9 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

9 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—48— SON POSTA z UA YARLRU DAT Muharriri : * * Sarayınızın Yıkılması Size Saadet Mi (îçtğîiyor? Evet, Çünkü—lgöcama Yğkışmıyordum!; Keşli Timur Beyin yiğitliğine kır lak dolgunluğile (iman besliyen 'Türkmenler, Mübareğin irşadile kendisini tanır tanımaz hain n yetlerinden vaz geçmişler ve elini öpüp aflarını dilemişlerdi. Timur, bu sahneyi de haya- linden geçirdikten sonra şöyle ir silkindi 5 :ık:qhıı_ dedi, Han olduk, Hakan olduk, dünyaya önümüzde diz çöktürdük amma kendimizde çöktük. Genç Timur Beyin kak binde şimdi topal bir ihtiyar yaşıyor! Aşk Hatıraları Timur, Semerkantte dinleni- yordu. Vaktile bir harabe olarak eline geçen bu eski şehir, şimdi çok şen ve çok rüşen bir yer olmuştu. Saraylar, camiler, silâh ve kâğıt fabrikaları, medreseler bedii ve muhteşem bir yükselişle payitahtı — süslüyorlardı. Şebrin dört köşesinde birer bahçe var- dı ve bunlar, ihtiva - ettikleri za> | başladı. O, güzel, hem de | güzeldi. rif tarhlarla, renk renk havuzlar- | la, top top çiçekleri bütün As- yanın en güzel gülşenleri olmak , şerefini kazabıyorlardı. Timur, kendi eseri olan bu bahçeleri, — taşıdığı cihangirlik tacından daha İyüksek tutardı. Çünki herbiri bir gönül hatıra- sının gülle, sümbülle, Teylâkla, karanfille yazılmış muattar hikâ- yesi demekti. — Fiskiyeler, bu rengin hikâyelerin sesi gibi ma- nah görünürdü, ince ve kıvrak yollar, yine o hikâyelerin satırları gibi düşündürücü iltivalar taşır- lardı. * Bâğı bülent , & Ulcay Ha- tunun ölümünden sonra nmikâhla aldığı” Tuğu Turhan için yaptır- mişti. Bu kadin, bir harp esiresi, fakat melike idi. Timurun huzu- runa getirildiği vakit âdeta neşeli görünüyordu. Kocasımı ve sarayını kaydettiği bir sırada oum böyle beşuş görünmesi tuhafına gitti ve sordu: musibetleri gülerek mi karşılarlar? — Musibet denilen şey, saa- det getirecekse evet. — Kocamızın - ölümü, saray- nizin — yıkılıkası size saadet mi getiriyor? SON POSTA BARLOLAMİARNK AD Yevimi, Siyasi, Havalir — ve İlalk gazatesi — idarg: İstanbul: Eski Zaptiya Çatalçoşma sokağı 25 — Telefon İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgraf: İatanbul SONPOSTA ABONE FiAT. TÜRKİYE Ecneb. 1400 Er. — 1 Sene 2100 Kr. 150 » 6 Ây 1400 » 400 » & » 809 » 150 » ı . 90 * ——— Gelen evrak gerf verilmez. | covap için moktapları 6 kuraşlur Pul ilüvesl Tâzımdır. 3 | Adroa döğiştirilmesi (20) karuştur. Tiâolardan — mes'uliyot alınmas | — Evet. — Ne suretle? — Çünki kocamı kaybetmekle gönlümün — hürriyetini kazanıyo- rum. Sarayımdan ayrılmakla da yeni bir hayata kavuşuyorum. — Anlamadım. — Ben kocama yakışmıyor- dum. Çünki ondan yüksektim. Bahtım beni, benden yüksek bir adamın ayağı dibine attı! Timur, dudaklarını ısırdı. ve cesur kadını hayretle - süzmiye Bakışlarında gönül avlı- yav efsunlar yaşıyordu. Endamında heykelleri secdeye düşüren nurl bir irtifa yükseliyordu. Ya talâ- kati? Muharip Timur, o güne ka- dar böyle tatlı bir belâğat, böyle sarhoşluk — veren bir terennüm duymamıştı. Sanki kıt_hn_nı her dişi, inciden bir yuva idi ve © yuvaların herbirinde bir cennet kuşu saklanıyordu. p llşOmııı cüyr'elli bir bamle ile nefsini kendine arzetmesinden de | eni ve yepyeni bir zevk alıştı. Çunğini elile sunan bu kadın, tacını diz çökerek takdim eyliyen bir hükümdardan daha fazla | neşve veriyordu. Fakat?.. Timur, mahzüz ve hayran, güzel Tuğu Turhan Hanımı süzerken acı bir endişenin dudaklarını buruşturdur seziyordu. O tarihte HLA R ea grsererl aaij namzet bir beydi. Şimdiden o muhteşem — istikbale lâyık bir vakar — taşıyordu. Binaenaleyh dul bir kadımı tezevvüç etmekte bir nevi baysiyetsizlik buluyordu. Böyle bir işi yaparsa, yatağında yabancı bir erkeğe yer vermiş olacağını sanıyordu. Ba düşünce ile kaşlarımı çalıyor, gözlerini kapıyor ve — güzel kadının — yü- zünden, dilimden rubuna akan lezzetleri geriye atmak, kaynak- larına iade etmek istiyordu. Tuğu Turhan, güzellikte fera: seti birlikte taşıyan bahtiyar ka- dınlardandı. Timurun düşüncele- rini çarçabuk anladı.. t — Bey, dedi, ben zevcimin — Hanım. Sizin memlekette | yalnız nikâhlısıydım, hiçbir za- san karısı olmadım. Timarun gözleri sevinçle par- ladı ve haykırdı: nmam! — İnanmalısınız. Çünkü de- diğim gibi aramızda fahiş bir nisbetsizlik vardı. Onun benim topuğuma kadar yükselmesi ve benim, onun süründüğü yere ka- dar inmekliğim kabil değildi. O sebeple ben, kaynamamın ge- lini olamadım, anamın dim. Ve birdenbire iki kolunu uzattı, tahammül edilemez bir terennümle ruhi bir şir okudu: — Şimdi daha ziyade yüksek- mek, senin halayığın olmak is- hyo:“â, Bülent,, işte bu gönül macerasının batırasını yaşıyordu. Tuğu Turbanın — kıymeti, yalan ı&,lıııkdlği .nlışıkhktln. ı_anrı bir kat daha ziyadeleşmişti ve artık Timurun yari, yarı canı mev- kiine yükselmişti. Büyük muharip, bir harp düşüncesi, bir zafer iştiyakı gibi onu yüreğinden ayır- miyordu. . ( Arkası var ) ç ' ! | çok lu | kızı kak | ——— —— — — En Güzel Ayaklı Kadın Hangi Millettedir? TT K F rkfb Siyta b | Spor, Bacakları Güzelleştirir, Fakat Ayakları Berbat Eder Çirkin Kadın'Ayaklarının Düzeltilmesi İmkân Dahilindedir Ayak ve bacak güzelliği kadın enliğinin ve umumi — manasile kadın güzelliğinin en mühim se- beplerinden biridir. Güzel bir yüz, fakat güzel olmıyan bir ayak. İşte güzelliği harap eden esaslı bir noksan. Fakat güzel ayak nasıl hangi Aayaklar güzeldir. ve en nihayet bugün memleketimizde Türk camiası altında yaşıyanlar arasında hangi kadınlar daha güzel ayaklara sahiptir? Bu sua- lere şehrimizin maruf kunduracı- ları şayanı dikkat cevaplar veri- yorlar. Bugüne kadar bunlardan bazısını neşrettik. Bugün de maruf mütesseselerden Salidis kundura mağazası sahi- binin cevaplarını yazıyoruz. Bu zata ilk sualimiz şu oldu: — Bizde dört millet kadın- larından hangisinin ayağı daha güzeldir ? M. Salidis diyor kit Türk, Rum, Musevi ve Er- meni kadınları arasında en güzel | ayaklara sahip olanlar Türk ve Rum kadınlarıdır. Rum kadınla- rinm ayakları gerçi az etlidir. Fakat bunlar Venüs güzellik ve | zarafetini hybnııımiderâil. Bu | ayaklar az etli, yuvarlak, içtara- fındaki kenarlar kavisli ve pü- tur. Fakat asıl güzel ayaklı Rum kadınları, İstanbuldan ayrılmışlardır. | denilecek derecede güzel ayak- lara sahip olan kadınlar vardır. Gözel ayaklı kadınların giydikleri iskarpinler de aslından çok daha güzel gözükür. Yani ayak güzel- liğinin iskarpin güzelliği üzerinde mühim tesiri vardır. Güzel bir ayak ekseriyetle bütün vücudü güzel gösterebilir ve vücude bir ahenk ve bir zara- fet temin eder. 'Türk kadınlarına gelince; bu- gün İstanbulda — yaşıyan Türk | kadınları, ayak güzelliği itibarile Avrupa ve Amerikada — bile — Güzel Ses Geçen cu- ma gecesi Ka- dıköyünde M- sırloğlu bah- çesinde — bir güzel ses mü- sabakası — ya- pılmıştı. Mü- sabakanın ha- kemliği tanım- mış — musikişi- naslar tarafın- dan yapılmış, intihap " neti- ceıiıd'; bura- i dercettiğimiz Hamiyet KTi alsıştır. Hami yet Hanıma ıüklh't olarak 200 lira hediye edilmiştir . Malal ve Şehit Yetimierinin Daveti Beyoğlu Azkerlik Şubesindea: K w omvalinden — halen maaş almakta olan wmalâl mütekaitler- Je keza halen maaş almakta olan şe hit yetimlerile en ıa_noüx yenaşlarını alarak alâkaları kesilimiş olan malük lerle şehit — yetimlerinden — şubeye müracastle 90? senesine ait Tütün ikramiyesine Aaydedilmeyip tütün ik- ramiyesi alınıyanların ilâu tarikinden rüszüzdür. Kemik çıkıntıları yok- | mübadele neticesinde | | Lot,, ibile “Azade,, isimli eserinde şöhret kazanmıştır. Esasen “Piyer Türk kadınının ayak güzelliğin- den hararetle bahseder. Fakat Türk kadınları ayaklarına itina husunda biraz ihmal gösleriyor- lar. Eğer bunlar ayaklarına iyi bakacak olurlarsa emsalsiz bir ayak güzelliğine sahip olabilirler. Ayak çirkinliğine gelince; bu hususta fazla tafsilât vermeyi mah- | yurlu görüyorum. Fakat şu kadar söyleyim ki İstanbulda gördüğü- müz Alman, İsveç ve İngiliz ka- dınları ayak çirkinliği noktasım- dan çok ileri gitmişler, rekor kırmışlaydır. Bunların ayak numaraları 39 dan başlıyarak 43 C Zonguldakta Asri Plâj İçin Hazırlıklar Başladı Zonguldak (Husüusi) —- On | gündenberi —şehrimizde — müthiş sıcaklar başgöstermiştir. Şehrin kömür tozile bulanmış, boğucu havasından kaçan halk deniz kenarına dökülmekte, — bilhassa cuma günleri “bağlık,, mevkiinin | eteklerindeki plâjlarda vakit ge- | çirmektedir. | Halkın bu rağbetinden cesaret alan müteşebbis bir zat, kumsal- da bazı tesisat yaparak deniz banyolarındas — daha şamil ve | umumi bir istifadeyi temin eden adımlar atmıştır. Takdirle karşıladığım bu te- şebbüsün sahibi Hacı Kerim Ef. sahilde vücüde getirdiği gazino- suna —önümüzdeki sene radyo, elektrik ve sinema tesisatı yapa- caktır. Bu — suretle Zonguldak kumsalı, İstanbul plâjlarından da- ha mükemmel ve daha asri bir şekil alacaktır. — Ahmet S ÇT AA bir halftaya kadar derhal- şubeye mü> arı elzemdir. — Müracast — etnilyan'erin — bilü- hare vukubulacak müracaatları nazarı itibara alınaıyacakur âdeta İ MEMLEKET HABERLERİ / yetlidir. — A, Cevdct numaraya kadar devam eder. Bu ayaklar kadın ayağı o- maktan çıkmış, yayılmış, patla- mış, — genişlemiş, uzanmış, bu süretle tamamen çirkinleşmiş ve hatta erkek ayağına bile benze- mez olmuştur. Buna da sebep spordur. Şa- yanı hayrettir ki spor bacakları bir mum gibi düz ve mevzun yaptığı halde ayakları berbat eder. Fakat spor bugün kuvvetli bir cereyandır. Bu suretle kadın “erkek-kadın,, halitasından mü- rekkep bir vaziyete bürünüyor. Bu suretle kadının eski şiiri ve güzelliği kayboluyor.Şüphesiz ki bu cereyan ilerliyecek ve günün birinde kadın, erkeğe yumruk - sallıyan, her şeye istihfafla bakan, dünya- yı bir portakal gibi parmağının ucunda oynatmak istiyen korkunç bis mahlük olacaktır. O zaman kadın ayağı güzek likten çıkıp erkeğin başını, vücu- dünü hamur gibi yuğuran, ezen bir silindir olacaktır. O zaman vay erkeklerin balinel Güzel bir kadın ayağı, yuvar- lak, az etli, ön tarafı dümdüz, topuklar tabandan biraz yüksek, bileğe doğru cazip bir hatla çe kıntısı olanıdır. . Bir doktor arkadaşımdan duy- duğuma göre, kadınlar ayakla- rının güzelliğini şu suretle kaza- nırlar: Bir kadın her sabah ılık bir suda, ayağını on dakika kadar tutmalı ve yumşatmalı. Sonra kremleyip tüylü bir havluya sarmalıdır. Ayni zaman- da, kadın, istırap veren yüksek topuklu bir iskarpinden sonra kat'iyyen — terlik — giymemelidir. Çünki ayak kemikleri bu tebed- dül neticesinde derhal bozulur. 'Terlik yerine az yüksek İskarpin kullanmalıdır. Fazla yol yürümemeli, ağır sporlar yapmamalı, daima sandal- yede oturmalıdır. Kadınlar ayni zamanda sıkı iskarpin giymeme- lidir. — xxx Band_ıîmada Bir Şeker Fabrikası Ku- rulacağı Habg Veriliyor Gönen ( Huıuıl? — Burada deveran eden şayialara nazaran hükümetin Rusyadan celbetmiş ol- duğu makineler meyanındaki şe- ker makinelerile Bandırma şimen- | difer hattı güzergâbında bulunan Aksakal istasiyonu civarında bir - şeker fabrikası vücude getirile- | cektir. Bu şayia çiftçilerimizi son derece sevindirmiş ve büyük bir refah yolunun bulunduğu kanaa- tini hasıl etmiştir. Bu fabrikanın — inşası dört gözle beklenmektedir. — Hakikaten şeker — fabrikası Aksakal veyahut Okçugöl istasi- yonları civarına inşa edilecek olursa muhiti itibarile Manyas, Gönen, Bandırma, Tahirovası, Karacabey, M. Kemalpaşa, Sus- gırlık, Balıkesir ve bütün bu ci- var çiftçiletri pancar yetiştirebi- leceklerdir. Esasen Manyas, Gö-, nen ve Tahirovası, erazi itibarile pancar yetiştirmiye yayet müszit olduğu gibi baralarda yapılan tecrlibelere — nazaran — pancarlar şeker miktarı itibarile çok kuv-

Bu sayıdan diğer sayfalar: