11 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

11 Şubat 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ha'tada Bir Defa Mua'lim Sayfası Her Hafta Perşembe Günleri Neşredilir. hat Bir pansıman, bir aşı yapa | bilmek, bir yangına, ani arızaya karşı ilk tedbirlerde bulunabilmek hayat için pek ehemmiyetli birşey- dir. Denizden çıkanlan bir kim- seyi karnındaki sular çıksın diye başapığı zömanm ; bizde; seye olduğunu kim bilmez; fakat bu cahilce hareketin, boğulmuş ada- mı kurtarmaktan ziyade öldür- miye sebep olduğunu bilen pek ardar, Uak bir hareketle bir hayatı ölümden kurtarmak müm- | > ve u Taleleye Cemiyetleri Dev'et, ne kadar ederse < sin, memlekette havesind: nan büt fedakârlık tahsil ve kabiliyetinde bulu- gençleri tahsil (ettir in bulamaz; çönki dev- yen ve v ve bütçe nihayet mu- letin mu ahdut birbüt- çesi var âyyen ve tahsilini bu kadrosu surlara de kalıy Mes tebi, T müesses pek mahdut gençlerin derpiş edebilir. Dev- da, ancak ı muhtaç olduğu let, kendi ur sretmek mecburiyetin- Yüksek Muallim Mek- talebe (O yurdu gibi «, lise ve oörtamektep e Sıhhat aki Vekâletinin doktorları muallim kadrola düşü- nebiliyor (Ma haliegi takibine Cemiyeti ) inden yüksek tahsil fakru ıktedir olamıyan genç- lere vs olarak bir açmıştır; birçok Bu. iş, sıkı al Mes medeni m yurt bu vi yurt üç barındırmaktadır. ileketin fardır. sıkı irlanile tin murlanmasını ve yolunda yükselmesini istiyen ımızın bu müesseseye yardım Başka « sunda | si teimenniye şayandır leketlerde tahsil arzu- an gençleri himaye için mütead hayır cemiy tedir. Bizde de öyle irmek cidden iftiharı Heri te- şekkül olduğu mucip « | İ l senedir i | Yardım e Ti erbiyesine | l MUVLLİM SAYFASI Bu Sayfada: Yeni terbiye cereyanları » Büyük & biyecilerin hayati - Türkiyede ye nazariyelerin tatbikatı - Muallimler dertleri - Yeni tecrBbelar vesalrı kün iken cehalet (oyüründen yine böyle bir hayatı büsbütün ifna edenler de çoktur. Onun Dersleri (Kadıköy için mekteplerde çocuklara ufak | tefek ameli sıhhat ve muavenet usullerini göstermek O behemhal lâzımdır. Resmimiz, Rusyada bir kol- hoz mektebinde çocuklara, ica- bında bir uzvun nasıl pansıman edileceğini ve nasıl sarılacağını öğreten bir tabibi ve bu işi büyük bir dikkatle takip eden talebeyi göstermektedir. Hazırlık 1931 senesinde, (o Belçikanın Liğje şehrinde toplanan Beynelmi- lel dördüncü terbiye kogresinde ait bir anket açılmıştı. Ba ankete Çin, Japon, Berezilya ve Fenlandiye müsteş- na olmak üzere bütün devletler cevap vermiştir. Puerikultur (Çocuk bakımı ) bir çok tedris edilmektedir. histan, Türkiye, Garbi Avustral- ya, Mısır memleketlerinin ilk mekteplerinde, Luksemburg,İsveç, Türkiye, şarkı Avustralya, Leton- ya, İstonya ile Almanyanın bazı devletlerinde ve İsviçre kanton- larında orta veya ikmal mektep- Bundan başka hemen evletlerde resmi ihtiyari puerikultur aile terbiyesine lerinde. bütün d kurslarile hayri ve- ya dini olan İlusususi müessese- ler tarafından tertip edilen hususi | kurslar yapılmaktadır. Çocuk bakımı tedrisi,' bir çok memleketlerde taammüm etmeğe ve hatta mecburi olmağa müte- | mayi olduğu” halde aile pe dagojisi çocuk — psikolojisi hakkında mesele böyle değil ile Bu dersler bazı kız mekteple de, fakat pek az erkek mel binde okutulmaktadır; onun hazırl, için müteaddit bususi teşekküller vücude gelmektedir; maalesef bu- da mahdut bir halka aittir, Kongrenin raporunda en mü- him imevkii Amerika işgal edi- için vazifelerine aileleri memleketlerde resmen | Fransa, Le- | | tebrike şayan görürüz. Tedrisat İ mızda bahsedeceğiz. ! i | yor. Filhakika Amerikada bir kaç | mak | İ memleketlerden biri, belki birin- İ ya imtihanının ilgası mutasavver- ((Kindergarten) i | Sabiha Zekeriya (Hanımın, İ bir, bir buçuk ay kadar evvel, Kadıköyde Cevizlik civarında bir Kindergarten - Çocuk bahçesi - yani Ana Mektebi açtığı malüm- dur. Muharrirlerimizden birini bu mektebe gönderdik. Mektep iki katlı bir binanın alt katındadır; dört tarafı bir bahçe ile sarılıdır. Birkaç ayaklık bir merdivenden çıkınca genişçe bir camekânlığa varırsınız. Burası ( Vestiyer ) dir. Küçük yavrular, boylarına göre olan raf gibi yerin altında, kü- çük resimler yapıştırarak, o su- retle kendilerine ait olduğunu anladıkları yerlere kaplarını, pak tolarını asıyorlar. Kapıdan * girince, karşımızda, büyük soba ile ısınan geniş bir salon var. Burası mektebin oyun salonudur; bir köşede kuyruklu bir piyano vardır. Sağ tarafınız- daki kapıdan girdiniz mi, arala- rındaki bölme açılmış iki parçalı bir salon görürsünüz. Bu salonun bir parçası dershane, öteki par- çası istirahat yeridir. Çocuklar dershanede çalışırlar, oynarlar; öteki parçada da öğle uykusunu uyurlar, Dershanede çocukların boyla- rma göre dört köşe masalar ve küçük tahta sandalyeler vardır. Çocuklar bu sandalyeleri istedik- | leri gibi taşıyabilirler; istedikleri vaziyetlere (koyarlar. (Buradan | çıktınız mi, karşınıza iki oda ge- lir, sokak üstündeki müdür oda- sıdır. Bahçe tarafındaki yemek- hanedir. Burada çocukların boy- larına göre iki tarafı sıraı üç yemek masası vardır. Tedrisata yarıyan malzeme dershanedeki büyük. dolaptadır. Mektebin maddi çiheti rahat ve moderndir. Sabiha Zekeriya Hanım, bu müsseseyi tek başına vücude getirmek için büyük fe- dakârlıklar yapmıştır. Kendisini İRusyadaB FELME g birini göstermektedir. Talebeye ceza, mükâfat ver- mek veya vermemek meselesi üzerinde, ilkmektep muallimleri veya alelümum muallimler arasın- da açtığınız ankete, bir muallim olmam dolayısile iştirake hakkım ve mecburiyetim vardır. Bu meseleyi hal için büyük bir nazariyeci olmıya hacet yok- tur. Sadece bir muallim, - ayni zamanda mürebbi - olmak kâfi- dir. Çünki, ancak muallim ve meselesinden de gelecek sayfa- Romanyada Maarif Romanyadan ( Pour VEre Nauvelle ) mecmuasına verilen malümata (göre, (Romanyada umumi tedrisalın esası bir su- rette ıslahı imevzubahistir. Bir hayli senedenberi orta tedrisatın meccani olduğu, lâkin fikri proğ- ramlar ve imtihanlar tarzını cari bulunduğu bir memlekette, genç- lik terbiyesi, pek inbisarcı bir surette mücerredata doğru tevw cih e ilmekten korkulurdu. Zihni malümatın en fazla hâkim olduğu cisi Romanyadır. Şimdi bakalor- miş. Dört senesi birinci, dört se- | nesi ikinci devre olmak ve son | sınıfı fen ve edebiyat şubelerine ayrılmak üzere sekiz senelik lise usulü kabul olunacakmış. Bu ıslahat, bugünki Maarif nazırı Nicolas OYorga'nın eseri olacaktır; mumaileyh Romanya- nin yeni cereyanina taraftar bir terbiyecisidir, senedenberi aile buhranı ehem- wiyelle mevxubahişlir, ; binasa- aleyh çocuk bakımını ve aile pe- dagojisin tamim etmiş cemiyet- ler ve hükümetler tarafından bü- | Mürebbi mürebbidir ki bu ince nokta özerinde oOdüşmeden durabilir. bis tahlil eder, sezer, bulur, bilir. ı — Ceza ve vermek doğru | değildir. Sebep: Hayatta ceza, teessür vardır diyerek hak kazanmak mümkün değildir. Cemiyet, ceza- İ landırır demek hiç makul değik dir. Makul olan bir cihet vardır o da: Terbiyenin manasını, ga- yesini bilmektir. Bu manaya aşina olanlar, ceza vermenin ne sakim bir usul (olduğunu takdir ederler. Terbiyenin tarifini değil, en büyük vasfını söylemek te da- vamda hak kazandırır. O vasıf: Zamanı omuayyen © olmıyan kıymetler yaratmak, bunun için de çocuğa karşı ilihi bir sempati İ ile bağlanmaktan ibarettir. Bu Gvasıfı davama tatbik edersek, şöyle bir netice çıkar ki tama- men dediğimden ibarettir | Kerschenteiner-Kerşenşitayner' in, zamansız kıymetler dediği bu, zamanı muayyen olmıyan ve çocukta vakit beklemeden yaratmak yahut meydana çıkari- mak istediğimiz kıymetleri, husu- le getirtmek, meydana çıkarttır- mak... İşte mürebbinin, mualli- min gayesi Kıymetleri çıkarmak değil, fakat çıkart tırmak, onların çıkmasını temin ve teshil etmek lâzım. Bu çekip yük bir faaliyet sarfedilmtedir. ise ceza vermekle değil, ancak Okuy: Rusyada, büyüklerin okutulmasına büyük ehemmiyet verilir. Hı fabrikanın yanında bir de gece mektebi vardır. Amele burada de alır, dünya cereyanlarını öğrenir. Resmimiz bu amele dershanelerinde Talebeye Mücazat Ve Mükâfat Verilmeli Midir: Muallimlerin Cevaplarına Devam Ediyoruz gain içindeki kaynağı - yin Kerşenşitayner ) in dediği gibi kendi içimizdeki kaynakla bir leştirmek © suretile (o raptetmekl ve kelimesini bizzat defi ve imh. eder. | Sevgide, sevgi ile bağ lanışta ceza diye bir şey olamaz seven cezalandırır derler. B iyi tablil etmeli istimal edilir. n Mükâfat doğru değildir. Çünki: Terbiyede esas düşüncemizdir. ış şeyleri de cemiyete atfetme! hata olur. Binaenaleyh, cemiye! vereceğimiz her şeyin hatası olması için çok düşüneceği Mükâfat ne demektir? Verildiği takdirde neyi tevlit eder? Te vellüt eden neticenin cemiyeti fayda veya zarar mı vereceğin tetkik, bize ber şeyi aydınlı olarak gösterir, Mükâfatın, bütün iyi diy tasavvur oedilen (o meticelerini yalnız, çocuğu kendini işletmek ten meneden bir fenalığı kari şısında karardığını herkes his w farkeder. vermek Esasen çocuğa en büyük mü kâfat, çocuğun kendini işletmek ten mütevellit güzel neticele idrak etmesinden başka bir olabilir mi? O halde mürebbi w muallim bu idrak keyfiyetin filini temin ettikleri (o takdirdi mükâfatı da vermiş olurlar. E büyük mükâfat idrak etmeki en büyük ceza bundan mahrun etmktir. Çocuğa kimse karışm. malı, Cezaların ve mükâfatları tabii olan bükümlerini icra ke fiyetine, mürebbi ve ancak, idrak keyfiyetini * iştirak vazifesile mükel İeftir. etmek İlkmektep mwatllmlerinde COLOTAY

Bu sayıdan diğer sayfalar: