29 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

29 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nfen_ııu; <a İ : e T - =.J=#='r— TİMUR v ll — Bir Harp Nisbetsiz Timur Mücadelçyi Yalnız öğrenmek - istediğim şey şudur: Binbaşıyı mı, Teke! Baga- turu mu istiyorsun? Beni sever- sen sıkılma, söyle. Cihangir Timur, kalbini biraz daha kuvvetle bastırirken - genç ve güzel Ulcay, bir yünah itiraf eder şibi sıkıla sıkıla, üzüle bü- züle mırıldandığını işitti: — Binbaşıyı!l... Timur, gözlerini açtı, etraf.na bakındı. Süvariler, yavaş yavaş ilerliyordu. Kızıl tuğlu bayrak, endamlı bir di!ber gibi nazhı naz- li sallanıyordu. Arkadaki ordu gürültülü bir şetaret içinde yürü- yüp geliyordu. Etraf boştu, yol çıplaktı. Göz okşıyan bir küşe gönül açacak bir manzara yoktu. Aksak Cihangir, bu boeş, bomboş yoldan yözünü çevirdi, yine mâa> ziyi temaşaya daldı. ç Şiradi Uscay batunla evlcir miş can genç binbaşının dah.! hummalı bir. bayat R"_i'd_ t gösüyordu. Kazgan Han bldîırağ- feci bir müştü. Maveraümnehirde bi anarşi — yüzgöstermişti. |leı.gnn yeni bir suikast, yeni bir boğuş- ma, yeni bir kan bayramı vardı. Ölenlerin cenazesi - kalkmadan öldürenlerin cesetleri sokağa atı- k k hyordu. Bütün bu — kargaşalı! ima görülüyor ve — sesi- daima işitiliyor. Ö, demirden mütekar- rik bir sütun gihi her yerde ha- zır ve herkesin f:vk_inde. 'Timur gözlerini “sımsıkı kapı- yarak bu kavi ve cesur gencin şehirden şehire, evden eve dolı'ş- masılı, tekkelerde tesbih ı,-rtırp mesçitlerde namaz k—aı_ll. lalarda emirler verip köylverdt nutuklar bağırmasını nyı:ıdııy:. Genç binbaşı, lıir_ ı_ırılık_ı" oı'y ". garip intirikalar s::; kc:nunızı B bir gece yarısı n rılıyor. Yanında — altmış kişi ve bindiği atın terkesinde Ulcay batun var. Aksak cihangir, ul_ıncı dı:- katile — olanca hwınyellec u vaziyeti tetkik etmektedir. Genç binbaşı, bu küçük kalabalığın başında ve ye gidiyor? Meçhul. __İ*ı'ıkı:ı "bl“ll idiş, boş bir gidiş değil Ç A merkantten sabaha karşı * kafile daha çıkıyor. Bu kafile, muntazam surette silâhlanmıştır.- We bin kişiden mürekketir, başın- da Tekel bağatur vardır!.. Demek ki bir, iki sene evvel Uluz'clnluı: almak için gizli bir rekabet ge€ ren bu iki silâhşor, şimdi açık bir husumet sahasına atılmışlar- dir. Ulcayın kocası olan gc:çi görünüşe göre kaçmak ve_Tı_e. Bağatur, — kovalamak yaziyetim ded'llı:i:um'. bir. harp sahnesinde nisbetsiz iki kuvvetten 87 olanın kaçmak, çok bulunıx.ııfı.y.akala; . mak için yaptıkları biribirine :'ıe ae izeli hareketleri, birinin endişet — * eli yürüyüşlerini s€Y ndeki manzarayı diğerinin neşeli y reder gibi bayali ; takip ediyordu. Ulcayın I;m)'ı: , kendisine sımsıkı Yü ::::ng;:ıîıpk kolların Iıararellıle her saniye biraz daha kuvvetle- nerek atını dört mala lmıîlon.r yor, küçük ve pürtlelâş kafilenin en önünde bulunuyordu karısile beraber nere- | LENK Muharriri : 4 4 Sa İki Kuvvet .'I'aAh_ağ;üTEdîyordu Bu gece yürüyüşü, ertesi gü- nün öğle vaktine kadar devam etti. Süvariler, yorgunluk duyma- makla beraber atlarda takat kalk- mudı. İlkin üç, beş, daha sonra yirmi, yirmi beş at yürümekten kesildi, geri kaldı. Daima önde | bulman genç binbaşı, bu gidişle | karısile yapayalınız kalacağını, ) yahut kendi atının da yorgunlaşıp yıkılacağını —anlıyınca djıginlef-i çekti, ardından güçlükle gelebi- len bir kısım yoldaşlarını topladı: — Azaldık, dedi, adeta yarı- Yadık. - Otuz yoldaş geri kaldı. Hem dinlznelim, hem onları bek- liyelim. Geride kalanlar, argın ve yor- gun, cemiyete iltihak eftikleri vakit genç binbaşı şöyle bir hay- vanlara baktı : — Arkadaşlar, — dedi, artık yürüyemeyiz. Ardımızdan — geli- yorlarsa kaçıp kurlulmıya imkân yok. İyisi hazırlanalım, bizi ko- val-yanlarla — ölüm Allahın emri deyip çarpışalım. Yorgun süvarilerden biri, elile Ulcay Hatunu gösterdi — Ya bu kardeşlik ne olacak? Genç binbaşı, acı acı güldü: — O, bana bağlıdır.. Benim öldüğüm yerde ölecektir. Ve sonra dönüp — karısıra u: — Öyle değil mi Ulcay? Güzel kadın eğlenceli bir tenezzühe iştirak cevabı veriyor- muş gibi sükünetle cevap verdi: — Evet, yiğitim, dediğin gibi! Artık konuşmuyorlar ve bek- liyorlardı. Genç binbaşı arkadaş- öbürleri, yalnız kendi hayatlarını taşıyorlardı ve bu yükü kurtarmak yahut kaybetmek için savaş yapa- caklardı. Halbuki o başka bir hayatı, cihan değer bir hayatı da kurtarmak mecburiyetimnde idi. Atlar, başıboş gibi, çorak toprak üstüne gelişi güzel yayıb mışlardı, yorgunluklarını — gideri- yorlardı. Boğazlarına — geçirilen torbalardan yem değil, uyuku topliyorlardı. Bu imrenilecek bir şeydi. Tehlikenin ayakta tutluğu rubi teyakkuz olmasa altmış yok- daş ta ayni şeyi yapacaklardı, kuru toprağa uzanıp derin bir uyuku geçireceklerdi. ( Arkası var ) “SON POSTA MER KAT ERYE ve Halz Yevmi, Siyası, Mavalu gazetesi . istanbal: Eski Zaptiye (| idare: Çalalçaşma sokağı 25 Telefon İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 744 Telgraf: İstanbul SONPOSTA —— ABONE FIİATİ TÜRKİYE Eanek “ 3400 Ke — 1 Sena — 2700 Ki b0 » 6 AÂy HD » Kk » 8 &09 » HAaL 340 * — Gelen evrak geri verilim ö mes'uliyot —alınmaz Nanlardan cevap içla moktuplara 6 kurüpiuk Pul Üâvesl İâznadır ' Adres değiştirilmesi (2 kurzuyştar. | tiyarları | bir larından daha — dalgindi. Çünkü —— T ERE HARİCİ HABERLER SON POSTA Güzel Kız, Kaba Suratlı P Atina — ( Hususi ) — Bülün Yunanistan, gün- lerdenberi mutaassıpları, serbestleri, gençleri, ih- alâkadar eden aşk dedikodusu için- de çalkanıyor. — Evli bir papaz — bir genç kızla beraber nasıl kaçbı ? İşte bü sual günün en mübim mev- zuüdür. Hâdiseyi — anla- tayım : y İsanın dininde rühban- ların evlenmeleri yasaktır. Yalnız ilk derecede olan- lar evlenebilirler. Fakat evlendikten sonra artık mesleklerinde terakki ede- mezler, oldukları -yerde kalırlar. Onun İçin pa- pazlar pek — evlenmek is- * temezler. Zahir hale göre, hele evlendikten — sonra aşk macerası geçiren pa- pPaz burada hiç görülme- mişti. Evli papaz efendiler belki aşk macerası geçi- rirler, — sevişirlerdi. herkesin malümu olmadan gizli kapaklı bir şekilde cereyan ederdi. Fakat —Argostoli - kilisesinin evli papazının başından çok — ga- rip bir aşk macerası geçti. Hâdi- senin kahramanı 19 yaşında şen, şuh, şakrak, çapkın ve güzel bir l;:ıııKııtııIiıı uzün zaman- danberi — Argostoli - kazasındaki köylerden birinde bir kilise pa- pazıdır. Karısı güzeldir. Gençtir. Kendisi şimdiye kadar, ahlâksız- lık addedilecek hiçbir. harekette bulunmamıştır. Nurant yüzü ve masum çehresile bütün köy hal- onun hakkında eşbabr muhaffefe kabul ediniz. Mazavn sapsarı ve - bitkin bir haldeydi. Çozük yakası üs- tündeki başını tutamıyordu. Sal- landı. Kollarını açtı ve dedi ki: — Beni öldürünüz.. Benim mefküremi daha evvelden öldür- dit'er. Artık yaşamak istemiyorum. 1dam Kararı Gorguülof büyük - ıstıraplar i- çinde karara intizar ediyordu. Nihayet idam — kararı tefhim edildi. Gaorgulof inledi. Ve: Kurşuna Dizilmek İsterim zilmek isterim dedi. Birdenbire kendini topladı ve söylenmeğe başladı. hak kazandınız, Harp esnasında Fransayı kurtarmak için mücade- le ettim. Beni bir asker gibi kurşunla öldürmek lâzımdır. Size askerce selâm vereceğim. Fakat cellât elinde ölmek istemem, is- temem., Maznun vekili ayağa kalkarak şunu söyledi: — Müddeiumumi mi — haklı, | yoksa ben mi haklıyım. Bunu idamın ertesi günü öğreneceğiz. yi hi L p gLA B UU Ancak — bu, | | | ee a 9 geçirmekte olan genç kız kının teveccüh ve itimadını ka- zanmıştır. Papaz Kostantin kendisine ga- yet iyi bakar, zarif bir surette giyinirdi. Saçını sakalını hergün tarar, tuvaletini ihmal —etmer, kibar ve centilmen vaziyetini daimaa muhafaza ederdi. Papazın gönlünü çalan * Mat- mezel Kalomira 19 yaşında, tah- sil ve zarafetile bütün köy hab kının hürmet ve muhabbetini kazanmıştır. Bu genç kız, geçen sene paskalyeye tekaddüm eden gün- lerde kiliseye gitmiş ve dini mu- cibince günahlarını itiraf etmiş, Avukat bunu söylemekle - fethi meyit ameliyesine telmih etmiştir. Sonra reis dedi ki: Gorgulof, ceza mahkemesine müraeaat için Yoluna Girdi,, Papazı Sevmişti apaza Nasıl Papaza âşık olan ve şimdi papazla ba! ayını Yunanistanda Evli Bir Papaz Bir Kız Kaçırdı — Herkes “Kız, Allahın hnesinde Diyordu. Fakat Kız Pa Tei | | j Âşık Oldu? Allahın affine mazhar ol- mak için papazın tavas- sut ve duasını rica et | mişti. İşte papazla, genç kız arasındaki aşkın ilk kıvılcımı burada başladı. ] Artık matmazel hergün muayyen saatte kiliseyi ziyaret ediyordu. gı köy balkının nazarı dikkatini — celbediyor ve Matmazel bütün köyün | teveccühünü kazanıyordu. Köylüler, genç kız için * Allahın yoluna girdi ,, diyorlardı. Fakat işin hakiki ma- hiyeti böyle değildi. Genç dinliyordu. Gel zaman, git zaman papazla Mat- mazelin münasebetleri faz- salaştı. Dilber ve taravetli genç kız, kaba suratlı ve diken — sakallı — papazla evlenmiye karar verdi. Bir gün ikisi birden ayrı ayrı vesilelerle ortadan kayboldular, Artık köyde dedikodu başla- mıştı. Bir müddet sonra dedikodu köyün hudutlarını aştı ve bütün — memlekete yayıldı. Şimdi genç kızla papazın gizli bir yerde bal aylarının heyecanlı dakikala- rını yaşadıkları tahmin edilmek- tedir. Zabıta, dini akidelere ve me- deni kanuna tecavüz eden Papat Efendile kızı harıl barıl aramak- tadır. Âşıklar henüz bulunama- mıştır. |Amerika Ve Fransa 3 gününüz vardır. Bu müddet Münasebatı geçtikten sonra temyiz istidanız kabul edilmer. Alkış ! İdam kararı okunürken halk alkışlıyordu. İdam mahkümu mah- kemeden çıkarken şöyle bağırı- yordu: — Rusya, Rusya, vatanım, se- ni ölünceye kadar seveceğim. İdam kararı iki reye karşı on reyle verilmiştir. —— MM———ıc Fare İstilâsı Merkezi —A_vru;)a, Fare- lerden Elâman Diyor Prag, 28 ( Hususi) 1905 e- nesinde Amerikanın Alaska eya- letinden Çekoslovakyaya — beş tane misk faresi getirilmiş ve kırlara - salıverilmişti. 27 senede, bu beş fareden milyonlarca fare üremiş, Merkezi Avrupa mahsulâtı, şimendiferler ve yollar, kanalizasyonlar için bir felâket haline gelmişlerdir. Bu farelerin ithalinden maksal deri- lerinin kürk olarak kullanılması- dır. Bir ticaret teşebbüsü olarak yapılan bu iş, şimdi iktısadi bir mfet şeklini almıştır. ei eÜ e Üai e A S Paris 28 — Hariciye Neza- reti, Cemahiri Müttehide Sefiri M. Edge refakatinde bulunan Ateşi Kommersiyal M. Norman j Armur — olduğu halde Başvekil M. Heryoyu ziyaret etmiş oldu- ğunu tebliğ ediyor. Sefir M. Valter Edge, Cenev- re ve Lozan Konferanslarında istihsal edilen neticelerden dolayı hissetmiş olduğu mes'ut intibaatı izhar eylemiştir. M, Heryo, M. Hoverin mus- lihane arzularına mümkün olan tesiri verebilmek için mütekabil bir ihlâs zihniyetile — Amerika heyeti — murahhasasile — birlikte çalışmıya muvaffak olduğu için beyanı memnuniyet etmiştir. M. Edge, şimdiye kadar ta- | hakkuk ettirilen eserde, atiyen | iki millet arasında faal bir teş- riki mesaiyi temin — edebilecek mes'ut tesirlerin tergipkâr izleri- ni müşahede ettiğini beyan eyle- miştir. Her 3 devlet adamı arasın> daki müzakerat 3 çeyrek saatten fazla devam — etmiş ve bundan evvelki tebliğin metni M. Heriyo ile M Edgenin mütekabil muvafa fakatlarile tespit edilmiştir. serkeelin İBAİİRÜ | | Genç kızın bu dindar : 4 4 kız. papazın — ağzından düa — nağmeleri — değil, ilânı aşk — tekerlemeleri — SNW PCT SN E N S C RAZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: