inkâr etmiye Küzum yoktur. — Şimdi? — Şimdi, işte hançer, ken- dini öldürmek — büyüklüğünü göster... Yakup acı, acı güldü: — Lüzumu yok dedi. Ben öldürülmesi lâzım gelen şeyi öldürdüm! Üç arkadaş kan lekesi gör- | mek ümidile Yakub'un üstüne, | başına dehşet ve hayret içinde bakarak bekleşiyorlardı. Ve | zannediyorlardı ki, — Yakup, Evdoksiya'yı öldürmüştür. Fakat, o, yüzünde hâlâ ayni acı ifade olduğu halde devam | etti: — Ya kendimi, ya kalbim- deki hisleri öldürmek lâzımdı. | Siz nasıl beni öldürmek - için on gün nefsinizle mücadele ettinizse ben de kalbimdeki hisleri öldürmek için on gün mücadele ettim. İşte saraydan çaldığım elbi- seler, işte Rum ateşi mucidinin | saraya davet edildiğine dair İmperatorun emri. Bu elbiseleri giyer, bu emir- name ile, Kalinikos'u kaçı- rırsınız! Bana gelince..... Serdar Yakubun gözleri dol- | muştu; çok azap çektiği yü- | zans | ait üç elbise ıle bır de zabit | “Evdoksiya,, nın masa gözün- zünden belli oluyordu. İki kere daha öksürdü. —Bana gelince, ben kalbim- | deki — hisleri öldürdükten sonra yaşıyamıyacağımı anlıyo- | rum, çektiğim azap bir insanın dayanabileceği şeylerden de- ğgildir. Şimdi kararınızı tatbik Cedin, beni öldürün; beni öldü- rün ki bu azaptan kurtulayım. Serdar bu sözleri söyler- | ken göğsünde tuttuğu elini çekti, göğsü açıldı. Cafer çok mütcessir olmuş- tu. Kardeşinin çektiği azap ve eziyet yüreğini sızlatıyordu. | Fakat birşey söyliyemiyordu. Hasan, biraz evvelki şiddet ve asabiyetin. aksine hürmet ve mubabbetle atıldı. Serdar Yakubun boynuna sarıldı. Gözleri yaşarmıştı: — Sen bizim Serdarımızsın.. Sana kalkan el kurusun ... Diye haykırdı. * | On günlük fırtınadan sonra heyecanı nisbeten dinen Bi- havasında yeniden ka- sırgalar esiyordu. | Dört arkadaş kafa kafaya vermiş, bu gece yapacakları işin plânını çiziyorlardı. Serdar Yakup anlatıyordu: İmperator — Kostantinin muhafızları olan Varenglere çirdim. Ne zamandan beri gözledi- ğim emirname de işte: Serdar Yakup koynundan çıkardığı emirnameyi gösterdi. Bunun üstünde ve altında * Vasiles , — Kostantinle ait | yaldızlı elinde - salipli küre bir. adam vardı. Cafer hayret haykırdı: — Fakat, emirname ! arma, tutan — taçlı ve dehşetle bu hakiki bir Serdar cevap verdi: — Hiç şüphen olmasın! Bizzat İmperator vermiştir. — İmperator mu- verdi? O | halde tanışıyorsunuz ? — Hayır, daba şerefe nail olmadım, henüz o bunu, den bu sabah aldım. — Böyle yazılı olarak mı? — Hayır yazılar tarafımdan yazıldı. — Mühürlü kâğıt onun gö- zünde ne arıyor ? — Çünkü © kızıdır ! Cafer, Hasan ve Ali hay- retle yerlerinden sıçradılar. peratorun kızı ha! İlk olarak kendine gelen Hasan oldu. Serdarın bakarak: — Pek büyük bir tehlike atlatmışız!... Şimdi anlıyorum : Yaşamaklığımızi, senin gü- len gözlerinin sihrine borçluyuz. İstemiş olsa, bizi öldürtürdü. | — Fakat herşey - bitmiştir. | Bizi ele verecektir. Durun da size kâğıdı okuyayım. Kâğıt imperatorun gözlerinin — içine Kalinikos'a verilecektir : * Büyük sarayda toplanan harp meclisine iştirak etmek | üzere derhal askerlerimizi ta- kip etmeniz lüzumu bildirilir!,, Serdar, arkadaşlarına baktı: | — Nasil? — Güzel. Fakat yutarsa! — Yutmazsa - işini bitiririz! — O zaman da yakalanınız! — Vazifeniz — yakalanma- mak değil, Rum ateşi işini bitirmektir. Serdar Yakup ayağa kalktı: — Şimdi evvelâ şu Dutun- yadis denilen maskaranın işini bitirelim ! Cafer hayretle gözünü açtı: — Anlıyamadım. Dutunya: disi öldürecek miyiz ? Hasan da itiraz etti: — Onu öldüremeyiz. Serdarın gözleri dalgındı. — Öldüreceğiz! diye birşey söylemedik, — çağırın buraya, kıs kıvrak bağlıyalım. Yoksa, buradan çıktığımızı hanımına haber verir. Hem, geç kalıyo- ruz, çabuk olalım. Cafer kapıyı açtı: — Dutunyadis! diye haykır- dı. Başına gelecekten olmıyan — Dutunyadis odadan içeri girdi, Dört arkadaşın korkunç sü- kütları ve garip bir şekilde kendisini süzmeleri Dutunya- disi hayrete düşürdü. — Ne istiyorsunuz? diye kekeledi. haberi koştu, ( Arkası var) POSTA Dünkü bilmecemizin halle- dilmiş şekli şudur: 12345678 91011 ©CNW Yeni Bilmecemiz 1234567891011 Soldan Sağa, Yukardan | Aşağı: 1 — Mavnanın kalbur (4) 2 — Puslu (5), süslü (5) 3— Ekmek - yapılan - (2), hece (2) 4 — Şu (2), yakınlık (5), metre cinsinden bir ölçü (2) $ — İnsanda mak (4) &6 — İşçi (5) 7 — Ezilmiş (4), para (4) B — Nota (2), Et (5), azamız- dan biri (2) 9 — Erkek (2), kaba evet (7) 10 — Centilmen (5), teminat (5) ll — Sıçan (4), fırlatan (4) İrak'ta İngiliz Nüfuzu Azalıyor Mu? Bağdat, 8 (Hususi) — Irak ile İngiltere arasında* yapılan | itiâfinameye göre İrak üzerin- deki İngiliz mandası (1932) de hitam bulacaktır. Fakat manda kalktıktan son- bazı ecnebi devletlerin Irak'ta mali nüfuz kazanmaları, | ihtimali — şimdiden İngilizleri telâşa düşürmektedir. arkadaşı — (4), bir bulunur — (4) ar- ra Piyango Kuponlarımızın Sonuna Az Kaldı TALİİNİZİ MUTLAKA DENEYİNİZ! MÜSABAKAMIZIN ŞARTLARI 1 — Hergün gazetemizin ilk sahife- sinde gördüğünüz kuponu ütfen kesip saklayınız. 2—Bu kuponların adedi 30 tane 3 — Bu etuz. kuponu - topladığınız zaman İâtfen matbaamıza getiriniz veya önderiniz, mukabilinde numarah bir alacaksınız, bu biletin, ayni numa- birimci olar rayı taşıyan iki kasmı — vardır, kasmını senet olarak saklıyacak, Ikdnci katmını da kâtibiadil tar: mühür- lenmiş olan bir kutuya birzat atacaksı- mız. (— Numaralı biletleri ihtiva eden kutu / kâtibladil tarafından açılacak ve kâtibiadil tarafından kur'a çekilecektir. Kur'amıza dahil olmayı ihmal — etmeyiniz, — hiçbi zahmete girmeden mühimce bir para kazanabilirsiniz. Şimdiye atbaadan Kadar Toplamadısanız Tamamlayabilirsiniz. “1000,, LİRA NASIL VERİLECEK?., Bin lira, kazananlar arasında şa süretle taksim edilecektir: irinciye inciye çüncüye Dördüncüye Beşinciye Yetmiş karle Yetmiş karie Ba ikramiyelerin yekünu olan (IM Hira Istanbul'da Türkiye İş atırılmıştır. İkrami- yeler Cümg üriyet altını olarak verilecektir. Kupon Eksikleri Çocuk 1Civcivlerim ! Bak, Gıt, Gıt Gıdak... Kuluçka Horoz dedi: — *“Pek acıktım Tünemekten artık bıktım. Gel gezelim tarlalarda İnsan boyu çavdarlarda., Karıcığım ne başaklar Ne kanatlı böcekler var.. Karnımızı seninle gel Doyuralım güzel güzel!,, Kuluçkaya yatan tavauk. Cevap: verdi:" Ölma çocuk Bilirsin ki çok işim var, | Altımdaki yumurtalar Durmalıdır. hergün sıcak. Ben kalkarsam soğuyacak. Lok, lok, lok, lok, Kocacığım işim pek çok. Beyhude mi bu emekler, Civcivlerim beni bekler. Bilirsin ki duyguluyum Beni affet çok meşgulüm,, Merak oldu bu herkese Yirmi 'bir gün bir kümese Sığarak durdu, durdu, Altındaki sıcak, sıcak Yumurtalar çatlıyarak, Civcivlerin sesi geldi. “Git git gidak, git git gidak,, Civcivlerim ne boştur bak, İçim yandı kaç gün benim, Şimdi bunlar bütün benim.. Git git gidak, git git gıdak. Kimi siyah, kimi de ak. Ötüyorlar, koşuyorlar. Hepsinin de sevinci var. Bana cennet her dikenlik Tam vaktidir yapsam şenlik. Sizlersirliz bütün varım Kuluçka Tav Gelin minik yavrularım.. Geıınelıııı hep bvrhkte CİC[ Sütunu uk_Ve Horoz Ne Hoştur — Yahu aşağı insene! — Nasıl ineyim ? — Nasıl bindinse öyle in. — Başım yukarda çıktım, — Öyleyse başaşağı in. UŞu karşıki çimenlikte. Horoz görüp dedi: Ooo.. Ooo, Kokoriko, kokoriko Artık mes'ut yaşarız bi: Yavrularım hoş geldiniz. BICİ KUKU Bir gün Ayı Hala çocukla- rın eline bir bakraç verdi : — Haydi çiftlikten bana süt getirin, size güzel bir süt tatlısı yapayım | dedi. [ Çocuklar da bakracı aldı- lar, çiftliğe gittiler. Dönerken | tam yarı yola gelince Kuku | cebinden zıpzıpları çıkardı. |. .— Oh, burda ne güzel bilya Oynanız, Haydi oynıyalım dedi. Cici ile Bici de bakracı yere bıraktılar, oynamıya bış— İadılar. | Atmak sırası Cici'ye gelin- ce ayaklarının süt ıçınde ol- | duğunu gördü. Başını çevirince ne| görsün, bakraç devrilmiş sütler akıyor. | Onlar koşup bakracı kal- dırıncıya — kadar - içinde bir ! Süt Almıya Giderken dııılı bile kalmadı. Süt tatlısını da elbette yiye- mediler. SON POSTA 'evmi, Siyast, Havadis ve Halk gazetes İdare : İstanbul, Nuruosmaniye Şeref sokağı 35 -37 Telefon: İstanbul - 203 Posta kutusu: İstanbal - 741 Telgraf : İstanbul - SON POSTA ABONE FİATI TÜRKİYE ECNEBİ 1400 kr, Gelen evrak geri verilmez. İtanlardan mesuliyet alınmaz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: