8 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

8 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lll PA ıZAR OLA HA SAN BEY (N 13 ve 14 teşrinisanide dün- yamız bir kuruklu yıldızın kuy- KÖMÜR BAYRAMI Evvelki gün Hasan Bey ile konuşuyorduk. Lâf arasında Za- Tuğundan — geçecekmiş.. - Çoğu S ronun yaşı — mevzubahs - oldu. :ı"('lı azı k:ldı kîe:ııeklı; Bir ( *:“liiâ:m Meneceri Zaronun — Amerikada yalta sonra kuyruklunun - kuyru- | b ae doktorl öm iakal yarağız, Eler Ve oktorlar tarafından — muayene- faydası var?, Bu kış Üstü bir tilki kürkünü kuyruğundan tuta- | bilseydim daha çok işime yarar- . Pazarda satamasam bile bizim anıma verir, hergün sabahtan | akşama, her gece akşamdan sa- baha kadar kürk kürk diye bar Fmin etinin yemesinden kurltu- lardum. Gazetelerin birinde okudum. Gündüz gece gökyüzünde yıklız- dF uçuşacak, adeta bir yıldz Yağmuru yağacaknuş.. Holivudun sinde yaşının doksandan fazla olmadığına hükmedildiğini iddia ediyormuş. Zaro yüz altmıştan aşağı bile inmek istemiyor. Bu hususta Hasan Beyin ne düşündüğünü öğrenmek hiç fena olmuıyacaktı. Sordum : — Hasan Bey bu yaş mese- lesi için sen ne dersin? — Ne diyeceğim, Zaro çok nankör adammış. — Aman Hasan Bey bu işin Yıldızları yetişmiyor gibi bir de | nankörlük neresinde? Kökten yağarsa artık dünya yü- Bugün Zonguldakta kömür bayramı yapılıyor. Az sonra da İstanbulda yapilacak. zünde — yıldızların da — kıymeti —— ee aĞ KŞT ü A ı."_ Bak ;("'; nınkö;l.ürü;ü kalmıyacak.. Dünya güzeli . e S TC Bizim evin bahçesine bir | — Hasan Böyiu evi- Piyango S aG a irl r EE KSai l tanesi düşse belki fena olmaz, | no gitlim. Karı denilse kadın kendisini beş yaş fakat bu yağacak yıldızın cinsine | köca bir küçük ma- — Hasan Bey bu | küçük gösterdikleri için bunu Böre değişir, Holivut yıldızları | *mın """" otur: sene, senobaşı pi- | söyleyene kul köle olur. Halbuki Bev'indense ne âlâ, yok, taş '?"'ııî, ,',:ı':'”ı'.,.: yangosunu . acaba | Zaroşuyetmiş yaş. küşültüydrlar toprak gibi bir şeyse benden | YAWYoTAC kim kazanacak der- | da o, büyüklüğü bir türlü takdir :'llk olsun.. Şu da var ki taş | Bu da ne olu- Bİn?.. edemiyor. Oprak içine ya küçük küçük | yor Hasan Beyt.. z | j MA paksaklk elate lağüer, |— — R)b ğınfar — Heptmiz bir- | Kavganın Sebebi den?.. ları sıkışmış olsa şu sıkışık ha- | çe Hamn Bey, 'en 'Hiseyin | Sif'nan çaR | ni Tühü> SŞt j .| Beyi tanırsın, hanı bizim evin h'_:e imdadıma yetişir amma o | ,, , garıyorsua?.. Nasıl olur, he yürümdü 'olürur Dim geee kaville lih nerede? | — Nasreddin Ho pimiz “birden p | Yi Alee,”* ile Ka * Bibaht olanın bağına bir katresi | Boracağım Yekgöğkünl ea | eee avga etüler, bir kavga et- düşmez » Ti e tuliete tiler, mahalle halkı bütün gece * Baran yerine dürrügğüher yağsı ge- | sen de bilirsin, ho- B SAT x | gürültülerinden uyuyamadık. Kav- madan » | vaya «Eekiyen ay- ikramiye — çikktak | c in sebebi de bir türlü anla- ları ne yaparlar» değilyal.. şılamadı. — Anlaşılımıyacak — ne — olur azizim? Madam ki karı koca kav- ga ettiler.. Şapka modası yeniden değişmiş demektir. Hacanın Mektubu diye sormüş'ür .. Kırpar, kırpar yık dız yaparlar demiş.. — Soh de onu mu soracaksin?'. — Yok canım | önu ne diye #sora- ” Ben heyetşinas değilim, hattâ tkadar ki güneşin ne taraftan doğup ne taraftan battığını bile Oğru dürüst bilemem.. Böyle | olmakla beraber kuyruklu yıldızın Uyruklu bir belâ gibi başımıza — Bön © piyan- godan bahsetmiyor yum azizim... daha büyük piyangodan, 'Terkos Şirketi sene tusallat olacağını daha birkaç | YiMe 988 dilaya — Hasan Bey, bir şehirde vezalti nakliye ne kadar çoğalırsa ı,.,ıı.dı;[_ıklıdı;ıyı — Hasan Bey sen Nasreddin Sene evvelinden — koşfetmiştim. î':-"]"" lf:,','.l""ı..“d'_' Insanlar o derece rahat seyahat ederler... d.""d Tnce REP | 4 Canım mektup hikâyesini biliyor Şimdiye kadar nasıl bir şey ob SD Bi 'y;ı'_';r'f — Hakkın var azizim. Otobüsler Işlemiye başlıyalıdanberi bak birden yüzümüz gi- |— DA Börmülnektep unu gözümle görmemiştim. | lar diye soracağım!. herkes ne kadar rahat seyahat ediyor. Tecek! yazarmış, kime yazıldise okur anlarmış, yirmi paraya yazdığını yalnız hoca okursa anlarmış. Eğer aa ae akat, kuyruklu yıldız. diye bir Bevi yıldızlar bulunduğu kulağıma -— NE VARDI YARAP? — — — — — "'mmıştı. f—_—_— | - Ki K ök Kadınların, eteklerinin kuy- Ürrr eai D on pııı)ıı yı:hr: 'ıın;ieııı:e:d; Tukları uzamıya başladığı gün | Nedansa dinmiyor artık yağmurun, Havalar değişti her taraf soğuk, yup — anlıyam; dahi, ne okuyabilir ne de anlıya- Gök yüzü durmadan ağladı yarap.. L bilirmiş.. Tuhaf hikâye, böyle İçinde yüzerim vıcık çamurun; Fırtına inliyor bak boğuk boğuk.. di el ; mukallitleri hakiki bir kuy- Bu kışın bulmazsam girecek kovuk; Tuklunun günün birinde tedibe düm... Zeleceği içime doğmuştu. Sokaklar geçilmez murdardı yarap.. Gönlümü binbir dert bağlı yarap.. şey de olür mu?.. * Karşında söyledim ben yana yana, ç — Ck)lıııı', ya, lı:::nfıı on p:ıı'ı- Gelsin, geçsin, gitsin, fakat A:-T.._-'.:“:“l::. Nr::n.h:ııııını b HAKERUNE Y ul’(.l;;!n: : Sitmeden evvel ,bir kere de Hü- gll a? saka üi T0 : vhEd ör VeK,r SAMIŞÜARRN. UUTT p Seyin Rabmi Bey Üstadımızı meğbal ? SAĞT a çAL NT mindeki gazeteden bir tane al 'f)lııl etmeyi unutmazsa kadir- |V P. O..H. &. ne okuyan bir şey anlıyor, ne 'ıınıı:lıık yapmış — olur. — Çünki Yemekte Dua | Hasan Beye Göre de yazan,ne yazdığının farkında.. 0 Behelerce evvel, bu şimdi Hasan Bey, dostlarından birine Hasan Beyi — Şehremanetine Vıyvo Ş:Ğ::ın ığ'.ll,inlıı::uıl' n ı-hıı:ıylıımışı-ı bir ziyafet vııniıt'ı Dostu yemek- | giden caddenin başında iki elini Kantaı #i Baynyaalitü Hasan Beyle oğlu sokağa çık- ark "c: :uğünl Y:îı ll“': g lerden çok memnun oldu.. havaya açmış dua ederken gör- — Bizim Necmeddin Beyi ta- | mışlardı. Galatada bankaların | * ç t:l:u:lmuş. ne vakit böyle yruklu yıldı ka- Sından da :iı"ılııy. k:;çr.uî.iıı;ılcı tilkinin kuyruğu gibi uza- YP gider, eğer 13 teşrinisanide olan yıldız da — böyle sebep — olacaksa — daha DENİZ BANYOLARI — Ne güzel yemekler dedi, Ben böyle güzel yemek pek ender yedim.. Hasan Beyin oğlu söze karıştı: — Biz de Bey amca öyle... gelmeden ben onun kuyruğunu tava sapına çeviririm. P- O. H B. İÇİN hazırlanamadık. — Hasan Bey burada niçin dua ediyorsun? — Caddenin kaldırımlarının bo- zulmaması için, Emanet nerede kaldırım tamir ettirirse yarı para- sını orada oturanlardan alacak- mış- Bu caddede Emanetten başka bir bina yok. Cadde bozu- lursa yarı parasını verecek bu- lanmadığı için tamir edilmiyecek demektir. Bari dua edeyim de bozulmasın!.. Pazar Ola — Hasan Bey sana bir gaze- teden, hafta tatili cuma mı olsun pazar mı olsun diye sormuşlar.. pararola demişsin doğru mu?. — Evet öyle dedim, amma benim pazarola demekten mak- sadım büsbütün başka idi. Baktım gazetede Aanketler, müsabakalar çoğaldı. İşleri uğurlu gitsin diye pazarola, dedim. nırsın Hasan Bey. Zavallı adam hastalanmıştı. Birenbire öldü, O- kadar ant öldü ki doktorlar bile ancak bir defa göre bildi. Hasan Bey başını salladı: — Doktorluk çok ilerledi azizimi.. önünden geçerken meşhur kapan- c Voyvoya tesadüf ettiler. Oğlu Hasan Beye Voyvoyu gösterdi: — Baba, bu adam aptal mı? Hasan Bey darıldı: — Herkesin arkasından lâf söyleme ayıptır, o da senin benim gibi bir adamı İSTANBUL SOKAKLARINDA GEZMEK İÇİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: