10 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

10 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

z —e Afacanın Resimli Hikâyesi '.d:';:ın Boğaziçinde oturduğu sı- | Akıaa, ” Sün yaldız İstanbula . ta köprü iskelesine g Man elini cebihe soktu. B Zörsün: Vapur Parasının ind L lar P yerinde ye esl: ! siyor ! kalkmıştı. | Ona sordu: Ya B | salusuyun l akayım: *Ben anıfın en| hatası varmıdır. yölnlede bir tertip aa ıdır, yok mudur? Söyle.. acan cümleyi yazdı tevap verdi: — Vardır efendim.. — Nedir?.. — Müşaade ederömilk/ doğrür Sunu yazayım ? — Yaz bakayım.. Afacan tabeşiri alarak tahtaya şu cümleyi yazdı: “Ben sınıfın e yaramazıyım!,, ve siyah ! : | — Hay Allah - müstehakkını versin! Şimdi ne yapacağım!. Diye bir kanapeye oturdu. | Kasketi elinde düşünmiye başladı! NEFES Hasan Bey her akşam yorgun argin eve dönerken köşe başın- daki bakkala uğrar, Afacana akide diye boyalı şekerler, leb- lebi unü - filân alırdı. Yine bir akşam soluk ” soluğa geldi bir sandalyeye attı: — OHF Bakkal sordu: — Hayır ola Hasan Bey, bir şey mi alacaksın? Bey içini çe Evet alacağım... Hasan Bey ve kendini — Şabuk önümde diz çök ve af dile !, - Âman babacığım.. ? AFAC ANIN DEVRİÂLEM SEYAHATİ | Afacanın Tefrikası: 26 | Hulâsa Arkadaşı Cingözle devriâlem h çıkaa A rikada ? ken seyahatine disini | Hyo tanılar | iaden — birç Fakal Şi sdlğini ve Cingözü aya Büpme- Haydatların reini ayet polla hafiyeşi Tur Ahmotten 30 Lrn irayı Uldiğı için- vevin çindedir. Rei, Y | lilıı;ı: ııuıriları bir müddet M siçr seyret- ©vra, bütün kanımı başı- an bir kahkaha attı: -S“İ“"" Türk detektilfi pek imiş!.. Dedi. Bizimle başa Yacağını anlayı hemen Par, yanca K aları 'saydı.. Bizimle şeylan | 'u;üıl:;“ Şıkamaz! anladın mi, halile &'ıkqm_ Lahavlevelâl Herif deli edecek! hiddetimi çalışarak sordum: yenmiye — Peki şimdi ne olacak! Ü- | mit ederim ki artık bizi serbest bırakırsınız? — Eh artık hak ettiniz! — Bizi yine bavula mi koya- caksşınız? Bu sualime karşı reis te da- hil olduğu bhalde bütün haydutlar güldüler. Reis cevap verdi: — Yok, o bir defa olür... Bu gece sizi buradan çıkarıp müna- sip bir yerde sokağa bıgıkıu ız. Oradan otele gidersiniz. mayın, sonra fena olür... Karış- am bal. m"gemiıe doğrusu bu habere başına yıkar.. | cecen seneki sualleri | misafirimiz sayılırsın. Burada yal- insanı | | müsaade edeceğiz. | elinden | haydutlara Sakın | otomobilde bağırmıya Filân' kalk- | bin dolar bizim paramızla ne ka- | O düşüne Gdursun, yolcular Igelip geçiyordu. O hâlâ “ne P yapacağım ? , diye düşünüyördu. İnan Bize Muallim Bey Dersler dik.ldi yine muallim bey Biz geldik sine sine Önünöze muallim bey. x* Kıraati pişirsek, Yazıyı hap şişrsek Gremeyiz ( Önümüze Gözünüre Etmeyin, eylemeyin Gelin bizi d Evlerde pinek eyin İsan bize mua * Bu kiş soğük pek çokmuş mekteple odun yok Kar yırtıci bir okkmus, Yalan bize muallim bey * Nasıl olsa geçecek Bu yıl emekliyerek, nüğe Bir gün tatil gelecek Aman! derken müallim bey.. * Yedi ay rahat edin Sınıf namına Alfacan — İmtihan Afacan Cîinxlüuîıı küskün küs- kün geldiğini görünce sord — Ne oldu, nen var yi — İhntihanı veremedim.. — Eyvalı, baban duyarsa evi Ne yapayım yahu... Yine ordular... memnun oldum. Demek bu gece selâmete çıkıyoruz! | Reis oradan çıkmadan lülfen | biraz yüzümü okşadı. — 'Haydi, dedi. Bugün bizim nız canın sıkılmasın diye arkada- şının da bü odaya gelmesine Ve biraz sonra Cingözü odaya | gelirdiler. Bizim küçük tabansız beni görünce - boynuma sarıldı. Kendisine bu gece haydutların | kurtulacağımızı — haber verdiğim zaman sevinçten zıp zıp sıçradı. İkimiz odada * yalmı ka- | haca dertleşmiye başladık. | turmıya başladı, bir iki | gelen huya — Cingöz, dedim. Bizim pa- ralar sayunu çekti. Tuzsuz Ahmet | elli bin dolar gön- | derdi. | — Elli bin Elli dolar mı?.. dar ediyor? — Yüz bin liral İ Doluya koydu- almadı, boşa koydu dolmadı. Nihayet: — Sokakta — kalamam Gidip “polise — söyliyeyim! ve kalktığı zaman... Yak. dedi ŞEFTALİLER Sofraya bir tabak şeftali gel- mişti.. Hasan Bey ellerini- oğuş- Üüç atış- tırdı.. Bu sırada Afacan elini bile uzatmamnıştı. Hasan Beyin merakı kabardı: — Neden — yemiyorsun Afa- şeftalilere — Söylesene niçin yemiyor- sun. Yoksa seni — Yoooo.. — Ya?, — Biraz evvel mutfakta mua- Alacanın küçük kardeşı Yüz bin lira mı?.. Aman , züp kuyruğuna sus Afacan! yüreğime iner! — Ne yapalım, Cingözcüğüm. | | j | Afacan biletini aldı ve artan parayı da iskeledeki fakir çocuk- lara dağıttı ! Aptal Afacan epeyce büyümüş, ar- tık gramer okumiya 'da — başla- | maştı. Bir gün muallim onu der- | almadı. ,, darılttılar mı?.. | Aka ekça kara gün içindir, der- ler. Cammız sağ olsun, yine ka- | Zzamırız. Bu paraları kazanmak | için taş atıp kolumuz yorulma- | di ya., Meşhür. kelâmdır, haydan gider. Yalıız şu haydutlar reisine çok kızıyorum. — Hiç sorma afacan.. O he- rif benim de çok sinirime doku- nuyor! — Ne yazık ki - Tuzsşuz Ah- met şu heriflerin başma Bir ço- rap öÖremedi gitti. — Acaba yolda giderken bir kurnazlık yapıp herifleri yakala- tamaz mıyım? Ben de onu düşünüyordum | amma olacak şey değildi, — Benim aklım yatmıyor, de- dim. Herifleri hiç kızdırmıya gel- mez. — Paraları aldıktan — sonra bize minnetleri kalmadı. Kızar- larsa bizi gebertirler. Yüzüp yü- se kaldırdı ve sordu: — Söyle bakayım Afacan: “Halil kendisine Tahlil et, verilen — saati burada Ha- lil nedir? Afacan verdi : — Aptalın biri... ——T A e yene etlim, hepsinin içi kurllu idi !... düşünmeden — cevap Hi, hi, hi! Babam aşağıda küpe düştül. Konuşu teyze — Eyvahl.. Ağlama evlâdım, ağlama.. Hi, hit Onun - için ağlamıyorum | Afacan g#ördü de ben göremedim.. Bir şey olmazl.. teyze... Babamın küpe düştüğünü —- ——— gelmişken işi berbat etmiyelim! — Sen bilirsin Afacan! — Hem sen merak elme. Haydutların bizi kaçırmaması bir bakıma iyi oldu. — Ne gibi? — Ne gibi olacak? Bir kat | daha, meşhur olduk. Kaç gündür | bütün dünya gazeteleri | sen şimdi asıl | AAmecikalılar bizden babsediyor. Lindbergin çocuğu kaçırıldığı zaman — nasıldı. Hem bundan — sonrasını seyret! Haydutların elinden sapa sağlam kurtulduktan sonra ehem- miyetimiz bir kat daha artacak.. bize kimbilir. ne | yapacaklar.. Ben sana bir şey | söyleyim mi, Cingöz ? Şayet gö- zümüzü —açarsak — kaybettiğimiz elli bin dolara karşılık bu işten beş yüz bin dolar kazanabiliriz ! Cingöz güldü. Vallahi — Afacan, bu kurnazlık varken biz çok paralar kazanırız !.. C Arkası var ) sende daha *& âlirdeİek Ü ddi sirlilie DA ge) B eli SA ll İA ae ği ua

Bu sayıdan diğer sayfalar: