10 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

10 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BIZI IDARE EDE NLER Ferit Paşa Nihayet Fehim Paşayı İstediği Pusuya Düşürmüştü Ferit Paşa Hâdisenin Çırkın Ve İgreuç Olduğunu Söyledi « Muharrirt3f Her Hakkı Mahfuzdür Bi ğ : Bugün harem arabasına taar- ruz edenlerin, yarın da kendisine çevire çevire güzel bir dayak atıvermeleri çok — mühtemeldi. Böyle bir hâdise karşısında: — Ayol ne - yapıyorsunüz.. Ben devrin koskoca bir sadraza- miyım, Diye bağırsa da para elıcıdı Olsa, olsa: — Kusura yanlışlık olmuş. Der geçerlerdi... Buna binaen Ferit Paşa düşünüyor ve bu kor- bakmayın.. — Bir kuaoç düşmaninı, aman vermiyen | bir pusuya düşürmek istiyordu. Bu esnada vukua gelen yeni bir hâdiso Ferit Paşanın eline büyük bir Çırsat verdi. Yanyah Dimitri isminde bir Rum, Fehim | Paşanın (baş vasıtası, Süreyya)jya müracaat ederek (mahrem bir mülâkat) talebetti ve bu mülâ- | | bu taarruzu, çok büyük bir ha- katta: — Şimdi (Köstence) den bir gemi hareket etti. Bu gemi (Doyçe Levant Linye) kumpanya- anın Hamburk — vapurudur. Bu vapur oradan ağaç traversi yük- | lemiş, doğruca (Tiryeste) ye gi- diyor. Halbuki meni komitesi var, Vapur, Os- manlı sahillerinden geçerken bun- lar bir takriple karaya çıkacak- lar. Ve padişaha suikast yapa- caklar. Dedi... idi Buna binaen Fehim Paşa vapurda — yedi | sekiz kişiden mürekkep bir Er- | — Bu ne rezalet.. Diye söze başladı. Ferit Pa- | şa, manidar bir hayret ve tebes- | sümle sefiri dinliyor, dinledikçe İbbar çok — yolunda | avenesi bundan iki başlı istifade | etmek istedi. Nihayet vapur Boğaza gelir gelmez etrafı sandal ve istimbot- larla çevrildi. Vapurun yoluna devamı menedildi. Aynı zamanda kaptana da: — Vapurdaki Ermeni komi- | tecilerini bize teslim edersin.. Vapurdaki beher travers başına | da bir miktar para da verirsin.. Ondan sonra buradan geçersin. | Eğer bunlara muvafakat etmer- sen burada böylece beklersin. Diye baber gönderildi. Vapurun — süvarisi, bir teklif karşısında şaşırdı. Va- puran etrafını saran — zabıta küyv- vetino baktı. Hepsi de tehditle- rini ika edecek şekilde adam- lardı. Derhal sefire bir tezkere yazdı; yolladı... İki saat sonra Almanya Sefarethanesi erkânın- dan iki zat, ile geldiler. Vapuru abloka eden zabıta sandal ve çatanalarının etrafında bir devir yaptı. Kaptanın haklı bir şikâyette bulunduğunu anladı. Bunlar da sefarethaneye avdet eder etmez gördüklerini sefire anlattılar.. Bunun üzerine sefir (Baron Mareşal Fon Biberştayn), doğruca Babıanliye giderek Sad- razam Ferit Paşaya dayattı: aklından | ve hayalinden geçirmediği böyle! | Sefarethane muşu | !-ı FOX RANKENSTEN M keyifleniyordu. Çünkü. Fehim | Paşayı, istediği pusuya düşür- müştü. Şimdi yapılacak şey, bu pusuya düşen — düşmanı artık tamamen atıl ve meflüç bir hale | getirmekti.. Buna binaen hissiya- tinı tamamile sefirden sakladı. Hâdisenin yayet çirkin ve iğrenç olduğunu, bundan hükümet na- mıma gayet büyük bir ar ve hicap duyduğunu ileri şürdükten sonra: — Asaletmaapl.. Ben Osmanlı hükümetinin sadrazamı — sıfatile elimden gelen her şeyi yapaca- ğım, Fakat siz de bana müzaheret ediniz. Bu adamı tamamen mağ- lüp edebilmek için müttefikan hareket edelim. Dedi. Esasen Almanya sefiri bu bususta son noktaya kadar mücadeleye karar vermişti. Çünkü Alman bayrağına karşı vukubulan karet telâkki etmişti. Sefir avdet Bu ıkııııı:lıı itibaren ASRI Sinemada ALBERT PREJEAN ve ANNABELLA'nın temsili muhteşemleri BASKIN , Franmrzca sözlü ve şarkılı film başlıyor İlâveten: mahir köpekler tarafın- dan Fran Program he eht dddi ği b Bu akşam: BÜYÜK GLORYA'da Pierre Bonost'nın yüksek eseri va PABST tarafından vücuda getirilmiş Fraaszca eözlü ATLANTİT Şaheseri başlıyor. Ba JEAN — ANGELA p Bu akşam: M MUHTEŞEM BİR DÜĞÜN MERASİMİ Genç ve güzel çiftler: JEAN WEBER - SUZANNE CHRISTY Şahitfer: JEANNE — BOTTEL Davetliler BÜT * COLETTE VLİLER ve (Uıı coup de Mümessilleri : İlaveten : Vukuu hali hikâye eden bir tezkere rollerde : ve PİERRE Bütün ıhıı halla bu harikayı alkışlıyacıktır, Iuını 'da en son halihazır dünya havadisleri. Güzelliği seven, neş'eyi seyen, nükteyi bilen TÜN İSTANBULLULAR Kadın güzelliği: Fransız neş'e ve nüktesi: SEVDALILAR NARLENE DIE “SON POSTA — eder etmez, Ferit paşa derhal Hariciye ve Dabiliye Nazırlarını celbederek vaziyeti haber verdi. | Alınacak tedbiri müzakere etti. yazdırarak Mabeyni Hümayun Baş- kitabetine 'gönderdi; fakat ayni zamanda Abdülhamit ile arasın daki hususl muhaberata tavassut eden ( İbriktarbaşı Kâmil Ağa) vasıtasile de ( Almanya sefirinin müthiş bir gaile ihdas etmek üzere olduğunu ) da ayrıca hususl bir tezkere ile Hünkâra bildirdi. Abdülhamit, meseleyi daha evvel haber almış, ileri gitmemesi için Fehim Paşaya haber yolla- mıştı. İşi böylece geçiştireceğini | tahmin ederken, Sadrazamın resmi ve hususi maruzatı. Abdülhamidi telâşa — düşürdü. (Arkası var Halibazırın en büyük Fransız aktörü FİRMIN BEMİEH İSİMSİZ AD Şaheserinde . ŞIK Sinemada Büyük muvalfakıyetle devam eden NE SEVİMLİ HENRY GARAT ve MEG LEMONNIEER tarafından Fransızca sözlü büyük operet —x GALA OLARAK BRİGİYTE HELM BLANCHAR AJİK'te DARFEUIL * MAURİCET » ARNAUDY İki gaat zevk ve sürur Telıphone ) d Gündüz 2,5-5 Goce 9 V/2 da | royu | oldu. Sinama bir nevi tiyatroyu | | Büyük hastası, kendi | olmıyan olmasında idi. : mofonu taklide heves ediyordu. | Halbbuki tiyatro, | ginsindendir; | “astylisation,, ister. | yatroyu taklit etmek istediği gibi | şimdi | Jules Romains, zamanımız Fransiz | tiyatro muharrirlerinin en - kuv- | olmasına rağmen, çok güzel bir | “*Donogoo,, piyesi, herşeyo rağ- TRICH - CLİVE BROOK ve ANNA MAY WONG Bu filmde göreceğiniz mübiç bhâdiseleri biçbir vakit batırınızdan silinmiyecek tekrar tekrar yörmek içinsabırsiz- lanaçaksınız. Sinemacılığın bir harikası olaa bu filmi mutlaka görünüz ve tanıdıklarınıza görmelerini tavaly ediniz, İsmet ve Kâzım Paşalarla Tevfik Rüştü Beyin İran Hericiye Nazırı Fürugi Hanla mülâkatları intibaatı. Bir zamanlar sinemanın tiyat- öldürmesinden korkanlar I öldürerek hakikt tiyatroyu diril- | tiyor. Tantanalı dekorlara, bazı yerleri, şehirleri aynen göster- meğe, sahneye birçok aktörün birden çıkmasına muhtaç olan tiyatro artık son senelerini ya- şıyor. Sinemanın — doğduğu zamanı hatırladıkları için onu hâlâ ço- cuk zanneden, onun rüştünü is- pat etmiş olduğuna bir türlü inanmak istemiyenlerle beraber © nevi tiyatro da — ortadadan kalkacak. Öyle şeylerden hazze- denler sinemaya gidecek ve orada istediklerinden — iyisini bulacak- lar. Tiyatro sahnesinde meselâ bir yanardağın, meselâ Venedik'- in nihayet gayet muvaffakıyetle yapılmış bir taklidi görülebilir. Halbuki sinema yanardağın, Ve- dik'in ta kendisini, hem de gö- zün seçemiyeceği noktalarını da büyülterek gösteriyor. Tiyatroyu tiyatroluktan çıkar- tan bütün bu göz boyama vas- talarını alarak sinema da ken- dini mahvedecek mi? Hayır; o bunları kullanabilecek ve - belki onları lüzümlü ve güzel kılacak. Çünkü bütün bunlar sinemamın osası olan — fotoğrafın #ahasına girebilir. O nevi tiyatronun en cinsinden fotoğrafa — yer — vermiş Dekoru fotoğrafı, sözleri gra- resim ve şir yanl terkip — ve Resim cinsinden olmak istiyen sinemanın da muvaffak olacağını | zannetmiyorum. Bu yolda yapılan | tecrübeler alâkaya şayan gözü- | kebilir; fakat sinemaya de*iL tiyatroya yararlar. Tiyatro ile sinema arasındaki ı uçurum nekadar genişlerse her | iki taraf için okadar iyi olacaktır. | Yalnız mevzuları, usülleri değil, aktörleri dahi ayrılmalıdır. Sinema ilk zamanlarında ti- de — tiyatro, — sinemanın usullerine başvurmak istiyor. Bu, hiç te iyi bir netice vermiyor. ea — zekilerindendir; u, bizde beğenilmemiş vetli — ve “ Knock ,, piyestir; hele * Cromedeyre - le - Vicil,, i, zannederim gelecek asır- ların da seveceği bir harikadır. Fakat ©o muharririn yazdığı men, iyi olmuyan bir piyestir. | Sahnede görmedim amma, aslını da, B Avnı chın terelimesini | ciye ], : TIYATRO H Tiyatro Ve Sinema de (I| okudum. * nema estetiğine müştür. Sinema silkip si- düşünük- Donogoo ,,, göre tiyatroyu uyandırdı. Şimdi, değil, liyılryou olan ketlerde — yeni bir — tiyatro kurmak - için çnlışılıyor Her tar rafta birçok san'atkârlar tüyatro- sarstı, bizde memle- | nun düşmanlarını arıyor. En doğ- rü İş; yeni tiyatroyu kurmak için her şeyden evvel, onun içine ka- rışmış fena yabancı unsurları te- mizlemek lâzımdır. Fakat bazıları edebiyatı da tiyatronun düşmüânı saymak isti- yorlar. Bunün da doğru taı var; bazı büyük edebiyatçıların elinde tiyatro bir felsevi veya lirik dialo- ga haline golebılıyoı Fakat itra- ta düşmemeli; yeni tulüat toşeb- büsleri, tiyatro — muharrirlerine Sahnenin ' kendine mahsus zaru- retlerini hatırlatmak için fayda- hdır. Moliğre, yalnız. tulüat — ile yetiştiği, ondan et aldığı için değil, onu bıraktığı, geçtiği için de büyüktür. Edebiyatı tiyatroya . sokmak doğru değildir, fena ve muzır- dir, fakat tiyatroyu edebiyata sokmak lâzımdır. Bunun için ede- biyat, tiyatronun düşmanı değik - dir; bunan — için tulüatı, doğru yolu bulmak için bir araştırma- dan beşka bir şey zennetmek doğru değildir. Bizde tiyatro, hiçbir şey araş- tırmıyor. Sinemadan evvelki za- manlarda, bugün en fena filimle- ri meselâ Maurice Chevalier ve Emil Yanings'inkileri alkışlamağa gidenler için yazılmış piyesleri ve onların kendilerinden de cılız ve biçimsiz torunlarını oynamakla iktifa ediyor. Türkçe filimler ço- galırsa belki bizde de tiyatro daha doğru yollar aramağa he- ves eder. Nurullak Ata ) Mv:ıllım Ahmet Halit külüüphanesi Romanya-Sovyet 'Misakı Bükreş 9 — Romanya Hark- nazırile Fransanın Bükreş sefiri arasındaki mülâkatta Ro- manya ile Rusya arasında yapı- lacak olan ademi tecavüz misakı meselesi görüşülmüştür. İyi malü- mat alan mehafile göre, Fransanın bu hususta tavassutu İstenmiştir. Romanyanın ademi tecavüz misa- kı meselelerindeki arzuları Fransa | vasıtasile Sovyet Rusyaya bildi- rilmiştir. Sovyet hükümeti henüz mukabil tekliflerini bildirmemiştir. Moskova hükümeti cevap - verir vermez, Vayda Voyvod hüküme- tinin düşmesi üzerine inkıtaa uğrıyan — müzakerelere — başlanıp başlanmıyacağı anlaşılacaktır. İngilterenin Yeni Tarifeleri Dublin 3 — İngilterenin İrlân- da ziraat mahsullerine koyduğu yeni tarifelerin neşri İrlâdanda teessür andırmıştır. Hayvan yetiştiren — İrlândalılardan birisi, bundan sonra İngiltereye ihracat yapılamıyacağmı söylemiştir. Yaşasın Üzüm! İkinci Makaleyi Yarın Okuyacaksınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: