25 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

25 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pr 05 dr. Ki BirCariyeden B O Kadının Sözleri De ZIYA ŞAKIR Her hakkı mahfuzdur —150— Behice Kadınefendiyi teskin edebilmek için başka bir çareye tevessül edildi, Rasim Bey, yanı- na muhafız zabitlerden Mahmut ve İbrahim Beylerle Cavit ve Şöhrettin Ağaları aldı. Ve pembe salona girdi. Kadınefendi, bu heyet kar- şısında biraz sükünet kespeder gibi oldu. Fakat, yine sözünde NAKILI israr o ediyor; o Abdülhamitten kat'iyen ayrılmak istediğini söy- Yüyordu. Onun hiç olmazsa analık şefkatine müracaat ederek vazi- yeli çirkin şeklinden kurtarmak için, bir (şebzade)si olduğunu söylediler. O zaman, Kadınefendi: — Onu da benden gaspedi- yorlar. Diye, yeis ve ıstırapla hay- dı. ş “ Gece, sarayda hiç kimse uyu- madı. Ve kadınefendi mütema- di bir tarassut ve nezaret altında bulunduruldu. Çünkü, ya hayatı- na kastetmesinden veyahut, Ab- dülbamide © birşey yapmasından korkuluyordu. Sahahleyin, (İradei seniye ) hükmünün infazına sıra gelmişti. İki hemşirenin ayrılması, çok fe ci oldu. Tasvire hanım, göz yaş- ları arasında (o saraydan ayrıldı. Rasim ve Mahmut beylerle inzi- bat memurlarından Rıza efendi- nin pezareti altnda merkez ku- mandanlığna götürüldü. Sabahleyin erkenden doktor Alf B. saraya celbedildi. Harem dairesi, âdeta bir hastahane ha- line gelmişti. Herkes, sinir buh- ranından muztaripti, Abdülhamit, - doktoru görür görmez şikâyete başladı: — Halimizi görüyorsunuz ya, doktor Bey... Bilmem ki bizden ne istiyorlar? Hergün bir sebeple bizi rencide ediyorlar. Akşam hiçbirimiz uyumadık. Hiç bu ka- dın buraya gönderilir mi?.. Bu- rada mevkuf kalacakmış. Ne münasebet?.. Burada, buradaki kadınların arasında bu, istemiyorum, O da, beni istemi- yor. Gece, muhafız zabitlerin huzurunda fikrini açıkça söyle- miş. Benden ayrılmak istemiş. Bunlar, ne çirkin şeyler. Adelâ mahalle O kavgalarına ( bevziyen ir takım münasebetsizlikler... Başım iki tarafa salliyarak ACI acı sözüne devam etti: — Bilmem ki birader de bunamış mı?.. Nedir? Her halde öyle olacak. Eğer öyle olmasaydı, $ mesele bu bale getirilir mi İdi? 4 Bu hususta yapılacak en aki- ne tedbir, bu kadına bir mik- Wâaş tahisis ederek alesinin EYE & KE nasıl | olur?... Hem artık ben bu kadını | EE e emme BPUWLHAMİPİN GUERLERİ. BehiceKadınefendi ÖyleHeyecandaldi aşkasını İstemiyordu Abdülhamidin o Zabtiye Nazırlarından Hafız Pş. yanma (o göndermekti. Nurettin Efendi de birederlerinden birinin yanına verilebilirdi. Ben vaktile biradere böyle mi yaptım? Unut- mamak lâzım gelir ki, (o vaktile onun bir hareminin de bazı mü- nasebetsiz ahvali zuhur etmişti, | Hanedanın namusunu vikâyeten ben o kadını hem ailesinin nez- | dine gönderdim. Biraderi o be- lâdan kurtardım. Bunu, biç kimse duymadı.. Halbuki bizim mesele, | dallandı, budaklandı.. İşidenler | şimdi kimbilir neler diyecek?.. Öyle birşey ki, şuyun vukuundan beter. ş Durdu. Derin derin içini çek- ti, Artık sesi titriyordu, gittikçe artan bir heyecan ile: — Bu, benim namusuma do- kunuyor. Hayır.. Hayır.. Bu ka- din burada olmaz. Zaten içerde, kadınlar da kıyamet koparıyorlar.. Onu burada istemiyorlar. Rica ederim, buna bir çare düşünelim. Diyor ve gözleri bir noktaya dalıp gidiyordu. 19 Mart 930 1 Nisan 914 Abdülhamit, Behice Kadın efendinin bir ân evvel saraydan başka bir yere naklluonması hak- kında Rasim Beyle Enver Paşaya haber gönderdi. Fakat, bu arzu- sunun kabul edileceğini hiç zan- netmiyorum. Behice (O Kadınefendi o daha hâlâ buhran ve heyecan içinde ( Hünkâr cariyelerinden Dilrüba kalfa ) dan başka odasına biçbir | kadın sokmuyor, Dilrüba kalfa, SON POSTA Yeri, Siyasi, Hava Ha ve Hak garetsap İdare ; Alemdar mahallesi Çatalçoş'u> sokağı Telefan latanbal * 209)İ Posta kutuma: İstanbul * 740 Telgraf İstanbul SON POSTA ABONE FATI TÜRKİYE —— FCNEN 1400 Ke, 1Sene 2, Mw, GÂy 140, 0 3, w. Li iş w Gelen evrak yeri verilmez, Künlardan mes'uliyat alıaman Cerap kin mektuplara 6 kuruşluk pal iâvesi Hizımdir. Adres değiştirilmesi (20) ikaraştar, Son Posta Matbaası ON. mmm Sahipleri Ali Ekrem, Selim Ragıp Neşriyat Müdürü O Selim Ragıp sal ee Hiçbir Tesir İcra Etmiyordu | onun yanma pa yaşlı bir kadın olmakla beraber, onu memnun etmek için pervane gibi etrafında dönüyor. Teskin edecek sözler söylüyor. Fakat bütün © bunlar, Kadınefendinin üzerinde hiçbir salâh ve sükünet tesiri husule getirmiyor. * Öğleden sonra saat iki bü- çuğa geliyordu. Behice Kadın | efendiye birenbire fenalık geldi. Nuri Ağa hemen muhafızlık dairesine koştu. Bereket versin doktor Atıf Bey orada imiş. Atıf Bey derhal hareme geldi. Kadr nefendinin odasına girdi. O es nada Kadmefendi kanepenin üze- rinde yatıyordu. Dilröba Kalfa tarafından başına bir örtü ko- nulmuş, dizlerile arkasıda bir battaniye ile sarılmıştı. Kadınefendi evvelâ doktora dikdik baktı, Belkide ağır bir muamelede bulunacaktı. Fakat doktorun ağır, vakur tavırları, gözlüklerinin arkasından şefkat okunan gözleri herhalde buna mani oldu. Doktor, yavaş yavaş takarrup (oederek durdu: — Neniz var Hanımefendi 2... O zaman, Kadınefendi bir zenberekle mütabarrik gibi bir- denbire yerinden fırladı. Dizlerin- deki battaniyeyi bir tarafa ata- rak ayağa kalktı. Asabi ve müte- tebeyyiç bir lisanla o haykırmıya başladı : — Ne olacak ?. Halimi gör müyor musunuz?. Beni deli ede- cekler... Beni aldattılar. Buraya getirerek bir eani gibi beni bu- raya kapadılar. Güya siyaseten getirmişler. Bu ne demek ? (Arkası var) | Günün Takvimi | BUGÜN — 25 teşrinisani 931, Çarşamba, Rumi 12 teşrinisani 1347, 14 Recep 1350. GÜNEŞ — Doğuşu 6,57 Batışı 16,45 NAMAZ VAKİTLERİ — Sa- iLE Holivuta Nasıl 19 Nihayet akşam oldu. Paydos çanı çaldı. Şapkamı giyerken Mis Valeyin hizmetçisi gelerek Misin beni görmek istediğini söyledi... Derhal işi anladım. Fakat, Misin karşısına helecansız ve hakkımdan emin olarak çık- mak için bütün kuyvetimi sar- federek itidalime hâkim bir va- ziyet aldım. Mis, odasında yazıbanenin yanında ayakta duruyordu. Bea de karşısında durdum. Sakin bir sesle: — Beni istemişsiniz. Mis Va- ley, Dedim. O, evvelâ hafifçe ök- sürdü. Bir iki defa yutkundu. Mühim bir nutuk irat etmiye hazırlanır gibi bir poz aldık- tan sonra: — Veecel... Diye söze başladı ve devam etti. ŞARK YILDIZI Kaçtım.. Yıldızlar Arasına Nasıl Karıştım? YAZAN: Selma Z, Gözlerimin önüne siyah bir perde iniyor.. her taraf fırıl fırıl dönüyordu. o Kapılardan © vasıl geçtim.. merdivenden nasıl in- dim.. sokağa, nasıl çıktım; hiç bilmiyorum... Âdeta bütün mu- vazenemi (Okaybetmiş gibiydim. Adım başında birine çarpıyor- dum ve beni sarhoş zannedenle- rin şüpheli mazarlarını pekâlâ bissetmekle beraber bir türlü kendimi — toplıyamıyordum. Bu sersemlikle (Avenoselma) daki parka kadar geldim. Yalnız kalmıya ve düşünmiye çok ihtiyacım vardı. Tenha bir köşeye sokuldum. Boş bir kane- penin üslüne oturdum. Ateşler içinde yanan başımı, avuçlarımın içine aldım. Dirseklerimi dizleri- me dayadım. Düşünmiye baş- ladım. Zavallı kafacığımıza inen bu ağir darbe, ne idi?.. Ve, nere- den gelmişti?.. Ortada biç sebej yokken, beni ve milletimi niçin tahkir oediyorlardı?.. Ben, bu Helivatla artistlerin vakit geçirdikleri içki yerlerinden biri lesile meşgul olanları ve başka milletlere hürmet etmeyi bilmi- yenleri müessesmde görmek iste- mediğimi maalesef size söyle- mek mecburiyetindeyim. — Fakat Mis.... — Lütfen beni dinleyiniz. Alel- husus, milliyetiniz hakkında da bi- zim için bir şüphe hâsıl olmuş- tur. Şüpheli insanları işlerimde kullanmak Oâdetim değildir. Bu hususta Mis Kılarkın da maalesef aldandığından pek müteessirim. Bunun için size izin vermek mec- buriyeti hâsıl oluyor... Lütfen şunu alınız... Bu büyük darbe karşısında bah 4,50, öğle 12, ikindi 14,31, |sendelememek için bütün metaneti- akşam 16,45, yatsı 18,22. KONFERANS — Selim Sırrı Bey yarın akşam saat sekiz buçukta radyoda 45inci konfe- ransını verecektir. Mevzu “ Asri karı kocalar p dir. ALKAZAR — Hint Meğarı — Mihların sevgilisi — Hayatım Kazan — Aşk Uğrunda Ölüm — Aşik hirs — Volga sahillerinde — Güzellik Kraliçesi — Konser, varyeta FERAH , FRANSIZ TİYATROSU — Bulgar opereti GLORYA — Meçhml şarkıcı KEMAL p, | — Şafak MAJIK — Buse — Aşka anaümiş — Gece sevdaları — Fahişe SIK — Opsrada Yangın Üsküdar HALE — Yaşasın Hayat DARÜLBEDAYİ — Yanar dağ mi topladım. Misin uzattığı zarfı, elimle iterek; gururla kalkan ba- şımı salladım ve cevap verdim: — Attık, sizin elinizden hiç- birşey kabul edemem Mis Valey... — Fakat bu, sizin hakkınızdır. Güldüm ve müstehzi bir lisanla buna da mukabele ettim: — En büyük hakların ayak altında çiğnendiği bir yerde ol- duğumu hissediyorum... Çok rica ederim Mis, bu parayı bana de- gil. dalkavuklarınıza veriniz. Dedim, Bu sözlerimden Mis- Valey, çok bozuldu. .— ci. Diye yeni bir nutka başlıyor- du. Fakat ben, büyük ve yüksek milletimin bana verdiği ezeli gururla başımı biraz daha yuka- rı kaldırarak geri döndüm ve kapıdan çıktım. Ermeni kızlarına ne yapmıştım? Bu kadar zamandır, aynı atelye- de çalıştığımız halde, kendilerine bir tek söz bile söylememiştim. Farzedelim ki, © milliyetlerinin gayz ve kini, onları harekete getirmiş olsun. Fakat, milliyetle- rinin bu sözmez gayz ve kininin acısmı çıkarmak için bula bula benim gibi zavallı ve kimsesiz bir kızımı bulmuşlardı? Hem, ben Türk olduğumu okadar büyük bir inat ile sakladığım halde, bunlar benim bu sırrımı nasıl keşfetmişlerdi 2... Bütün bu suallere cevap vermiye uğraşırken, birdenbire aklıma, on gün kadar ev vel cereyan eden yazı me selesi yeldi. O zaman herşey, gözlerimin önünde yavas yavaş vuzuh kesbetti. Benimle okadır samimi olan ( Morli ) nin, benim sırrımı öğrenmesine ve bunuda önüne gelene söylemesine bem hayret ve hemde teessüf ettim, Bundan ziyade acındığım bir nokta daha vard. Oda bana hakarette bulunan o intikamcı piçlerin elimden pek ucuz kur- tulması idi, Ben mesele büyüme- sin diye sabretmiş ve dişimi sık- mıştım. Eğer böyle ateyeden kovu- lacağımı aklım gesseydi onlara üzel bir ders verir... bir Türk ızının, dünyanın neresinde olursa olsu milliyetini tahkir ettirmiye- ceğini © şımarık köpeklere öğre- tirdim. Ah babacığım, işte buvu yapamamak bana koyvu'maklan daha acı geldi. (Arkası var) lm ikm li si SİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: