5 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

5 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA TEMMUZ 1914 Umumi Harp Nasıl Patladı ? Nakleden: H. R. — Kızım Doktor: Semi Ekreme — —Z Yazan: Emil Ludvig Kont Berhtold Harp İlânında, İki Defa Yalancılık Yapmıştır Arlık kimsede komşu memleketin ovasına ,bakmak hakkı kalmadı. Dilleri ayrı, mezhepleri ayrı, lisar'arı ayrı olduğu halde düne kadar çok iyi anlaşan; mahsu- lât, mamulât, efkâr ve kız taati eden insanlar arasını, şimdi sarp kayalıklar, semapaye — dağlar, mahuf — cumudiyeler — ayırıyordu. Avrupanın her tarafı bir Alp haline girdi ve bu yüzden ilk atılan silâhların aksisadası sön- mek için aradan dört uzun sene- nin geçmesi lâzımgeldi. * Sırplar tarafından açılan ilk ateşten sonra bir vodvil sahnesi görüldü. Kont Berhtold için herşeyi mütereddit imparatoru ilânıharp kâğıdının altına imzasını attırmak üzere ittihaz olunacak hattıhare- kete bağlı bulunduğu halde ha- zırlanan nutukta şöyle deniyordu: *“Dördüncü kolordu kumanda- nından gelen bir telgrafnamede Sırp askerlerinin Danüp vapu- rundan Temes - Kubin yakınında bulunan askerlerimizin — üzerine ateş açtıkları bizimkilerin de mukabele ettikleri, binnetice ol- dukça ehemmiyetli bir surette tüfek ateşi taati olunduğu ve bu itibar ile de muhasamatın filen başladığı bildirilmiştir.,, İşte Berhtolt ilânı harp müs- veddesinin altına şu ibareyi ilâve etmiştir: * Bahusus Sırp askerleri za- ten asakiri İmperatoriye ve kıra- liye ile bir müfreze — üzerine Temes- Kubin havalisinde taarruz etmişlerdir.., Bu masal akla uzak birşey olmadığından ihtiyar imperator artık teslim oldu, ilâm harp emrini imzaladı.. * Kont bu kıymettar imzayı alır almaz ilk işi ilânı harp müs- © veddesinde Sırplar tarafından ateş açıldığına dair olan cümleyi tay- yetmek olmuştur. Orada ilk defa olarak Sırplar tarafından ateş edildiği iddiası vardı. Fakat bu iddiayı ispat etmek tahakkuku güç bir ihtimal idi. Ayın yirmi dokuzunda bu mesele münasebetile haşmetmeap neu.ındc itiraz etti: — Temes - Kubin civarında bir. muharebe — vukua - geldiği havadisi teeyüt etmediğinden Sırp- lara gönderilen ilânı harp nota- sında bu taarruza dair mevcut fıkranın tayyı hususunu üzerime aldım.,, Dedi. Kont Breh!old bu hususta yal- nız menfaatini değil, hiç olmazsa ortada bir harp sebebinin kalmadı ğını vaktinde bildirmemek sure- tile kendi efendisini de aldat- mıştır. * Berlinde cereyan eden müza- Kaçak et almayınız. Parça et almayınız Çünki hastalıklıdır. İngiliz ressamı Pol Naşın 1914- 1918 hailesine ait koleksiyonundan çok manalı bir tabto: Yeni bir dünya yapmalıyız kere Fransa ve İngiltere — se- firleri tarafından idare olunuyor- du. Cambon Berlinde ne olup bittiğini, Pariste geçen şeylerin çoğunu, Londrada olan bitenin de ekserisini bilirdi. Zaten karde- şi de Londra sefiridir ve kendisi orada yeprak gıcırdasa bile ha- ber alır. Bütün meclislere girer, çıkar, Demokrat muhitinde olduğu gibi Berlinin Bizanten havası içinde de yadırgamaz. Güç uzlaşır ve Pariser - Platz daki sarayda daha uzun müddet kalmak ister. He- nüz saçları dökülmemiş bir Fran- sızdır. İngiliz arkadaşı Sir Fr. Göoschten ihtiyatkâr, münevver, aranmaktan — ziyade bulunduğu zaman hürmet olunur bir zattır. Ayni emeldedir. ve her ikisi şimdiye kadar müteaddit müşki- lâtı bertaraf etmişlerdir. Bunların Viyanadaki meslek- taşları da ayni vaziyettedir. İhti- yar“Dumaine,, Habsburg sarayının yarı Fransız havasını ayni lez- zetle tadar. Aslı Alman olan İngiliz meslek- taşı Sir “M. de Bunsen'ee ,, ye gelince Prusyz namına Londrada elçilik etmiş olan — bir zatın torunudur. Her dördü, bahusus iki İngiliz, İngiltere tarafından yapılan ve te- vali eden konferans akti teklifatını kabul ettirmek gayretini gütmek- tedirler. Fakat Viyanalılar kon- feransın adını bile duymak - iste- miyorlar, onun isminden dahi ürküyorlar. Grey: — Dört sefir arasında bir mükâleme icra edilsin diyor. Ga- liba: “— Ben bir kerre bunları bir masa etrafında toplıyayım, kifa- yet eder,,, fikrindedir. Bu suretle Berline de ilk mü- racaat eden İngilizdir; fakat al- dığı cevap kuvvet verecek - bir mahiyette değildir. Fakat ertesi gün sabah ve akşam celseleri arasında — fikri bir — tebeddül göründü. Zagov, Göschene hitaben : — Fakat bu bir nevi hakem mahkemesi tesisi demek olacak!, Dedi. Sanki ihtilâfı hakemler vasılasile halletmek günah ve memnu birşey idi. ( Arkııı vır) Bütün Bir Gece Devam Eden Bilârdo Maçı Avustralyalı Lindrum, İngiliz Nevmanı Büyü Dünyanın — başlıca — bilârdo şampiyonlarından biri de maruf Avustralyalı — Lindrumdur. — Lin- drum, İngilterenin bilârdo şam- piyonu — Nevmanla karşılaşmak için ta Avustralyadan İngiltere- ye gelmiş ve bütün bir gece devam eden bir maç yapmışlar- dır. Avustralyalı şampiyon has- mına (5000) puvan avans vermiş ve maç (969-869) gibi bir netice ile Ayvsturalya şampiyo- nunun İehine — bitmiştir. Yani k Bir Farkla Yendi İngiliz öbürü mıştır. ( 1000 ) sayı yapamadan (6) bin sayıyı - tamamla- Kânunusani 5 İKÂYE Bu Sütunda Hergün Muharriri: Necati Yusuf — Irz Düşmamı ( Dünkü nüshadan nııhıt) —. Kadının üveği oğlu gibi tehlikeli bir komşu günde sekiz defa kapısının önünden geçerken genç ve cahil karısını evde yal- nız birakıp ava gitmek Mustafa Çavuşa — ihtiyatsız bir hareket gibi geliyordu. Maazallah bir lâf çıkıverirse.. o zaman ölümler de para etmezdi. Ne çare ki, kar, inadına Jlapa İlapa — yağmakta devam ediyordu. Çamlı boğazın iki tarafındaki tepelerde şimdi, tavşanlar — oynaşıyor, — keklikler geniş — göğüslerini gere gere dolaşıyorlardı. Nibayet dayanamadı. İçindeki kırk - yıllık heves, endişelerine galip — gelmişti. Alâlacele eve döndü. Çizmelerile kürkünü giydi. Çiltesini bir kere daha muayene ettikten —sonra tazısını alarak yola çıktı. Sokak kapısını çeker- ken bir dua gibi mırıldanmıştı: — Südüne havale.. * Şehirden çıkınca her şeyi unuttu. Tahmininde aldanmamış- tı. İlk karın meydana çıkardığı acemi avlar birer birer torbaya giriyorlardı. Çamlı boğazın Üs- tündeki tepeyi şöyle bir taradık- tan sonra ovaya indi. Dağ köy- lerine doğru göz a'abildiğine uzayan bembeyaz sahada kül renkli dumanlar savruluyor, kek- lik sürülerinin oradan, oraya uçuştukları görülüyordu. — Artık, akşam da yakındı. Dönmek üzere iken, ta uzakta giltikçe büyüyen siyah bir leke farketti. Sür'atli adımlarla şoseye indi. Bir av yoldaşı yakaladığından memnun elile — sırtındaki torbayı — okşi- yarak bir kenara oturdu, bu gelene anlatılacak çok hikâyeler vardı. Yolcu biraz daha yakla- şınca Mustafa Çavuş vuı-ulnını Gülhane gibi irkildi. Elindeki torbayı hyarak dalgın, dalgın yürüyen b adam kadının oğluydu. Must Çavuşun içinde bir şeyler - ka nıyor, hiddetten gözleri dünüt yordu. Yapacağı işe karar ve mişti. Önüne kardan bir tüm: £ yaptı. Tazıyı yanına çağırard başını koltuğunun altına ald Çiftesinin bir gözüde sıkısı vardı. Tetiği kaldıra beklemiye başladı. Ne zam danberi için için çektiği ıstırabıll acısını artık çıkaracaktı. Ovayi esmer bulutlar sarmıştı. Etrafti gittikçe yaklaşan bir ayak 8€ sinden başka çıt yoktu. Vakit gelmişti. Mustafa Çav çiftesini doğrulttu. Hâlâ koltuğ nun altında duran tazı sahibinli maksadını hissetmiş gibi örpere* rek nişanı bozdu. Bu vaziyet ses çıkarılmayacağını biliyor,fakı inleyerek nefes alıyordu. Bu sar” sıntı Mustafa Çavuşun aklını baf” şına getirdi. Bu delikanlı ona n€ yapmıştı? Kolunu gevşetti. Tazı bir yay gibi fırlayarak etrafında dönme” ğe başladı. Silâh sesine aşık ol bu hayvan, atılmayan kurşun içif sevincinden deliriyordu. x İki yolcu tatlı, tatlı konaşa” rak şehre dönüyorlar. Köşe ba” şında ayrılırken Mustafa Çavuf yeni ehpabının, bir saat evvel domuz sıkisile nişan aldığı alnın* dan öptü. İçinde o ana kadar duymadığı bam başka bir sevindt vardı. Sokağın karanlığında bif evin siperine çekilerek hem göz“ lerini uyuşturuyor, hem de ken” di kendine söyleniyordu. — Ne temiz kalpli çocuk, nt arslan çocuk, hele bak İstanbuldt nişanlısı da varmış.. SON —at Hastanesınde Meccani Muayene Gülhane hastanesinde meccani muayeneler — için bir listt bazırlanmıştır. Listeyi aynen yazıyoruz: Hastalıklar Muallimlerin İsimleri CUMARTESİ Cilt Hastalıkları Kulak, boğar, burun hastalıkları İdrar yolu - bastalıklari Muallim Talât Bey Muallim Sani Yaver Bey Mualilm Fuat Kâmil Bey AZAR Göz hastalıkları Dabili hastalıklar Akıl ve sinir hastalıkları Muallim Niyazi İsmet Bey Muallim Abdülkadir. Bey Muallim Nazım Şakir Bey PAZARTESİ Hariciye hastalıkları Kulak boğaz burun has. Masaj ve tedavli mihaniki Muallim Murat B. Muallim Sani Yaver B, Muallim Şemsettin B. SALI Kadın ve doğum hastalıkları Dahili hastalıkları İdrar yolu hastalıkları Muallim Refik Münir Bey Muallim Süreyya Hidayet Bay Muallim Fuat Kâmil Bey CÇARŞAMBA Akıl ve sinir bhastalıklar Röntgen muayenesi Göz hastalıkları Cilt bastalıkları Muallim Nazım Şakir B. Şükrü Emin B. Muallim Niyazi İsmet B. Muallim Talât B. PERŞEMBE Masaj ve tedavil mihaniki Hariciye hastalıkları Kadın ve doğum hastalıkları Muallim Şemsettin B. p M. Kemal Bey " Refik Münir Bey

Bu sayıdan diğer sayfalar: