11 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

11 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayta — Memleket Manzaraları Aydında Kasap Dükkânları Aydın (Husust) — Bizim bele- diyenin, kasap dükkânları denilen e- barakaların ay başında yıktırık ması bususunda bir karar ver- diği şayiası meydana çıktı. Fa- kat bu karar bugüne kadar tat- bik edilmiş değildir. Yalnız şu ı kadar — söyliyeyim ki böyle bir p karar hem iyi ve hem de Fenadır. Tamamen gayrisıhhi ve âdeta birer salaştan ibaret olan bu barakaların yıktırılması hakkında verilen karar - tatbik edilmek şartile - nekadar isabetli ise, yer- lerine sıhhi şartları haiz dükkân- lar ikame edilmeden yıkılmaları da - etlerin sokaklarda ve açıkta satılmalarını icap ettireceğinden - : © kadar mahzurludur, 3 Daha şimdiden bile kendile- rine böyle müstakil bir baraka temin edememiş olan bazı ka- sapların başka dükkânların köşe- lerine sığındıklar görülüyor. Hele iki tanesi birer kunduracı dük- kânının cephesini işgal ediyorlar, & Bugiün bu kötü barakalar var- “ken bile bir kısım esnafın sokak- ta kalması gösteriyor ki, yarın mevcut barakalar da kalkınca, bepsi sokağa dökülecektir. Be- lediyenin evvelâ buna bir çara bulması lâzımdır. Yıkmak kolay, ğ fakat yapmak zordur. ğ Aydın vilâyetinin en küçük kazalarından olan Bozdoğan ka- sabasının — bile muntazam - bir kasaplar çarşısı vardır. Bugün — yıkılması — tekarrür eden bu barakalar yıkıldıktan sonra, kasapların ne olacağı hak- kındaki sualime; belediye erkâ- mından salâhiyet sahibi bir zat: “ Tabit dükkön tutacaklar , cevabını verdi. Acaba bunlar dükkânı nerde tutacarlar, nasıl bir dükkân tu- tacaklar, dükkânlar sıhhi şartları haiz olacak mı? Sonra, şehrin daimi sekiz on kasabını birer dükkâna — yerleştirmekle mesela bitmiş olmaz. Pazar günleri Nazilli caddesi Bzerine sıra ile dizilen muvakkat çardaklarda, toz, toprak arasında, €et satan seyyar kasaplar ne ola- cak? Bunlar hakkında belediye ne düşünüyor? Belediyenin ne düşündüğünü 7 bilmem, lâkin civar kaza ve hat- y ta nahiye belediyelerinin birçok- larının buna bulduğu çareyi kay- dedeyim: Kasabanın münasip bir yerin- de ihtiyaca kifayet edecek mik- tarda, basit, küçük, lâkin temiz | ve insana ilk görüşte kasap dük- K kânı karşısında olduğu hissini Ve weren birkaç dükkân yaptırıl- mış, memleketin yerli esnafı da, seyyar pazarcı kasapları da orada çalışmak mecburiyetinde bırakıl- p mış ve busuretle mesele onlarca D halledilmiş. : L Bu küçük kasabaların muvaf- fakıyetle başarabildikleri bu iş- leri, koskoca Aydın belediyesi- nin do halletmesini bekliyoruz. ; Çataloğla Bir Mahkümiyet Kararı Malatya ( Hususi ) — Dört- yol hükümet tabibi Şakir B. defter tutmamak ve ilâç paraları için vesika almamak gibi ihmal cürümlerinden — dolayı otuz beş lira para cezasına mahküm edildi. # n ada A n a a aa D RR aa İ SON POSTA Afyonda Hayat İçtimat Hayat, Maarif Faaliyetile Muvazi Olarak Yürüyor Afyonkarahi- ÇAA sar (Hususi) — —— Size bu mektu- bumda buradaki içtimaf hayattan ve kısmen de maarif — faaliye- tinden bahsede- ceğim. Her şey- den evvel kay- dedeyim ki bu- rada içtimat ha- yatın sönük ol- duğu iddim edi- lemez. İşi olm- n yanlar öğleden — sonra, — işte bulunanlar da akşama — doğru yanlarına çocuklarımı ve ailelerini alarak askeri mahfele - gelirler, burada temiz havadan hisse alır- lar. Askeri mahnfel Afyonda dost- lar arasında samimiyet havası ya- ratan çok temiz bir varlıktır. Dost- lar, tanıdıklar, burada her akşam buluşur, eğlenir ve çok hoş vakit geçirirler. Şehrimizdeki irfan faaliyetine gelince; vilâyet dahilinde yapılan ince tetkiklerden sonra anlaşı- Konyada Asayiş İşleri Konya ( Husui ) — Son gün- lerde şehrimiz polis teşkilâtında vücude getirilen bir yenilik nazarı dikkati celbetmektedir. Polis Mü- dürlüğü — mahalle aralarına ve umumi caddeler Üzerine polis kulübeleri koydur.nuştur. Şimdi buralarda polis memur- ları nöbet usulile vazife görlü- yorlar. Halk, şehrin asayişi nok- tasından gösterilen bu faaliyetten dolayı çok memnun kalmıştır. Bu yeni eseri, son günlerde Adana- | dan şehrimize nakledi'«. Polis Mü- dürü Ziya Bey vücude getirmiştir. Keşanâa Meçhul'—H-ırsuiar Bir Kadını Bıçık!aınışlnr Keşan (Hususi) — Buraya merbut Silli köyünde Fatma is- minde bir kadının evine geceleyin birkaç meçhul hırsız girmiştir. Hırsızlar evin duvarını delerek içeriye girmişler ve kadından pa- ralarını vermesini istemişlerdir. Kadın parası olmadığını söy- leyince şerir herifler eşyaları ak mışlar, kaçırken de kadına bıçak saplamışlardır. Jandarmalar şe- rirlerin izi Üzerindedir. Sıtma Tetkikatı Keşan ( Hususi) — Edirne Sıhhat Müdürü doktor Kâmil B. sıtma hakkında tetkikat yapmak üzere buraya geldi. Üç gün kal- dıktan sonra İpsalaya gidecektir. Beraet Etti Malatya ( Hususi ) — Halkı yekdiğeri aleyhine teşvik etmek cürmile Ağırcezaya verilen Kâhte kazası Müddelumumisi Halit Bey beraet kararı aldı. w * İZiee Si Ü ea eli Alfyon İlkmekteplerinden biri * mıştır. ki bu havalide halk ara- sında okuma hevesi hayli kaba- rıktır. Esasen Afyon münevver bolluğu itibarile de diğer vilâ- yetlerden ilerdedir. Münevverlerimiz. her zaman okuma hevesi telkin ediyorlar. Diyebilirim ki kitap satışı husu- sunda İstanbul ve İzmirden sonra burası gelir. Burada on tane ka- dar ilkmektep ve tam devreli muhtelit bir lise vardır. Muallim- lerimiz çok çalışkan ve gayretli- dir. Esasen halkın tahsil hususuna ehemmiyet ver- mesi okuyan ço- cukların adedinin artması gibi mes- ut — bir metice vermişlir. — Lişe- mize halkın gös- terdiği — rağbet gittikçe fazlalaş- maktadır. — Vilâ- yetimiz halkı ça- lışkandır. ve ta- sarrufu çok — se- ser. Halkın baş- hca uğraştığı işler ziraat ve ticarettir. Şimdi hasat zamanı olduğu için her- kes harmanının başında — harıl haril uğraşıyor. Vilâyetimiz asa- yiş noktasından da ilerdedir. Hırsızlık ve saire gibi hâdiseler bile çok seyrek vuku bulmakta- dır. Bura hapishanedeki mah- kümlar tam manasile bir ıslah yurdunda — gibidirler. Hapisha- nede çok güzel bir mektep ve mükemmel bir imalâthane vardır. Bütün mahkümlar okur, yazar ve iş bilir bir vaziyettedir.—M.S. Ak;hir Gençleri Çalışıyor 30 Ağustosta Zengin Bir Spor Günü Yaşanacak Akşehir ( Husust ) — şehri- mizdeki kıymetli gençler tarafın- dan bir buçuk sena evvel tesis ve küşat edilen " San'atkârlar İdman Yurdu ,, klübü, teşekkü- lünden bugüne kadar mühim varlıklar göstermiştir. Yurt men- supları geçenlerde çok güzel bir müsamere tertip etmişlerdir. Mü- şamere halkın alkışlarını kazan- gtar. Müsamerede temsiller verilmiş ve gençlerimiz büyük muvaffa- kiyet göstermişlerdir. Yurt ida- resi spor meşgalesini kâfi gör- memiş, gençlerimizin musiki zevk- lerini tatmin için bir de bando şubesi vücude getirmişlerdir. Bu hususta Yurt Reisi avukat Sadri Hamdi, — mücesislerden — İsmail Hakkı Beylerle Kaymakam Lütfi Beyin ciddi gayretleri görül- müÜştür. | Vücude getirilen bando şube- sinde derslere başlanmıştır. Yurt idaresi hükümetten aldığı mü- saade İle 30 ağustosta çekilmek Üzere bir de keşya piyangosu tertip etmi lir. Ayrıca yine 30 ağustosta güzel bir spor günü yaşıyacağımız anlaşılıyor. Şehrimizdeki İdman Yurdu, Gençler Spor Yurdu ve San'at- kârlar İdman Yurdu sporcuları 30 ağustos müsabakaları için şimdi- den hazırlanmıya başlamışlardır. Gönderdiğim resim, San'atkârlar İdman Yurduna mensup gençelerin verdikleri müsamereden bir intibaı canlandırıyor. — Tacettin Mecmi Memleket haberleri Buradabitmedi. Lütfen 13 üncü sayfada okuyunuz. “Ağüstos Nn Münakaşa Sıhhat Ve Zekâ Nurullah Ata Bügünlerde, zekânın sıhhatle alâkası olup — olmadığına dair bir münakaşadır gidiyor. Alâkasi olmadığını söyliyen yok gibi amma sağlam adamların değil, bilâkis çürüklerin akıl işlerinde ileri git tiklerini birçok da misaller gös- tererek iddia edenler oluyor. LAtinlerin meşhur “ Sağlam ka- fa sağlam vücutta,, sözüne karşış “Büyük zekâ çürük vücutta bu- lunur,, demek istiyorlar. Gösterilen —misallerin — insaai düşündürecek, hattâ ikinci hüke me meylettiriverecek kadar kuwe vetli olduğu pek inkâr edilemez. Pascal hasta idi, Nietzsehe, Dos-. toyevski hasta idi. — Bunlara birçok şairleri, filosofları, âlim- leri de ilâve edin. Çok şüktr. ki seksenine, doksanıma kadar illetsiz yaşamış büyük adamlar da var. Rabelais, Goethe, Pas- teur ve M. Sami'nin “kalınenselis ler,, dediği birçok fikir ve san'at adamları bizi “zeki olmak istie yorsan cılz. ol, hasta ol,, diyen sirenalara (1) kapılmaktan kur- tarıyor. Doktor Grasset: “ Deha has- talığın bir neticesi değil, hastalık dehanın tabiate verdiği bir ilâç- tır,, dermiş. Belki bu da tamamile doğru değil amma daha insani bir söz. Bir insanın vücudündeki arıza- ların huyuna da tesir ettiği mue - hakkaktır. Kadınlarımiz: “Çocu: ğumun hasta olduğuna yanmam huyu bozulur,, derler. Büyük adamlar arasında hastalıkları da söylenenlere dikkat edin, çoğu yapıcı — değil, — yıkıcıdır: Pas- cal, büyük kanunlar keşfeden fizikçi, hastalığından sonra endi- şeler - içinde yaşamış, etrafına endişeler saçmış bir. adamdır Baudelalre'i, Dostoyovski'yi ben de çok severim; fakat onların da etraflarına helecan, ruh sıkın- tısı saçtıkları muhakkaktır. Lâtinler “ Sağlam kafa sağlam vücutta , derken elbette haklı idiler, çünkü Romalılar herkesin - cemiyete hayırlı bir İş görmesini bekliyen bir milletti. Yıkıcı insa- na itibar edemez, bilhassa onun çoğalmasını tecviz edemezdi. Ve- remlilerde, — frengililerde — tevlit kuvveti artarmış; fakat dünyaya getirdikleri çocuklar, cemiyetin kâr değil, zarar hanesine kay- dolunur. Hastalıklı büyük adam- ların eserleri için de bir dere- ceye kadar böyledir. Amma içle- rinde çok güzelleri varmış! b Bazı — kimseler — için — bir veremlinin bakışlarında, edasında da fevkalâde bir cazibe, bir şirk yet vardır. Nihayet ölümün, inhi- tatın da bir güzelliği vardır. Fakat asıl olan hayattır, ya- şamaktır. Bu esası unutuyoruz, Ben de hayatın zekâdan Üüstün tutulmasına içimden isyan ederim; fakat haksızım. Sıhhati müdafaa edenler daha doğru bir iş görlü- yorlar. İl) Sirenaz seslerinin tatlılığı ile de niz yolenlarının kendilerini suya atıp boğulmaya sevkeden deniz- kızları. KP S SAA g Ğ t ga

Bu sayıdan diğer sayfalar: