3 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

3 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y ” tımı L iltero Hükümeti tarafından Gazi Hz.ne hediyo edilon eserin tersilmeşi ÇANAKKALE v G d Yazan: Ceneral Oglander Çanakkaledeki 19 uncu Türk Fırkasının Kumandanı: “ Mustafa Kemaldi ,, Arıburnuna asker ihraç edi- diği Loyman Fon Sanderse — saat altıda haber ve- rildi. Fakat AL man — Jenerali, asıl — taarruzun Bulayıra yapıla- cağına emin ol- duğu için, orada kalmıya ve Bu- layırdaki |kıtaa- zayıflatma- mıya karar verdi. Saat yedi ile sekiz — arasında, Kumkale civar- na daha asker çıkarılmakta ol- duğunu — öğreni- nce, Üçüncü Kol- ordu. — Kumam- danı Esat Paşayı, cenup kuman- danlığını deruhte etmek üzere gönderdi. Dokuz ve on dokuzun- cu fırka kumandanlarına da o yolda talimat verildi. Bu emir verildikten ve 27 inci alayın iki taburu kabatepe Üüze- rine yürüdükten sonra, Sami Bey, karaya çıkan düşman kuvvetinin bir tabur olduğunu ve Conk bayırına doğru ilerlemekte bulun- duğunu haber aldı. Bunun Üüze- rine, Çanakkale mintakası için ihtiyat kuvveti olarak muhafaza edilen on dokuzuncu fırkadan sağ cenahı muhafaza için Cunk bayırına bir tabur tefrik etmesini istedi. Türklerin taliine olarak 19un- cu fırkanın kumandanı, mi bel Türk Reisicümhuru Mustafa Kemaldi. Bir kaderin oraya getir- diği bu şahsiyet, derhal kumanda sahasındaki — dehasını — gösterdi, Düşmanın Conk bayırına doğru ilerlemekte olduğunu işitir - işit- mez, bunun bir nümayiş olmayıp €iddi bir taarruz teşkil ettiğini anladı. Bunun da Türk müdafaasını ta kalbinden vuran bir tehlike teşkil ettiğini takdir ederek, vaziyeti bizzat tetkika karar verdi. Buraya yalnız bir tabur öndermek ile iktifa etmiyerek ütün alayla muharebeye atılmak İözumuna kani oldu, bir bölük refakatinde Conk bayırına hareket #etli. 27 inci alayın mütebaki ef- radının da derhal kendisini takip etmesi emrini verdi. Saat onda bu ileri müfreze, Zırhlıtepesi civarında — İngiliz — müfrezelerile çarpıştı. Mustafa Kemal, iki tabur ve bir cebel bataryasının tanrruzuna Bit emirleri vermek üzere uzun mhüd- det burada kaldı. Sonra, muvak- katen olsun vaziyete hâkim olun- duğuna kanaat getirince, Esat Paşaya vaziyeti izah etmek üzere Maydosa - gitti. Elli yedinci alaym kuvayı külliyesinin ne vakit varacağı evvelden tesbit edilmemişti. Fa- kat bu alayın cebel bataryaları Conk bayırı civarında mevzi al- mış ve öğleden sonra saat bire kadar ateş açmamıştı. Bunlara karşı mukabil taarruz da ancak saat dörtten sonra inkişafa baş- lamıştı. Fakat saat onda Mustafa Kemalle birlikte gelen müfrezeye | öğleden itibaren arkadan muavin “kuvvetlerin yetişmiş olması muh- temeldi. Bu izahat gösteriyor ki A- Anzak'ın şimaline çıkan Avsturalya kıtaatının karşısına diklilen yalçın kayalıklar vustralya kıtaatının top yarığına yapacağı taarruza muhalefet e- den Türk kuvvetleri, yalnız ihraç esnasında Arıburnunda — bulunan birkaç müfrezeden ibaretti. Bu müfrezeler beş millik bir saha üzerine yayılmış ön saftaki tabur bakiyeleri — tarafından — yardım görmüştü. Kıtaatın karaya çık- maktaki gecikmesi, ve harp sa- hasının iyice bilinmesi Türk kuv- vetleri için şüphesiz bir fayda idi. Ben şurası muhakkak ki, harp sahasının manialarla dolu oluşu, Avustralya — kıtaatının da plânını bozmakta Türklerin mu- kavemetinden Fazla rol oynamış- tır. Eğer ihraç esnasında hata işlenmemiş — olsaydı, saat beşe kadar çıkan 4000 neferle altı ile yedi arasında çıkan ikinci 4000 kişilik kuuvvet ilk Türk mevziler ni işgal ederek daha ilk günden buralara yerleşebilirdi. Türklerin — 27 inci ilerlemeğe başladığı saat dokuzu bulmuştu. Bayırın garp tarafında dağınık bir halde bulunan Avustralya kıtaatı — rica- te mecbur olmuş ve Türkler 400 rakımlı tepeyi ağır ateş altına almışlardı. Kolonel Maclagan da kendi ı sahasında bir mukabil raarruzdan | korkarak — Tekçınarın garbinde siper kazmıya başlıyan 9 unucu | tabur bölüklerine kendisine il- ı tihak —emrini — verdi. — Efrat | kısım kısım - önlerinde çalılıklari yararak ilerlemiye başladı. Fakat Türkler tepeye tahminin fevkinde kuvvetli bir ateş açınışlardı. Bu sebeple bu bölüklerin ancak pek az kısmı kurtularak ileri geçebil- di. Bu yüzden Avustralya kıtaatı arasında bir ayrılık hâsıl oldu ve bu ayrılık o gün bütün gün bir- çok endişlere sebebiyet verdi. Kolonel Maclagan erkenden karargâhını Laurinf — tepesi denilen yerde —kurmıya karar vermişti. Hatta poslacılar yori tayin etmiş, burasını sahile tele- fonla da bağlamıştı. Alay ku- mandanı buraya — vardığı zaman saat ondu. Türkler derhal taar- | ruza geçecek gibi görünüyorlardı. Burada cepheninj yarılması 400 rakımlı tepeyi tamamen kay- betmeyi intaç edebilirdi. ( Arkası var ) alayı zaman SON POSTA Dünya üzelini Görmek İçin e Ağustos 3 Şehrimize Heyetler Geliyor Yunan Gazeteleri: “Türk Güzeli Yunan Güzelinden Daha Güzeldir.,, Diyor ( Baş tarafı | inci sayfada ) etmesi hususun- da — teşebbüsler yapılacaktır. Bazı Fransız ve İngiliz şeh'r- leri halkı Türk güzelini kısa bir müddet için ara- larında görmek arzu ve lemen- nisini izhar et- miş lerdir. İstanbulda Hazırlıklar Diğer taraf- tan haber aldı- ğimıza göre şoh- rimizde mevcut bilcümle kı- maş, fanila, ço- rap, kundura fabrikalerile, 1t- riyatçılar, ve ba- zi lüks tuhafiye- ciler, — kıra liça- mıza takdim edil- mek üzere mü- kellef ve çok zengin hediyeler hazırlamaktadırlar. Bundan maada, İpekçi Kardeş- ler Filim Şirketi, Kırıliçanın İstanbula —avdetinde uzun bir filmini çekmiye de karar vermiştir. İzmir Ve Bursalılar İzmir 3 (Hususi) — Keriman Hanımın dünya güzelliğine inti- habı şehrimizde el'an devam eden bir sevinç vesilesi olmuştur. Bir kısım - zmirliler Keriman Hanımı görmek üzere İstanbula hareket etmiye hazırlanmaktadırlar. Bursa, 3 (Hususi) — Birçok gençler Keriman Hanımın İstan- bula avdet tarihini öğrenmek istiyorlar. Bu gençler İstanbula giderek Keriman Hanımı İstan- bula avdeti sırasında görmek arzusundadır. Maarif Vekilinin Tebrikteri Maarif Vekili Esat B. elyeym şebrimizdedir. Keriman Hanımın dünya güzelliğine intihabı dola- yısile Vekil B. ezcümle şunları söylemiştir: “ — Bu hâdise şüphesiz bü- tün memleketi sevindiren ve alâ- kadar eden millt bir muvaffakı- yettir. Türk ırkı zaten güzeldir.., Diğer taraftan Alman sefiri Her Nadolni Cenapları da bu münasebetle tebriklerini bildir- miştir. Güzelimiz Ve Yunanlılar Atina, 2 ( A. A. ) Yunan matbuatı Türk güzelinin dünya güzeli intihap edilmiş olmasını meserretle karşilamıştır. Estiya gazetesi, Türkiyenin güzellik sahasında da ihraz ettiği bu cihanşümul muvaflakıyetten dolayı Türkiyeyi hararetle tebrik etmekte ve bu muvaffakıyetin komşu ve dost Yunanistanı me- serret içinde — bıraktığını yaz- maktadır. Eleftron Vima gazetesi: “İs- tanbul güzeli bütün cihan güzel- lerini gölgede bıraktı.,, Demex- tedir. Katimerini gazetesi de şöyle diyor: “ Türkiyenin güzellik müsa- bakasında — Yunanistanı mağlüp ettiğini itiraf etmeliyiz. Çünkü Yunan güzeli ancak Avrupa gü- | zeli olabilmiştir. Halbuki Türkiye güzeli dünya güzeli o'du. Güze'lmize Teklifler Brüksel 2 ( Hususi ) — Keri- maan Hanım hakkında cihan ef- kârı umumiyesi, resmi veya maruf zevat, birçok şirket ve mülesse- PU e W NŞN 0 BARRORİN RERCRNFARR A ĞARARIRAR pi NN NNK ” S NEİNNERİEĞİNAN NK — İ İ Ğİ İK Gdi Z LĞ T ZL İ n Dünya güzeli Gazi Hz. e Dünya Güzeli Keriman Hanımı Tebrik Ettiler Reisicümhur Hz. güzelimizin dünya seçilmesi münasebetile Şu tehasslisatta — bulunmuşlardır ? «— Türk ırkının necip güzelliğinin daima mahfuz olduğunu göstoren dünya hâkemlerinin bu Türk çocuğu üzerindeki hüikümlerinden memn - “akat Keriman Ko (1) hepimizin iz gibi söylemiştir. ki ©o Türk kızlarının en güzeli ddiasında değildir. Bü gü ir kizimiz. arkının kendi movcndiyetinde tabii olarak toorili ettirdiği güzelliğini dünyaya dün- ya hâkimlerinin — tasdikile tamnıt- tirmiş olmakla — elbette kendini momnun ve bahtiyar addetmek- to haklıdır. 'Türk milleti bu güzel — çocuğunu — şüphesiz —saml- miyetlo tebrik eder. «Cümhariyet» gazetesi bu meselede Türk arkının diğer dünya milletleri içinde mümtaz olan asil güzelliğini göstermek teşobbül takip etmiş ve bunu dünya nazarında muvaf: fakıyetla intaç eylemiştir. Ondan dolayı bittabi bu vesile İle da takdir ve tebriklerimize bak kar zanmıştır. Şunu ilâve edeyim ki: Türk irki- nın dünyanım en güzel irki oldü- gunu tariht olarak - bildiğim için Türk kızlarından birinin Dünya Güzeli intihap olunmuş — olmasını gçok tabit buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle yunu da tahattur ettirmeği lüzumlu gör- düm: Müftehir olduğumuz - tabi! güzelli- ginizi faanl tarzda muhala mesini biliniz ve bu yolda uy bir tekâmülün mütemadi tahakku- ihmal etmeyiniz. Bununla anık kunu boraber oldğunuz şoy a larınızın — oldukl yüksel ini tutmaktır. » () Türk dilinde kraliçe demek, seler tarafından gösterilen alâka son dereceleri bulmuştur. Keriman Hanıma mütemadi- yen tebrik telgrafları geliyor. Bundan başka dünya güzeline | du. mühim teklifleri- ihtiva eden telgraf- lar da gelmekte- dir. Bu meyanda maruf — sinema kumpanyalarının yülgek — ücrete ler mukabilinde kontrat yapmıya teklif eden müstacel birçok telgraflar vardır. Fakat Keriman Hanım her şey- M * den evvel mem- leketine — dön- mek arzusunda- Sefirimiz ken- disini ziyaret ve resmen — tebrik etmiştir. Ne Zaman Geliyor7; Güzelimta Avrupadan şeh- rimize ne zaman geleceği henüz kat'l olarak be- li değildir. Bu | sabahki arkadaşlarımızden birisi Keriman H.m cuma günü İstan- bulda bulunacağını haber veri- yordu. Fakat bu haberde bir zühul olması ihtimali çok kuvyetlidir. Çünkü Keriman Hanımın Parise de gideceği haber alınmaktadır. Güzelimiz Pariste bir hafta kadar kalacaktir. Avdetinde Pa- risten Marsilyaya geçmesi ve buraya vapurla — gelmesi çok muhtemeldir. Bir Mektup Keriman Hanımtn “Melek,, i- minde bir amca kızı vardır. Gü- zelimiz. son günlerde kurzinine şu mektubu göndermiştir: *“Canım Meleğim. Nasılsın? Denize gidiyor mu- sun? Sana bir resim gönderi; Ahbaplara ııllmlırıgı:ı lo. Bir daha seferki havadisleri sana yazacağım. Çünki anneme çok mektup yazdım. Tabil sana da a: şeyi yazsam olmıyacak. Ha Söylemeği —unutmuştum. Bugün Spa'ya gelirken otomobille meden evvel sinemaya girdik. Orada bizim alınan filimleri gör- düm. Kendimi gördüğüm zaman duramadım. Kahkaha ile güldüm. Fena değil. Çok güzel çıkmış. İstanbula gelirse)!kuzum, git sen de gör. Gözlerinden öperim. Se- * lâmlar. Keriman,, Sevgili Anneciğim! Keriman H. annesine yazdığı 'son bir mektuba şöyle başla- maktadır. — | “Sevgili anneciğim, “Evvelki gün sana mektup yazdıktan sonra akşamki baloya gitmek için saçlarımı yaptırmak Tâzımdı. — Berbere — gidiyorduk. Tam biz otelden çıktık, biraz yürü- dükten sonra arkamızdan üç kişi: — Affedersiniz siz Mis Türki- misiniz? diye sordu. Evet dedim. — Aman sabahtanberi - sizi arıyoruz. Bütün mislere sordum. Nihayet burada bir garsona sor- duk, — Sizi aramağa — gidiyor- Babanızın elinde tesbihi gördük. Bulduk| diye koştuk... dediler. Hemen ahbap olduk. Fotoğraf makinaları vardı.,Birçok resimler — çıkardık, Çocukların birisi de ağabeyimin arkadaşıimiş.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: