4 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

4 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bütün Devletler Kontrol Edilmeli ! Almanyanın - silâhlanma mesele- sinde diğer devletlerle hukukf mü- sovat isteyişi karşısında Fransızlar arasında yeni — bir fikir <cereyanı baş ıootev_ıılı ve bu fikir cereyanı muh- telif Fransız gazetelerinde kmalı birer makale ile ortaya atlılmıştır. Bu fikre taraftar olanlara göre: D — Almanyanın silâhlanmasına meydan vermemeli, 2 — Bunu temin için icabında Fransıx silâhlarının bir miktar azal- tılmasına razı olmalı, ” 3 — Bu silâhların tedricen daha ziyade azaltılacağı hakkında teminat vermeli, 4 — Beş senelik — bir mukavele yapmalı, S — Almanyanın gizliden gizliye _ıu&hlınıy silâhlanmadığıni anlamak için Akvam Cemiyeti tarafından bir kontrol heyeti teşkil edilmeli, fakat bu kontrol heyetinin Alman izzeti- nefsini incitmemesi maksadile Fransa da dabil- olmak Üzere bütün diğer devletleri de — koatrol edebileceği söylenmelidir. Temin edildiğine göre bu fikrin taraftarları aüratle ziyadeleşecektir. kadar ziyadeleşirlerse ri- yadeleşsinler Fransız Erkâm Harbi. yesinin — şiddetli bir muhalefetine maruz kalacakları da muhakkaktır. Şurası da dikkate şayandır. ki, beş altı sene evvel Almanyanın en küçük bir hareketi karşisında Alman vilâyetlerinin işgal edilebileceği xöye lenirken, şimdi Almanyanın - silâh- lanma arzusu karşısında bile bu tehdit açıktan açığa İleri atılmamak- tadır. Vakıâ şiddeti teklif edenler Yok değil ise de sesleri pek cıliz maktadır. Şu hâlde neticeyi yime Zamanın hükmüne talik etmek zaru- reti hâsıl oluyor. — « * Hindenburg 85 Yaşında Berlin 3 — Alman Reisicüm- huru — Mareşal Hindenburg'un 85 inci yıldönümünün tes'idi mü- | nasebetile tezahürat yapılmıştır. u.lrışı! Hindenburga dahil ve ha- riçten binlerce tebrik telgraf ve mektupları gelmiştir. Maruf şah- Siyetlerin — yazdıkları —makaleler Mı_reçılıı askeri ve sair meziyet- birer birer saymaktadırlar, Bütün resmi — binalar, kiliseler, husust? evler bayraklarla donatıl- Mıştır, Reisictimhur - Nazırları ve or- du Mensuplarını — kabul etmiş, 'dan sonra Garnizon kilisesin- deki dini âyinde — bulunmuştur. Reisicimbur harp malülleri âbi. desine bir çelenk koymuşlur. 'l'EI"RIKAN UMARASI:BT Sulh Ve Silâh! Fransa, Almanyadan EsecekNifak Rüz- gârlarına Karşı Silâhlanmalıyız! Diyor Paris, 3 — Âyan Relsi M. Janneyin 30 senelik siyasi haya- tının tesidi merasiminde söyle- diği nutukta demiştir ki: — Harici siyasette — gaymiz sulhtür. Bu hususta kimseden ders almıya ihtiyacımız yoktur. Briyan- di sulh aşkı, yavaş yavaş tahak- kuk etmiye başlıyor. Benim baş- hca gayem sı ve beynelmilel da getirilmesi son derece güçtür. Sulh yolu şarkı söylemekle kate- dilemez. Bu yolda üçüe rumlu ve henüz açılıp tesbit edilememiş kısımlar vardır. Her oldi iffet ve doğ işte ibi sulh işinde de şarttır. Hudutları Geçen Nifak Rüzgârları Aynı merasimde nutuk söy- liyen M. Andre Liyotey demiş- tir ki: — Biz hudutlarımızı kardeş- liğin — rüzgârlarına yoruz, Bu hudutlardan Fon Şlayşer (Alman Milli Müdafaa Nazırı) nın nifak rüzgârları geçecekse biz onları bütün kuvvetimizle müda- açmak - isti- faan edeceğiz. Hatip xılıınınyının gizli silâh- lanması hakkındaki endişelerini şöyle anlatmıştır: — Bütün Fransa arkanızda- dir, / silâhlarımızı tahdit edelim amma, bunu sulhe yardım etmesi nispetinde yapalım. Yoksa, tes- Hhatı tahditten zarar etmemirz icap eder. Sulh Paris, 38 — Sent- Vest'ta “ Sulh Meş'alesi , — denilen bir âbidenin küşat resmi yapılmıştır. Obüslerle yıkılmış olan evle- rin siyahlanmış taşlardan vilcuda geli:lyıı'. birîl. avucunda — me- deniyetin meş'alesini tutmaktadır. Bunun etrafında yenai evcikler vardır. Bunlarda, bu muazzam harp meydanında bulunan - on binlerce Fransız, İngiliz ve Al- man askerlerinin naaşlarını ihti- va eden mezarlıkların muhafiz- ları olan malüller ikamel elmek- tedir. ükümeli temsil eden müsle- şar Düko, bütün elraftaki me- zarlıkların Lirer ibret dersi ver- mekte olduğunu söylemiştir. ÇOCUKLUĞUM Meşhur Rus Edibi Maksim Görkeuc hayat ranası ğ Türkçeye Çeviren: — Muvaffak Onun küheylanı artık ihtiyar P olmuş, bitkin bir atb. Onün tildi, — sanki sarhoş bir veg- sam aslında beyaz olan bir deriye T nevi .rtnlıteıı birer parça kamçılamazdı. Atını “ Tanjka! ,, diye çağırırdı. Bir defa büyük babam ona: — Niçin hayvana bir bıristi- yan ismi verdin?, Diye sordu. — Neden mi? Muhterem Vas- sil Vassilyeviç! Tanjka Hiç te bir hırisliyan ismi değildir!. Pter amca aynı zamanda oku- mak ta bilirdi. Dini kitaplara da epey aklı eriyordu. Büyük ba- bamla evliyalar azasında en ulu- intizama kavuşmaktır. Sulhun vücu- birtakım k uğu hiç | l Almanyada Fon Papen - Fon Şlayşer kabinesi iktidar mevkline goçtik- ton sonra sabık Hohenzolera aflel kıraliye efradı arasında bir (taliyet eseri görünmiyo başladı. Askeri merasimlere, millt bayramlara Iştirak ederek unu- tulmuş simalarını tekrar göstermiyo başladılar. Müfrit milliyetçi gazeteler sabık vollaht Kromprinz Fridrih Giyomun Istikbalde Reisicümhur olması için bir mâni yoktur demektedir. Avrupa matbuatı, sabık Kromprinz'in Roist- esümhur makamına gelmesinin yakın bir zamanda Hohenzolern ailesinin tok- tar iktidar nıvkün:'lplısıi demektir diyorlar. Resmimizde, Kromprinz Pridğrih - Giyom ile Mareşal Makonzeni çelik miğferleria resmigeçidinde görünmektedirler. ——— Paris, 3 — Çinin Paris Sefiri ve Cemiyeti Akvam Mümessili M. Vellington Ko beyanatı ara- sında yeni Mançuri meselesine temasla demiştir ki: — Ecnebi bir devlet tamamen ve esasen Çinli olan bir topra ğın İşlerine müdahalle etti, Yeni Mançuri devletinin Çin tarafın- dan tanınması - meselesine ge- lince, bu mevzubas olamaz. Ka- ide ve nizam harici olan bu hali şiddetle protesto ederiz. Bu vaziyet bizce muteber de- gildir ve olamaz. Milletler cemi- yetine beyhude müracaat etme- miş olduğumuzu zannediyoruz ve mese'enin müzakeresini - bekliyo- ruz. Tereddüt Edilon Bir nokta Londra 3 — Gazeteler, Lit- ton — komisyonuunun — hazırladığı rapor — hakkında — mütnlealarını neşretmektedirler. Deyli Telgraf ve Marning Post gazeteleri, bu meselenin hallinde tesadüf edilecek en büyük — güçlüğün su hangisidir diye daima kavga ederlerdi. Ve kitapların yazdığı büyük — günahkârlar — hakkında bahse tutuşuyorlardı. Bazan sarf ve nahve ait mescleler lzerinde de uğraşıyorlardı. Peter amca alaylarile büyük babamı köpür- tinciye kadar uğraşırdı. Büyük babamın yeşil çözleri pırıl pırıl yanar ve ben de tesadüfen orada bulunur, bunları dinliyecek olur- sam hiddetle yüzüme haykırırdı: — Aleksi, çık buradan defoll. Peter amca temizliğin, intiza- min büyük bir dostu idi. Avhr dan geçerken bütün çöpleri, yon- gaları, cam kırıklarım, kemik parçalarını çizmesinin ucuile iter ve onlara bağırırdı: — Hiçbir işe yaramaz, sonra da böyle yol Üstünde dururşunuz. Hadi gidin buradanl. Litton Rapbi'u Avrupa Matbuatının Beğendiği Rapor, Japonyayı Sinirlendirdi raporun sonundaki mütaleada ol- duğunu söylemektedirler. Bu mütalea şudur: “Herşeyden evvel küvvetli merkezi bir Çin Hükümetin — mevcudiyeti zaruri- dir., Bu ihtimal de pek uzak bulunduğundan bunun tahakkuku gazeteleri tereddüde düşürmek- tedir. Birçok gazeteler bu mese- lede İngiltere ile Amerika ara- sında birlikte çalışmasını iste- mektedirler. Fransız Gazetelerinin mütalecası Paris 3 — Litton raporu hak- kında Fransız gazeteleri şu mü- taleada bulunmaktadırlar: Rapo- run - tetkikatı — noksandır. Ra- porda Japonya ile Çinin baş- başa — verip — uzlaşması tav- siye ediliyor. Bu da imkân haricindedir. Çünki — Japonyada bugön bir emrivaki yapmıştır. Eski rejime avdet etmesi imkân- sızdır. Japonya İtiraz Ediyor Tokyo 3— Japon Harbiye ve Hariciye mehafili raporun birçok Konuşmayı — çok — seviyordu, görünüşe nazaran iyi kalpli ve neş'eli idi. Fakat bazan gözleri kanlaşır, ölü bir adamın sabit gözleri gibi bakardı. Veyahut bir köşeye çekilir, karanlıkta büzülür ve yeğeni dilsiz gibibi bir tek lâkırdı demeden susar — kalırdı. Ona birisik — “Peter amca nen var?,, Diye sorarsa ağır ve seri bir sada ile cevap verirdi: — Hadi işinel, Bizim sokaktaki evlerden bi- rinde bir zat oturuyordu ki tuhaf bir âdeti vardı. Pazar günleri hoşuna gitmiyen köpeklere, ke- dilere, tavuklara, horozlara ve gelip geçenlere penceresinden saçma tüfeği ile ateş ederdi. Bir keresinde de ( pekâlâ ) yı gözü- ne kestirmişti. Filhakika saçmalar Tehlikeli Kızlardan Korkunuz! “Bundan bir hafta evvel tanı- madığım bir kadıma parkta tese- düf ottim. Hemen yanıma - sokuldu, ya- vaş yavaş lâf atmıya başladı. ilk defa hiç yüz verme- dim, bırakıp geçtim. İkinci bir defa daha parkta gezerken yanıma geldi. Bu defa onunla konuştum. Hatta beraber bir de deniz gezintisi yaptık. Bana hemen aşktan bahset- miye bulaşdı. Seni çok seviyo rum diyor. Benim bu işe aklım pek er- miyor, bu mesele benl epeyce hırpaladı, Lütfen...,, A F Bu gencin mektubunu, park- larda, sokaklarda, tanımadıkları yerlerde rastgeldikleri -hüviyet- leri meçhul kızların arkasına dü- şen gençleri uyandırmıya yardım eder ümidile dercediyorum. Henüz hayatın çikin tarafs larını bilmiyen, mektep — sırala- rından hayata ilk adımlarını atan çocuklar, bu serseri kızların kim ve ne oldaklarını bilemezler. Kolay ele geçmiş bir av zanne- derek erine düşer ve tehli- keli uçurumlara yuvarlanırlar. Bu kızlar hayatlarını kendi- lerini satarak temin eden bed- bahtlardır. Bunlar toy çocukları aldatmakla geçinirler. Fakat bua kazanacakları beş on kuruşa mu- kabil onlara en tehlikeli hasta- lıkları ağılarlar. Böyle serseri, ne idüğü belirsiz kız ve kadınlara aldanmayınız. HANINTEYZE G -— TAKVİM —— SALI maddelerini tenkit ettikten sonra şu fikirdedir: Komisyon Mançuride yalnız 15 gün kaldı. Yeni devletin te- şekkülünden sonra kargaşalıkları tetkike vakit bulamaı ve bu vaziyetten sonra hâsıl olan salahı görememiştir. Buna mukabil komsiyon Pe- kinde uzun müddet kalmış ve Mareşal Çang Suliyan'dan Japon- ya aleyhinde malümat h Tokyo 3 — Hükümet erkânı bu hususta şu fikirdedir: Millet- ler Cemiyeti Japonyanın yeni Mançurideki kabiliyet ve istikra- rını ispat etmesi için Üç sene beklemek icap eder. onun deri caketinden nüfuz ede- memişlerdi. Fakat ©o birkaçını cebinde bulmuştu. Hâlâ sihirbazın bu minimini mavi yuvarlakları gözlüğüne yaklaştırarak dikkatle tetkik ettiğini hatırlarım. Büyük babam polise haber vermesi için onu tahrik etmek istemişti. Fakat (Pekâlâ) saçma- ları bir köşeye fırlatarak ; “Değ- mezi.,, demişti. Diğer bir defasında saçma- lardan birkaçı büyük babamın bacağına tesadüf etmişti. Fakat o möseleye ehemmiyet verdi ve mahkemeye şikâyet etti ve bütüm diğer saçma yiyenleri ve şahitleri ayağa kaldırdı. Tehlikeli komşu da birdenbire bir tarafa kay- boldu gitti. ( Arkast var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: