24 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

24 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Kitap Meselesinde Haklıyız Mekteplerin açılma günü yak- tiğı zaman ilkmektebe gide- tek çocuk - velilerini iki manla 'den karşıları Civarında bulunan maktebe Yitler kapanmadan çocuğunu kaydettirmek. Biri de bundan on B"ylrııı'ı gün sonra başlar ki © da kitap meselesidir. Mektep plarının Üzerine matbu bir fiat yazılmıştır ve çok yüksekçe- *Pazarlık ta muffakıyete bağlı tlarak ©o fiattan on beş yirmi Tüş aşağı almak kabildir. Eğer Pazarlık bilmez, biraz da saf gö- ürseniz alacağınız sekiz on lapta yüz elli kuruş fazla ir de her mektepte müdür ve Tuallimler satmaktadırlar. Daha Mcuza alabileceğini söyliyen ta- ye dışardan alınacak ayni bildirmektedirler. Maarıf Vekâle- tinin ehemmiyetle nazarı dikka- celbederim. Size bir mesleden daha Llhıedııcığlıı: n Küçük camilerden barilarının Yeşmelerinin — kuruduğu, — susuz ldığı görülürdü. , Şimdi belli başlı büyük cami- 'erin de şadırvan ve çeşmelerindea *u bulunmamaktadır. Bunlardan bir tanesi, seyyah Uğrağı ve milletimizin rağbet Zösterdiği Ayasofya — camisidir. fanın çeşmelerinde günün lâ- tlettayin aantlerinde su akıtıl- makta, namaz saatlerinde — iae musluklardan bir veya İkl ta- mesinde, o da iplik kadar ince bir su akmaktadır ki müşkülâtı Mucip olmakta, ibadete gelenleri hayrete düşürmekle beraber dü- şündürmektedir. Evkaf idaresinin mnararı — dikkatini Adıt Terkos İftira Ediyor Efendim; Memleket içinde halkı ken- disine baziçe eden Terkos âfe- tinin ortadan kalkması huzusun- daki gayretiniz şayanı şükrandır. Geceleri evimdeki terkosun ke- tildiğini müteaddit defalar mek- tupla kumpanyaya bildirdiğim halde aldığım cevaplarda: ( Tah- kikat neticesinde suyunur! tazaman aktığı anlaşıldı ) mde — yalan halde beni — yalancılıkla İtham *ti Benim ve kimbilir daha ne- kadar vatandaşımın bu süretle hayaiyetlerile oyaadı. Şu mek- yazdığım dakikada hanemde Suyun akmadığını — söylemekle Panyanın kendi — yalancılığımı kendisine iada ediyorum. Beşiktaş Ihlamur eaddesi No, 82 Sadettin ——— ” TEFRİKA NUMARASI 21 celbederim. Hacı Sinan, bu zinde adım- larla koştu, koştu, — kasabanın ik mescidi önüne geldi, ale- lâcele aptest aldı ve içeri girdi. Birkaç müslüman, saf saf dizil- Mişlerdi, öğle namazı kılıyorlardı. lilyoner de cemaat arasına ka- Tiıştı, samimi bir şevk içinde hamazı bitirdi ve tesbihe başla- Bılacağı sırada yerinden - fırladı, Membere çıktı, başından kavu- Bunu attı, Üstünden — kaftanını fayırdı, başı ve köğsü açık bir Vaziyette bağırdı: Müzslümanlar ocağınıza düş- tüm! Nn — Ve sonra mebzul göz yaşları Yermişi olursunuz. Bu kitapları | kitabın kabul edilmiyeceğini açıkça Japonya Haksız Çıkarılıyor Tokyo, 22 — Harbiye ne- rareti Mançurideki Japon as- kerlerinin adedini ziyadeleş- | tirmekten — ziyade müdafaa | yasıtalarını fazlalaştırmıya ka- | yar vermiş, yeniden otomatik tüfeklerle mitralyozlar sevket- miştir. ğ | — Cemiyeti Akvam, içtimama | nihayet verirken Çin - Japon ihtilâfı hakkında ittifakla ver- diği bir kararı Cenevrede tmiştir. "g: k?nı' neşredilirken Çin ve Japon murahhasları bunu | kabule davet edilmişlerdir. Kararda Japonyanın Mançu- rideki askerlerini demiryol mıntakasına doğru geri çek- miye davet edilmekte ve meclisin gelecek içtimama kadar bu ameliyenin bitirilmiş olmasını tavsiye etmektedir. Çin hükümetinden de Man- çurideki — Japon — tebaasının can ve malını koruması iste- nilmektedir. Meclis, 16 teş- rinisanide tekrar toplanacaktır. Maamafih icap ederse reis bir içtima daveti yapabilecektir. Meclis, Tokyo ve Nankin hükümetlerinin bu karar hak- kındaki cevaplarını yarın ala- cağı Ümidindedir. Londra - İngiliz — mahafili, intihap işlerine rağmen Çin - Japon ihtilâfinı dikkatle takip stmektedir. İngiliz mehafili, bu ihtilâfın kökünden halli | için Mançurideki şimendiferlere | yatırlan — Japon sermayesinin tediyesi suretile bu işin hal- | lini de derpiş ediyor ve bu Iıerıııyııin bulunacağı ka- naatini besliyor. Çinliler, ayrıca bir tarafın menfaatlerini koruyan mua- hedelerin kaldırılmasında, Ja- ponlar ise Cemiyeti Akvamın I muahedelerin | tanıdığı — bu TAKVİM Gün S1 -24Tş.evel- 93 Hazır 177 Arabi Rurat 11Comazsiyelah.330 | 11- Teşrinevel-1547 gekitsezanle aet | vakat-ezanl- vasatt Güneşli 03 671 | Akşamlı2.—| 17418 Öğle| GA |11.59 | Yatar | 13i 1880 kimdi | 958 (14.56 | lmsak hoza| 401 YARIŞ YAZAN: ür eşkiya elinden kurtarılan oğlunu nasıl konağa kapattığını, Dirdar Bömerle Nesuh Ağavı nasıl hap- settiğini acıttırıcı bir Tisan ile ikâye etti: '"kf-y Bugün - dedi - bana İse yarın sizedir. Malınıza zaten «a- hip değildiniz, canınızdan emnl- yetiniz yoktu. Şimdi evlâdınız da tehlikede. — İşte vali Yeniçeri acağına nefer devşirir gibi Mu- hammet ümmetinin çocuklarını topluyor, kendine köle yıpıy'a.r. Şerlat kalmadı mı, din gayı kılııcı:'dnı.:ıı:"? çoğu, zengin Hacıyı tanıyorlardı. Onun sakalını yola- . uzsünü — vummrukliyı W asında müsirdirler. | Fransız Başvekili Amerikada Nevyork, 22 — Buraya ge- len Fransız Başvekili M. Laval Vaşingtona hareket etmişlir. Nevyorkta Fransızca olarak bir nutuk söylemiş, son bul- ranın diğer memleketler gibi Amerikada da terakki hare- ketini sekteye uğratmış oldu- ğunu — söylemiştir. Şüphe ve itimatsızlık yüzünden vaziyeti bozulan dünya demokrasisi için Fransa ve Amerikanın yacaklarını da kaydetmiştir. Son ecümlesi şu olmuştur: Bu sözleri, — medeniyeti — tehdit eden tehlikeleri uzaklaştırmak hususundaki emeklerinize iş- millet namına söylüyorum. Nevyork, 23 (A.A.) — M. Laval fevkalâde samimi bir aürette karşılanmıştır. Fransız Başvekilini, İle de Frınce_vı- purudan alarak rıhtıma getiren Makom vapuru limanda bu- lunan bütün gemilerin düdük sesleri, tayyarelerin motör gürültüleri — ve — gemiler 3 i atılan selâm toplarının sesle' | arasında saat 9,15 te rıhtıma | yanaşmıştır. Ni M. Laval hariciye nazırı Stimson, vis amiral Ştelger merkez kumandanı, İiman reisi ve Fransız konsolosu selâmlanmıştır. Bundan sonra otomobillerle belediye daire- sine gitmiştir. (7 Vaşlağton; 48 ÇAA KA | Laval saat 15,13 te Vaşing- tona gelmiştir. söyle- hüngür hüngür ağlıyarak diği sözlerden heyecana m:l'; lerdi ve kendi çocuklari İ'“ M rinden alınmış gibl azap CW mba Müftüsü, vaziyetin I hametini gördü, başkalarının F başılığı almalarına ıqdııd' g mamak için ortaya atıl fetvayı bastırdı : — Hür müslümanların lıdıhlı: caiz değildir. Eyalet ı:uıl. l'u-" mubah ki 1 için Ş Bir saat sonra Benalukalılar vali konağının önünde İdi. y puslarin ıtlakını, Hacı Sinan za- denin de bırakılmasını İstiyor lardı. Hattat Hasan, bu umulmaz kıyama karşı |g_tidı tecellüt gös- termek istedi. Fakat kale mu' z fızlarının da halka — müzahere ettiklerini, topların ağızını k:n- ga çevirdiklerini görünce yelken leri zuya indirdi. Dizdar Ömerle Nasuh ağayı huzuruna getirter özür diledi, Hacı Sinana kızıp kendilerini de incittiğini söyliye- rek aflerini istedi: ıkarıyor - Rusya, Silâhlar Mançuride, ihtilâfa — sebep birlikte çalışıp bir çare arı- 4 tirake azmetmiş olan bir | RE Te sbNOŞTA_ Dünyada Olup Biten - Hâüdiseler olan — demiryolunu Japon askerleri muhafaza ediyorlar _'.—S'îlîîhîar Meselesi Ve Rusya Moskova 22 — Cemiyeti Akvam kâtipliği, teslihat mü- tarekesine Rusyanın — iştirak edip etmiyeceğine deir M. Litvinofa bir mektup gön- dermiştir. M. Litvinof, buna cevap — vererek — kuvvetlerin, malzemeler ve asker miktarı da dahil olmak üzere asgari | hadde indirilmesi veya büs- bütün kaldırılması hakkında ve taahhüt mahiyetinde dev- letlerin beyanatta bulunmaları teslihatın — tahdidine taraftar — olduğunu cevaben bildirmiştir. © Tngilterede İntahabat Londra 22 — M. Mak De- nald, intihabat propagandası yapmak üzere Castle gitmiş- tir. Oradan Bromvik ve Birmingama gidecektir. M. Grandi Almanyaya Gidiyor Roma, 22 — Hariye Nazırı Grandi yakında Berline gide- cektir. Bu — ziyaret umum! mahiyette —görşinelere vesile verecektir. Bir — Gürültü Büenos-Ayres, 23 (A. A.)— panyaya nakledilmelerini istiyen İspanyol muhacirlerin- den mürekkep bir — kafile bugün İspanyol konsolosha- nesine zorla girmek istemiş- lerdir. Bu yüzden çıkan ar- bede esnasında konsolasha- nenin kapıcısı yaralanmıştır. 30 kişi tevkif olunmuştur. | Kadın Bir erkeği bir kadın aldat- mış. Bunlar karı koca mı imiş- ler... Hayır... Kadın dulmuş. Erkek evli. Tanışmışlar, ko- | muşmuşlar, gezmişler, — seviş- mişler.. Erkek kadına izdivaç teklif etmiş... Kadın reddet- miş. Mektubu yazan A Z. rü- muzlu genç bana mektupta diyor ki: “Ben kendisini okadar sev- yazdığı mıya, çocuklarımı fedaya razı oldum. O dul bir. kadındı. Benim bu fedakârlığımı kabul | edecek sandım. Mademki be- ni reddedecekti, neden yüzü- me güldü. Neden kalbimi bu ateşe koydu. Ben şimdi evim- den soğudum. Hayattan so- ğudum aklım fikrim onda,,,... Bu satırları okuyunca, ka- dına kızar, erkeğe hak verir- siniz değil mi?.. Amma oras- | pu rühlu kadın dersiniz! Fa- kat iş öyle mi acaba?.. Bazan Insanlar farkında — olmadan çam devirirler. Bu genç mek- tubunun diğer bir satırında diyor ki “Ben bu kadının aş- kına inanmakta haklı idim. | Çünkü ben parasız bir adam- | iğine kanidim. O zengindi. Ben güzel değildim. O güzel- di. Bana gösterdiği — iltifat aşktan başka birşey olamazdı. Ona işimi terketmeği, onunla ; beraber onun emri altında bir köle gibi yaşamayı tek- lif ettim.., Mektubu kadar okuduktan sonra kadına biraz değil mi?.. buraya yaşamak için, evini, işini terk eden bir tufeyli, her halde, dim ki, on senelik evimi boz- | dım. Beni para için sevmedi- | Cemiyeti Akvam Japonyayı Haksız Aldan an Meselesi A İspz;nyada_Y;ei Hâdiseler... — Sayfa $ — Ve Kalp İşleri _' Kim, Aldatan Kim? İ kadın kim olursa olsun, ıılnıı; ğ Iıîilı değildir.. Kadın bu sebeple — reddetmişse, değil midir? 'A'ı'ı":ıdu_ıuı.ı'» yandım. Beni yaktı, aldattı" diye, ciyak ciyak bağıran erkeğe: Senin neslin milyon — defa aldanır... Ve yine başı yukarda alnı temizdir. Hem — senin gibi karısinı, uklar rını Yeda ederek... B":cceınl-' yet şerefinden, pekaz şey kaybettirir. Halbuki — ötekisi her halde senin — şekline nisbetle mibk yonda beş yüz aldatır. Dul — bir kadın olduğu halde, seni — reddettiği için sen orospu ruhlu kadın dersin.. Arkadaşın — kahpe der.. Ötekisi elini sıke — maktan kaçar. Namus şerefi beş paralık olur.. İşte si namus ve şerefi, böyle taksim — edersiniz.. Kadinın parasına, — güzelliğine, şerefine göz yarsın, eline geçti mi Ş olur, geçemedi mi pis olur, — Aldanmışsın - oğlum.. vah acıdım — sana.. A, kadın aldanmamış mı? O da kimbilir ne emellerle a gülmüştü. Fakat sen kavuklu bir. dalkavuk, ahlâksız bir soytarı gibi ruhunun bütün çıplaklığile karşısında görü- nünce, senden yüz çevirmi O aldanmamış mı?.. Al tan kim, aldanan kim... ce bu işte aldatandan ziyi aldananlar var.. Zaten haj böyledir... Daimi bir aldanma.. Aldattım, diyenler de alda nırlar... Mütekabil bir seyişmiyen, herkesi aldatmı mahkümdur. Hele aşkın iç risine, hesap ve menfaat rerse,.. d Hanımteyze İspanyada bir türlü düze- | 67 muhalif reye karşı 143 lemiyen ve bilâkis her gün biraz daha karışan bir vaziyet var. Son gelen telgraflar bize şu haberleri getirdi : Gijon, 23 (A. A.) — Liman amelesi grev yapmıya karar vermiştir. Pampelene, 23 (A. A.) — peranza gazetesi tatil ! edilmiştir. Madrit, 23 (A.A) — Kortes meclisi kanunu esasinin İlisan meselesi hakkındaki maddesini uzun bir müzakereden sonra | | hak - verirsiniz, Zengin bir kadmın parasile İ reyle kabul etmiştir. Bu maddenin tadili ha da verilen birçok - takrirler reddedilmıştır. Maddenin mi lisçe kabul edilen şekline göre idari muhtariyeti z mıntakalar kendi lisanlarında tedrisatta bulunabileceklerdir Ancak bu mıntakalarda b lunan ilk ve tâli tahsil mek- teplerinde kat'i lisanının oku: tulması ve öğretilmesi lıec' olacaktır. — Ben - dedi- — istidatlı ço- guktur, sütü temiz bir gençtir, çsandım, bezirgân oğlunu terbiye edip yetiştirmek istedim. Bunak babası, bu iyiliğin kiymeti 1i (l medi, halkı başıma üçürdü. Boş yere kan gökülmesine — nızam yoktur. Talisiz piçi alın, sersem babasına verin, halkı da dağıtın! * Lâkin Benalukalılar, bu netice İle iktifa etmediler. Hattat Hasan Paşanın, musalataşı Önünde ve halkın muvacehesinde İman ve nikâh tazelemesini istediler. Nef- sinde herşeyi yapmak ve herşeyi yıkmak kudreti tevehhüm eden sa- ray yetiştirmesi vezir, halkın bu dileğine de boyun eğdi. Ahali — tarafından — hayatına Hişmiyeeğine — Dizdar Ömerle Nasuh ağanın kefil olması şartile konaktan çıktı, binbir yuha ara- sında gösterilen yere gitti, aptes aldı, yüksek sesle tövbe ve istiğfar etti, imanını yenlledi, süklüm püklüm konağına çekildi. Musalla taşı önünde, alelâde bir mahküm gibi günahlarından tövbe ve istiğfar eden adam, sanki padişahı — padişah — yap- tığını — söyliyen — kudretli — vezir değildi. Hattâ Topkapı — sara- yında gördüğümüz' hattat Ha- san da değildi, bambaşka birisi idi. Sarı yüzlü, titrek dizli, kor- kak ve âciz bir biçarel,. İşte tablatin küçük yaratıp ta tesadüfün büyük gösterdiği adamlar, hep böyledir. Onlar, hakkın veya halkın feve- ranı karşısında derhal değişirler; kendilerine pek yakıştırdıkları o yersiz. ve mahalsiz büyüklüğü bırakırlar, küçülürler, küçülürler, küçülürler! Yarış! İmparatorluk — tarihinde hiç yoktanh yüz bulup memleketin mutlak âmliri meviine yükselen- gilerindeki '?evlele hizmet etmek emeyyüz ve tahyyüz etmiş d gildir. Sadece Padişahtarın ho- şuna giderek Devletin mukaddes ratına vazıyet) eylemek kudretini kıı.ınmı.lııdığ. ytemek T tesadüf olunnan bu fermanfern lar arasında; yürüttükleri nüfi servet — itibarile yes tertip olunsa birinciliğin Silâhi ler çoktur. Bunların hiçbiri, yükseklikle, — yı Bi suretile Her devirde bir iki — tanesine sürdükleri sefa ve kazandıl v bir. mukayesi Mustafa paşaya teveceüh ğine kanaatimiz vardır. Dördünel Muradım Nedimi kadehdaşı an yanından ayrılmıyan ari ve hulâsa herşeyi olar ıu'd.ı:ı bu adam, yıllarca imparatorluğun münferit ve müteferrit müdüri oldu. Bir işaretle sadrazamlar öldürttü, bir kelime İle m: Hi ketler alıp — verdi, halkı parı Bi Kai eee S S milyonları ÇArkası — var) Vah 4 ğ | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: