14 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

14 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAA AA N K | Amerika Masalı | İ i Bir varınış bir yokmuş deniz- lerin ötebaşında gindüzleri gece, geceleri gündüz olan bir diyar varmış. Bu diyarın adına Amerika, bu diyarda: oturanlara do Ame- rikalı derlermiş.. İsanın doğduğundan 1492 se- ne sonra Kristof Kolomp ismin- deki bir sergüzeşt meraklısının tesa. üfen ulaştığı bu yere eski dünyanın nekadar insanı varsa birer birer taşınmışlar, A- merikan n toprağından altn, ta- şından para ç.karmışlar.. Giden- lerin pek azı geri dönmüş çoğu orada yerleşmişler.. Evvela, köyler, sonra kasaba- lar, dabha sonra en küçük kulu- besi bizim yangın kulesinden yüksek şehirler vücude getirmiş- ler.. haris Eski dünyada zengin insanla- rin serveli — milyonla 8'çülürken bu yeni dünyada yaşıyanlar ismi- ni bilip te cismini tahmin edeme- diğimiz milyarlarile öğünürlermiş, Na yapmalı, düşmez kalkmaz bir Allah varken yanında bir de Amerika olacak değil ya.. Aksi bir rüzgâr esince Amerikalıların elterinde, ceplerinde, kasalarında sakladıkları paralarını yel Üfür- müş, sa gölürmüş. Dünya bu Hazreti Süleymana kalmam ş ta Admerikalılara mı kalacak?.. Biz de, yani eski dünyanım kanaatkâr çocukları şu buhran senelerinde ktlık içinde geçin- miye uğraşırken. Sonradan ; ör- moler gibi karşımızda böbürlen- Mmelerinin cezasına uğramışlar. * Olan olmuş, torba dolmuş. Bizim kırk katlı evlerimiz yok amma, kilerlerimizde yiyecekleri- miz bol.. Bunu — yavaşça- söyliyorum. Eğer Amerikallar duyacak olur- sa evvelden mnasıl oraya akın ettilerse, şimdi de geri dönmek hevesine düşerler. Ba balde başmıza gelecek pişmiş tavuğun değil hatır için | Gazetede —— — ea e Yaşasın Hasan B. avazı çıktığı kadar ba- giıriyordu : — Yaşasın, ya- şasın, yaşasın, ya- şasın.. — Ne oldu Ha- san B. ne var ?.. — Terkos — için istikraz mt yapı- lacak, yapılmıya- nedir ? böyle bir havalis varİ,. cak mı — Peki amma bunun için yaşa- sın diye bağırmak mi (dzım ? — Terkos — şir- keti $ maneti- ne geçliği zaman artık ismi bile unutulur — digor- duk. — Bak gazatelerin b ci sayfasına zıliyor.. ya- Yaşasın, yaşasın .. Hangisi — Hasan Beyi Yunanistan — b vekilinin — ismi soruyorsun, evvel- ki günkü mü, U dünkü mü, bugün- kü mü ?.. düşüyorl Anlıyamadığı Hasan Bey karısına kızmıştı: — Ne yapacağımı şaşırdım, dedi, karım mütemadiyen söyleyip duruyor.. Bıktım, usand.m!.. — Peki neden bahsediyor Hasan Bey ?.. — İşte ben bir türlü onu an- kyamıyorum yal.. —— — çiy tavuk yiyeninkinden daha acıklı olur. - Çekirge baskınına uğramış tarlaya döneriz.. Allah saklasın.. * Eybenim tatlı dilli güler yüz- lü okuyucularım!.. Aranızda oğul- larını eviendirecek, eli yüzü düz- m sözden anlar kız .. Varsa onlara sını — bulurum. Amerika dolarının hapı yuttuğu anda Holivat yıldızlırmın da işi bitmiş demektir.. Herhalde artık hayıra bir kısmeti reddedemezler. Onun için ben bir gideyim.. Sine- ma perdesinde şörülenlerin en AT B T TT TT KTT A SON POST — Bizim paranın ball tena Hasan Bayi gün geçtikçe kıyma- — Meraklanma Çelebi; dolar, do'ar diye kasaları doldurdu- nuz. Şimdi de boşalır boşalır diya böşadiverin ne çıkari. —e AA — Zehirli Gaz — Hasan Bey zehirli gaz diyorlar. Bu gaz'n zenirli olup olmadığını basıl anl yacağız ?.. — Tenelfüs ederiz, ölürsek gaz zehirlidir. Ölmezsek de- ğildir. Ne Diyeyim Hizmetçi, Hasan Beyin evine girdiğinin ertesi günü yemek vaktine doğru sordu : — Beyefendi sizi yemeğe ça- gır rken yemeğe buyurun mu diyeyim, yoksa yemek hazır m.?. Hasan Bey düşündü ; — Eğer dün akşamki gyibi ise yemek yandı, dersin !, ç— güzellerini, esmerini — kumralını, sarışınını Ioplrlllili getireyim.. Burada kırk gün kırk gece düğün yaparız.. Oalar erer mura- dına.. Pazar Ola Çikolata Gazetede oku- gördüm : * Çikolatacılar Bir birlik teşkil etmişler. » Hasan B. di : — Arkasını & kusana hazret İ atıl- — Ne yapacak- sın Hasan Bey ?« — Bizim bacıyı da içlerine aldı- larmı diye merak ettim.. tahdidi teslihat — Tahdidi tes- lihat — konferansı acaba yine dağıl- dı mı dersin Ha- san Bey ? — Ne yapsınlar, etraftaki tozdan, dumandan ferman okanmıyacnk hale gelmişti. Oturmak — Hasan B. iki vapur karaya ©- tarmuş. — Ne çıkar a- zizim, — Amerika milyarterleri de aü larmış Dü —- - tenbih Hasan Bey eve girer girmez karısına sordu: — Hani sana kimseye bah- setme diye bir şey söylemiştim. Bütün tanıdıklarımız duymuş, bu nas | oldu bilmem !.. — Nasil oldu ben de şaşır- dim.. — Sen söylemiş olmıyasın !.. — Ben söyledim amma kim- 86 duymasın diye sıkı sıkı tenbih ettim de söyledim. Tahtaravalli Ortalık buz. kesiyordu, evde odun kalmamıştı.. Hasan Bey barometreye baktı ve — Derece 3 dedi. Afacan sordu: — Oradaki üç nedir baba?.. — Soğuğun üç derece oldu- gunu gösterir. Sıcak oldukça bu derece yükselir. — Yani tahtaravalli gibi bir gey- İSTANBUL HAVASI Acaip bir nesne, değişir her an Bnlunmaz dundada ona başka eş.. Nezlesi burrunda sakının aman ! N || ? | Eca Sözlü | Ğ T Hasan Bey elinde bir sinema ilânile geldi. — Dinle dedi, şu ilâm oku yayıml.. Okumaya başladı : “ Afrikanın ortasında yaşıyan vahşilerle aslanların, rinoseroslar rın, vahşi fillerin ve bütün haye vanatın bir arada çekilen filmi. Tamamile fransızcza sözlü., tesadüfen — Hasan Bey sana havadir vereyim. Adliyede genç, güzel, şık bir kadın gördüm. Bir adamın iğnesini çalmakla itham etmişler, — Yanlışlık olmuştur hazret.. Gönül çalayım derken tesadüfen eline iğne geçivermiştir. Olabilir Sokakta polisler bir bisiklet- liyi yakaladılar.. — Sen bu bisikleti çaldın.. — Hayır çalmadım!.. Hasan Bey araya şirip sordu: — Na olmuş, ne var.. Polis izahat verdi: — Mezarlığın duvarına bisile» leti dayamışlar, bu adam da çak mış, kaçmış.. Hasan Bey bir az düşündü: — Kabahatı yok, — sahibini mezarda zannetmiş olabilir!... Kesilen Baston Hasan Beyi gördüm, elinde taşıdığı baston Üst tarafından kesilmiş dümdüz bir sopa şeklini almıştı.. — Bastonu ne yaptın Hasan Bey ? — Biraz uzunda kestim.. — Alt tarıfından kosseydin olmaz midi ? Hasan Bey güldü : — Sen de ne garip adamasn dedi, alttaraftan kessem maksat temin edilir midi ?.. Yukarı tae- raftan yüksek geliyor, sapı o zuma değiyordu. Bilinmez fena mı, iyise düşeş.. İnanan kaybeder bilmem ki nige?... Bastonı almolı, hem de şemsiye.. Pultolar etılmaz soğuk yok diye.. Nisanda buz gibi; şubatta ateşle. Eskidenberidir. oturan tanır.. Onlar da ne olsa yine aldanır.. Birisi kaybeder, biri kazanır; Bulutlar güneşle edince güleş.. İstenbul havası denmiş adına, Ne çıkar bilinmez artık bahtına; Benzettim ben onu oynak kadına; Bir yandan kar yağar, açarken güneş P. O.H. B. — Hasan Bey Şor'un kızı Yunanistandan dö- nüyormuş.. — Desene gürültüyü görür görmez Korkü- sundan ne yapacağını şaşırdı. yır... Harp olmıya: el Karısı — Ben de seni papatyayta karım beni seviyor mu s#evmiyor mu d.ye fal bakiyorsun zaanile sevlan»'şitm

Bu sayıdan diğer sayfalar: