10 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

10 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa ÇANAKKALE S$ON POSTA | fagiltere Hüktümoti tarafından Gazi (F —— Ha n0 hediya edilen eserin teroüimesi. HİKÂYE Bu Sütunda Hergun “Asker Çıkarılırken Türklerin Mu-' Ükavemeti Üzerine Halbuki suyün azlığı hasc- — bile, fazla miktarda — hayvan — çıkarmak zararlı olabilirdi. Ayni zamanda ihraç kıtaatının mik- tarını azaltmadıkça ilk hamlede — karayahayvan çıkarmak ta müm- — kün de ğildi, bu müşkülâtı yen- - himmat — arkadan hususi mek için bütün erzak ve mü- sistemi — baştanbaşa değiştirilmiş, karaya çıkarılacak hayvan miktarı yarıya indirilmiş, ileri hareketi yapıldığı takdirde — mühimmat arabaları, hayvanlar | Ş vasıtalarla ge- | — tirilecekti. — Bu meşeleler - halledilince, — askerleri tekrar vapurlara yerleş- — tirmek, vapurları yeni hamulele- ! — rine göre tasnif etmek ve müte- baki hayvan ve sairenin ihtiyaten — “Mısırda alıkonulmasını temin et- D » B Anl K — mek için emir vermek İâzımdı. Amiral, cenup — mıntakasına çıkarılacak askerlerin azam! üç, — ve şimal mintakasına çıkarılacak — mskerlerin azami dört vapurla — maklini istiyordu. Çünkü o saha- larda karanlıkta ancak bu kadar askerle — manevra — yapabilirdi. taarruz —kolu ise yedi sekiz — vapurla — getirilecekti, buna göre emirler verildi ve sa- | bila çıkarılacak — teçhizat için ayrıca terlibat alındı. Her kıt'a | üiç “günlük erzak” ve 200 defalık | mühimmatla sahile çıkacaktı, ? — makliye gemisi ayrıca her nelc: için yedi günlük erzak ve 300 dizi fişek getirecekti, ilk keşif müfrezeleri beraberlerinde hay- van veya araba filân almıyacaktı, mitralyozlar arkada — nakledile- cekti. | Siper kazmak için lâzım olan | alâtta elle taşınacağından asıl taarruz — kitaatı bütün levazım ve teçhizatile birlikte karaya çıka- caktı.Bütün nakliye gemileri,hâmil — oldukları askerlerin yedi günlük askeri techizatı, su tankları ve sa- ireyi havi bulunacaktı. O hazırlık günlerinde karargâhı umumiye — gelen haberlere göre, nakliye vapurlarında Rols Royce Ford otomobilleri. — motosikletler — ve birçok eski ve hurda toplar vardı. — — Gemilere bindirilecek kıtaat — tefrik edildikten sonra, asker, mühimmat ve erzakı çıkarmak ', için sandallar da tahsis edilmişti. b B n Fakat karaya asker ihraç edil- diği ilk gün Türklerin gösterdiği mukavemet üzerine bu plân tadil edildi, birtakım askerlerin ihracı tehir olundu.AFakat cenup saha- sındaki ihraç mıntakası okadar dardı ki program Aaynen tatbik edilmiş olsa bile, bu askeri an- cak Üç günde çıkarmak müm- kün olacaktı. İşte bu mecburiyet saikasiledir. ki —Avustralya ve Yeni — Zelânt fırkaları başka bir sahaya — çıkarıld. — Düş- man kara kuvvetlerinin şeraiti, askerler İngiltereyi terketmeden — evvel, ince bir tetkikten geçirik fh — mediği için, son dakikada ya- — pilan hazırlıkların birçok sakat- lıkları havi — olması, — içtinabı mümkün olmuyan — bir şeydi. O sırada karargâhı umumiden gön- derilen telgraflar, başkumandan- ; lığın endişede bulunduğunu gös- | let teriyordu. Ordu- ya terfik edilen biricik — mühen- dis, fırka sah- ra — bölüklerine merbuttu ve köp- rü kurmak, yol açmak, ve sa- hilin ihraca mü- sait hale ifrağı için birçok tec- rübeli ellere ih- tiyacı vardı. Ka- rargâha mensup zabitanın bulun- duğu yer tenvir için tertibat alın- mamıştı. Orduya tah- sisedilen mühim- mat ancak bir harbe — kifayet edecek derecede idi. Köprü kur- mak, yol açmak ve saire için de hiçbir — tertibat alınmış değildi. Siper hazırlık- ları da tamamen noksandı, Türk- lere siper kurmak için bir ay müh- verildiğine nazaran, kıtaatın kolaylıkla yürü- mesine imkân yoktu. Şüphesiz siper harbi yapmak lâzımgele- cekti. Halbuki kıtaat yalnız seyyar bir harp için hazırlanmıştı, bir siper barbi için lâzım olan tec- hizattan hiçbiri yoktu. Müstacel telgraflarla İngiltereden, ve Mı- sırd:ııı ı:l bonıh:nı, prıılıop Barbaros zırhlısında şehit olan efrat ve zabitlerimiz namına Narada dikllen Şehitler Âbidesi siper kürekleri, istenmişti. Fakat o sırada garp j cephesinde bunlara - şiddetle ılı- tiyaç olduğu için, karargâh minin bunları tedarik edip gön- dermesine imkân yoktu. Yalnız birkaç el bombası ve siper topu bulunabildi. l Arkasi var ) —a | EMLÂK ve EYTAM BANKASI İLANAI'I EMLÂK VE EYTAM BANKASI İSTANBUL ŞUBESİNDEN Kapalı Zarfla Satılık Emlâk Esas Mevkü ve Nev'i Teminat 419 Cağaloğlu 1 numarah konak (Mefsuh Türk Ocağı binası) Fındıklı Molla Çelebi mahallesi Molla Bayır sokak Ti No. 3950 arşın arsa, Beykoz Tokat Çiftliği Büyükada Dil Mesiresi. Heybelindada Çam Limanı 9-11-13 No, m. arsa, Büyükadada Kamino önü mevkii volisi, 500 Burgazadası Halik volisi, 225 Balâda yazılı emlâk bedelleri peşin tesviye edilmek — şartile ve (kapalı zarf usulile) bilmüzayede satılacağından taliplerin 2.8.932 salı günü saat on altıya kadar Şıılıcmııe müracaatları, (29| Adalarda Ö aksıtle Satılık Arsalar Esas Mevki ve nevi 270-281 Heybeliada Değirmen ıukzk arsalar. 303 Tur yolu 1, 2, 3 No. 5398 m. tarla. 304 # 8 No. 15905 m. tarla 305 v » 6 No. 3777 m. tarla 306 Bayır sokak 2 No. 182 m. arsa 325 “ Şadiye sokak 4- 6 No. hane 335 — Burgazadası Kalpazankaya 1 Ho. fundalık 336 2 No. * 338 Kınılııdı Yalı ıolnk 5T No. 4796 m. arsa 339 Liman çıkmazı 3 No. 3525 m. arsa 35 340 e LNUN a . 20 Balâda yuılı eııllk sekiz taksitle bilmüzayede satılacağından taliplerin 25-7-932 Pazartesi günü saat 16 da Şubemize müra- cn(leu. (24) 1900 800 4400 1000 17275 225 343 Teminat Muhtelif 170 400 80 15 25 36 33 50 " | nayım? Yok işte, — N& yapalım anne, bu ay biraz daha idareli hareket ederiz. — İyi söylüyorsun amma, yir- mi dört lira, hergün için bir lira I bile düşmüyor, bu sabah elektrik- çi geldi, dört yüz altmış kuruş istiyor; — sütçüye de üç lira ve- receğiz |. — Üç lira değil annel.. —Peki üç lira olmasın, iki yüz seksen kuruş. Hesap et bakalım ne kadar tutuyor.. Elimizde ne kalacak ?.. — OfF, bırak şimdi bunları.. — Sen hiç düşünmüyorsun, ev ne ile dönüyor, apatrımanın kirasını geçen ay vermedin, bu ay da veremiyeceğiz.. — Ne yapalım anne, eski a- dıklarına saysın.. — Süleyman Bey birşey söy- lemiyor amma; bu gidişle söyliye- cek, bizi odasında bedava otur- tacak değil yal.. — Apartıman, . apartıman, a- partıman, başlarına yıkılsın apar- tımanları.. Bıktım artık, ne yapa» yım anne; altmış lira maaş, şuna ver, buna ver, elimde ne kalıyor? Söyle ne yapayım, nereden kaza- yok!.. Yokl. | Yok.. siper bombaları | ı | — Herkes yok dinler mi?.. — Dinlemeyip ne yapacak, şimdi beni söyletme.. Süleyman Beyin künm olduğunu bilmiyor | deği!iı.. Yırtık - pabuçla - gezdiği | zamanı herkes söylüyor.. Talii | varmış, zengin olmuş, bizim de taliimiz yokmuş, bu hale gelmişiz. — Bırak şimdi bunları, beni dinle!. Amma biraz mutedil ol, ne yapalım, Allahtan ümit kesil- | mez., İyi dinle amma, birdenbire parlamıya lüzum yok.. Ne sorar- sam ona cevap vereceksin.. — Peki sor bakalım!. — Süleyman Bey bizim ya- bancımız mı? — Evet yapancımız. Çünkü apartmanı var, çünkü biz iki aydır aylığını vermiyen kiracısıyız. — Ben sana dedim.. Hiddet- le değil, güzel güzel cevap ver. Süleyman B. rahmetli babanın bir arkadaşı.. — Amma ©o arkadaşlık oski zamanda kalmış!.. — Ne söylesem nafile, sen inat etmişsin. Bir türlü inadından dönmüyorsun.. — Peki öyle olsun, ne ola- cak?.. — Süleyman Beyin kızı Nevini sen benden iyi bilirsin, iyi huylu, iyi tahsil görmüş ter- biyeli güzel bir kız.. — Yani ben Nevini mi ala- yım ?.. — Zorla fakat al, demem, Nevini sen de beğenirsin!.. — Aparltımanile, — babasının zenginliğile hergün karşımda ka- baracak. — Yok haksızlık ediyorsun, Nevin o kadar terbiyesiz kız de- gildir. — Anne sen bilmezsin, çıl- dıracağım, kendimizi geçindirmek- ten âcizirz, sonra bir de Nevini alıyorum. Hem zengin Nevini... Bırak Allahı seversen anne, ben uyuyayım. Yarın da ertken kal- kacağım. — Sen bilirsin çocuğum I. — Allah rahatlık versin annel — Allah rahatlık versin yav- rum 1. * Nihat odasına girdi. Hemen Ğ e Küt Sakücülü Ki | sevinçten ee Yazan: Esat Şefik Plân Değiştirildi Apartımandan Odaya yalıp uyı.ıyıcık mıydı?. Hayır.. Annesine yalan söylemişti. Hiç amma hiç uykusu yoktu. Bu mevzu üstünde daha fazla konuşmayı — istemiyordu.. Nevin güzel bir kızdı.. İnci gibi bir kız.. Nevinle evlenmeyi ister- di. Amma ne yapsın ki bu maaşla ana oğul geçınenııyoı'lır Bir de =evın inzimam — ederse.. Sonra levin —iyi yaşamıya — alışmış. Nihadın yyıudıgı hayata tabammül edecek mi? Annesinin düşündüğü — başka, © Nevinle izdivaçta dıhı bııkı ylu ediyor. â kızını verdliı erkeğe lnrhılh yardım edecektir, tabil annesine de bundan bir hisse , bu Fena vaziyetten kurtu — Nihat! Hâlâ ııyıııııdıı mı çocuğum? !,. — Şey anne; uyudum da uyan: dim.. — Artık elektriği söndür de uyu yavrum. Vakit geç oldu.. — Peki anne!.. Annesi kapının önüne gı elektriğin yandığını görünce ©0| lanun daha yatmadığını ıılımdı. — Zavallı çocuğum, kimbilir ne kadar üzülüyor?!.. Yavaş yavaş kapının önünden çekildi., Odasına gitti. * —Anne, senin okadar beğen- diğin Nevini gördün yal Sefaleti- mizden âdeta zevk duymuş bir hâli vardı.. Bir evin bir odasıni tuttuğumuzu — söylediğim zaman gözlerinin içi — gülü- yordu, — Belki sana öyle gelmiştir. — Hayır anne emin ol., — Süleyman Beyleri ben bu kadar fena insanlar zannetmi- yorum. — Fona, fena.. Ne iyi ettik te buraya tTüşindik. Gerçi bir | tek odada yaşamak güç ammal, — Zarar yok çocuğum gön- lümüz rahat olsun.. * — Anne ben Nevinle nişan- landım.. — mi yapıyorsun, yoksa sen çılı dııııı?y Nihat?. Aramızda bu kadar şeyler geçtikten, biz buraya çe- kildikten sonra.. — Hayır anne ne şaka, ne çılgınlık, yanıma gel de anlata yım., Sen sokağa çıkmıştın, ben şurada oturmuş gazete okuyor- ıı& dum.. 3 açtım.. şık, ç b Haai vbir' Takda y kiğe nın önünde görmiyeyim mi ?.. Yine ghl:nııln içi gülüyordu.. Niye geldin, diyemedim. Artık sizi görmek istemiyoruz, haydi git, diye kovamadım. * Öh, dedi, buraya - taşındı- ğınıza ne kadar sevindim.. Nerede. nasıl yaşarsan yaşa: daima seni sevdiğimi, seni seveceğimi sana söyliyebilmem için bu ne iyi bir vesile oldu. Ötede iken bunu söyleseydim — belki omuz — sik- kerdin.. — Fakat buraya — ben kendi evim gibi geldim.. Se- nin bu odanı müstakbel yuvam kadar benimsedim.. Ben seni seviyorum.. Seninle evleneceğiz babam da annem de böyle isti- yorlar. , Biribirimizin — kolları atıldık, ve nişanlandık. — Ben sana söylemez miydim Nihat?! SN.yınııı Beyler fena imsan değildir.. Anvne Nevine gelinlik çok yakışacak değil mi?. arasına

Bu sayıdan diğer sayfalar: