2 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

2 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Patates Nasıl Yetişir Ve Nasıl Korunur Patates, tabialin özlü bir ge- dasıdır. Kolay — yetiştirilmesine rağmen iyi cins patates elde etmek müşküldür. Çünkü muay- yen usul ve kaldeleri takip et- mek İâzımdır. Patatesin başlıca bir düşmanı vardır: Darifor. Bu haşere, Ağustos böceği fasilesin- dendir ve ondan bir parça kü- çüktür. Ayni zamanda patlıcan ve domatese de musallat olur. İstediği zaman uçabildiği - için tahribatımı uzak mesafelere kadar şümullendirebilir. Erkeklerle bir- leşen dişi Dariforlar binden aşağı olmamak üzere yumurtlarlar ve bu yumurtaları muhtelif noktara bırakırlar. Bu yumurtalardan ç- kan ve henüz tekemmül edip bö- cek haline gelmiyen kurtlar, bil- hassa muzırdırlar. Çünki asıl bö- cekten fazla yerler ve zarar ve- rirler. İki haftada kemale eren bu kurtlar, toprağa girer, inkişaf devrelerini atlatır. ve böcek hali- ne gelerek toprak Üstüne çıkar ve tenasüli vazifelerine başlarlar. Dariforlar senede iki defa yumurtladıkları için tahribat sa- haları bilhassa büyük olur. Onun içindir. ki patates yetişen sa- halarda bu böcekle mücadele etmek, mühim bir iştir. Fakat şimdiye kadar bu böcek kat'i surette, hiçbir. yerde tamamen imha edilememiştir. Fakat zara- rını en küçük hadde erdirmek elbette ki mümkündür. Bunun için de sirayet sahasını ufaltmak Tâzımdır. Doriforlar mücadele, — bun- karın kurtlarını toplamak ve im- ha etmekle kabildir. Bundan başka böceğin —zarar verdiği patates dallarına arsenikli tıcak su dökülür. Bu dalları yiyen bö- eekler derhal zehirlenerek ölürler. Bu böcekten başka patatese musallat olan iki afet daha var- dır ki bunlardan bir tanesi nebatın tereddisini mucip olan hastalıktır. Bu takdirde patatesin yaprakları renksizleşir, dalları incelir. Patatesin tereddisi bir başka gekilde de görülür: Yaprakların kıvrılıp inkişaf kabiliyetini kay- betmeleri. Bu bal, bilhassa yukarı kısım dallarda göze çarpuar. Bir kısım yapraklarda ise sarartılar hâsıl olur. Fakat bu hastalıkların sebep- leri malüm değildir. Sirayetleri de pek yavaştır. İstihsal senesinin ancak Üçünde sirayet göze çar- |par. Patatesin tereddisine karşı gelebilmek için tohum değiştir- mek, alınan tohumun halisiyetine dair lâzımgelen teminatı alı.ak en kuvvetli çaredir. Bunun — haricinde — pata. diğer bir hastalığı daha var: - ki buna Fitoftora derler. Cu hastalık bilhassa patates yaprak- larında görülür ve temmuz orta- larında veya soularında hâsıl olur. Yapraklara kül rengi bir manzara verir ve az zamanda bütün bir tarlayı istilâ eder. Yapraklara adeta kavrulmuş gibi bir manzara verir. Bu, bir nevi mantardır. Bunlardan bir tanesi bir patates yaprağı Üzerine düşer düşmez derhal içine nüfuz eder ve yaprağı öldürür. Bu hastalık, her sene, patatesin kökü vasıta- sile ve kökler yerden kazıldığı zaman bilhassa sirayet eder. Buna müâni olmak için patates Nazillide Bayram Fabrika Kurulacağı Haberi Nazillide Sevinç Tezahürlerile Karşılandı Nazilli (Husu- si) — Kazamız halkı bugünler- de ömürlerinin en mes'ut dem- lerini geçirmek- tedir. İktısat Ve- kili Celâl Beyin imzasile beledi- yeye gelen bir telgraf, Nazilliye en büyük müj- deyl getirmiştir. Bu telgrafta de- nillyor ki: “Bo- yalı — mensucat fabrikasının — Nazillide tesisi ta- karrür etmiştir. Fabrika mahalli- nin tesbiti için bir heyet gönde- rilecektir. , Biz burada hiç ok mazsa bir iplik fabrikasının ku- rulmasını temenni ve tahayyül ediyor, bu tasavvurların günlün birinde hakikat sahasına geçe- ceği ümidile yaşıyorduk. Halbuki — boyalı Zaf;'anboluda Bir Facia Zafranbolu ( Hususl ) — Cuma nahiyesine yarım saat mesafede bir facia olmuş, Ali karısı Ayşe pekmez toprağı kuyusuna girmiş, içeride meşgul iken kuyu çök- müş, kadın kuyunun içinde kalıp ölmüştür. Geredede Kuzu Etinin Okkası 15 Kuruşa Satılıyor Gerede, (Hususi) — Kasaba- mızda bugüne kadar misli gö- rülmemiş bir ucuzluk başlamış- tır. Ekmeğin kilosu dört kuruş- tur, lokantalarda bir tabak et yemeği yedi buçuk, kuzu etinin okkası 15, geçi etinin okkası 10, diğer etlerin birinci nevi on, ikinci nevi yedi buçuk kuruştur. Kazada otel fiatları da ucuz- dur; yemek hariç olmak üzere birinci sınıf otellerde yatak üc- reti otuz kuruşa, ikinci sınıf otellerde de öon beş ve ön kurü- şa indirilmiştir. Yumurta bir az pahalıdır, tanesi bir kuruşa satılmaktadır. Bütün bu ucuzluğa rağmen her şey çok temiz ve sıhhtdir. Bele- diyenin nezareti daimesi altın- dadır. mensucat Lökleri kuru havada sökülmeli ve bir müddet toprak üstünde bırakılmalıdır. Ta ki hastalık doğuran mantarlar — mabvolsun. Patates, behemehal rütübetsiz ve havadar yerlerde muhafaza edilmelidir. Havasız ve sıcak yerlerde bu mantarlar — tekrar meydana çıkar ve tekrar hayat bulurlar. Tarlada iken bakır sulfatosu — mahlülü ile patates tarlasını sulamak — faydalı bir tedbirdir. « Çünkü bu — mahlül, “hastalık mantarlarını derhal kö- künden siler. * * Büyük bir istikbale Namzet olan Nazlili kasabamız fabrikası gibi daha geniş bir sanayi mücssesesinin — Nazilliye hediye edilmesi hakkındaki karar hepimizi sevindirdi. Bütün halk bu- gün sevinç içindedir. Bu karardan cesaret alarak bu günkü küçük kasabamızın müstakbel manzara- sını size çizivereyim: Hiç şüphe etmeyiniz ki bu fabrika kuruldak- tan Üç veye beş sene sonra Kastamonuda Nazilli, — Garbi Anadolunun en mühim merkez- lerinden biri olacak, bugünktü Nazilli — birkaç misli büyüyecek, hulâsa mensucat fabrikası memle- ketin bu köşesini ihya edecektir. Bu böyük müjde, kasabamızda çoş- kun bir bayram yapılmasına vesi- le verdi, Bütün halk sevinç hislerini alenen izhar etti. Gündüz ve gece yapılan parlak tezahürat arasında bu saadet haberini tes'it ettik. Şimdi dileğimiz pek basittir ve şudur: Fabrika inşat- tına bir an evvel başlanması. Emin olunuz ki Nazilli ahalisi bu hayırlı iş uğrunda maddi ve manevi her türlü yardım ve hiz- meti göstermekte kusur etmiye- cektir. R. Öz. Maarif Hayatı İlkmektep Talebelerinin Miktarı 8010 Yavrudur Kastamonuda yeni yapılan ilkmaktep Kastamonu (Hususi) — Burada maarif işlerine büyük bir ehem- miyet — verildiği görülmektedir. gerek merkezde, gerek kaza, nahiyelerde ve köylerde mektep vaziyetleri çok — mükemmeldir. Muallim kadrosunun yekünu (250), mektep mevcudu. Merkezde (6) kaza, nahiye ve köylerde ise (170) dir. Talebe mevcudu (2623) ü, kız, (5387) si erkek olmak üzere (8010) dur. Merkezdeki —altı mektepten Ercişte î Soğukların Herkes Palto İle Geziyor Erciş (Hususi) — Belediye- mizin inşaat faaliyeti arfmıştır. Çarşı ve dükkânlar yeni yapılan kroki mucibince İnşa edilmekte- dir. Şehir içindeki mezarlık kak dırılmıştır. 34 Burada şiddetli kışlar baş- lamıştır. Herkes palto ile gezmek- tedir. Mahrukat fiyatları giıden- bire yükselmiştir. birisi bu sene inşa edilmiş ir. Bütün asri levazımı ve taksin atı haiz olan bu mektep aynl za- manda Kastamonu taşçılık san'a- tının bir şaheseridir. Kastamonuda — şayanı tenkit olan cihet Belediye faaliyetidir.”) Belediye şehrin temizliğine dik- kat ve itina etmekte ise de yol- ların inşasında vesair İüzumlu şebhir ihtiyaçlarının ifasında biraz ihmal göstermektedir. Bu ihmalin başlıca sebebi varidatsızlık olsa gerektir. Susığırlıkta iddetinden |Bir İmam Yüzünden. Kanlı Bir Kavga Oldu Susığırlık, (Hususi) — Ayın 26 ıncı ?eıd Kadıkırı köyünde Çerkelerle muhacirler — arasında kanlı bir kavga olmuş, 7 mubha- cir, 2 Çerkez yaralanmıştır. Kav- ga imam intihabı yüzünden çık- mış, Çerkezler muhacir — olan muhtarı dövmek — istemişlerdir. Hâdise hükümet tarafından tahkik edilmektedir. l | İMem!ekel Manzaraları ı Denizlinin Kadıköyü Denizli ( Husust ) — Bu ck varda dokumacılığı ile meşhur olan Kadıköy nahiye merkezini (Son Posta ) nın sevimli okuyu- cuları, zannedersem hatırlıyacak- lardır. Kadıköy, ağaçlıklar içine gömülmüş meyvalık ve bahçelik- cennet gibi bir yerdir. Bol sula- rın şırıiltisi, dağlarınm —haşmeti ilk nazarda insana dehşet verir. Bu nahiye merkezinin nüfusu altı bini mütecavizdir. Merkezde bir İlkmektebi vardır. Fakat bu mektep Kadıköyünün maarif ihse tiyacımı tatmin etmiyor. Merkezde iki binden fazla dokuma tezgâhı vardır. Burada geceli gündüzlü hummalı bir faaliyet mevcuttur. Bilâistisna kadını erkeği teze gühlarda yorulmadan, bıkmadan çalışırlar. Bir amelenin yevmiye on altı saattan fazla bir mesal müddeti, her evin de haftalık on beş, yirmi lira arasında bir kazancı vardır. Nahiye halkı nisbeten zengin ve müreffeh kim- selerdir. Şayanı dikkattir ki nae hiyenin bulunduğu yerde heyelan vardır. Bazan bir evin sabahle- yin kalkıldığı zaman yol üzerini kapattığı — görülebilir. Maalesef geçenlerde burada vukubulan bir yangında yüz kadar ev yanmış- tır. Hükümet ev sahiplerinin Sarayköyüne naklini istiyor ve Sarayköyünde onlara — hükümet tarafından verlecek arsa üzerine kaşaatta bulunmaları teklif edili- Şebir seksnesi yazın sıcağıne dan kurtulmak ve bir az da teb- dilhava etmek maksadile tez- gühlarile beraber yaylaya göç- etmişlerdir. Yayla yeşillik, sulak, serin, havası çok hoş bir yer.. Sulart İstanbulun Karakulak suyundan farksızdır. Nahiyenin Vasfi Bey ismine de çalışkan bir müdürü vardır. Belediye Reisi de eşraftan yeni fikirli bir gençtir. Hulâsa, Kadıköy nahiyesi ik- tısaden inkişaf etmiye çok müsa- t bir çerçive dahilindedir. Türk dokumacılığının müstak- bel fabrikalarının bu civarda kur rulması yegâne temennimizdir. Mercanetitn Cazlbt M. Kemalpaşada Burada Dutçuluğa Fazla Ehemmmiyet Veriliyor Mustafakemalpaşa (Hususij— Geçen sene kazamızda (145) bin kilo tütün satılamamış, muhafa- zası imkânı da olmadığı için çü- rüyerek yakılmıştı. Vaziyetin bu sene de ayni şekilde olacağıni düşünen tütüncüler bu sene ans — cak 30 bin kilo tütün yetiştir- mişlerdir. J Burada şimdi dutçuluğa ehem- | miyet verilmekte, Ziraat Vekâs letinin dut fidanlığında her sen© yüz bin fidan yetiştirilmektedir. Bir Haydut Ele Geçti Malatya (Hususi) — Hekim” han kazasının İriağaç köyü aha" lisinden olup eşkıyalık - etmekte olan Ahmet jandarmalarımızıl! takibi neticesinde yakalanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: