5 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

5 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yz Kari Gözile Gördüklerimiz İstanbula Seyyah Celbi İçin Zaruri Olan Şey Istanbula — gelen ;:ı"ı..ı:h;! _:" evvel Kapalıçarşıya e ların uğrayıp geçtikleri yerlerin en başında Kalpahçılarbaşı gelir. Fakat bu eivarın ve bilhassa Mahmutpaşa taraflarının kaldrım- ları okadar berbat birhale gel- miştir ki buraları h geç- tiğini görünce insanın yüzü kıza- riyor. — Esasen — bu - kaldırımlar Çarşı ile beraber yapılmıştır. Ta- bil © zamandanberi de esaslı bir tamir yüzü görmemiştir. Yazıyorsunuz ki belediye 2s0- kakların ve caddelerin tamirine karar vermiş. Fakat gönül ister ki en evvel cenebilerin aksık gelip geçtikleri yerler tamir edil- sin. — Şehre seyyah — celbinin zaruri kıldığı bu husus hakkında alökadarların nazarı dikkatini celbetmenizi çok İsterim. M. Şükrü Cevaplarımız Otomatik makineler hakkında mektup gönderen zata: — Bu meseleden gazetemizde birkaç defa bahsetmiştik. Şimdi ise meselenin mahkemeye intikal ettiğini bildiriyorsunuz. Şu halde iş mabkemeye gitlikten sonra tekrar bahsetmeyi doğru bulmadık. Ancak muhakemenin alacağı neti- ceden behsedeceğiz, efendim. » Nami Sabri Beye: Ekmek — meselesindeki —ince hesabınız. çok şayanı dikkattir. Geçenki yazımız üzerine belediye bu işle alâkakar olmuş ve nat tan fazlaya ekmek satılmaması için icap ecenlere emir de verilmiştir. Bu sebeple mektubu- nuzun dercini bir. müddet için tehir etmeyi lüzumlu bulduk. * Peyman Hanıma: Kanunu Medeni ve Borçlar kanunu — mucibince o para sizin hakkınızdır. Yalnız Hukuk mah- kemesine dava etmeniz ve hâ- kimden karar almanız lâzımdır. Sonra o6 evde dokuz sene bulun- duğunuzn ve hizmet gördüğünüzü da ispat etmelisiniz. Davet Hukuk Talebe Cemiyetin- den: Yarinki 6-10-31 salı günü — İstanbulun kurtuluş bayramı olduğundan bilümum arkadaşların meraslme İştirak etmek üzere sabahleyin do- kuzda Fakülteyi teşrifleri ri- €a olunur. < TAKVİM — Gün $1 - 5 Tş.evel - 93İ Hmir 158 Arabi Rurat 2 Cemaziyelev.ss0 | 22 - Eylül - 1807 gokit-ezanlevasatt | vakıt-ezani- vasati 4 AT Güneş'12.12 | amil2.—. 17447 Öğle| 65 (1203 | Yatm | 120 1919 kimdi| 9. fisıs | İmsak 8'__ ada AAA - Bite KRE YŞ NTT B Olup n RHddiseler İçin Fransadan İmdat İstiyorlar Son gelen telgraflarda oku- duğumuza göre isterling buh- ranı şibdetle devam ediyor. Bilhssa şu telgraf şayanı dik- kattir: Londra, 8 (A. A.) — Önümüzdeki intihabatta aza- lıkların tevzü ve bilhassa her Üç fırkanın namzet - göster- mekte olduğu intihap daire- lerinden namzetlerden bazı- larının diğerleri lehine feragat - etmesi meselesi, bu hafta tatilinde cereyan edecek mü- zakere ve münakaşaların mev- zuunu teşkil edecektir. Cite mehafili, umumiyetle intihabatın icra edileceğine muhakkak nazarile bakmakla beraber bu hususta memle- ketin henüz resmen haberdar edilmediğini ve bu suretle zamanın geçmekte olduğusnu görerek asabiyet izhar etmek- tedir. Esham borsasındakl — fiat- lar, bu hissiyata tercüman olmaktadır. İngiliz lirası, mah- Sus surette tenezzül etmekte olup — bir İngiliz lirası 100 Fransız frangından 98 franga 3,83 dolara inmiştir. Devlet eshamı, müşteri bulamamak- tadır. Fransa Ve İngiltere İngiltere —Hariciye — nazirı Lord Rading evvelki gün elelâcele Londradan Parise geçmiştir. Bu acele seyaha- tin sebebi Fransız Başvekili M. Lavalın yakında Amerika- ya gideceği haberleridir. İngi- liz hariciye nazırı M. Lâvalla bu seyahatinden evvel görüş- mek maksadını takip etmek- tedir. Lord Rading ayni za- manda Fransa Maliye ve Hariciye nazırı bir. mülâkat yapmak arzusunu ifşa etmiş- tir. İsterling buhranının ferda- sında yapılan — bu seyahat bayli manidar telâkki edil- mektedir. Londra — Siyast mehafil- de Hariciye nazırının Paris fazla ehemmiyet Şimdi — bütün seyahatine verilmektedir. | siyast mükâlemeler bu seyahat 1058 &21 | etrafında cereyan etmektedir. İngilterededeki iktısadi buhran sönmek bilmiyen bir vaziyet almmış gibidir. Şimdi birçok şehirlerde muhtelif nümayişler - yapılmaktadır. Resimde bir fırka liderinin halka nutuk #öylediğini görüyorsunuz. Çinde Vaziyet Düzelemedi Son Çin - Japon #ilâhlı ihti- Iâfı yatışır gibi oldu. Faket bu ihtilâfın doğurduğu karışık vazi- yet el'an devam etmektedir. Bil- hassa Mançuri mıntakasında — şe- kavet bâdizeleri her gün tekerrür etmektedir. Bu hususta gelen en yeni haber şuduri Tokio,3 (A.A.) — Mançuri- nin ne olacağı bilinemiyor. Çünkü her mıntakada jeu:ııli' lar meydana çıkmakta ve ayrı ayrı İdare etmek hakkını is- temektedirler. Şehirlerde - ya> vaş yavaş İntizam iade edil- mektedir. — Fakat — cenubi Mançuri — şimendifer — hattınin. dıpada, gekzvit endlşer yearer cek bir surette büyümektedir. - Mukden, Pekin — demiryolu üzerinde — şakilerin — şimdiye kadar - bildirilen Üç taarruz- larından - başka, Kai- Yan- Chan şarkında Cora'lı 20 Ja- ponyalının - katil ve 24 evin yakılmış olduğu anlaşılmıştır. Bu şehir — Mukden Çhang- Chung arasında bu- lunmaktadır. Kai-Yan-Chang 3000 Çinli asker kaçağı tara- fından taarruza uğramıştır. Mükden — civarında — 5600 şakiden mürekkep bir çete şehirleri yağma etmekte ol- duğu gibi Nev Chang şehri de 800 kaçak Aasker tarafın” dan muhasara edilmiş bulun- Alman Fransız Mukareneti Fransız narırlarının son Ber- lin seyahatleri yakın bir. Alman » Fransız mukarenetinin ilk adı- mı olarak telâkki edilmektedir. Bu münasebetle son tlgrafların getirdiği bir. haberi nakletmek kâfidir. Haber şudur: Evvelki gün Atlas denizinde Nevyorka doğru yol alan bir Alman transatlantik vapurun lan, henüz İlk Amerika seferini va- pan yeni İnşa edilmiş Atlantik ismindeki Fransız vapuruna şöy- le bir telsiz telgraf çekilmiştir * Atlantik vapurunun; ku- »mandan, yolcu ve mürettebatı, ilk küşat ve seyahatinizin muvaffakıyetle — nihayet bul- masını temenni ederiz. Cihanın selâmeti, bugün herşeyden ziyade Fransız - Alman - itilâ- fındadır. Gemimizde medeni cihanın her bir milletine men- sup yolcular var. Bunların mensup — bulundukları millet- lerin hepsi fikrt ve ticari inkişaf için lâzımı gayrimüfarik olan cihanşümul bir emniyetin vücut bulmasını temenni edi- yorlar. Biz de ilk tesadüfü- müzün uğurlu olmasını te- menni ediyoruz.., maktadır. Bu şehirde yangın tevessü etmemektedir. Japon kuvvetleri inzibatı lade için uğraşmaktadır. Fakat, yakın bir zamanda vaziyetin salâh bulması imkânının Tokiodan bedbinlikle - bekleniyor. Kadın Ve Kalp İşleri İngilizler Buhrandan Kurtulmak ee Evlenmeden Evvel Ve Evlendikten Sonra.... Evlendikten Sonra En Ziyade Ehemmiyetli Olan Mesele Nedir? * Evlenmeden evvel ehemmi- yet verdiğimiz şeyler, evlen- dikten sonra ehemmiyetlerini kaybederler. Evlenmeden evvel kızın se- vimli ve cazip olmasına baka- rız. Güzel bir yüz, güzel bir hareket, güzel bir söz bizi çekip sürükliyebilir. Zarif, in- ce bir kız bizi daima çabuk .| cezbeder. Fakat evlendikten — sonra güzel bir yüz bizi çekmiye kâfi gelmez. Karımız bir tab- lo kadar güzel olsa, muhab- betimizi üzerinde durdurmak için kâfi bir kuvvet olamaz. Evlendikten sonra en ziya- de ehemmiyeti haiz olan me- sele, iki tarafın biribirine karşı takındığı vaziyettir. Hayatın binbir cilvesidir. Bu gün zengin olan yarın fakir olabilir. Bugün güzel bir kız, yarın çirkinleşabilir. Bir has- talık evin huzurunu gidere- biliz. Bütün bu hâdiseler karşısında iki taraf ta metanetini kaybet- memek hayat hakkındaki telâk- kilerini değiştirmemek gerektir. Evlendikten sonra en ziya- de aranılan şey, iki tarafın da biribirine hayatı tatlı yap- mağa çalışmasıdır. İki taraf da kendi kendine şu hükmü verebilmelidir: “Onunla yaşa- mak nekadar güzel! ,, Bu görüş değişinciye kadar ailede saadet ir. Fakat erkek karısını, evin faydalı bir mobilyası gibi görmiye başlarsa, kadın da erkeğe, ona yemeğini ve giyeceğini getiren bir varidat membar nazarile bakarsa, o vakit ev- de saadet kalmaz. Dırıltı baş- lar. İki taraf ta ovakit biribi- rine muhabbet, ve müsamaha göstermek - ihtiyacını duymaz. Bir erkek dışarda istediği ka- dar iyi ve muvaffak — olsun. Evinde sade hata bulmak için #öz söylerse, gülmez ve gül- dürmezse, o erkekle yaşamak bir azap olur. Bunun gibi bir kadın da, kocasının saadet ve felâketine Iştirak etmer, evi erkeğe bir cehennem yaparsa, o kadın yaşamakta imkânsız olur. Yeni evlilere ve evlenecek- lere nasihatim olsun: Mükem mel kadın, evi yaşanacak bir cennet hâline koyan kadındır. Evine neş'e ve saadet geti kadın, vazifesini azami der cede yapmış demektir. İyi koca da evine yalmız para getiren adam değil, ayni zamanda neş'e ve saadet ge- tiren adamdır. ğ * d Cağaloğlunda Yildan Hanımaz Sevdiğiniz adam size hissinl izhar etmediği ve siz de ona mukabele etmek istediğiniz halde, sükütu muhafaza eder- seniz, lâkayt kalmak istediği- nize hükmedebilirler, Bu tak- dirde sevgilinizi elinizden kar — çırmak tehlihesi vardır. 4 Şimdilik göz tanışmasından ibaret olan bu münaseb devamını ve meşra - bir yola- girmesini istiyorsanız, erkeğe herhangi bir şekilde hissinizi bildirmeniz lâzımdır. Yoksa — uzaktan uzağa göz aşaalığı — hakkınızda dedikoduyu davet — eden bir şekil alabilir. * Yeşilköyde Numan Roye: Çoçukluğunuzdan - tanıdığı« mız ve şimdi sizi gizliden giz- liye sevdiğini anladığınız kız, hoşunuza gidiyorsa evlenme- nize hattâ sevişmenize bir mâni yoktur. — Çocuklı biribirinizi tanımanız ve biri- — birinize karşı lâkayt kalama- yışınız mes'ut olacağınızın en küvvetli - delilidir. Tereddüt etmeyiniz ve onun aşkını mu- kabelesiz bırakmayınız. 4 * Beylerbeyinde Nevin Hanımas: — Nişanlınızı kıskanmak, sev- danızın - şiddetine alâmettir. Fakat — kıskançlığınızı — izhar — etmek, iki aoktadan hatalıdır. — , Evveli nişanlınıza itimadınız olmadığını göstermiş — oluyor- sunuz. Sonra da aşkınıza mu- kabele edemediğini anlatmış — oluyorsunuz. Du iki nokta da #sizin için doğru değildir. Hanımteyze ——— TEFRİKA NUMARASI 2 YARIŞ Toraman Hasan, sağına solu- i dikkatle ıı.k:.ıııııı.ı sonra rı Veliye sokuldu : — Delikanlı! « dedi - kafanı beyhude yorma, Ortada ne Mmaca var, ne bilmece, bu II""" yeni Efendimiz Sultan Mustafa tahta çıktıktan sonra dökülmiye ladı. Üzümünü ye, bağını s0r- Ma, derler. Biz de şevketli hün- n mübarek elinden dökül ı'l Yl!ıuıı!ıııı aslını araştırmıya- , dinmemesine dua edelim. Sarı Veli irkildi: diaçç Filorileri suya atan efen- 'miz mi? — Evet, oatıyor. Her yiğidin Yoğürt yeyişi ayrı olur. Yenl bafdimiz de hazinesini bu yolda altmak istiyor. Keyfinin kâhyası iza. Mülk onun, devlet onun, YAZAN: * * /ara onun. Dilerse yakar, dilerse , dilerse savurur. :.n:'vılı:ı:ı“yokıı bile yanlışın Ehııdııııııîiııı Ki iş Bu paralar; ta İran- K :::;ın, ıı'ırdıı dlr:iıd- n getiri- dirbem PS Hükârın / onları . Şevkel llyor ..Ş::ı-;.ı. hbli' ıı::ı?n j "’t lasan, li NERü dah delikan: dolu gözlerini Has o1 hının gözlerine dikti: ÜT da — Bol lılıı - bir yana y bana yoldaş Veli de; ayni s':'.şn “ye nafiz bir ü: Hasani .A.ı' aa demek iyati Yakışla Anlamadım kaşlarını — çattı, iyorsun? prağaslı bir nebze düşündü ç bir hamle ile delikanlının ellerin! yakaladı: — Dünyanın bir öküz boynu: zunda durduğunu söyliyenler tederler. nn.'y.ııı temeli paradır! — Farzet ki öyledir. Bize ne? — Bize ne mi gil miyiz? Sü E-em adamız. : — Bizim de ilitiyar olacağı: mız, elden ıyıkl.ı?ı düşeceğimle İ linez mi TÜ NEn cümlemizi erzeli ömür- den muhafaza etsin, - kötürüm düşürmesin, yatalak bırakmasın. — Amin amma gücümüz, kuvvetimiz yerinde iken düşün: meliyiz. Belki bir suç İşleriz, *â- .,aî'.. koğuluruz, — dirliksiz kalırız. Yahut bir manaıpla dışarı ideriz. Kendi halimiz: &ııl'- bir çifte yeriz, sendeleriz, can hy’uııını düşeriz. İşte © günleri düşünüp bıp'lııluı;ıu— Ak GNL aa Saldağıın unutmamalıyız. ve sonrâ sert | — Darılma amma ne demek istediğini bir türlü anlıyamıyo- rum, 1 zurna az gelir. Bi =ıl :dl ııııııımhııııA b':: danga- ! ayorsun. im ağıı süt kokan çocuğum! Aklını havu- za mı attın, kafanını İçi para kesen Jlbl bomboş mu — kaldı, ne oldu — Aklım yerinde amma senin dilin çapraşık. Ne dediğin anlaşıl- miyor. — Gökten altın yağıyor, mat- ralarımızı - dolduralım, diyorum. Bunda anlaşılmıyacak ne var? — Belki — Efendimiz, — belki başka bir devletli, gönül eğlen- dirmek istemiş, şuraya buraya beş on florl serpiştirmiş. Buna yağmur denir mi? Haydi densin diyelim. Dünyada dinmiyan Mine adai Hütşei DARlae ' dAL. durmiya, hazineler düzmiye ça- Iıqıçıııııı. oraman Hasan, sesini hafif- Tetti, fısıldar gibi mırıldandı 1 — Efendimlz tahtında kaldıkça bu yağmur dinmez! Şimdi Sarı Velinin de sesi, adeta kendiliğinden kazılmıştı ve © da mırıldanıyordu: — Allah bizim ömrümüzden alsın, onun ömrüne katsın. Efen- dimiz için ne gam?, Kendileri daha dün tabta çıktılar, eli yıllarca hüküm ıârıfeklıı. a Toraman Hasan, yüzünü ek- şitti, dudaklarını büktür — Hâlâ, dedi, bildiğini Sttü- rüyorsun, tekerleme düzüyorsun. Beri tarafta atı alan Üsküdarı geçiyor, Efendimizin başına çorap örülüyor, haberin yok! Sarı Veli, hakikaten sarardı Toramanın yakasına sarıldı: — Çorap mı örülüyor, çorap mı Öörülüyor, demek — sarayda #itne var? Hasan. kuvvetli bir silkinişle kurtardı. — Çorabı ören ben değilim ki yakama yapışıyorsun. Babayiğit- sen (1) git, fitne düzenlere el atf Sarı Veli, Kaprağasının çiğ- — nemekte olduğu meş'um saki ortaya çıkartmak istiyordu. Hün- kâr aleyhine fesat tertip olunu mak, sarayda fitne kaynadılmak bu coşkun kanlı, kısa düşüncell toy erkek İçin Allaha ilânı b edilmek kadar ağır bir cürümdü O, Tandırbaşı hikâyelerile terbi ye görmüş bir gençti. Tanrıya ek atmak İçin binlerce sene eve — vel Babil kulesini inşa ettiren Nemruda — gece gündüz İânet okurdu ve mümasil efsanclere #af bir yürekle çarçabuk inanırdıl (Akrası var) () Saray istilahında, — acemilikten kurtulup sıraya giron hademelere “bas bayeğit, tlak olunurdu, Bir aceminle — babayeğit çıkması morasime tâbidi ve babayeğit çıkanlar şerefina ziy: tertip olunurdu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: