bi G İ | | 4 —e “FHırsız Kedi Ve Afacan ] F — [ Afacanın Resimli Hikâyesi — K —— ——— AT T e. # .d H f | Bir gün evin kedisi isi Mestan, yîvr_ularken birdenbire ölüver- Mişti. Afacan bu ölüme daya- Namadı, günlerce ağladı... Mestanın ölümünden — s#onra meydanı boş bulan siyah bir kedi eve muüusallat olmuştu.. Hemen hergün mutfaktan parça parça et, peynir kapıp kaçıyordu. Hasislik B u ! z Afacan bir tuhafiyeci dükkâ- n camekânını seyrediyordu : sırada iki kişi de gelip caıne; h_r_ıı ıeyı:e başladılar. Bunlardan iri ötekine dedi ki: — Bana bak Ah i | met, hani sen k?udı kendine traş olmak ir tr e iölyordun. a$ Mmakinesi almak Var... ınlı::ıîi:ubi;,j:d.m olduğu halinden t gözle haktıktn:: ':;î::"l"' n met.—: Pmle Pahalıdır, be Meh- — İşte şu yüz yi ; yirmi kuruş. Ö_tek_ı de yüz elli.. Nasıl? ı:ı:îı gisİ işine geliyor? Hasis adam ini cevap verdi: eee - Doğruaım ” u iste Ş sakal salıvermekl., ŞN üaliba hhâ kaşıyarak * İşte bak burada İşe Yaramış! Bir aralık Afacanın evinde hırsız bir kedi peyda olmuştu. İki gün sonra Afacanın annesi hayvandan yaka silkmiye başladı. | Nihayet dayanamadı. — Afacan, dedi. Bu kediyi al götür, bir yere at. Amma uzağa at ki bir daha eve girmesin! Afacan — kediyi bir koydu, sepeti koluna dışarı fırladı. Sağa saptı, sola saptı. İki saat, üç saat gitti. Akşam — yorgun argın eye döndüğü zaman babası sordu. — Eh Afacan, kediyi defet- tin mi? Afacan : — Ne münasebet baba... De- di. Onu defedeyim derken ken- dim kayboldum. Kedi olmasaydı yolu bulup eve gelemiyecektim. sepete takup Afacan bunu kaç kere gör- müştü.. Fakat bu hınzır fellâhı bir türlü yakalıyamıyordu.. ——— — - .___— Geldi çattı ilk teşrin! Yeter deliliklerin ! Bundan sonra, malüm a... Mektep sırsı yerin! * Zannetmeyin haylâzım... Mektepte geçer nazım! Yalnız bir kusurum var' Fazlaca yaramazım ! a Mektebin neşesiyim ! Onun bir tanesiyim ! Mektep sanki bir gemi Ben de pervanesiyim ! < D e AFACAN MEKTEPTE... K0mçu am - €a — Afacan, & Yazın en çok neye çalıştın ? Bu sene nedean birinci çıkacak- sSın bakalım? Afacan — Vallahi komşu amca, hesapça Yar am azlı ktan birinci Çıkaca- Ölmi... %_ AFACANIN DEVRİÂLEM SE YAHATİ _i)îacnnm Tefrikası: 25 ——— —— TF Hulâsa— Arkadaşı Cingözle berabor devrialem Beyahatine çıkan Afacan Amerikada zengin oluyor.' Parasına tama- o(_len Şikago haydautları onu Cingözle — berabör kaçırr yorlar. Tuzsuz Ahmet ig- minde (bir Türk haydutlara Para — Gönderi : k“l'tarıyo;-_] P Çocukları Hele yarını bekliyelimi Ertesi sabah bizi kapısı açıldı. Başta ıl:iıı:r?":fî duğu hal i ıirğitiller? de birkaç haydut içeri Reisi elinde tutduğu bir kâ- ğıdı Elinde sallayarak ve benimle alay eder gibi manalı manalı yüzüme bakarak: — Senin meşhur Türk detek- tifinden mektup aldık! — ÂAhmetden mi yorsunuz? — Evet... İstediğimiz parayı veriyor. Ve buakşam elli bin doları tayin ettiğimiz yere bıra- kacakmış... — Yal... — Ne 07.. hayret ettin !... Bu habere >hakikaten hayret bahsedi- Neden okadar AFACAN Yeni Bilmece süEşi eai Bu sual işaretlerinin yerine birer harf koyunuz. Bu suretle dört kelime — vücude Harfler yukarıdan aşağıya oku- gelecek. nuncada yine ayni kelimeler çı- kacak. Kelimelerin tarifi: 1 — Ananız değil babanız. 2 — Si- yahlı beyazlı taşlarla oynanır bir oyun, 3 — Erkek akrabadan biri. 4 — Aybaşında dört gözle beklenen şey. etmiştim. Tuzsuz Ahmet benim hesabı- ma baydutlara elli bin dolar yollasın!.. Olur şey değil!.. -îl_Şıya dedim. Demek ki istediğiniz oldu? Reis o zaman kaşlarını çatlı. — Hayır, istediğimiz daha olmadı... Şayet senin Türk de- tektifi bize oyun bir oynamıya kalkarsa vay senin halinel!.., Herifin hâlinden Adeta ürk- tüm, — Eğer o size oyun oynarsa sizde ona daha baskın bir oyun oynayın! aranızda kozunzu pay- laşın... Bana nediye ilişeceksiniz!,. Haydutlar reisi — omuzlarını silkti. x — Bunlar hep duyduğumuz Bu. böyle devam edemezdi. Afacan buna bir çare buldu ve bir gün.... Bir gün yine mutfakı ziyarel eden Arap kedi — —Afacanın kurduğu tuzağa düştü ve bi haylı da dayak yedi... —— İyi Vallahı ! Afacan elinde kocaman pa- ketle iskeleye gidiyordu. Yolda tanıdık bir — arabacıya rast- gelip sordu: — Beni iskeleye kaça götü- rürsün? — Afacan, senin hatırın için yirmi beş kuruş... — Peki paketim için Aayrı para almaz mısın? — Yooo.. Paket için para almam! Afacan derhal sırnaştı: — Öyle ise ben arabaya bin- mekten vazgeçtim. Sen şu pa- keti iskeleye götür, orada sen- den alırım!... Bilmece Halli Geçen pazartesi günü bu say- fada bulduğunuz bilmecedeki üç kelime: “ Yerli Malı Kullan , kelimeleridir. Bu kelimelerin her Doktorun Tenbihi! Bir dilenci Afacanın evine dadanmıştı. Hergün kapıya ge- liyor, yemek artıklarını alıp gi- diyordu. Dilenciye hergün kapı aç- maktan usanan Afacan nihayet bir gün dayanamadı, dilenciye: — Baksana... Sen artık çok oldun!.. Birazda başka kapılara kitsene... Dilenci cevap verdi: — Gidemem, yavrum. Bana bakan doktorun tenbihi var... Bu cevap Afacanın pek tuha- fına gitti. — Doktorun tenbihi mi var? — Öyle çocuğum.. Doktar: “miden hangi yemeği kabul ederse hep o yemekten yel, diye sıkı sıkı tenbih etti! — ——— —0 üçünde de L harfi vardır. Bun- ların ilk ikisinde L harfi bir defa ikincisinde iki defageçer. —— V şeyleri dedi. Yarın görüşürüz!... O gün pencereden Cingözle konuştum. Zavallının korkudan ödü patlıyordu. Kendisini dilim döndüğü kadar teselli ettim. — Sen merak etme, dedim. Tuzsuz Ahmet pişkin bir adam- dır. Bir vaziyetimizi takdir eder. Belki elli bin doları bir yerden tedarik etmiştir. Bana öyle geliyor ki yakında kurtulacağız !.. O gece ikimizin gözüne uyku girmedi. —Sabahı iple — çektik durdu. * Nihayet sabah oldu. Çok geç- meden haydutlar sökün ettiler, Reis gayet neşeliydi. Sevin- cinden ağzı kulaklarına varıyordu. Onu bu balde görlince içime Afacanın an- nes! — Afacan beni ml çok savarsin baba- nı mı? Afacan — kumbarama hanginizin —da- ha çok y para attığınızı bilma- diğim içli oala- cak her ikinizi de çok seviyü- rum!.. ——— su serpildi. Reis bir müdet beni gülerel süzdükten sonra : — Eh.., Dedi. Taliin varmış.. Kurtuldun!.. Bu sözleri söylerken koynun: dan bir tomar bankanot çıkarıp önüme serdi! — Hani siz Türkler insana öyle kolay paranızı kaptırmazdı- nız!.. İşte biz insandan paraları böyle sökeriz! Bize atla şanla Şikago haydutları derlerl.. Şaka değili.. Çete reisinin, gözleri muzafferiye ve istihza ile parlayarak, elli tane biner dolarlık kâğıdı önüme se- rince doğrusu epi bozuldum. Hatta utanmasaydım, hittetimdf:rf ağlıyacaktım. Fakat benim.do iyi bir. huyum vardır, istedim mi hiç renk virmem. EROAN ( Arkası var )