7 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

7 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

IDNLARI Büyuk Annem Ya Görd Niçin süküt ediyordu? Niçin bu dehşetli sırrı benimle payla- şıyordu ? Niçin herkese : — Ben Sadiyeyi gece geç vakit hastanın odasından çıkar- ken gördüm! Demiyordu ? Eğer bumnu söy- lese herşey başka bir şekle gi- recekti. * Babamla biribirimizi az görü- yorduk. O, büyük kederile baş- başa kalabilmek için eve gelir gelmez odasına çekiliyor, beni günahım, korkunç vicdan azabım- la tek başıma birakıyordü. Geceler benim için tahammül edilmez bir şey idi. Sabahlara kadar — uyuyamıyor, — hayalimde hep onu görüyor, son geceki müz'iç öksürüklerini işitiyordum. Bilhassa gözleri, bana o son da- kikalarda büyük bir minnettar- lıkla bakan gözleri mütemadiyen gözlerimin önünde tecessüm edi- yor, beni deli ediyordu. * Babam bana gideceğini söy- lediği zaman, ayaklarımın altında zeminin sallandığını hissettim. Bu şeyin olacağını biliyor, bugünü bekliyordum, böyle olduğu halde bu hazin haberi alınca ölüyorum zannettim. Fakat bütün dehşetime rağmen kendimi zapdetmiye mu- vaffak oldum, bu şeye (Fşaşırma- miş ve mütcessir olmamış gibi göründüm. Babam bu halime hay- ret etmişti, çünkü bunu hiç bek- lemiyordu. Bu gidiş bende son kalan kuvveti de harap etmiş oluyordu, ben ondan ayrılmamak için neler yapmıştım!... Ben onu o kadar çok sevi- yordum ki yalnız ona karşı hain ve merhametsiz olduğu için deli gibi sevdiğim annemden nefret etmiş, ondan uzaklaşmıştım. Dünyada tasavvur olunmıya- | cak kadar dehşetli bir cinayeti, | ben ondan ayrılmak korkusile yapmıştım!.. Oh © benim - kalbimin yegâ- ne sevgisi, yegâne saadeti, ye- idil.. Ku:)r:.ılrğı ;ıdm benim ölümüm demekti! Böyle olduğu halde, hatta o gittiği gün bile gözle- rimde bir damla yaş olmadı. * İşte mukadder olan şey - ob- muştu! Bu gidişin önüne hiçbir şey geçememişti!.. Hatta cinayet- lerin en korkuncu bile,.. Bu büyük ve sakin evde artık büyük annemle ikimiz kalmıştık, Bu korkunç ve uğursuz bina- nin içinde solgun gölgeler gibi dolaşıyorduk... O ve ben.. bir de aramızda ötekinin hayali vardı | Evet, onun müthiş bayali, gece olup herkes uyuduğu saatta, sa- | bahlara kadar beni yatağımda işkence ile inletmek için mezarını harakarak aramıza geliyordu, ,, * - Genç kazin sesi kitgide yük- | seliyor. Gözleri heyecanından bü- yümüş, dudakları titriyordu : ——het Dıyordu Evet. Ge— Matvu & Cecatyeti tarafıudan türtip edi'va 1933 MATBUAT ALMANAĞI gen HMer kitapçıda bulunur Fist 1 litadır. | etmektedir: Mürsel Paşa, "Bulgaristan hassa BEN ÖLDÜRDÜM! Yazan: Suat Denn'ş cılcn toprık onun vucudııuu zaptedemiyordu... Çünkü ruhu intikam istiyordu... İntikam peşin- de dolaşıyordu. Oh muhakkak.. muhakkak o hergece yattığı yeri bırakıyor, topraklarından silkine- rek kalkıyor, benim yanıma geli- yordu. Daha loş koridorlarda odama giderken arkamdan ayak sesleri- ni duymya beşlayordum, Ondan kaçmak uğraşmak bir delilikten başka birşey olamazdı. O nasıl olsa beni her yerde her zaman takip ediyor, takip edecekti. Bazan aletin suğuk temasımı omurzumda hissederdim. İşte o zaman korku ve debşetim haddı gayesini bulur. Olduğum yere, .. y . üğünü Söylerse baygın bir halde düşer kalırdım, Bu halim büyük — anneme çok endişe veriyordu. Birçok doktor lar celp ediliyor. Bu baygınlıklara bir çare bulunmıya uğraşılıyordu. Ben hasta olmadığımı, bu halin, bu zaafın neden geldiğini pek eyi bildiğim halde birşey söyliyemi- yor, büyük anneme hiç karışmı- Kimseye — halimi söyliyemez- dim. Söylesem de onun beni her | dakika — böyle — takip ettiğine, rahatımı bırakmadığına kimseyi inandıram; Onlara gidip: — Onu ben öldürdüğüm için bana işkence ediyor.. Rahatımı bırakmıyor!.. ( Arkası var ) Türk - Bulgar Karşılaşması BugünküAtMüsabakaları Çok Heyecanlı Olacak 500 Kadar Mani Atlanacak Müsabakalara girecek m'safirlerimizden birkaçı Mıııfir Bulgar suvari zabitle- | | maciyef, yüzbaşı Boyaciyef, yüz- rile bizim binicilerimiz arasında | günlen-lenben beklenen atlı mü- sabakalara bugün öğleden sonra Taksim stadyomunda şahit ola- cağız. İki tarafın günlerdenberi hazırlandığını bildiğimiz için bu- günkü müsabakaların çok heye- canlı safhalar arzedeceğini kestir- mekte güçlük çekmiyoruz. Müsabaka için tertip edilen program oldukça zengindir. Bu- gün sahaya evvelâ Bulgar suvari zabitleri atları üzerinde çıkarak hakem kürsüsü önüne gelip saf olacaklar, bu sırada Bulgar milli marşı çalınacak ve Bulgar bay- rağı çekilecektir. Müteakiben bizim suvarilerimiz ayni şekilde sahaya gelecekler ve istiklâl mar- şile birlikte bayrağımız selâmla- nacaktır. Buügünkü müsabakaların ha- kem heyeti şu zevattan teşekkül Suvari — müfettişi alayından kaymakam Miçkarof, erkânı harp kaymakamı Kadri Bey, suvari binbaşısı Tahsin Bey, Bulgar bassa alayı yaveri yüzbaşı | Dobrof. Hakem heyeti reisliğini Mür- sel Paşa deruhte etmiştir. Müsabakaya girecek bulgar takımı şöyle teşkil edilmiştir: Suvari binbaşı Minçef, yüz- başı Lekarskiy, yüzbaşı Doğra- başı Semof, yüzbaşr Kafeciyef. Bunlardan haşka alb da mü- lâzim vardır. Türk takımı da Üğ Suvari binbaşısı başı, Vehbi, yüzbaşı Kıhç Alı yüzbaşı cevat, mülâzım Sıirn, mülâzım Saadettin, mülâzım Salâ- hattin, mülâzm Eyüp, mülâzımışı Cevat Beyler. Bugunkâ müsabakada her müsabık ikişer parkur ( atların başladığı noktan son noktaya kadar olan sahaya parkur deni- lir ) yapacaklardır. Sür'at daki- kada 450 metredir. Bundan aşağı sür'at yapanlar her saniye için bir ceza mumarası alacaklardır. Birinciliği birkaç müsabık ayni derecede kazanacak olursa bu takdirde evvelce ayrılmış olan üç mani üzerinde mecburi Baraj; (mani yükseltme veya ır“ımıı% yapılacaktır. Her atl azami iki ata binebilecektir. Müsabakalara her iki taraftan 12 şer kişi gire- bileceğine göre 24 at sahaya çıkmış ve beş yüze yakın mani atlanmış olacaktır. n liye” _Muharrı'rler Ne Kazanırlar ? Etem İzzet Bey 8000 Lira Kazanabilmiş ( Baştarafı 1 inci sayfada ) bir muharririm, on seneden fazla zamanda meydana getirebildiğim bu ona yakın eserimden nihayet, nihayet sekiz bin lira ya almı- şamdır, ya almamışımdır ! Bugün — yazınızdan muntazam kazancınız nedir? — Eserlerimden bir şe zandığın yok, Bugünkü aylı! zancım gazeteden aldığım lira maaşa m — Yanınızla hıyalıum kaza- namasaydımz ne yapardınız? — Bunu hiç düşünmedim. Mektepten çıkar çıkınaz gazeteci oldum ve o günden beri bu mes- lek, böyle bir şeyi düşünmek lüzumunu hissettirmiyecek kadar beni tatmin ediyor. En çok hangi eserinizi sever- siniz? — Bütün eserlerim uzun bir emek, bir gayret mahsulüdür. Hepsini de birçok seyerim. Mut- laka birini diğerlerine tercihimde ısrar ederseniz “ İstırap çocuğu , ik gn?neıi » diyeceğim! — Çünkü “ İstirap — çocuğu ,, Türk edebiyatına teknik itibarile tam bir yenilik getiren bir eser- dir. Sonra ben “İstırap çocuğu,,na chrâ:mlırdıı fazla emek vermişimdir. “ Aşk güneşi ,, ne gelince, bu bütün bir inkılâbın, koca İstiklâl harbinin yegâne romanıdır. Hiç işlenmemiş bir mevzu Üzerinde yazılmış tek eser... Bu eserimle ben, hiç kimsenin yapamadığı bir işi başarabilmişim- dir kanaatindeyim. Ve bununla iftihar ederim. Bu itibarla bu - aylık ka- ka- 250 | eserimi de çok severim. — Halk en çok hangi eseri- — Gözyaşlarını, Yakılacak kitabı, Çıldıran kadını! Bugün piyasada çıldıran kadının bir tek nüsbası yoktur. Yakılacak kitap tek tük kalmıştır. Gözyaşları yeni çıkmıştır ve bitmek üzeredir. Ethem İzzet Bey bu arada, bilmem nereden aklına gelen bir noktayı unutmamak ister gibi acele acele hatırlattı: — Ha, ayda kazandığımı söy- lediğim 250 lira elime geçen pa- ra değil ha... İçinden dünya ka- dar vergi kesiliyor. Muharr'rliğe Nasıl Başlanır — Peki onu tasrih ederim. Muharrirliğe nasıl başladınız?.. — Muharrirliğe nasıl mı baş- ladım... Nasıl başladım, — nasıl başladım... İnsan mubarrirliğe na- sıl başlar ne bileyim... Yazı yaz- makla başladım işte... Hayır, tesadüfen mi mu- harrir oldunuz, istidadınız mı sizi bu mesleğe sürükledi, yoksa ıhtiyaç mt kalemi elinln dıyıdı bunu anlamak i: — HA, istidat, ııudıL. Ben daha lisede iken adım muharrirdi. Orada “Say ve Tefekkür,, ismin- de bir mecmua çıl Ethem İzzet Bey, “Say ve Tefekkür, mecmuasını çıkardığı enayilik yarabbim. mecmuayı, el yazısile tam kırk Bulgar misafirlerimiz dün öğ- | ——— leden evvel Sipahi Ocağı manej- lerinde çalışmışlardır. Öglcdcıı sonra — mihmandarlarile birlikte şehrimiz — müzelerini — gezdikten sonra Küçükçiftlik parkına git- mişler ve orada şereflerine ziya- fet verilmiştir. Cemal Gaziyef et üi DA Ddi adD TÜRKÇE — FRANSIZCA Lisan ve sekiz saat üşenmeden — habire doldururdum... — İlk yazımız nerede çıktı? — Serveti fünunda... — Para aldınız mı? — Hayır... Maamafih o, para- sız çıkan yegâne yazımdır. Ön- dan sonra ilk çıkan yazılarım, “Tarik,, gazetesindeki küçük hi- kiyelenmdır Mııharrırhk hayatımın ilk ka- zancı onlarla başladı. O zaman küçük hikâye yazdım. nihayet ilk evvel “Çıldıran kadın, roma- nını te'lif ettim, Romancı oldum. Nasıl Yazarım? — Romanlarınızı nasil yazar- sınız? — Ne demek 07. — Efendim, meşhur muharrir- lerden çoğunun yazı yazarken birer hususiyetleri vardır- Meselâ tanınmış Avrupa — müelliflerinden kimisi gül kokusu duymazsa bir satır yazı çıkaramazmış. Bazıları ilhamlarını mehtaplardan, bazıları guruplardan, — bazıları ıevgîdu alırlarmış. Kimisi gürültüde, kimisi çok tenhada, hatta kimisi ayakta kimisi ıi&mıdıyıı yatakta ya- varmış. Sizin de böyle bir husu- siyetiniz var mı? — Vallahi bususiyet iddiası var amma.. Ne bileyim, bazan gece ikiye kadar çalıştıktan sonra oturur. sabahlara kadar roman yazardım. Yakılacak kitabı yaz- dığım zamanlarda askerdim. Talim yorgunluğundan bitmiş bir vücutla masaya çöker eserimi (ğünü gü- nüne yetışbnrd.ım — O halde “yorgunluk Ethem İzzet Bey: ilham veriyor.,, dıyelıın. yır hayır yin öyle. Bııı ıeııhı odıındı, hususi yazı masamın başında, tertemiz beyaz kâğıt üzerine, iyi uçlu mürek- kepli kalemle, orulma- mı:. dıııçgbıı k:fğnsııl’e' y!ı:ı yaz- maktan hoşlanırım. — Bizde halk niçin okumuyor? — Halk okuyabilecek eserleri pek âlâ okuyor. Bundan hiç şi- kâyete hakkımız yoktur. — Muharrirlik hayatınızda ba- ıııud;ı geçen en garip vak'a nedir Bu sual Ethem İzzet Beyi çok düşündürdü : — Geçmiştir herhalde amma.. İnsan farkma varmıyor ki! Kim- bilir neler geçmiştir. başımdan... Meselâ, Yakılacak kitapta başıma geldi... İskilipte bir doktordan bahsederken “ Baytar gibi bir doktor ,, demişim. Bu hem dok- torları, hem baytarları isyana — lluhırı'lıllk llıyıtuuıı en can .ık.ıı noktası nedir ? hayatımın en can ııh- hâtirası Nurullah Ata- nin, sırf - başkalarının — hatırları için “Gözyaşları,, kuma- dın tenkit e!*ıııeııışılıı—ııc N İNGİLİZCE ALMANCA İkmal dersleri Çemberlitaşın karşısında 1914 tenberi muvaffakiyetle devam eden lisan tedrisanesi bu sene de bilümum orta ve lise ikmal derslerine talebe bazırlamaktadır. Kuvvetinize göre kurlarla haftada 3 ve S ders ayda 4 ve 5 lira, Hususi dersler de vardır. Müdürü: ZIYA GHD 5165)

Bu sayıdan diğer sayfalar: