24 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

24 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y 6 Sayfa İ am ae || -— Dünyada Olu İnsanları Buz K İki Tayyareciyi Kurtaran Dudak Boyası. Bundan bir müddet evvel iki İnyiliz misi, kt- çük- tayyarelerine bindiler, Cenubi Afrika — ile İngi- tereyi biribirinden ayıran geniş mesafeyi hava yolile aşmak ve yeni bir havacılık rekoru kur- mak istediler. Bunlardan birinin adı Mis Peyç, öbürününki Barker, di. Uçuşları muvaffakıyetli oldu. Tayyareleri arıza yapmıyor, motörleri muntazam — işliyordu. Onlar ise, havada her bir metre mesafeyi aştıkça emellerine yak- laşmakta olduklarını görüyor ve seviniyorlardı. Fakat Aferikanın tam göbeğinde ve siyah kıt'a denilen bu geniş dünyanın en medeniyetten uzak bir noktasında bir. çocukluk yaptılar, yollarını hafifçe değiştirip başka bir yol takip etmek istediler, Fakat az sonra şaşırdılar, yollarınmı kaybet- tiler ve yere inmiye mecbur o- dular. Telâş ve heyecan İçinde ye- re inerken bir hata yaptılar, tay- yarelerini zedelediler. Bu vaziyet- te tekrar havalanmak imkânı da kalmamıştı. Derken, onların yere inmesile beraber etraftan, çırıl çıplak birtakım — siyahilerin ken- dilerine doğru ge'diklerini gör- düler. Bunlar, elleri oklu, sim- siyah vahşilerdi. Genç İngiliz kız- ları fena halde Ürktüler. Çünkü vahşilerden herhangi birinin ak- hna bir ok atmak gelse mahvol- dukları zamandı, bereket vahşi- ler bunlara kıymadılar. Etraflarını ahp hayran, hayran yüzlerine bakmıya başladılar. Bı; sırada kızlardan . bizinin aklına bir fkiş “geldi. Vahşilerden en “gana yakın görünenini yanına çağırdı, ona kendi elbisesini giy- dirdi. Bu hal, vahşinin pek bo- şuna gitmişti. Soora eline bir küğit vermek ve civarda bir şehir varsa oraya — götürmesini tarif etmek istedi. Fakat ne kalem, ne de kâğıt bulamadı. Nibhayet çalılıktan bir çöp parçası aldı, dudağının kırmızısına sürdü ve bununla bir kâğıda vaz'iyetlerini yazdı, — vabşiye —verdi. — Vahşi genç kızın ne demek istediğini anlamıştı. Kâğıdı alıralmaz — sür- atle uzaklaştı. Bir müddet sonra yanında birkaç beyaz adamla geldi. Genç İngiliz kız tayyare- ciler, feci bir akıbet ve belki de müthiş bir ölümden kurtulmuş oluyorlardı. »4 Bıılgıı Kıralı Coris Cenaplarının birkaç gün evvel bir kız ço- cuğu dünyaya gek di ve Örtodoks ayini — mucibince vaftiz edildi. Hadise, bütün kato- lik âlemi ile papalığı derin bir heyecana — düşürmüştür. Bunun #ebebi şudur: * Bulgar Kıralı, İtalyan Kıralının kızile evlendiği zaman, gerek iki sile, ve gerek bu evlenmeyi hu- “gusl surette takdis- eden papalık arasında şöyle bir anlaşma basıl olmuştur —< Bu evlenmeden hasıl olacak kız çocuklar Katolik, erkek çocuk- lar Örtodoks mezhebi mucibince vaftiz edileceklerdi. Çünkü Kıral Ortodoks, karısı katolikti. Şimdi, ilk çocuğun, bu anlaşma hilâfına, Katolik usulü üzerine vaftiz yapı- lacakken Ortodoks usulü veçhile vaftiz edilmesidir ki bu son heye- ganı doğurmuştur. Hadisenin na- sil kapanacağı malüm değildir. Fakat bu vaftiz hadisesinde Kıral Bi Boris Cenaplarının şahsen - bir | ektedir. dahli olqıı'!ı_iı .ı’ı, n SON POSTA p Bitenler — onservası Haline Getirmek Mümkün Oluyor Çok Mühim Bir Fen Tecrübesi Yapıldı Şimalt Amerikada ve Rusyada seyahat etmiş olanların bildikle« ri ve naklettikleri bir şeydir: O memleket ahalisi, buz tut- muş ve cam gibi bir halo gelmiş balıkları, birer odun parçası şek- linde taşır, on, onbeş gün sonra tâbif bir hararete maruz — bırak- tıkları zaman balıkların canlandı ğı ve yaşadıkları görülür. Buna ibernasyon derler. Ve yine fea adamlarırıca malüm bir hakikat- tırki yaşayan bir uzviyete ait sulu aksamın aynı zamanda donması, hayat tezahürlerini durdurur, fa- kat bayatiyetin esasını — mal- vetmez. İşte bu tâbiat kaidesine is- tinaden dirki Arjantinde şayanı dikkat bir tecrübe yapılmış ve insangı, ölüm tehlikesi olmadan dona bileceği va sonra, günlerce zaman bu halde kalıp terar has yata avdet edebileceği tecrübe olunmuştur. Bu tecrübeyi yapan Peldro Natiz isminde bir Arjan- tinlidir.. Bu adam “birçok im- sanların huzurile kendi kendini üuyutmuş, sonra içi su ile dolu madeni bir tabutun içine kon- muş, bu tabut sıfırın altnda beş derece soğuk bir mahzene kon- muş ve tabut burada tamamen donup buz haline gelmiştir. Yir- mi dört saat gonra ayni tabut tabil deörecede sıcak bir odaya konmuş, buzlar yavaş yavaş eri- yip sn olmuş, buzların içinden çıkan Arjantinli Peldroya yarım Cür'etkâr Arjantini! Peldro Natiz saat kadar masaj yapılmış, gonra ilık bir banyoya konmuş ve adam, banyodan dipdiri bir halde çıkmıştır. Bu bâdise, son derece büyük bir alâka uyandırmıştır. Çünkü bu Mmünasebetle, harpten evvel 1913 te bir amerikalı doktorun elde ettiğini lddia eylediği bir İ Bugünün Meselelerinden I Göze Çarpan Durgunluk Etrafında Bir Anket ( Baştatafı 1 inei sayfada ) avukat, tüccar ve adliyeci ile temas ettim. İhtisasları bambaşka ve ayrı sahalarda olan bu zevat biribirine tamamen zıt nazar nok- taları ileri sürdüler. Bana aöyle- nilenleri şöylece hulâsa edebilirim: Tanınmış bir rüh doktoru: — İzmir muhiti, hareket saha- sında en kuvvetli tesiri yapmış ve vazilesini bitirmiştir. Bu hare- ketin İzmirde devamı, memlekete fayda yerine zarar verirdi. İki üç seno Asabı kamçılıyan gerginlik, memleketin düşünen insanlarinı yorgun düşürdü. İzmir şimdi yor- günluğunu teskinle meşguldür. Bir içtimaiyatçıya göre: — — Dünyanın içtimal nizamı bozulmuştur. — İctimaf nizamdaki ittırata zliık, Mmâşerl hayatta kuv- vetli bir reaksiyon tevlit etmiştir. Bu reaksiyonun — tabil netlicesi olarak bütün memlekette ener- jiler uyuşmuş, hisler ve düşünüş- ler bareket ve fanliyet sabalarını daraltmıştır. Cinayet işliyen adam Ffena itiyadına devam edecek enerjiyi ruhunda bulamamakta, hırsızlık eden adam çalacak kuv- veti bileğinde hissedememektedir. Fransa İnkılâbından sonra ayni durgunluk - Fransada da olmuştu. Bu durgunluk daimi değil, geçi- eldir. Tacirler diyorlar kü İktiaadi — bubran, bütün dünyayı olduğu kadar. memleke- l vi pek çok devam timizi de sarsmıştır. Boş bir çuval nasıl ayakta duracak imkânı bu- lamarzsa, midesi boş bir adamın kafası da fikir sahasında hiçbir hareket yapamaz. Meselenin esası budur. Bir avukatın nazar noktası: — Durgunluk mu, ben bundan bir şey anlamıyorum. İşler eskisi gibi., Fakat kazanç az... Benim bildiğim budur. İzmir adliyesinde yüksek bir makam işgal eden bir zat şun- ları söyledi: — Adliye makinesi iyi Işliyor. zabıta İyi çalışıyor.. Fikir adamı iyi düşünüyor. Halkın seviyesi yükseliyor. Cinayetlerin, vak'ala- ma azalması bunun . neticesidir. Eger vaziyet şimdiki gibi devam ederse hapishaneler Yavaş yavaş boşalacaktır. Bir edebiyatçı anketime şu cevabı verdi: — Edebiyatımız — durgunluk geçiriyor. Sebebi çok basit. Bizde muharrir kitlenin içine karışmıyor. Muharrir kitleyi tamamen müşa- hede ederek kitlenin heyecan, Ümit, ihtiyaç ve ıztırabını duyarak yazı yazmıyor. Kuyudan su çeker gibi, hayalindeki müphem ıztırap- lardan bahsediyor. müphem tipler yaratıyor. Halk kendisine — söyle- miyen muharriri okumaz. Okut- masını bilmezsek durgunluk daha edecek. —| ____(l'vnv,uı n 21 Kari M.ektupları Kanser Hasialığı Sari Midir? Beş müderriş bir hastalık hakkında ihtilâf ediyorlar. Ope- | ratör Cemil Paşa radyoda verdiği muvaffakiyeti hatırlanmıştır. Bu | konforansında kanser hastalığı» adam Kastellar - Seymur isminde bir doktordu, Kurbağa ve balık gibi soğuk- kanlı hayvanların buz haline ge- dikten sonra tekrar dirilmelerini nazarı dikkate alarak ayni tecrü- beyi kanı sıcak memeli hayvan- lar Üzerinde de yapmıya teşeb- büs etmişti. Fakat bu tecrübesi, ilk za- manlar muvaffak olmadı. Sonra- ları usulünü tashih etti ve evvelâ köpekleri dondurup tekrar di- riltmekle düşüncesini tatbik mev- kiüne koydu. Bir müddet sonra kendisinden emin bir hale geldi ve tecrübeye muvafakat edecek insanlar aradı. Fakat biç kimse ğıııımıdı. Bunun üzerine doktor astellan Seymur bizzat bu tec- rübeyi kendi üzerinde yapmıya karar verdi. Fakat istiyordu ki usulünü tatbik edecek adam bir doktor olsun. Aymı — zamanda 'a buz k,eıllnıerkn evvel mu'I:: na sıkmak istediği bir ilâç vardı, Onuda bu doktora söyleyecekti. Fakat hiçbir doktor, bu daveti kabul etmedi. Arkasından harp patladı ve tecrübe sahibinin de sesi kesildi, Şu hale göre, Arjantin'de son yapılan tecrübe ile, bir insanı öldürmeden buz haline getirmek ve —sönelerce — sonra — tekrar hayata avdet ettirmek mümkün olabilecek, demektir. Yeterki, ozaman bu işi yapacak kimse buluna. Kasa ;lçıldı, Fakat Beş Para Bile Çıkmadı ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Galatada bulunan merkezine git- miş, tetkikat yapmıştır. Colâl Bey cemiyet — merkezine gider gitmez hemen kasa ile delter- lere vaz'ıyet etmiştir. — Evvelâ kasanın — açılması — emredilni; fakat — veznedar — Halil ıfa kasa anahtarının cemiyet reisin- de olduğunu söylemiştir. iraz sonra anahtar bulduru- muş, kasa açılmış, fakat içinden ancak 106 kuruş çıkmıştır. Bu paranın, da veznedara ait olduğu anlaşılm'ş ve kendisine ve- rilmişlir. Halbuki yapılan ilk tetkiklere nazaran cemiyet şim- diye kadar dört bin liradan fazla para toplamıştır. Celâl Bey dün vilâyetteki makamında cemiyetin defterleri * ve doıydgırıl. üzerinde tetkikat yapmıştır. / rapö- runü hıı:v’lııymkhr. &ıılö- imize et — idare Kavlak Sakaleider. ilün kefalet akçası — miktarı — üç bin — lira — kadardır. cemiyetin vaziyetile son taman- larda esnaf mürakabe — heyeti meşgul olmuya başlamıştı. Vilâyet, bu cemiyet namına — Şehzade- başında bir tiyatroda verilmek istenilen bir menfeat müsamere- sini yasak ettiği halde biletler satılmış ve ilânlar asılmıştır. Polis, salılan bilet paralarını geri alarak sahiplerine verecektir.. Yeni Neşriyat: Yaban — Yakup Kadri Boyin Tatiklât — mücadelesine ve Ağadolu» ya ait çok cavlı ve beyecanlı Toma- aıdır. Muallim Ahmet Halit kitapa nesi tarafından basılmıştır. 100 Krş. Dekart Ve Folsoftesi — Kan- dilli kız Haesi folsefe muallimlerinden Falka İsameddin hamımındır. Şefik kü- tüpbanealndesalılır. Fiati 30 kuruştur. nin irsi değil, sari — olduğunu, operatör Orhan Abdi Bey de hem sari ve hem de irsi olduğu: nu iddia ediyorlar, Tevfik Sâlim Paşa “bazı ailelerin muhtelif uzuvlarında kanser görülmüştür. Diyor. Kadri Raşit Paşa ise kanserin sarl olduğunu — ilerl sürüyor ve bu fikre gittikçe taraftar kazanmakla — olduğunu söylüyor. En nihayet Neş'et Ömer Bey do kanser sari değil- dir. diyor. Tevfik Salim paşanın tercüme ettiği kitabında (alelumum kanse- rin esbabbı gibi mide kanserinin de esbabı meçhuldür) deniyor. Binaenaleyh — kanser - hakkında hakiki bir fikir mevcut değildir. Benim aile efradımdan bir kadı- nın her iki memesinde ve kullane dığım aşçının da bir memesinde kanser vardır. Uzun seneler bir arada yaşadığımız halde hiç biri- mize sirayet etmediğini gördüm. Hulâsa olarak diyebilirim ki Bu hastalığın mahiyetinin meçhul olduğunu ve henüz keşfedilmedi- ğini sanıyorum. Muhterem müder- ris beylerin bu bususta izahat vermeleri tıp âlemini çok mem- nun edecektir. Daktor: Asat Kasımpaşalıların Bir Ricası Kasımpaşada 35 senedenberi bakmassız kalmış ve hergün yüze lerce kişinin, ve mini mini mek-« tepli yavruların — gidip geldiği Kurt çelebi camlişerifinden Emir efendi ve Kulaksız çarşısının po- lis mevkiine kadar olan yolum kaldırım tamiratına bu ilkbahar- da başlanacak olursa pek yerinde bir iş yapılmış olur. Çönkü büyük yangından sonra bu koca yokuş bir harabe halini alm:ş ve şimdi işe yeni yeni yapılan evlerin taş- ları ve toprakları birikerek çar mur deryasına dönmüştür. Yazın bir karıştan fazla toprak - vardır. Kaymakam Beyin nazarı dikkatini celbeder ve bu hususta malüm Karllerin'zden t A. R. Lâmba İstiyorlar Üsküdarda Selmanağa mahak lesinde — Bostan sokağı — çok karanlıktır. Buraya bir iki lâmba takılıması — civar — halkımı — çok memnun edecektir. Üsküdart Raşit Merzifonda Kayalarlı Sami Beye; — Mektbunuzu neşredemeyla, Çünkü matbuat kanunuaa muga- yırdır. Aymi mektubu. Milkiye Müfettişliğine ılıdınııı.* ini | Tokatta Mantafa İlayri, "Tekirdar Binda A. Rocai Büyleret — Gençlik anketimiz nihayet bulmuştur. Cevaplarınız geç gek diği için maalesef neşrine imkân bulunamadı. Mazur — görmenizi rica ederiz. * Kamınpaşada Raif Beya: — Gençlik anketimiz nihayet — bulmuştur. Mektubunuz geç kak dığı için maalesef neşredilemer

Bu sayıdan diğer sayfalar: