14 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A KAnunus ai 7 .'-r! TERİM Ev Sahıbı Gece Yarısı Kapısına Bir Zaptiyenin Gelmesinden Korktu Hasan Paşa; Korkma Tahkikat Yapacağız! Dedi Muharrirl X Her Hakkı Mahfuzdur —248— — Efendim.. Eğer şimdi hu- zurunda olmasaydım.. Çok ters bir lâf söylerdim.. Hâşa huzuru- nuzdan, o haltı kim etmiş.. Utan- maz herifler. Demek ki artık dirileri bıraktılar da, ölülerle uğ- raşıyorlar.. Bununla da, herkesi kandır- mıya çalışıyorlar... Ne günlere kaldık, Yarahbi.. Allahtan da korkmuyorlar.. Kaldırmadık - taş altı bırakmıyorlar... Abdülhamit, fena halde bo- zulmuştu. Karşısındaki (Çorum)lu cahil adam, kendisi gibi gayet zeki ve fatin geçinen, koskoca bir padişaha ders — veriyordu. ( İstitraten şunu söyliyelim ki, Abdülhamidin garip tabiatların- dan biri de, kendisine sadık oldu- ğundan emin bulunduğu bende- güânmın sözlerini tamamen dinler.. Bu) sözler ne kadar acı alursa olsun, söyliyene gücenmerdi. ) Abdülhamit, birax sıkılarak cevap verdi: — Paşa.. Bu ihhbarın pek o kadar inanılacak bir şey olma- dığına ben de eminim.. malâümya sinek küçük — amma, mide bulandırır. İhbarda bulunan adam, çok kuvvetli söylüyor ve belli başlı bir ev adresi de göz- teriyor elbet, bunun bir aslı vardır. Bir kere şöyle el altından İşi tahkik ettirmek istiyorum. Bu işi mahsus başkalarına havale etmedim ki, — dallandırmasınlar, diye... — İyi ettin efendimiz.. Sen o İşi bana havale et... — Nasıl tahkik ettireceksin?... — Kendim gideceğim. — Nasıl?.. — Nasıl olacak?.. Şimdi ka- rakola giderim. Sırtıma bir nefer kaputu geyerim, Sabaha kalmaz, işin aslım, Faslını anlar.. Buraya dönerim... Esasen Abdülhamit'te, mese- lenin böylece sessiz sedasız hal- ledilmesini istiyordu. Abdülhamit ayağa kalktı. Ya- zıbanesinin yanına giderek, elin- deki jurnala baka baka, bir başka kâğıdın üstüne ev adresini yazdı. — Aman paşa. Kendini sakın kimseye gösterme... Şayet seni Üsküdarda görürlerse, dedikodu- nun Öönüne geçemeyir,. Dedi ve Hasan Paşayı bu suretle tahkikata gönderdi. Hasan Paşa, doğruca kara- kola geldi. Emniyet ettiği kayık- çılardan birine haber gönderdi. O tarihlerde, akşam eranından DAT L L İT LA İrtıhal Birinci Ferik Şemsi Paşa mer humun haremi hanımefendi irtihal etmiştir. Evlatları ve — torunları bu haberi şefkat ve muhabbetine meftun kalan bütün dost ve ta- nıdıklarına nihayetsiz bir tees- sürle bildirirler. Fakat sonra, Salıpazarından Kuruçeş- meye kadar sahilde bir kayı- ğın denizde gezmesi, görülmüş | Ve iİşitilmiş şey değildi. Ancak tevkalade —bir hal zuhurunda, denize kayık indirilirdi... Kayık hazırlandı. Hasan paşa, emin ol- duğu bir adamile evvelâ iskeleye bir nefer kapotu gönderdi. Sonra da kendisi karakoldan yandaki sokağa dalıverdi." Kimse- ye görünmeden iskeleye gitti. Kayığa bindi. Kayık, karanlıklar içinde iskeleden bir hayli açıldık- fan sonra: — Üsküdara çek... Dedi. Hasan Paşa, hem gidiyor, hem de derin derin düşünüyordu; (Ali Süavi) nasıl sağ olurdu. Onu kendisi bir sopa vuruşta öldür- müş... İki Padişah arasında feci bir ihtilâfa, belki de kanlı ihtilâle sebep olmak istidadı gös- teren mühim bir hadiseyi bu suretle durdurmuştu... Çırağan sarayının beyaz mermerleri üze- rine yüzü koyun yatan bu kanlı 'na'ş şimdi'gözünün önüne geliyor, bunun tekrar dirilmesine bir türlü ihtimai veremiyordu. Kayık, Üsküdar iskelesine ya- naştı, Hasan Paşa, iskeleya atla- dı.. Kapotun yakasını kaldırdı. Yüzünü güzelce sakladı. Çarşıya doğru ileriledi. İlk tesadüf ettiği bir briçkaya bindi"* — Çek bakalım, Paşakapsına, Dedi. Paşakapısına gittiği zaman, (mutasarrıflık dairesi) nin kapısın- da nöbet bekliyen zaptiyeden mutasarrıfın evini öğrendi. Bere- | ket versin, bu ev, uzakta değildi. Mutasarrıf, karşısında Hasan Pa- şayı tebdili kıyafetle görünce şa- şırdi. Hele Paşanın: — Kalk bakalım, Mutasarrıf Bey.. Karlık bayırına kadar bera- berce gideceğiz. Dediği zaman büsbütün hay- reti arttı. Mutasarrıif, arabasını hazırlattı. Hasan Paşa ile beraber bindiler. Doğru, Karlık bayırına gittiler. Gecenin — karanlığında - kibritler yakarak, —evlerin — numaralarına bakarak güç hal ile (23 nümaralı hane ) yı bulahılr’ıler Ev, g"r. çıkarak: siyahtı. Ne pencerelerinde bir ışık ve ne de içerde Bses seda vardı. Hasan Paşa, kapıyı çaldı. Bir hayli oğraştıktan sonra evde- kilerl uyandırdı Kapıya bir adam geldi. gecenin bu vaktında rahat- sız edilmekten mütevellit bir öfke ile kapının sürgülerini çekti. Ka- pıyı araladı. Elindeki Tâmbayı dışarı uzattı. ( Arkası var ) bir | a e Hergün Türkiye Niçin Devletçi Olmalıdır ? Yazan: Burhan Âsafs ( Baştarafı 3 üncü sayfada ) niz, Ege ve Adana mıntakaların- dadır. Köylü istihsali eğer bir kazanç payı bırakabiliyorsa, bu mıntakalarda bırakmakta ve alış- tığı hayat seviyesini muhafazaya kendini mecbur gören — tüccar onun Üzerine asıl bu mıntakalar- da ve bu mıntakaların istihsalinde çullanmaktadır. Bu hal böylece devam edecek olursa, buralarda da köylü, pazar için istihsal etmekten vazgeçerek tabil ve iptidal istihsal nevilerine dönecektir. Bu gibi ihtimalleri, bir iktıe gatçı Önceden de görebilir. ve Türkiyede ferdiyetçi — iktısadın muvaffakiyet ve inkişaf — ihti- malleri — vadetmediğine — hük- medebilirdi. Halbuki bugün bu hükmü hesaptan değil, doğrudan doğruya hayattan ve memleketin manzarasından çıkarmak kabildir. Bir, bu mülahazalara göre fa- kat bir de bugün dünyada, an- cak ileri bir tekniğin yaşama İm- kâmna malik olduğunu ve şayet gümrük dıvarları kalkacak olursa ancak ileri evsafta bir tekniğin yaşıyabileceğini, ferdi sermayenin halbuki buna kâfi gelmiyeceğini bildiğimiz için, Türkiyeye en uy- gun gelecek iktısat rejiminin an- cak ve ancak devletçilik olacağı- — na kanaat getiriyoruz. Fakat bu, devletçiliğin sadece teknik mülâhazalar, yani Türkiye- nin ale/ümum ileriye doğru olan hamlesinde maddeten muvaffak | olmast bakımından lüzumunu isş- pat eder. “Bilümüki “Esnaf,, Ve “K'uçul_: Tacır,, Ve Nazarı “Küçük San'atkâr ,, ların Dikkatine İstanbul Ticaret Ve Sanayi Odasından: 1—Ticaret ve Sanayi Odaları kanun ve nizamramesi mucibince bilümum esnaf ve küçük san'atkâr ve küçük tacirlerin yeçen sene olduğu gibi bu sene de Odaya kayit ve tescil edilmeleri ve geçen sene kaydedilmiş bulunanların yoklamalarını icra etlirmeleri zama- nı gelmiştir. 2 — Kayit ve tescil vae yoklama işi, müteşekkil esnaf cemi- yetlerine mensup ve mukayyet olanlar için kendi cemiyetleri vası- tasile ve henüz cemiyeti teşekklül etmemiş olanlar için de Odamı- zın esnaf cemiyetleri mürakabe heyetince yapılmaktadır. 3 — Bu muamelelerin üç ay zarfında yaptırılması mecburidir 4 — Bu müddet zarfında kayit ve tescilini ve yoklamasını yaptırmıyanlar hakkında kanun mucibince para cezası hükmoluna- rak lcra dairesi marifetile tahsil ettirilecektir. 5— Balâdaki ahkâm ol'bıptı vilittehaz Oda kararına müıtıni- den ildu olünür. Istanbul Vılayetı Geçi Sene Neler Kazandı ( Baştarafı i inci sayfada ) binı geçtıgını bildirdi ve dedi ki: — Diğer taraftan İlkmek- tep mezunları geçen sene Ö bin kadardı. Fakat bu mekteplere yeni kaydolunan talebenin mikta- rı on binl tecavüz etmiştir.,, Cevdet Kerim Bey sçor işle- rinden de mel bir stadyom yaptırmak için bütçeye tahsisat koyduğunu, in- şaata bu 'sene başlanacağını, İs- tanbuldaki spor kulüplerine mun- tazam bir şekil verildiğini, bun- lardan bir kısmının fırkanın hi- mayesinde — bulunduğunu, — spor teşekküllıriı:ıîn daha faydalı ol- maları için fırka bütçasine tahsi- sat konulduğunu bildirdi. İçtimat yardım meselesine ge- lince; Cevdet Kerim Bey bu sa- haya da temas ederek bir çok hayır müesseselerine yardım yapıl- dığını, hayır işlerine tahsis edil- mek Üzere fırka tarafından emlâk tedarik olunduğunu anlattı. çilerdende bahsetti ve dediki: * — İşçi lle patron arasında bahsetmeyi unutmadı | | ve İstanbul Belediyesinin mükem- Cevdet Kerim Bey iş ve iş- | büyük bir rabıta husule | cek olan iş kanununun bi içinde Millet Meclisinde edilmesi kuvvetle muhteml! Diğer meselelere gelint k reisi küçük esnaf teşt rinin isteklerile yakından dar olunduğunu, bunlırın müesseseler haline getiri'| fırkanın geçen sene açtığ! evinin muhtelif kollardan | ğinı, ev için yeni sene İçİ! —- spor ve bir de konferans ' hazırlanacağını anlattı. Cevdet Kerim Bey bu | tını bitirdikten sonra murâ” rin tenkit ve temenmnileri d Evvelâ söz alan phır j azasından ÂAvni Bey bazı © hakkında tenkitlerde bulut teakiben Nazmi Nuri, “ Şerafettin ve Sait Beyler de yi, sıhhat ve hayvanat mes* ne temas ederek temen bildirdiler. Bu tenkitleri müteıkip Kerim Bey tekrar söz alarâ/ kitlere cevaplar verdi. Kongre İkinci celesesin şanba günü ynpıcılrhı'. — | ! Resminizi Bize G nderinil li Size Tabiatinizi Söy!ıye!im . 9 Samsunda Abdullah B. Zeki ve — alaycıdır. Dimağı — yora cak ciddi mev- olmaktan sıkr. lır, dilediği gi bi hareket et- mekten hazze- der.. — Şıklığa özenir, — fazla ş ' - konuşmasını sever. Dikbaşlı — ve geçimsiz değildir. B 4 6 Abdurrahman Sami B. Mah- cup ve tutüuk- tur. Fazla ko- nuşmaz, kala- balık — yerlere yalnız başına dahil — olmak, serbest — tavur 'ye — vaziyetler almak ve bir işte önayak ol- mak gibi ce- sareti medeniyeye, — sokulganlığa delâlet eden temayülleri kuvvetli değildir. İğbirarı devamlı olur. Pstil i 15 Vasti Naecip B. (Fotoğrafı— nın dercini istemiyor.) Magrurdur. Kendisine ehemmiyet verilmesini ister. Geçim hususunda müşkül- pesent davranır, elbisasine, eşya- sına ve şahsi menfaatlerine fazla alâka gösterir. Tahakküme ve ten- kide tahammül edemez, daha zi- yade emir ve knmanda etmek he- vesindedir. Başkalarına az itimat eder, kolaylıkla baglanmaz. Resmlnizı kupon ile göuderiniz Kupnn dlı—’i'er ı.ıyfamııdadu'ı zularla meşgul » | finmın dercini istemiyor.) " | zuu, içki ve eğlence | Etrafına kendisin sevdirir, * & ııııımı Cavit B. Süse vt fetefazla"* miyet da full geçıru' Sevgi * cera mö' rile ' olur, mo” kip eti ter. Kadınlar üzerinde mü€ mak için hususi tavru vi almasını bilir. Yorucu ışl r rulmak istemez. Temizliği * Jizamı sever. 14 Murat Necip B. (T& (Fotoğrafının dercini istel” Zeki ve kibar tavurludur. * göre yaramaz değildir, tok * hareket eder, Fazla konuşit” zularını kolaylıkl temin eti kendisini sevdirir. kez j 12 Necip B. (Tüccar) (F ve hazır cevaptır sadeliği Ve sever, nadiren kederlenir, ha ile güler, sıkıntıya pe& mez, işin rahat tarafını tülü konuşursa da kavgacl dir. Comerllığe mütemıyll 13 Hadiye Necip H. (Fr nın dercini istemiyor.) Saki” gaç ve samimidir. Yüzün€ , lere karşı za'fı vardır, hit şiddet göstermiye yüzü * Çabuk müteessir ve münkt” İçınden pazarlıklıdır. B neş'esini pek belli etmek * kapalı kalmağı tercıh ed”" A KARAAĞAÇ MÜESSESATINDAN Keşif bedeli 1494 lira 70 kuruş olan at satış salonu daP" | eternitlerin kaldırılarak oranın galvaniz kapalı zarf usulile ve yirmi gün müddetle münakasaya kO! İhale 22 - 1 - 933 pazar günü saat l1 de müessesede yapll" İştirak edeceklerin belediye heyeti fenniyesinden. ılulll"l vesiksini ve teklif edecekleri bedelin yüzde yedi buçuğu P teminat makbuz veya mektuübunu teklif xarfına koyaral günde müesseseye toslim eylemeleri ve keşif evrakıni şartnamayi Müdiriyotten almaları !Azımdır. oluklu saçla Y

Bu sayıdan diğer sayfalar: