10 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

10 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİMURLENK —İ10— Muharriri : 4f ** Timur Ayna Önünde Kendini Süzdü , Şimdi o hayal silinmişti, ye- Tinde bir alev, hicran alevi kal- Mıştı. Tühafı-şu ki Timur, yine ou!ı düşünmek ve onu görmek k“!“l'du. Bulamayınca da üzülü- Yordu, titizleniyordu. Güzel kızı mcfhdirmiı miydi, niçin tecelli » Nereye gitmişti, nere- ye "klıllllmşlı?. Nom;;yıni. ne Onun mektubu, he elçisi hatırma l_'hiyordıı. Ne olursa olsun sev- gilisini görmek diliyordu. Lâkin, asında hep birden harekte İtı_“ hüceyrelerin bu kargaşalığı b.ı..,.. keyfiyetini güçleştirdiği için istediği şekli bulamıyordu. Gözleri de kararır gibi oluyordu. o _lnılıl:ıhnnı Tevekkülün 'gı ve ölmesi ihtimali geldi, :'1:94“ tırnağa kadar titredi. O Tse kendi nasıl yaşıyacaktı, © nasıl tahammül ede- ;T:uu u,'“""m. Toman ağaların ı:rmb'lgıbl bu' lfıyı d gerebilecek miydi? - Bunu tahlile :;'!:irktn kıillğını, görünmez bir zdan gelir gibi ğir sözler bürte gelir gibi, şu ağır sözle — Karıların boş olsun, karı- ların boş olsun! a Bu, Beyazıdın sözü, Beyazıdın tükürüğü idi. Sanki o bizzat ha- karetini tekrarlıyordu. Büyük ci- hangir, bu istihzalı hamle önünde #deta çileden çıkıyordu, kabına Sığınıyacak — kadar köpürmüştü. sman oğlunun yaptığı hakareti şimdi daba iyi ı:hywîı. Bu ha- l_ııme, yalnız hükümdarlık, zev- Cin ve erkek haysiyetini inciden Manalar yoktu. Onu - Tevekkül- den ayırmak istiyen bir suikastte ordu. Sanki Beyazıt, As- Yalı şahinşahın bütün benliğini Mogol kızına verdiğini, onun k nefes aldığını, onun aşkile .:ı?'“hmu anlıyarak bu büyük ven, Küdan almak, sevileni se- *ne haram etmek istiyordu! t imur, bu yeni seziş üzerine ehevvürün son derecesina vardı, Yaralı bir arslan gibi kükredi, hmeııdıııı homurdana dolaştı ve nihayet son kararını verdi. Bu karar, ateşe dökülen su gibi onun hiddetini söndürmüştü, #inirletini Yatıştırmıştı, hırçin hirçin gülüm- &i yordu, ellerini oğuştura oğuş- tura mirildanıyordu : — Dişe diş, göze göz, yüreğe Yöürek: O-benim yüreğimi kopar- Mak istiyor; beo “onun ciğerini keceğim. Onun birçok defterleri, hari- vardı, daima” yanıbaşında Mırıldanmayı birak- tıktan sonra yürüdü, büyük bir çekmecede saklı duran bu kâğıt- arı karıştırdı, çok güzel çizilmiş bir kroki çıkardı, önüne aldı, 'derin derin tetkike koyuldu. Arar "_'_luıdı iki parmağını pergel gibi açıyor, © kroki Üzerinde "*l_lfılıı ölçüyor ve sonra yine lerine devam ediyordu. Birkaç saat bu işle ve düşü- hüşle | uğraştı, hesaplar yaptı, "İhı: aradı, sonra ayağa kalktı, 'f!'—'lı' Neşeli gerindi, çadırm bir 0“"3" konulan üstü örtülü bi- :îk bir Yenedı'k aynasının karş- Na geçti, Örtüyü kaldırdı, ken- Seyre daldı. U satırlara gelinceye kadar tran portresini çizmemiştik. disini Tirn Onun ayna önünde bulunmasin- dan istifade ederek bu eksiği ta- mamlıyoruz: Aksak cihangir, deh- şetli denebilecek bir boya malikti. başıda boyu ile mütenasip bir surette iri idi. Alnı gayet açıktı, saçları anadan doğma beyazdı, gözleri en sağlam yüreklere karku aşı- hyacak derecede beybetli idi, bakışlarında hakiki bir şimşek pırıllası vardı. Omuzları, iki adam taşıyabilecek kadar genişti, du- ruşunda demirden bir sütun me- habeti teressüm ediyordu. Onun manevi portresi de hayrete değerdi. Eğlence sev- mezdi, yalandan iğrenirdi, riyadan hiç hoşlanmazdı, ele aldığı her- hangi bir meselenin mutlaka iç- yüzünü — bulur, çıkarırdı. Harem halvetlerinde, nedimlerile sohpette de metanetini, ciddiyetini boz- mazdı. Yapmayı tasarladığı bir işten geri dönmezdi, fakat bu tasarlayışları sağlam — hesaplara istinat ettirirdi. Doğruluğu çok severdi. Açık saçık zevklere bü- tün ömründe bir defa bile tema- yöül göstermemişti. Tabintin her manasile müstesna bir eseri idi. Muntazam bir istihbarat şebekesi vücude getirmişti. Komşu hükü- | metlerin billün sırlarını o hükü- met hükümdarlarından daha iyi bilirdi. Asya şehirlerinin nüfusu- nu, servetini ve halkın huylarını, âdetlerini, — arazinin - şekillerini, yolların — girintisini, — çıkıntısını mükemmelen öğrenmişti. Canl: bir topoğrafya ve canlı bir coğraf- ya idi. Semerkantte otururken Halep şehrinin sokaklar.ımı kâğıt üzerinde hiç yanlışsız çizebilirdi! İşte bu yüksek adam, ayna önünde saçından topuklarına ka- dar kendi endamını seyretli, yü- zündeki kırışıkları hbirer birer saydı. Altmiş beş yıllık bir haya- tin — vücudunda biraktığı — yıkım izlerini ar.yordu. O izler çoklu ve bir bakışla göze çarpıyordu. Lâkin geçen yılların temelde hiç bir sarsımtr yapmadığını da apaçık görüyordu. Topal ayağında bile hâlâ bir demir kapıyı kıracak kuvvet vardı, 'olnuzlari henüz bir dağ selâbetini muhafaza ediyordu. Timpr, bu temaşadan mem- nun . kaldi; ömelinün “ön' büyük bamlesini yapmıya karar verdiği gün vücudunu, eskisi gibi, sağ- lam bulmaktan sevinç düydu, ay- * nanın Örlüsünü çekti, yerine ge- çerek el çırptı, otağa giren uşa- ğa emir verdi: (Arkası var ) g e A kinli yür Hayeeti Ve zünden zayıflamış günde birkaç Gela mural Bro Tt eleri ahınız. komprimi Hkriyt Dromaral, vü:_"’_,'_,_,... 'bir v 20 b K e ccsaneli Amerikada Türk Kabileleri Yenidünyadaki Athabasklerin Türk Olduğunu Niçin Kabul Etmiyelim Atha Kelimesi Hiç Şüphesiz Türkçedir ( Bir müddet evvel — Amerikadâ 'Türk kabileleri bur lunduğuna dair bir yazı yazınıştık. Bir arnuaz . dalr esaslı tetkikat yapr miış, buna dair yaz- diği bir yazıyı bi- ze — göndermiştir. ::::::::.:: Biz bunua bir kıs- mini dün — neşrat tik. Mütebaki — kıs- A Bi da Elin GACAT İNEGVA A yazıyoruz.) Meseleyi biraz uzallım. — Fakat Amerika yerlile- rinin menşei hak- kında kat'i bir fikiç verebilmek için bundan baş- ka çare yoktur. Monojenism nazariyesi fikirlerden silinmedikçe bizim için maksadı- mıza vâsıl olmak pek güç olur. İlk insanların zenciler olduğu- nu ve bunların bütün eski dün- yayı istilâ ettiğini tarihçiler söy- lüyor. Bununla beraber Asya kıt'asını da beşerin beşiği adde- diyorlar, Bu düşünceyi pek dağ-. ru bu'uım.yuum_ Asya kıt'asına verilen bu hususiyet, ötedenberi, dimağlara yerleşmiş olan Mono- jenism nazariyesinin tesirleri ne- ticesinden başka bir şey değildir. insanların hayvanat ve neba- tattan farkları yoktur. Hepsi sahibi hayattır. Hepsi tekâmül ve astıfa kamınlarına tabi olarak ir, Şu halde, bütün ha ::m ıolııhş“ :İ.e. ilk eıerl.f’i: dünyanın bütün kıt'alar.nın lık kara sularında yetişsin de insan- ların ilk eserleri neden Asya Afrika — kıt'alarına takala “salln? Bande bela mantık, hiçbir sebep göremiyorum. Kanaatimce, yüz binlerce se- nelik inkılâp ve tahavvülün neti- cesi olarak, Küvaterner “Oua- tenaire, devrinin bidayetlerinde meydana çıkan ilk insanlar, nasıl Asya, — Avusturalya ve Afrika kıt'alarının istova hattı mıntakala- rında yetişmişse, ayni zamanda Amerika kıt'asnın ayni mıntala- rma- tesadüf eden Venezüollâ, Güyan, Ekvator, Pes, arazilerile civarlarında ayni surette yetişe- ceği tabildir. Bunun aksini dü- şünmek pyh,en_ıııuiyi kabul - et- me.nek demektir. Hulâsa, Kuvaterner - devrinin bıdıyetlcrînde Asya ve Afrika kıt'a'arındaki “Protonegroit Prc- & stanli: » İer, gibi America kt'asında da siyah ve kızılgönlü adamların zuhurunu kabul etmek buriyetindeyiz. . .“Amuikı. baş'ıca şimali, mer- kezi, cenubi olmak üzere üç par- çaya ayrılır. Bunlar içinde en zi- yade tetkika şayan şimali ve mekezi Amerikadır. Şimdi bun- ları sırasile mütalca — edelim. Amerikada başlıca beş cins in- 1 !_ Eskimo'lar. — Kızıl gönlüler. g] — Siyahlar. W — Melezler. V — Yabancılar. Amerika'llar hakkındaki bu tasnif zabiri şekle göredir. Ha- kiki taksimat Kıronoloji üzerine yapılandır ki, maatteessüf, buna dair kat'i bir fikir. edinemedim. urasını istidraden arzedeyim ki, ronoloji üzerine Avrupada ya- zılmiış mühtelif eserler mevcut ise de, bunu bize bir umde ola- rak telkin eden ve hatta bütün dünyaya hitap ile, o manasız, F U FORLCEREEE NU .Z BNU SN N, AT esası Çörük arki tasniflere bir sünger geçirerek, milletlere kendi mahiyetini tanıttıran Türk tarihi iyetine ve hususile bu cemi- yetin yüksek hâmi reisi olan ulu Gazimize nekadar minnet ve şükranlarımızı arzetsek yine üze- rimize düşen vazifeyi hakkile ödiyememiş oluruz. Türk tarihi cemiyeti namına Maarif Vekili doktor Reşit Galip Beyefendinin, kongrede kronoloji Üüzerine — yürüttüğü — nazariyeler, gitgide milletler arasında bir vmnde halini alırsa, o vakit, din, Bisan ve saire yüzünden ileri gek miş olan ayrılıklar kendi kendine zail olacak ve milletler arasında —— RADYO —— 10 Teşrinievvel Pazartesi İstanbul — (1200 metre) 18 Müşerrel Hanım tarafından alaturka konser 19,5 orkistira, 21 Hikmet Riza Hanim ile arkadaşları tarafindan konser. Bükreş — (9046 metre) 90,40 gramo- fon, £1 salon orkestrası, 2043 harp sola, Te grat — )) metro: 20 Almanca, 21 sos konsori. 21.20 Zagraptan nak |, günün haberleri, sonra Çizah örkestrası. Roma-— (44bmetre) 21 gramofon, 21,45 halif konser, Prağ — ( 488 metre) 20 İngilizça ilikâleme, 20,15 örkestra, 23,15 akştun konsori . Viyana — (BL7 metrs ) 10,85 konfo- rans, — 20,90 - örkestra, - 23,15 akışam konseri. Peşte -— (500 metzo) 90 Macar halk şarkıları, SiÇIS könlerans, 21443 Ku- vartet, 22,4) haber ve Çi Varşovı — (İ4LL maizgr S0 müsa> habe,. 21 skşam konsari, S2,10 ikinel Bisımı Kanser, ZŞLA dana havaları. berlin — ( 1633 metre ) Si #nİ meş Hiyat, * halk könseri, Tnsany ve şarki, ZI,Y0 şen wasiki, V1 Töşrinievval Sah İstanbul — 1200 yetra) 18 Orkes- tra, 1945 Kemal — Nişazi. — Bey, i'e Sawiye Hamn taralradan alaturka SAZ, 21 tağıtıni. 22 gramofon, Bükrüş SÜİ notee ) 99 Tadyo darülfönunu, — 21 radyo Orkestrakı; 21,45 şarkı (konseri, 925 rador or - (80 metrd) 90 Pra isiRda dı-rg, 20,80 gramolon, 21 Tperadan nakil ( vorilecek ayunun ismi hentz teşbit edilmemiytir. ) Koma —( 416 metre) 21 gramdlon, 2IŞAS karışık konser, 22,3) komedi, Prağ — ( 483 metra ) 20,43 Barlina: dan nakil, 22 Şşarkı könseri, 230 kuvarto, £3,10 salon otkestrası, Viyana — ( BUT metes » 19 Nazır- Tardan Hernot . tarafından konlerana, 20,25 Operadan nakil, temsilden son: ra Çigan, Pi (550 metra) 20 piyano kon- 10 Macar bilgileri. ova Cit metrs ) 20,30 musikili musahabe, 20,45 gareto barleri, 21 Amerika müsikisi, 22 pi- yano köngürj, 22,10 dana, in —| 1865 motts 1 20 konfe rans, 21 ecnebi memleketlerden nakil, 23,80 kansur. umum! bir tosa« nüt husule gele- cektir. Layipsikte “La- ipzig, tabı ve neşredilmiş olan “ E. Debes ,, in atlasından Ame- rikanın etnografi- sine ait, bir ha- rita kopyası tak- dim ediyorum. (Bu haritadün- kü nüshamızda Şimdi bılh- rita esas olarak Amerikalıları tet- kik edelim: Şimalde nok- taz rlı gösterilen sabil kâmilen Es- kimolar ile mes- kün olduğu görülür. “E. Debes,, bunları ıızrk'l ve garbi Eskimolar namile iki kısma ayırmıştır. Şarki Eskimo ( Prens Alber ) arazisinin cenop kısımlarile bu- nn karşısındaki Amerika 'sahil- lerinden başlıyarak şarka doğru (Labrador) yarımadasını dolaşa- rak Ternöv (Tezre neuve) arazisi istikametlerine kadar yayılmıştır. Ve, bu sahilin karşısındaki Gro- enland adasile Baffin arazisi kâ- milen Eskimolularla meskündur. Garbi Eskimolar Alaska arazisi sahillerini dolaşarak Alaska ya- rımadasına kadar yayılmış — ve buradan Aleutien adalarını atlı- yarak Asya kıt'asındaki Kamçat- ka yarımadasına kadar takarrüp etmiştir. * Bering ,, boğazı civarında de bir miktar Eskimo mevcut- tur. Bunların merkezi sıkleti Bafe fin arazisi ve civarlardır. Dünyada hiçbir millet yoktur ki, bu kadar yâsi bir mıntakaya yayılmış olsum. Şimdi, bu eskimo grubunun meaşeini araşdıralım: Asya kıt- asında bunlardan pek az miktar- da mevcutur. Ekseriyet Ameri- kadadır. Binaenaleyh, Eskimoları Asyalı değil, Amerikalı yerlilerin- den addetmek mecburiyetindeyiz. ve Çokçı yarım adasile Aleutin adalarındaki Eskimoları da, A- merikadan Asyaya geçmiş olduk- Tarını teslim etmeliyiz, Haritada Eskimoların — cenu- bunda Algonkinler ile Athahask- lara tesadüf ediyoruz. Bunlar, kızilgönlerin başlıca boylarından- dır. Algon “Algön,, den başka bir şey değildir. Athabaskdaki atha kelimesinin de, Türkçe bir kelime oldğu malümdur. Maama- fih, bunun üzerinde biraz tevak- kuf edelim : Basklara, kasmen Fransada kısmen İspanyada tesadüf edilir. Bunlar, İberlerin bakiyesi addedi- liyor. İberler ise, bazı zevatın fikir ve mütalealarına göre, İspanyayı istilâ eden ilk Türk piştarlarıdır. Halbuki, filotloklar, Bask dili- nin Amerika yerlilerinin dillerile münasebeti olduğunu söylüyorlar, Hakikat te bunu — gösleriyor. Çünki - biz, — bunların — atalarına şimali Amerikada tesadüf ediyo- roz. Şuhalde, Bask'lar Iber'lerin bakiyesi değil, çok eski zaman- larda, Şimali Amerikadan Avrı- paya geçmiş bir kavim olduğu anlaş lıyor. Binaenaleyh, Amerika kıtası ile Avrupa arasındaki münascbet *Colamb,, Kolomptan çok zaman evvel başlamıştır. — İ. H. (Sonu yarın )

Bu sayıdan diğer sayfalar: