11 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

11 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AŞT E SAA TAT T A SAŞYANIN AAA M YO Ti K SÜT Yam AY K ĞN ÇA A L Y AO SON POSTA O,Neticeden Emindi Bir Defa Halkın Kalbine Korku Girince İşin Sonu Gelmesinden Emindi Allan derhal duvardaki bu kurşun deliğinin yanına koştu ve tabanca- sını cebine yerleştirdi. Silâh ses- lerine koşanlar içeriye saldırdıkları yakit onu duvardaki kurşun deli- ğinin yanında, korkudan dili tw- tulmuş bir vaziyette — buldular. Yerde tehdit mektubunu buldular, Fakat kimse de filhakika görün- mez haydudun tehdidini ika edip Uç şerikini öldürdüğüne ve fakat dördüncü şeriki öldürmeğe ve paraları almıya vakit bulmadan kaçtığına hiç şüphe etmediler. Üç Ginayet Böylece, herkesin bilâşek ve şüphe görünmez adama hamlettiği üç cinayet işlendi. Görünmez bir haydudun ortada dolaşmakta ol- duğu fikri, zihinlerde o kadar yer tutmuş, o kadar yayılmıştı ki, Har- cens, Teylor ve Allandan hiç şüphe »dilmedi. Çünkü bunlar alelâde ahva- le kendilerine isnat edilecek böyle bir cinayetl işliyecekf adam değillerdi. Fakat her kesin aklına getirme- diği cihet, ahvalin ve şeraitin tamamile değişmiş olması ve her üç canininde, görünmez adamın mevcudiyeti rivayetinin bütün şüp- heyi kendilerinden kaldıracağına haklı olarak güvenmiş olmaları idi. Fakat her nasılsa, ne olur ne olmaz diye, ilk sirkat vukubulun- ca meselenin alelusul tahkik edil- mesi için imir verdim. Şurasını da itiraf edeyim ki, ben bile görün- mez adamın mevcudiyetine ©o kadar inanmıştım ki Harkensin ka- bahatli olabileceğini hiç te ak- hma getirmedim. Fakat İşte bu alelusul! yapılan ufak polis tah- kikatı nihayet bütün bu müthiş | plânın meydana çıkmasına — se- bep oldu. Grantam maksadının üçünecü safhasını — muvaffakıyetle ikmal etmiş ve bütün Nevyork şehri Görünmez haydudun işlediğine kani - bulunduğu — cinayetlerden müthiş bir panige düşmüştü. Meselenin asıl garip ciheti | bütün bu cinayetlerde Grantamın | bizzat fail olmasına hacet kalma- mış olmasıdır. O, yalnız uzaktan seyrediyor ve beşeriyet, bildiği beşeriyet oldukça cinayet cinayet üzerine işlenip görünmez haydu- da atfedileceğini ve bu mütevali cinayetlerin görünmez adam is- mini gittikçe daha dehşet verici bir hale getireceğini biliyordu ! Harkens, Teylor ve Allan olma- sa, başkaları, başka başka cina- yetler işliyeceklerdi. Bu suretle Grantamın tahmin etti- ği gibi, görünmez haydut korkusu koca şehri dehşetle kıvrandırıyor- du. Bu, tam Grantamın beklediği ve istediği şey idi. Derhal ma- hut mektubu göndererek görün- mez haydudun şehri terketmesi bedeli olmak Üzere beş milyon Tel Hikâyesini Grantam Aklına Getirmişti dolar istedi. Bu müthiş bir blöftü ve muvaffak ta oldu. Çünkü ko- ca Nevyorkun halkı görünmez hayduttan — çıldıracak derecede yılmış, şehrin bütün hayatı bu korku altında hercümerç olmuştu. Onun için bu panik fırtına- sından daha ziyade zarar gören- ler derhal — bu parayı topladılar ve Kingıstonu da parayı işaret edilen mahalle götürmeğe memur ettiler. Diğer taraftan Grantam derhal elektrik çıngırağı usulünü ileri sürerek haydudun yakalan ması fikrini — ortaya attı. Bu plândan asıl maksat Gran- tamın da para konan yerde Keng- stonun yakında bulunabilmesini temin etmekten ibaretti. Çünkü Grantam, paranın konacağı yeri mektubunda tarif etmeden kaya- nın dibinde üzeri toprakla örtülü yaylı bir kapakla kapanır bir çukur hazırlamıştı. Kengston ile beraber ormana girdiler, para sandığını kayanın üstüne koydu-ğ lar, teli yerdiler ve ıi.llzlın ellerinde olduğu halde beklemiye başladılar. O zaman biz de kırk, elli metre uzakta bekliyorduk. İntizarın kâfi derecede uzadı- ğına hükmedince, Grantam, pil- ileri raptederek bizzat yanındaki çınğırağı çaldı ve Kengston tabia- tile hayretten bağırmıya başla- yınca kendisi de onunla birlikte bağırmıya başladı ve bu arada daha kalın bir ses taklidı yaparak bir nâra attı. Ayni zamanda da tabancasını Kengstonun kal- bine dayayarak onu öldürdü. Bundan sonra bütün şüpheleri kendinden uzaklaştırmak için de silâhımı kendine çevirerek omuzun- dan -yaralandı. Bundan sonra san- dığı alıp, tamamen hazır bulunan çukura atmak ve Üzeri toprakla örtülmüş yaylı kapağı kapatıp Kengstonun — yanına- — uzanmak birkaç saniyelik bir iş idi. Bize anlattığı hikâyeden sonra da görünmez haydudun Kengstonu ve kendisini — vurup — parayı götürdüğüne hiç birimiz — şüp- he etmedik. Hepimiz de işin ni- hayat hitama erdiğine kani ola- rak şehre avdet ettik.,, İzin Sonu * Fakat merkeze gidince, Har- kensin ifadesini tahkik etmek üzere tayin ettiğim polisin raporunu 'düm ve okudum. Bunda Har- ensin maaşından başka bir geliri olmadığı halde son birkaç hafta zarfında bir borsa simsari vası- <tasile spekülâsyon yaparak hemen hemen elli bin dolara yakın bir para kaybettiği yazılı idi. Hayret ettim. parayı nereden — buül- muştu? Sonra bu miktarın, tam görünmez adamın aşırdığı mıktarın aynı olduğu — hatırıma eldi ve ilk defa olarak Har- Eınılcn şüphelenmeğe başladım. (Arkası var) Tay.yarevYILBAŞl PİYANGOSU 1 ikramiye gel pi p el aei Şd ai p l Lira 1,000,000 400,000 200,000 150,000 100,000 40,000 30,000 20,000 15,000 100,000 100,000 100,000 S 3,340,L009 — j | örünmiyen Adam | ı | ÂYE Bu Sütunda Hergün Muharriri: $S. M ACI TECRÜB Pembe Hanımın iki — gözünün bebeği olan Tonton isminde bir Van kedisi, bir de Koto tesmiye edilen bir fFino köpeği vardı. Bir gün Pembe Hanımın canı ciğeri olan bu iki hayvan hasta olurlar. Tonton sobanın altına. sığın- mış, yemez içmez, Hanımının dikiş makaralarile oynamaz, burnu yere dayanmış, Tonton Tonton diye çağırdıkları zaman gelmez kötü bir vaziyette yatıyordu. Koto da, za- vallı, bir minderin üzerine göz- leri yumuk, kuyruğu kısık dört ayağım — karnının — altına almış oturuyordu. Bu hal devam edemezdi. Bu yavrucuklara Pembe Hanım bir çare arıyordu. Kocasına: — Ne yapalım Arif Bey: Diye sordu. — Hiç, ne yapacaksın? Bay- tarı çağıracaksın. Mahalledeki baytar iki hayvam dikkatle muayene ettikten sonra derhal teşhisini koydu : — Kediniz inkıbaz olmuş, kö- peğiniz de erken bunama hasta- lığı var : Der, ve bir reçete yazar. Ertesi günü Tonton eskisi gi- bi oynamıya başladı, Beyin kütü- panedeki kitapları yırtarak Hanı- mın darılmasını davet ediyordu. Koto da kapıyı açık buldukça mahalledeki köpeplerle cilve yap- maktan çekinmiyordu. Pembe H. memnun ve bayta- ra verdiği papele acımıyordu. Bir gün Pembe H. şöyle dü- şündü; iîısın akıllı bir hayvandır, Hayvanlara verilen ilâç neden bizlere uymasın? Bende de hafit kabızlık var, şu Tontona verilen ilâçtan alsam ne olur? Ecrzacıda kendi kendine bir tertip yaptırır, içer, ve derhal faydasını görür. Pembe H. ın kocacası dünya- sından bıkmış, işile meşgul, ak- şam evine geline karısına lâkırdı etmez, yumuşak bir adamdı. Ko- casının bu hali Pembe H. m hiç hoşuna gitmiyordu. Hatırına baytarın Kotoya ver- diği ilâç geldi. Neden Tontonun ilâcı bana yarar da, Kotoya ve- rilen ilâç, Arif Beye yarmaz, diye bir an düşündü ve derhal plâ- | nn yaptı. Arif Bey yatmadan evvel her gece bir fincan ıhlamur içerdi. Âsabını teskin etmek - için iyi bir şeydi amma, Arif Bey zaten yumuşak sinir — namına birşey yoktu. Pembe Hanım o akşam koca- sının ahlamur fincanının içine, yaptırdığı Kotonun ilâcından iki tertip koydu. —Sabah, kocası uyanınca bir tuhaflık hbissetti. Arif Bey de acayiplik gördü. Pembe Hanım biraz korktu. Pürneş'e Arif Bey işine gitti. Akşam saat dokuzda Arif Bey, daha gelmemişti, Saat on- bir, on iki... üç, dört... Arif Bey ortada yok, Pembe Hanım endişe içinde, yaptığına pişman, polise, kara- kola gitmiyi düşünüyordu.. Sabah gözleri uykusuzluktan kızarmış, kucağında Tonton, aya- ğgının ucundan Koto düşmüyordu. Kapı açıldı, içeriye acalâcayip bir kıyefette Arif Bey girdi. Ellerinde boks eldivenlikleri, sırtında gümüşi bir ceket, kısa bir spor pantalonu giyinmiş, ayaklarında demir çivili kundu- ralar, başında bir boy - sku! şapkası : — Ben dün akşam Kiızkulesi klübüne yazıldım, gece yürüyüşk yaptık ta Belgrat ormanına gittik. Diyerek, boks eldivenliğini tecrübe etmek için gardropun aynasına bir yumruk savurdu, ayna parca parça oldu. Ertesi günü Pembe Hanım baytara gider: — Rica ederim, Koto çok yaramaz, bunu biraz uslulatmak için bir ilâç veriniz der. BUGÜN — J1 teşrinisani 931, Çarşambarı, Rumi 29 teşrinievvel 1347, 29 Cemaziyelâhir 1350. GÜNEŞ — Doğuşu 6,42 Batışı 16,56 NAMAZ VAKİTLERİ — Sa- bah 4,58, öğle 11,58, ikindi 14,39, akşam 1656, yatsı 18,30. ALKAZAR ALEMDAR ARTİSTİK — Balo ASRİ — Kanlı pusu EKLER - ELHAMRA — — Âşka Törbe ETUVAL — Viyana fşıklerı FERAH — Konser, varyate GLORYA — Aşk aaaretleri KEMAL B. — Şeylan Kadın MAJİK — Şafak keşif kolu MELEK — Müşkül itiraf MİLLİ — Hayalin sonu — Plân ŞIK — Çılgın macera Üsküdar HALE — Boojur Hükim Ef, DARÜLBEDAYİ — Dokter İhsan SONPOSTA —a Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi — — Uli Damita — Aşk ve para Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgrafı İstanbul SON POSTA ABONE FİATI Gelen evrak geri - verilmez. Mânlardan mes'uliyot alanan Adres değiştirilmesi (20) kuraytur. Son Posta Matbaası — — Sahiplerl Ali Ekrem, Selim Ragif Heştiyat Müdürü: — Selim Rag&f

Bu sayıdan diğer sayfalar: