19 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

19 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YT TT 9 Sevte ı Dünya Hüâdiseleri ı_ î'. D İlâç Yerine Ku!lanılan Yılan Zehiri Bir müddettenberi doktorluk İyi Bir. Ne- âleminde — tehli- Üce Verdi keli bir tecrübe yapılıyor. Fakat bu teşebbüs, denilebilir ki artık tecrübe sahasından çıkmış, mu- vaffakiyet —veren bir mahiyet almıştır. Yapılan ve nelicesi ga- yet muvafık görülen bu tecrübe, Çağıraklı denilen en müthiş ye lanların zehbirini ilâç olarak kuk lanmak meselesidir. Bu tecrübe, doktor Lenyel Lavastni tarafın- dan yapşılmış ve ilerlemiş kanser hastalarına tatbik edilmiştir. Malüm oldüğu Üzere böyle bir devreye giren bir bastanın duyduğu szılar çok müthişti> Bu sızıları dindirmek, daha ©- rusu hastaya duyurmamak , şimdiye kadar morfin kullan - yordu. Fakat morfin, tesiri çok muvakkat olan bir ilâçtır. Kısa gamanda hastanın bünyesi buna alışmakta ve ber zaman miktarı arttırlmak lâzım gelmektedir. Bunun içindir ki Dr. Lavastni Çıngraklı yılanların soktuğu has- talarda bu nevi hissizlik hasıl olduğunu düşünmüş ve bunların zehirini morfin gibi kullanmak mümkün olup olmadığım araş- tırmış ve muvaffak olmuştur. Böyle bir hastaya yapılan şırınga onda bir miligram nisbe- tindedir ve morfine nazaran beş, altı gün hastada hissizlik temin eylemektedir. Halbuki kuyvvetli morfin şırıngaları, tehlikeya gir- memek şartile ancak bir günlük bissizlik yapabiliyorlar. * Yıl uğursuzun olduğunu söy- liyen, her halde mübalaça çki etmemiş — olmak Kaçakçıları gerek. Çünkü fe- K t na ahval, daha azançla | siyade iyi insan- ları müteessir ettiği hslde bu gibilere bir şey almaz. Son Ame- rikan para buhranmdada, bu hal göze çarpıyor, İçki yasağının kalkmasile büyük zararlara gire- eekleri zannolunan kaçakçılar, bu buhrandan — istifade ediyor ve dehşetli kazan:yorlar. Çünkü bun- lar, meşru olmıyan yollardan ka- zandıkları paraları bankalara ya- ftırmıyorl. f]:. Devlet hazinesinin şu veya bu suretle bu paraları Öğreneceğini, ya vergi koyacağını, yahut ta bu kazancın nasıl temin edildiğini soracağ'mı xzannediyor we korkuyorlardı. Para buhranı birdenbire patlak verince, elle- rinde nakit para bulunan kimse- ler, sadece bu kaçakçılardı. Umu- ml parasızlık karşısında herkese yüksek faizlerle para verdiler ve milyonlar vurdular. Şimdi “ yıl ugursuzun , demekte haksız mı eluyoruz ? * Alııııyıdı son hasıl olan hükümet değişikliği, bü- tün umumi hiz- ğt | gedet teriz N asın'ın eline ver- Değişikliği | ây Bu münase- betle, bir şehir belediye reisinin vazifesi başından bir az da xorla uzaklaştırılması ve belediye b . nas'na cümhuriyet bayrağı yerine imperatorluk bayrağının çekilme- si esnasında, polis kuv.etlerine kumanda eden belediye reisi, polis müdürünü çağırm:ş ve Hit- lercileri belediye dairesinden ç- karmasını emretmiştir. Fakat onun bu emrine mukabil polis müdü- rünün verdiği cevap şu olmuştur: — Sen çık dışarı! Ve udamın çıkışı © çıkış. ob muştur. SON POSTA Yenicami Fakat Boş Bulunursanız Vay Halinize ! ,' MUŞAMBA BEZİRGÂNLARI... Pazarında Yeni Bir Alış Veriş Başladı Asırdide Yenicami pazarının bugünkü manzarası — Birinci İngiliz muşambası, on beş liraya! — Bir tane kaldı, Yarm arasan bulamazsn! — Sade kumaşı yirmi lira eder. Evir çevir de öyle bakl.. efondi.. Sırtına — giyen bir daha çıka Famıyor. Yenicami arkasındakli mey- danlıkta ayağı poturlu bir. ada- mp — etrafına — toplanmışlardı. İngiliz. muşambası elden — ele geziyordu. Bir ihtiyar, muşambayı gözüne kestirdi : — On beş lira çok.. liraya bırakırsan alayım ! Herif dil dökmiye başladı: — Muhayyer veririm, allah seni İnandırsın ! — Beğenmezsen mal benim. Müşteri, bu ağızlara gelmedi, ardına bakmadan — yürüyüverdi. Sat cı sesleniyordu : — On iki buçuk ta verme- din mi? Müşteri tintin giderken durdu; uzaktan ikl elinin on parmağını göstererek : — Nah, dedi, benden bu... İşine gelirse, Muşamba koltuğunda yaklaştı : — Al bakalım... Kısmet se- ninmiş ! Ben, bunu. seferberlik zamanı elime geçirsem, ror ve- rirdim otuz liraya amma, ne ya- parsın iş yok |.. İhtiyar, muşambayı arkasına giydi, “ Nasıl yaraştı mı ? , der gibi etrafına bakınıyordu. Ötekiler hep beğendiler: —.Tıpatıp geldi. — Ölçü ile yapılsa bu kadar olur!. dediler. Muşambacı on İirayı avucuna sıkıştırinca — ortadan — Sivışmıştı, Muşambanın yeni sahibi de Sul- tanhamamına doğru ağır ağır yürüdü. Kalabalık birer ikişer dağı- miya başlamıştı. Aralarından iki kişi, konuşuyorlardı ; — Yazık oldu be. Koşki kulağnı bükseydik. — Nemizea lâzım oğlum.. Her- kesin ekmeğine mani olmak iyi şey değill.. Elin fıkarası varsın beş on para kazansın... Bu muhavere olurken karşı- dan iki polis memuru göründü; yaklaşınca acele acele sordular: On — Şimdi burada/ birisi mu- | ( 31 19 MART şamba satıyordu, nereye gitti? Kimi omuz silkti, kimi mw şambacının — gittiiği — istikameti şöyle yarım yamalak gösterdi. Kendi kendime: — Dur bakalım, dedim, bu muşambanın altından bir — şey çikacakl.. Sonra oranın gediklilerinden öğrendim: Şu birkaç gündenberi, Yeni- cami avlusunda, yeni, yepyeni bir. dolandırıcılık türemiş Fakat bunun — dolandırıcılık - olduğunu ispat etmek pek kolay değilmiş. Çünkü, artada kimsenin mi- dahale edemiyeceği meşru bir alış — veriş varı — Biri — satıcı, ötekl alıcı, zabıta, bangi hakla araya girsin? Bakmız, bu dolandınıcılık na- &l oluyor? dükkânların tozlu raf« larında sanelerce kalan birtakım eski, modası geçmiş muşambaları, bazı açık gözler değerinden çok aşağı — fiyatlarla — kapatıyorlar, sonra, bunları koltukları - altına alıp Yenicami piyasasına dökü- lüyorlar. Artık gelsin çene yarışı.. Mu- şambayı halis İngiliz malı diye tabil göklere çıkarıyorlar, - dün- yada açık göz çok ta, sanki ka- pali gözlü adam az mı? Eski muşambanın isteklileri bir değil, iki değil.. Bunlar çarçabuk sa- tıcının başna toplanıyorlar, Al oşağı, tüt yukarı.. Hara- retli bir pazarlık başlıyor. Satıcı, hiç bu kadar müşte- riyl bir arada görür de kendini naza çekmez Olur mu Hemen oracıkta, kendiliğin- den bir müzayede ka, 1sı açılıyor. Muşambaya pey süren sürene.. bu pay sürenlerin içinde satıcı- nn söz birliği edip, sonradan ea n TAKVİM —— PAZAR Katım 933 1 Bümt <— 1881 - Arabi 19 « Zülkade Vakit JEzanl Exani |vasatl 1146 (6 Oi ŞAkşas | I£— & ol 1222 vaa |1 S1 .ulısulı_ı.ıı 10 08 Vaktt ivasat! | 18 20 19 50 | 26 Güneş ÖOğe iliadi gönüllerini hoş edeceği kimse- ler de var. Böylelikle üç lira bile etmi- yen kötü bir mal, artırıla artırıla on beş, hatta yirmi İiraya çıkı- yor. Anlattıklarına göre, şimdi- ye kadar Yenicami avlusundan muşamba alanlar içinde, bir tanesi yokmuş ki, karakolu boylamasın... Heopsinin ayakları suya eriyor- muş amma, İş işten geçtikten BONTA.. Muşamba satıcıları bu - İşi, gayet kurnazca iİdare ediyorlar- mış. Şüpheli bir yabancı gördüler mi, muşambaya değerinden fazla fiat İstemiyorlar, çarçabuk pazar- lığı uydurup malı ellerinden çıka- rıyorlarmış; - Vaziyeti müsâit buk dukları zaman da artık - tuttura bildikleri gibi hareket ediyor- larmış. Argo dilinde bir “mantara basmak,, sözü vardır. son zaman- larda manların yerine; muşamba geçmiş. — Ulan, aç gözünü.. muşam- baya bastırırlar ha!.. — Oğlum, ben muşambaya basanlardan — değilimi.. Lâflari, sabıkalılar arasında as.k tık kuk lanılmıya başlamış. Muşamba — satıcılığı — perdesi altında Üstü kapalı devam eden bu yeni doland rıcıliığin adı, mü- zayedecilik.. fenada değil hani.. malömya işe yaramaz şeyler için: — Artıranın üstünde kalıyor! deriz. Bu muşambalarda — öyle... Arttıranın üstünde kalıyorlar. Bununla baraber haber vere- yiüm ki, müzayedeciler meydanı eskisi gibi boş bulamıyorlar. İstanbulun uyanık zabıtası, bu dalaverelerini de çaktı. Sokakta, ne müzayede yaptıracak, ne mü- nakasa.. her ne kadar satış ser- bestse de İşin İçine aldatmaca karışmamalı... Bu müzayedeciler, mal değil, kötü hünerlerini satıyorlar; tavcı- lıktan, manitacılıktan, mantarcı- hktan, papelcilikten sonra müza- yedecilix... Ey Anadoludan İstan- bula yeni gelen temiz yürekli insanlar! Benden söylemesi: Ayağınızı, denk alın.. ş ** Mart 10 Kari Mektupları Bahar Geiiğdr Boğazı Göremi- yecek Miyiz ? Havalar düzelmiye başladı.Bahar çok yaklaştı. Her yazın arifesinde gönlümden bir şey burkulur. İçim yanar. Hiçbir sene baharda şöyle doya doya gezdiğimi hatırlamr yorum, Bize ne Boğazı görmek, ne Adalara gitmek, ne de Yalo- vayı ziyaret etmek nasip olmıyor. Tabiatin güzelliğinden istifade ede. miyoruz. Çünkü bu da bir para meselesidir. Şöyle Boğazda bir dolaşayım damek avuç dolusu paraya vabestedir. Vapur ücrete lerini indirmek kabil değil midir? Kömür ucuzladı, yevmiye ncuz- ladı, her şey ucuzladı. Vapurlar ucuzlamıyacak mı? Alâkadar ma- kamlar şimdiden tedbir alacak olursa bizim ;.bi fakir fukara da bu bahardan ve yazdan istifade edebilirler. Unkapanı: Ali Fehmi Konya Ereğlisinde Telefon Memleketimize beş ay evvel tayin edilen jandarma K. yüzbaşı Cevdet B. faaliyete geçerek kışın şiddetini gösterdiği zaman bede- nen çalışmak süretile en ufak köylere kadar ve bütün devairi resmiyeye ve husust müessesoleş dahil olduğu hald& 300 kilometre mesafeyi telefon tesisatı meydana getirmişti. Bekçi teşkilâtı yapıl- mış ve asayiş temin edilmiştir. Kouya Ereylisit Hacı Kanber Sadettla, Ömor, M. Arif Edirne Kız Muallim Mektebi Edirnede Sevidikfakıh maha- lesinde Muhsin Bey. gönderdiği mektupta, Edirne kız muallim mektebine son defa müdür tayin edilen Rebia Hanımın faaliyetinden sitayişle bahsetmektedir. Mektup sabibi, kız yatı mekteplerine bune dan böyle Darüfünun mezunu banımlarımızın müdür tayin edik melerini temenni etmektedir. Bir Memur Hanıma Teşekkür Bir kariimizin bize gönderdiği bir mektupta, Üsküdar evlenme memurluğu kâtibi Leman H. ım müracaat sahiplerine gösterdiği kolaylık, vazifesini yapmaktaki intizamı takdirle kaydolunuyor ve kendisine teşekkür ediliyor. ı Cevaplarımız ı Ankara'da Ali Vehbi Böyet Belediye büyük bir işi başar- maktadır. Ankara'da yepyeni bir şehir kuruluyor, Herhalde kaldr rımlar da yakında yapılacaktir. Betbin olmayınız. * Mümtas Beye: O sütun kalem- sahibi — bir mütehass:s tarafından yazılmakta- dır. Osütunda meşğul — olan muharrir, bahsettiği — mevruları iyi kavrıyan ve onu İyi tetkik eden bir meslektaştır. tereddüt- süzçe İtimat edebilirsiniz. x Canaa Hınıma: Sorduğunuz kıraliçe geçenler: de evlenmişiir. * Fındıklı'da H, — Nejat imzasile mektüp gönderen karle t — Sinema artisti olmak Üzere Nişantaşında İpekfilm stüdyola- rına mücacaat ediniz. Şiire let- dadınız. vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: