29 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

29 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya Garibeleri Tiyatronun Bir Asırlık Tarihinden Herhangi bir sinemaya gider- seniz gidiniz, sizi kapının önünde siyahlar giyinmiş, beline de dan- telden bir önlük takmış bir kadın karşılar, — biletinizi — alır, yerinizi gösterir, sonra bir pro- gram uzatarak önünüzde ufak bir bahşiş bekler. Bazılarından alır, bazılarından ise sadece kuru bir teşekkürle mukabele görür! Fakat kadıncağıza hiç bir- şey vermiyenler — bunların ay- hksız olduklarını, hatta bilâkis bu kapıya yerleşmek için üstelik az çok bir para verdiğini acaba bilirler mi? Bizde bu kadınlara galiba (Kontorol memuru) derler, Fran- sızlar ise bunlara yol gösterici nanasına gelmek Üzre “Ouvrecuse,, ismini verirler. Anlatıldığına göre “Ouvreuse,lük tam 1817 senene- sinde ve garip bir hâdise müna- sebetile teessüs etmiştir. Size bu hâdisenin ne oldu- ğunu anlatayım : —IBIT senesi martının 22 inci günü Pariste milli tiyatroda Yer- manikus piyesi temsil ediliyordu. Eserin muharriri olan Arnault, az evvel sukut ederek Napolâo- na merbutiyetinden dolayi idıre.- yi henüz ele almış olan kral ai- lesi tarafından nefyedilmişti. Bu hususiyet dolayısile seyir- cilerin azim kısmımı Napolöon taraftarları teşkil ediyordu ve bunlar eserin şurasında burasın- da geçen imaları şiddet'e alkışlı- yorlardı. Buna mukabil seyirciler arasında bulunan kıral - taraftar- ları ise mütemadiyen ıslık çalı- yorlardı. O tarzda ki, eserin birinci per- desi bitmeden evvel iki taraf ara- sında kavga çıktı, bastonlar ve iyeler havada uçuşlu ve :::::ıyı:e: zabıtanın müdahalesine lüzum görüldü. , Ertesi gün de bu eserin bir daha temsili menedildi. Fazla olarak polis müdüriyeti bir tebliğ neşrederek: — Halkın tiyatroya şemsiye ve baston İle girmesinin y olduğunu bildirdi ve bu tebliğ neticesinde de her [lfynn.dı bu gibi eşyanın muhafazası İçin bir vestiyer tesis edildi. İşte tiyatrolarda kontrol murluğu veya “Ouvrevselük,, hâdise neticesinde teessüs € tir. Fakat bilhassa çıkan bir emir- nameden anlıyoruz ki, halk bı::: ve şemsiye gibi eşyanın muba- lıı::ııııy m:kıhil kendisinden İstenilmekte —olan — parayı çok örmüş, itirarda bulunmuş 'f :ııııu:“ uzerine — Polis Müdüri- yeti bir tebliğ neşrederek, muha- faza için vestiyere verilen eşya” nın beher parçasına ancak - İl metelik Ücret verileceğini bildir- miştir. Şu (iki metelik) kelimesine dikkat ediyor musunuz? Bugün bazı yerlerde on, bazı yerlerde İse yirmi kuruş veriyoruz. Yani yirmi defa fazlasını! Şurası da var ki, o zamanlar- da kâğıt paranın ne olduğu bi- linmediği gibi hayat pahalılığı da malâm olmıyan şeylerdendi. me- bu | telif | sık sık tekerrür | bunların yanında SON POSTA Sayfa 7T aRDETa z —— En Garip Hâdise Amerikada Bir Erkek Karı- sını Bir Türlü Tanıyamıyor Bu Garip Hâdise, Şiddetli g;ır Buhranının Doğurduğu İsimsiz Bir Hastalıktan İbarettir Dalgınlık ve unutkanlık — en akılli ve zeki geçinen insanları bile zaman za- man çileden çı- karır. Bilhassa unutkanlığın mulr tezahürle- rine hepimiz şa- hit olmuşuzdur. Yanımızda duran şapkayı, elimiz- deki kalemi ara- dığımız zamanlar eder. Dalgınlığa ait muhtelif hikâ- yeler dinlemişiz- dir. Meselâ, yeni taşındığı evi unu- h:ak, DA ineceği istasiyonu şaşıran adamlar tümen tümendir. Fakat bütün şaheşer bir unut- kanlık — hâdisesi gibi telâkki edi- lecek olan bir garibeyi Amerika gazetelerinde oku- duğumuz zaman doğrusu büyük bir hayret içinde kaldık. Bu garip hâdise bir keğin üç sene evvel evlendiği karısını tamamen unutması ve ta- nıyamamasıdır. Bu hâdise, Ame- rika doktorları arasında uzun münakaşalara sebep olmuş, fakat kat'l bir netice verilememiştir. Biz burada meseleden etraflı tte bahsedeceğiz. ıureH“i"' Amoâlîııdı Filadet- fiya şehrinde vukubulmuştur. Bu şehirde oturan Mister | Grik Menç isminde zengin bir erkek vardır. Kendisi büyük bir şapka ticarethanesinin sahibidir. İlk zamanlar İşleri çok iyi gitmiş ve genç yaşında zengin olmuştur. Şimdi otuz iki yaşındadır. Bundan üç sene evvel evlenmiş- tir. Aldığı kadın hem zengin, hem de güzeldir. Esasen vaktile biribirlerini sevmişler, aşklarına hayatlarının sonuna kadar sadık kalacaklarına dair Noterde bir de mukavele imzalamışlar ve sonra debdebe ve tantana içinde ev- lenmişlerdir. Evlilik hayatlarının ilk demleri çok güzel ve çok zevkli geçmiştir. Hatta yeni evli- ler bal ıylır:lı(ı bîrwAvnıpı_ se- i yapmak suretile ge yıhî;r:nıı:mn uıuhund!kig'a ler, Dazür — sahillerinde çok — tatlı ünler yaşamışlardır. ? Cî;ığl kadın kocasını çok sevmektedir. — Kocasının küçük bir başağrısı genç kadını çok müteessir — etmektedir. — Fakat tikçe karı, koca ara- ::ı:il:fdzeçıovgi ve mubabbetin ti azalmıya başlamıştır. lıuâînı.ilıiııd seneden sonra yüksek sesle münakaşalar ve dil — kavgaları bile — kendini göstermiştir. Mister Grik bu yaziyetten — müteessir — olmıya başlamıştır. Çünkü ona göre, bütün. bü — ka güzel karısının huys arı yüzünden Miser Grik cinnet halinde çıkmaktadır. Şu halde bu vaziye- tin önüne geçmek ve çok sevdiği karısını günün birinde macburi surette kaybetmemek için bazı fedakârlıklara katlanmıya karar vermek İâzımdır, Bu düşünce ile hareket eden Mister Grik karısını kavgalı hu- yundan vazgeçirmek maksadile mali fedakârlıklara katlanmış ve bu arada müessesesine bir müdür tayin ederek bütün vaktini karı- sının yanında geçirmiye başla- mıştır. Fakat bütün bu tedbirlerin hiçbir faydası dokunmamış, bilâ- kis güzel karısının huysuzlukları iden güne artmıştır. Nihayet günün birinde bir aile balosunda müthiş bir hâdise patlak vererek herkesi — hayrette — bırakmıştır. Mister Grik kendi aile dostla- rından birinin — villâsında veri- len bir yaz balosuna karısile beraber gitmiştir. Balo çok neşeli ktedir. Şayanı hayrettir ki, Mister Grikin karısı o gece hiç huysuzluk yapmamış, kocasına karşı çok munis ve iltifatkâr >“davran- | mıştır. Mister Grik hayret için- dedir. Bu vazi- yete — bir inanamıyor, an- cak karısının mü- tebessim çehre- sini bir hayır alâ- meti olarak tek lâki etmekten de kendini alamıyor. Fakat gece ya- rısından — sonra balonun en zevk- li bir dakikasın- da kar, koca arasında — hâsıl olan çok ehem- miyetsiz bir hâ- dise mütbiş bir gürültü ile neti- celeniyor. Miser Grik karısına bir şampanya ikram etmiş, güzel ka- dın içmiyeceğini söylemiş, fakat kocası israr edin- ce işdeğişmiştir. Bu ısrar kar- şında kadın fena halde hiddetlen- miş, bütün kibar ailelerin toplan- dığı bu muhitte ' enr hızlı ıullı- kocasını - tahkir etmiş, fakat kendisi de bittabi rezil olmuştur. Bu kölü vaziyet kocasına çok fazla tesir etmiş | olacak ki, adamcağız biraz sonra müthiş ihtilaaçlar içinde düşüp bayılmıştır. Derbal — doktorlar — yetişmiş, fakat adamcağızı ayıltmak çok kolay olmamıştır. Mister Grik artık adamakıllı — hastalanmıştır. Konuşamiyor, yemek yiyemiyor ve ayakta duramıyor. Bu buhranlı vaziyet tamam bir aydan fazla devam etmiştir. Sarfe- dilen yüz binlerce dolara rağmen Mister Grik ancak bir ay sonra biraz kendine gelebilmiştir. Fakat asıl feci vaziyet ondan sonra aşlamıştır. Etrafındakileri hayal meyal seçen Mister Grik, karısını tanı- yamamaktadır. Dostlarından bir- çoğunu eskisi gibi tanıyan ve onlarla hafif musahabeler yapa- bilen bu zavallı adam, karısını tamamen unutmuştur. O kadar ki adamcağız evlen- diğini bile hatırlıyamıyor. Bunun evvelâ bir rol olduğu — zannedil- miş, fakat doktorların kat'i teş- hislerinden sonra vaziyetin çok ciddi bir faciadan ibaret oldu- neticesine ğu varılmıştır. Adamcağız artık karısını tama- men unutmuştur. Güzel kadın | günlerce “ kocacığım ,, hitabında bulunduğu ve eski hatıraları an- lattığı halde Miser Grik karısına karşı sedece şu cevabı. vermek- tedir: “ — Zannederim ki yanlışınız var. Ben henüz evlenmiş değilim.., Fakat işin asıl feci ciheti bu hâdiseden sonra kadının kocasına karşı — yaptığı — huysuzluklardan nedamet ve günden güne ağlıyarak erimesidir. türlü | Dünya Hâdiseleri Çıplaklar AÂrasında Geçimsizlik Herkes bilir ki, çıplaklık mo- dası dünyanın her tarafına sira- yet etmiştir. Çıplakların maksadı, sıhht ve temiz bir hayat yaşa- mak, vücudu — elbisenin İçinde hapsetmiyerek — cildi hava ile doğrudan doğruya temas ettirip azami İstifade temin etmek. Almanyadan sonra bu cere- yanın ilk intikal ettiği memle- ketlerden biri de Fransadır. Fransız çıplakları, aralarında bir şirket kurarak 10 - bin liralık bir sermaye toplamışlar, Paris civarında bir yer satın almış- lar ve buraya Fizyopolis is- mini vermişler. Sermayeleri az olduğu için, ileride umumi bina- lar yapmıya intizaran, herkes kendi ikametgâhımı kendisi yap- tırmış, masraflar bu suretle taksim edilmiş. Fakat ortada hususi bir masraf mevcut değilken idare heyeti, Fransız çıplaklarına bir gün bir hesap çıkarmış ve top yekün hepsini birden 15 bin lira | borçlandırmış. İş bu merkezde iken çıplak- ların nazarı dikkatini bazı garip hadiseler celbetmiye — başlamış. Bir kısmı polis, bir kısmı maarif teftiş erkânı diye, son zamanda birtakım elbiseli kimseler, çıplak- ların malikânesini hergün ziyaret etmiye başlamış. Çıplaklar bune dan da kuşkulanmışlar ve öğren- mişler ki bu elbiseli adamların hiç bir resmi sıfatları yoktur. Para —mukabili, kendi — idare heyetleri tarafından içeri alın- makta ve bir nevi cambaz teşhir edilir gibi kendileri bu adamlara teşhir edilmektedir. Fizyopolis — sakinleri, bunun Üzerine gerek idari işlerden ve gerek bu teşhir meselesinden | dolayı mahkemeye müracaat ede- rek idare heyetleri hakkında dava açmışlardır. Şimdi muhakeme saf- hası merakla bekleniyor. Romanyadaki Ev- lenme Panayırında Bükreş 27 (Hususi) — Tran- silvanyada Gena isminde bir köy vardır ki, burada her sene tem- muzüun 17 inci günü bir kadın panayırı — kurulür. Buna, kadın | panayırındalı — ziyade — evlenme panayırı demek daha doğru olur. O gün, bu köyün ve civarın evlenecek - kızları, yanlarında ai- leleri, önlerinde de teşkil eden olduğu — halde — köyün sından geçer ve köye hâ- kim clan tepeye çıkarlar. Ay- ni zamanda evlenecek delikan- çeyizlerini canlı — hayvanlar orta- hlar da bunların önlerinden ge- çerek içlerinden hoşlarına giden kızı beğenir ve talip olurlar. Bu seneki toplantının hususiyeti pa- nayıra birtakm zengin, fakat biraz yaşlıca bazı Amerika kadın larının iştirak etmesi olmuştur. Bunlardan üçüne, Üç çiftçi delikanlı talip çıkmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: