7 Nisan 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

7 Nisan 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Radyoda bir diyalog ——— Yazan: İ. Galip Habibe H. — Eh. Eh çocu- ğum... — Vallahı, —billâhi — canına yazık... İnci tanesi gibi göz yaş- larına acımıyor. musun — kığım... Ye,şeı artık yeter.. içime fenalık geliyor. Ay.. (Geğirir) taş kesildi... Jale — (Hıçkırıklar arasında) Ah Habibe H.. Ne talisiz başım varmış... Habibe H. — Talisiz mi? Ah benim çitlembik kızım.. Kendien iftira etme... Sen galiba talisiliğin ne olduğunu bilmiyorsun? Senin başına konan devlet kuşundan ha- berin yok galiba.. Bu zamanda üç tane erkeğin bir kıza talip olma- 2 ne demektir, biliyor musun, sen? Bu bir kuyruklu yıltlız yavrum.. Caleciğim, kırım.. Za- manımız Ööyle bir zaman ki insan — ayağının dibine — gelen kısmeti — tepmemeli.. Geçenler- de işitmiştim: Dünyanın her bir terafında erkekler azalmış.. Kızlar eli böğründe bekleşip duruyor.. Dullar kaca diye kuduruyor.. Bu gidişle, korkarım yer yüzünde erkekler azaldıkça azalacak.. Son- ra bir gün gelecek kadınlar er- kek diye tavan sarılacaklar.. içim, bağrım süpürgelerine Jale — (Birden gülerek) A, a.. Onası! şey, Habibe Hanım!t, Habibe H. — Hani ağlıyor- duün, ne çabuk güldün? Jale — Sinirimden gülüyorum. Habibe H. — Sen Habibe- ciğin nasihâtlerini dinle. Ben senin ağlamanın sebebini biliyo- rum.. Sen hani o doktorun oğlu Hami Beyi seviyorsun,. Jale — Ah Habibe teyzeci- füm.. Hiçbir şeyle avunamıyorum. Hami Viyanaya gideli iki ay oluyor.. Daha bir satır mektu- bunu alamadım.. Habibe H. Hah.. — İşte. Ya.. Gördün mü oğlan da seni sevseydi şimdiye kadar hergün bir mektup yazmaz mı idi? Zaten seni bu kadar ihmal eden bir adamı nasıl seviyorsun bilmem! Jle — Ah. sen galiba sevgi nedir, unutmuşun Habibe Hanım, Habibe H. — Ben mi unutmu- şum... Ah.. ah.. sevda bir ateşten gömlektir.. İnsan onu bir defa Evtina geçirdi mi çayır çayır yan- mıya başlar.. - İnsanın içine bir kurttur — düşel O ateşi ancak insanın sevdiği söndürebilir.. Evet amma.. kızım, sevda bilen hic- 'at da bilir.. “ Sev seveni hâk ile gyeksan olsa seni Sevme seni sevmeyeni Mısıra sultn olsa , Amma bilirim.. Gönül bu.. Gönül gülistana da düşer çöplü- ğe de.. Benim vazifem de senin gönlünü çöplükten kurtarmaktır kızım.. Ben bugün buraya mah- sustan geldim.. Sana nasihat et- mek için., Bak Caleciğim aklını başına topla.. Son pişmanlık elvermez.. Seni üç kişi — istiyor.. Üçü de Allah — için ekmeğini HABİBE MOLLANIN NASİHATLERİ ( Mikrofon açılırken Jalenin hınçkırıkları ) Ben de karşısına geçtim, mekemmel bir oyun oynadım. Hizmetçiler de kapıdan taştan çıkaran erkekler. Hele bir tanesi tosun gibi deli- kanl. * — Şimdi onları bırak ta | Hami Beyden bahsedelim. Habibe H. — Aman yarabbi senin aklın bir defa o züppenin zülüflerine takılmış.. Tonton kı- zım.. sen bu oğlandan ümidini kes.. bu sevdadan vazgeç, sonra saçını, başını yolarsın. amma iş işten geçmiş olur.. Hazır önüne üç kısmet çıkmışken birinden birine razi ol.. Olmıyacak hulya- lara kapılma.. O Hami dediğin oğlanz Jale — Anıma ne güzel dans ediyor bilsen Habibe Hahım. Habibe H. —E şimdi oynataca- gin,. Kızım kuru dans karın do- yurur mu? İnsan evleneceği adam- nan bötün ömrünü düğümler.. öyle ipsiz, sapsız bir serserinin neresine — bağlanacaksın? — Ayol ev bark sabibi olmak, yuva kur- mak için başka şeyler lâzımdır.. Biri çıkıp ta: — “Kaocanız neci efendim ?,, diye sorsa: — “Dansçı efendim!,, diye mi cevap vereceksin? Haydi hepsini bir tarafa bırakalım.. Bir defa onun ailesi sonradan — görme şeyler.. Hasis mi hasis.. Peyniri çimdikliyen, — yumurtayı — halka- dan geçiren soydan.. Babasının pangada dünya kadar parası, tümen tümen aportumanı varmış.. Halbuki herif hâlâ omuzlarına kadar düşen saçınnan geziyor.. Hamfendiye gelince; © kocasının zıddı.. Handise — haftada bir manto yaptıracak.. Benden be- ter.. Gigisi çıkmış.. - Sütlâç su- ratına hergün elektriknen masaç yaptırıyor. Utanmadan otomofilden aşağı- ya inmiyor. Amma sonra bir hayır işlemeğe gelince karı koca yan çizerler... Hani nerede kibar- bk, nerede zenginlik, insanlık? bakarak kırılışıyorlardı Kızım, beni dinle, erkeğin fazla genci KRadrini bilmez. Sonra memntin olacaksın! Birisi sorsa da kocanız ne iş yapıyor dese diyeceksin ? “dansçı mü » Jale — Camım Habibe Ha- mım.. şimdi dedikodunun sırası mı? Habibe H. — Sırası ya.. bak dinle: Hami Beyin anası olacak karının ne yaptığını anlatayım da gözlerin açılsın: Jale — Ay.. Ne oldu? Anlat bakalım... Habibe H. Hani geçen- lerde annenle beraber kimsesiz kalem, kâğıt, zengin aileleri gez- dikti de para topladıktı. O ara Hami Beyin annesine de gittik... Karı parmaklarında yü- zükler, kollarında altın bilezikler, Cevahirci dükkânı gibi şıkır şe- kır yanuyor.. Ne ise uzatmıyalım, çocuklara kitap almak - için Annen bu düzme maksadını hamfendiye söyledi, — çocuklara demeden, Karı açtı ağzını, yumdu gözünü.. Allem etti, kallem etti.. Bin dereden bin su getirdi, bizi atlatmak istedi.. Ben — dayanamadım.. Yerimden zemberek gibi doğruldum, kalk- tım. Kollarımı sıvadım, eteklerimi belime soktum.. Başladım konfe- ransa,. * Utanın ayol.. Utanın.. Mem- leketin büyükleri işlerini güçleri- ni bırakıpta fıkaralara, düşmüş- lere, kimsesiz çocuklara yardım | olsun diye kapı kapı zenginlerin ayağına kadar gidip avuç açı- yorlar amma kendi hesaplarına değil. Fıkara için yardım iste- mek dilencilik midir? Tu... Sizin kalıbımıza kıyafetinize... Ben Ha- bibe Molla iken bunu takdir ediyorum da siz kasalarınıza yığ- dığımız. paraların istifini bozma- mak için kılınızı kımıldatmıyor- sunuz.. Yazıklar olsun sizin ke- yardım kızım... Hasan Edebiyat r_Selg;uk Sarayında Ömer | Hayyamın Maceraları üç isim, Şarkın en efsanevi büyük kahramanıdır Biri şlir ve edepte beynelmilel bir sima olmuştur. İkincisi asırlarca slıa/uıa dehşet ve kaerku saçan bir din yaratmıştır. Üçüncüsü eski bir Şork veziridir. EŞHAS Habibe Molla — Halide Hanım Jale — Şariye » pazeliğinize.. Sizi gidi vicdam da terbiyesi gibi bozuk pintiler sizi... Ben de sizin foyalarınızı bir mey: dana vurmazsam banada Taşka- saplı Habibe molla demesinler!,, Dedim... Kızım karıyı bir hıçkırık - tüt- Tavuk gibi çırpına çırp- na bayıldı.. ( Oh olsun). De- dim.. — Karşısına — geçtim.. Bir öbek attım.. bir göbek attım. âıh'ımüzı: gelen hizmetçiler ka- tıldılar. Ya.. işte böyle kızım.. Böyle bir ailenin içine girip te ne yapacaksın ? Yarın, öbür gün arala'ında kadidin çıkar.. Haydi yavrum haydi. Sen bu sev dadan vazgeç te öteki taliple- rine bak., Jale — Ya... Öyle ise.. Peki Habibe Hanımcığım.. Ötekilere dair konuşalım.. Peki amma.. Taliplerimden — ikisini — redettik üçüncüsü de (45) yaşında bir adammış.. Ben (20) yaşındayım nasıl olur?.. Habibe H. — Öyle bir olur ki yavrum.. (45) lik bir erkek tam bir erkektir.. Hem de kökü- ne kadar.. Jale — Peki amma Habibe Hanım.. Sen kendinden 20 yaş farklı bir adama varır mısın ? Habibe H. — Elbette çocur ğgum.. ben (55) yaşındayım.. ken- dimden (25) yaş büyük bir erkeğe varırsam (75) yaşında bir erkeğe varmam lâzımgelir.. Halbuki (70) Bk bir erkek posadır.. Malüma.. yaş yetmiş, iş bişmiş. amma seninki.. (45)lik bir erkek tam bir erkektir sen benim dediğime tut... tu.. bak.. benim nasihatlerimi Aldanmazsın.. Jale — Peki Habibe teyze- | ciğim.. Bari ben de sevip bed- baht olacağıma, sevilip bahtiyar olayım.. Habibe — Ah benim tonton kızım.. İşte şimdi inciler dökmiye başladın.. Gel seni öpeyim.. Ber- Ömer Hayyam Sabah ğ Nizamülmülk tarihini bilenlerce meçhul olmıyan bu macerasının üç Pek Yakında BuSütunlar- da Okuyunuz...

Bu sayıdan diğer sayfalar: