14 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

14 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kulağımıza Çalınanlar -Altın Tabakta Kuru Kahve.. Kahve fiatlerinin alabildiğine yükseldiği günlerde idi. Çiçek pazarında dolaşıyorduk. Ortası koyu kahve rengi, kenar- ları açık sarı bir çiçeğin önünde durduk. Bizim arkadaş sordu: — Bu çiçeğin adı nedir? Çiçekçi: — Vallahi, dedi, asıl ismini bilmiyorum.. Biz “ altın tabakta kuru kahve ! ,, deriz. Ben güldüm : — E... dedim, okkası liç yüzü bulunca mübarek sahiden altın tabakta içilir hâle geldi... Kondi Kafese Girmez Evinde bir kanarya besler. Her sabah elile parça şekerini, yeşil yaprağını, yumurta sarısını, suyunu kafese koyar. Kanarya şakır şakır. öterken © da karşısına geçip keyif çatar. Geçen gün ağlamaktan gözleri #işmiş, bana geldi. Sorma, başıma gelenleri... Benim o güzel kanarya yok mu? Sözünü kestim: — Sakın öldü? Içini çekti: lemdi amma, Götmüyor. artık hiç sahibi — bekârdır. — Beni dinlersen sen bir ka- | narya daha al. Yalnız bu ka- Marya... Maksadımı derhal anladı: — Evet amma, o senin dedi- ğin kanarya kendi kafese girmez, beni kafese koyar.. Allah kimin varsa bağışlasın, bana lüzumu yok.. Bastığı Yerde Ot Bitmez... Arkadaşlardan birinin cebin- den bir yirmibeşlik düşmüştü. Bu züğürtlükte, yirmi beş kuru- şün ehemmiyetini kim — inkâr edebilir? Başladık odanın içinde firil firil aranmıya.. Ne masanın altı kaldı, ne kâğıtların arası.. Yok, yok, yokl. Kaybolan paranın sahibi ta- Hhsizliği ve biraz da uğursuzluğu ile tanınmış bir arkadaşa: — Şöyle dur da bakalım, de- di, belki senin ayağının düşmüştür. Birisi atıldı: — Orada nafile aramayın... — Neden? Güldü: — Onun ayağıni bastığı yer- de ot bitmez! Bisiklet Vasikası İzmir ( Hususi ) — Belediye kazaların çoğalmasını nazarı dik- —. kate alarak bisiklete binmek - is- üyen)ue vesika verilmesi mec- buriyetini koymuştur. Vesikası lığı halde bisiklete binecaler ında takibat yapılacaktır. Melatyada Su Meselesi Malatya, (Hususi) — Şehrimi- hal zin suya fevkalâde ihtiyacı var« * dır. Bir şirket teşkili ile şehir-« deki Dermesi nehrinin zirai ve sınaf sahada — kullanılması çok temenni — edilmektedir. Esasen bu yolda bazı teşebbüsler icrası- na da başlanmıştır. Yakalanan Hırsızlar Manisa 12 — (Hususi) — İki ay evvel şehrimizde Nasır Beyin | evini soyarak kaçanlar şiddetle aranmakta idi. O devam eden tahkikat neticesinde bırsızlığın faili konyalı Mehmet dün yakalanmıştır. Çalınan eşya- — lar da müsadere edilmiştir. altına | vakittenberi | SON POSTA — MEMLEKET HABERLERİ ]îîîî Edremitte Bolluk Ve Ucuzluk a. 2diye İyı Çalığıyor, Tâaze Meyva- ların . Okkası Beş Kuruşa Satılıyor Edremit, (Hu- — sususi) — Pek hızlı değil, fa- kat senelerden- beri devam eden umran hareket- BE leri — sayesinde & bugün kasaba- miz cidden se- vünli bir manza- ra kazanmıştır. Edremit esasen Türkiyenin bek Kbaşlı — istihsal « mer kezlerin den biridir. Kasabamız civarında ötedenberi her — türlü toprak mahsulü bereketli bir de- recede yetişmektedir. Bu itibarla Edremitin kıyme- tini bilmemiz ve bu kıymeti ted- rict surette arttırmak suretile de- vam ettirmemiz |âzımdır. Halkı- mız çok çalışkandır. Burada tem- bel adama tesadüf etmek çok müşküldür. Şehir, -öyle zannedi- yorum ki, diğer kasabalardan bir- çoğuna nazaran daha bakımlı ve daha temizdir. — Hattâ İstanbul sokaklarının bu yaz gününde kâfi derecede — sulanmadığım — veya Muş Kasabası — Ucuzluk Rekorunu Kırdı Muş, (Hususi ) — Bizim şirin kasabamız yüzlerce üzüm bağı ve bu bağların içindeki köşklerle sarılmış bir haldedir. Memleketin diğer taraflarında olduğu gibi hayat ucuzluğu burada da vardır. La senc ortalığın biraz kurak olmasına rağmen bir ölçek, yâni 18 okka buğday bir hafta evvelina kadar yirrsi dört gümüş Luruştu. Fıkat bugünlerde otuz Luruşa kadar ylikselmiştir. Ayrıca yedi tane taze yumurta üç kuruşa güzel vo yağlı peynirin okkası 6 H4 B Luruşa, kaymak yirmi ku- ruşa satılıyor. Burada en güzel etin okkası on bir kuruştur. Ayrıca yoğurdun okkası kırk yara, tereyağının okkası da otuz kuruştur. Geçen sene bir mer- kep yükü karpuz on beş kuruşa bir okka domates otuz paraya, yedi tane patlıcan iki kuruşa satılmıştı. Bu sene mahsul bol olduğu için fiatler biraz daha ucuzlıyacaktır. — Köylü C. Tekirdağlıların Temennisi Tekirdağ ( Hususi ) — Vilâ- yetimizin güzel ve ihtiyaca elve- rişli bir itfaiye teşkilâtı vardır. Fakat buna rağmen sokakları- mıizın sulanmadığı göze çarpıyor. Bu cihetin nazarı dikkate alın- masını bekliyoruz. Riyonda büreşler Ayın 22 inci günü Afyonka- rahisarında büyük güreş müsa- bakaları yapılacaktır. Muğlada İhracat Muğla, 12 (A.A.) — Haziran ayı içinde Türkiyeden 168 kara sığır, 124 koyun, 274 keçi, 218 kanatlı hayvan, 700 deri ihraç edilmiştir. Güzel Edremitten bir manzara sulanamadığını — işittikçe hayret etmiyor değiliz. Çünki bizim be- lediye bu sıhhat ve temizlik işini ihmal etmiyor. Sokaklar her gün sulanıyor. Nezafet işleri de vasat derecenin fevkinde bir. ehemmi- yetle nazarı dikkate alınmıştır. Hayat ve geçim şartlarma gelin- ce; kasabamız - buğün, diğer se- nelere nisbetle bariz derecede ucuzluk manzarası arzediyor. Me- selâ: Erik, elma, armut, kayısı gibi taze yaz meyvaları çok ucuzdur. satl ol.ır.ı.( beş kuruşt an — fazla değildir. Temiz, semiz. ve buz gibi etin okkası kırk beş kuruş- tür. Sığır eti kırk, kuzu eti otuz beş, dana eti de otuz. ku- ruştur. Kasabamız eğlence yerlerine malikiyet — itiba- “ yile dezengindir. İki tane sinemamız vardır. — Ayrıca iki tane de tiyatro mevcuttur. Cuma günleri de halk park- larda eğlenceli vakitler geçir- mek fırsatına maliktir. Yarım saat kadar ötemizdeki Akça mev- kü bu yaz günleri cıvıl civil ve çok sarhoş bir manzara arzedi- yor. Fırsat bulan herkes buraya giderek deniz banyosu alıyor. Kasabamız spor noktasından da canlı ve hareketlidir. İdman Yurdu klübü çok çalısıyor. Ge- çen hafta mıntakalar arasında yapılan atletizm müsabakalarında sporcularımız şayanı dikkat bir Bunların hepsinin okkası va- | vırlık göstermişlerdir. — Nu Anadolünun Meyva Deposu Uluborluya Bir Konser- ve Fabrıkası Lâzımdır Meyvasile meşhur Uluborrunun umumi! manzarası Uluborlu ( Hususi ) — Cenubi Anadoluya yaptığım bir seyahatte yolum Uluborluya uğradı. Kari- lerimize daima ( Tire ) nin yeşil- liğinden — bahseder — dururdum. Meğer İç Anadoluda cennet gibi güzel yerler varmış ta haberimiz yok. Suyunun, havasının gözelli- ğine inzimam eden yemyeşil ova- sı, eşi bulunmaz bir manzaradır. Yazın kasaba içerisinde kimseyi bulamazsınız. Metruk bir vaziyette- dir. Herkes bahçesindeki kulübe- sine göçüyor. Uluborlu mükemmel bir sayfiye mahallidir. Hayat ise çok ucuz. Meyvanın her türlüsü ve en nefisleri burada — yetişiyor. Ne yazık ki vesaitsizlik yüzünden harice sevkedilemiyen meyvalar çürüyüp gidiyor. İstanbulda 30-40 kuruşa satılan elmanın ve nefis armudan okkasını yüz paraya alan bile yok. Bu memlekeli ihya edecek olan bir konserve fabrikasının İnşası en mübrem lhtlmlırmdq'_q birldir. Alâkadarların teşebbüsü — ile bu zaruretin bir an evvel izalesi lâzımdır. Fakat şunu da haber vereyim ki ( 1400 ) haneli ve (8000 ) nüfuslu olan bu kasa- bada tahsile çok fazla ehemmi- yet veriliyor. İstanbuldaki yüksek mekteplerde, hatta — Avrupada bile birkaç talebesi varmış. Ka- dınları da çok gayyur va - çaliş- kandır. Müstehlik değil, müstah- sildirler. Kışın mütemadiyen ço- rap örerler. Bundan kazandık- ları para ile zati ihtiyaçla- rını temin ederler ve kocalarına yük olmazlarmış. — Yazın da bir erkek gibi toprak işlerile meşgul oluyorlar. Kazanın genç Belediye reisi Hüsnü Beyin imar hususun- daki fanliyeti şayamı takdirdir. Kasaba büyük bir dağın ya- macında kurulduğu için her ta- rafı inişli, yokuşludur. Resimde görüldüğü veçbile evlerinin üzeri kâmilen topraktır. Fakat son senelerde — inşa cdilen binalara kiremit konmuştur. Tire muhabiri: Recai Bir Tarih Ve Bir Roman Nurullah Ata Almanya'da — Emil Ludwig, Fransa'da Andre Maurois roman Üslübu tarih ve tercümei hâller yazarak karilerde bir tarih mes rakı uyandırdılar. Bununla tarih ilmine, hakiki tarih kitaplarının satışlarına bilmem hizmet ettiler | mi? Bilmem ve doğrusu pek te | Zannetlmem. Bu tarz bugün muhtelif şekil- lerde tatbik ediliyor; ekseriya muharrirler kitabın tarih kıyme- tinden ziyade roman — tarafına ehemmiyet veriyorlar. Saydığım o iki muharrir bu hataya hemen hemen hiç düşmüyorlar. Maama- fih ben bu tarzı esasen pek doğ- ru bulmuyorum: İnsana emniyet vermiyor. Bu işin belkli en büyük üstadı olan İngiliz I.ytton Sitra- chey'nin kitaplarında bile insanı tamamile tatmin edea bir hâl yolke. Bütün bunlar eserlerden zi- yade tarza ait itirazlardan ve tarz kabul edildikten sonra eser-« lerden bir kısmının — muvaffak olmuş, alâkabahş — eserler diye karşılanmasına mâni — değildir. Emil Ludwig'in kitapları bunlar arasındadır ve bir eserin derhal rağbet görmesi için lâzımgelen bütün meziyetlere ve kusurlara maliktir. Haydar Rifat Beyin tercüme ettiği temmuz 1914ü (1) bu ga- zetenin karilerine takdime hacet yoktur; çünkü onu kitap hâlinde çıkmadan evvel tefrika sütun- larımızda — okudular. Muharririn anlattığı şeyler hepimizin Üzerin- de en derin tesirler bırakmış olan bir. vak'anm — umumi, harbin başlangıcının tarihidir. Muharrir — bittabi hâdiseleri kendi siyas! görüşlerine göre tahlil etmiştir; onlara iştirak ete mesek bile yine alâkadar olma- mıza mâni değildir. Haydar Rifat Bey bu kitapla beraber daha birçok siyasi, içti- edebi eserler de — tercüme etmiş. Bunlardan bir tanesini, meşhur. Rus muühaniiri Tur- genief'in * İlk aşk , (2) isimli hikâyesi de — var. Bu küçük roman tatlı tatlı okunuyor: Safça bir delikanlının iÜk aşkıı anlatı- yor. Fakat muharririn biraz müse tehzi bir üslüp ile anlattığı bu hikâyenin arkasında ölümle ne- #celenen bir ihtiras hikâyesi de var ki kitap bittikten sonra da insanın aklında uğultuları kalıyor, Bunlardan başka birçok ta tipler var. mai, Temiz yazılmış, birtakiım hissi vak'alardan ziyade hislerin tah- lilinden istifade etmek istiyen bir roman. Bu kitapta klâsiklerin san'ati değilse de onlara pek yaklaşan bir san'at var. Gerek tercüme, gerek telif birçok ma- nasız yazılardan bıkmış olanlara edebiyatı yine sevebilmeleri, on- larla zehirlenmiş olanlara da bi- raz iyileşmeleri için bu romanı tavsiye ederiz. (1) Bir cilt, Hüsnütabiat matbaası, 150 kuruş. (2) Bir cilt, Ahmet Ihsan matba- ası, 100 kuruş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: