11 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

11 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N0 Yye ŞEYA SON POSTA Alman Davası . ' Bir Çıkmazda Gibi.. Bir müddet evvel Alman ararisi üzerinde hüviyeti meçhul tayyarelerin uçtuğu, bu tayyarelerin Hitler hükü- metini tahkir eden beyannameler attıkları haber verildi. Meçhul hava ziyaretçileri çok süratli uçtukları, muzhede muciğlnc: Almanların elin- de o derece süratli tayyareler bulun- madığı için takiplerine imkân — görü- lemediği bildirildi. Bu hâdise, Alman- a'nın hava silâhları noktasından ne ııdu geri kaldığım gösteriyordu. Hitler hükümeti, hâdiseden bilistifade silâhlarda müsavat temini davasında ne kadar haklı olduğunu ileri sürdü. Bundan sonra işin nazari sahasında kalmadı, faaliyete geçti, İngiliz fabrika- larına gayet ıü'ılh!veluıvmdl tayya- reler sipariş etti. Bunlar, Alman polisi- nin emri altında bulunacak, icabında, lâzımgelea hizmeti göreceklerdi. Fa- Uuıüx hükümeti müdahale ede- rek bu tayyarölerin inşasına mani oldu. Çünkü Versay muahedesine muhalifti, Bu münasebetle, Avam kamara- sında oldukça şiddetli bazı müna- kaşalar oldu. Amele fırkası lideri ile eski Hariciye nazırı Sir Osten Çem- brlaya Almabpya'nın bugünkü poli- tikası aleyhinde bulundular. Alman- i:lıuı silâhlanma iddialarını topyekün talıyacak kararlar alınmasımı iste- diler. Bu mi len — sonra Hariciye Nazırının sözleridir ki vazi- yeti hulâsa etti. Sir Con Simon'a göre, bu mesele, herşeyden evvel dört devlet misakı meselesidir. Bu misak, alâkadar devletlerin parlâ- mamşoları — tarafından — tasvip Vedilir sÖRE b:':u—lılyıılu. davalarını aya Si B KĞ Sülileik “ve ieap . eden Şu hale göre, Almanyanın - silâh- lanma davası, dörtler misakının alâ- kadar parlâmentolar tarafından tas- dikine ve bu tasdikten sonra yine alâkadarların kabulüne bağlıbulunu- yor Alman davası, bu şeklile, hakiki bir çıkmaz içindedir. — Süreyya Sulh Mükâfatını Litvinof Alıyor Londra 10 — Bu sene Noel sulh mükâfatı, Sovyetler Birliği Hariciye Komiseri M. Moris Litvinofa verile- cektir. Bir canavar idam edilecek Roma 10 — Üç kadımı parça parça kesmekten dolayı sidama mahküm edilmiş olan Cesar Seviatti - arkasın- dan kurşuna dizilecektir. Maktüllerden birisinin ailesi zarar ve ziyan olarak katilin kellesini iste- afılaı bu talep reddedilmiştir. ——— Londra Konferansında Paris 10 — İngiliz Başvekili M. | Makdonald ve Maliy& Nazırı Çember- layn, Fransanın ve altın esasına bağlı devletlerin de iştirakile konfe- ransta müzakereye devam edilmesi hususunda ısrar etmişlerdir. Bura mahafili nakit işleri kararsız olan İngiltere ve para işi karmakarışık bulunan Amerika ile teşriki mesaide bulunmak — arzusundadır. Ancak - bu devletlerle birleşerek kargaşalığı ve teşevvüşü — arttırmak — niyetinde değildir. Ekselsiyor gazetesi diyor ki: Fransanın ve frangın muhtemel zararına olarak yeni bir vaziyet ihdas etmiye gelince, mevhum bir şey uğ- runda elimizdeki müsbet şeyi kaçır- mamız pek fazla muhtemel bulunan böyle bir sergüzeşte atılmaktan ise konferansı bırakıp — gitmeyi tercih ederiz. Frank diğer basta paraların eyileşmesini ister. Fakat yeniden ken- disini hastalığa aşilamasını istemez. Bu nokta vazıhtır. Ve konferansın istikameti hakkında efkârı umumiye- leri aldatmıya ve oyalamıya matuf olan müzakereleri anlamak için bu noktayı — göz önünden ayırmamak | lâzımdır. Riyaset Divanının İçtimaı Londra, 10 — Cihan İktisat kon- feransının riyaset divanı konferan- sın ilerideki — çalışmaları hakkında tavsiyelerde bulunmak üzere bu sa- bah bir toplantı yapmıştır. Divan, evvelâ İktısat komisyonu muhtelif tali komisyonlarının çalışma seyri hakkında reis ve mazbata muharrirleri hazırlanam raporları tetkik etmiştir. Riyaset divanı, “ bilvasıta himaye usulü ,, we * ile sürüm ve satış, meselelerini tetkik eden tali komisyonların raporlarını tasvip et- Riyaset divanı yapılacak muamele ve tutulacak yol hakkında bir müd- det fikir teatisinde bulunduktan son- ra para komisyonunun akşam üzeri saat on altıda umumi bir - toplantı yapmasını kararlaştırmıştır. Para ko- misyonu bu toplantısında bir tahrir komitesi teşkil edecektir. Bu komite riyaset divanının yarın saat on beşte yapacağı toplantıya yetiştirilmek üze- re tavsiyeler ve mütalealar hazırlayıp kaleme alacaktır. Fransa, İ;gîltğî'e_Ve Amerika İle Birle- şip Kargaşalığı Artlırmak İstemiyor Iktısat Konleransı Binası Yıkılıyor | Bu karikatürde Amerika Reisicümhuru M. Ruzvelt neşeli, İngilirz Başve- kili M- Makdonald endişeli bir vasiyette canlandırılmaktadırlar. Ta n aü Hitler Bir Nutuk Söyliye- rek Yaptığı İşleri Anlattı Berlin 10 — Başvekil M. Hitler bir nutuk söyliyerek demiştir ki: Rakiplerimizin hakkından gelmek için daha fazla” uğraşacağımın — zan- vetmiştim. Onların mevzilerini biri- biri arkasına ele geçirdik. Birleşik imparatorluğun iktidar mevkini sı- mıfların ve mesleklerin üstüne çıkar- dik. Bügün bir tek irade bu milleti idare, sevk ve tasfiye edebilir. Son beş ay zarfında partikülarizme bir darbe indirdik. Artık fırkaların par- tikülarizmi nihayet buldu. Bunlar bir daha geri dönemezler. Almanya tari- hinde pek büyük işler görmüş oldu- ğumuzu gürür ve iftiharla söyliyebi- lirim. — Yapacağımız iki büyük iş daha vardır: Milyonlarca insanı Naxyonal Sosya- büyük bir insan kütlesine iş bulmak... 30 Kânunusanide iktidar mevkiine geldiğim zaman dört sene mühlet is- temiştim. Fakat o tarihten itibaren henüz altı ay geçmeden işsizler or- dusunun miktarı iki milyon eksildi. Bu ordu tamamile ortadan kalkıncıya kadar mücadeleyi bırakmiyacağız. M. Hitler, Fon Papen ile Vatikan arasında imzalanan yeni muahededen bahsederek demiştir ki: — Papa ile, bundan sonra papas- ların kat'iyen siyasetle uğraşmalarını meneden bir muahede imzaladığımıza memnunuz. İsveçte sıcak dalgası İstokholm 10 — İsveçin her taras fında gayet kuvvetli bir sıcak dalgası list devlet fikrine intibak ettirmek ve ! hüküm sürmektedir. ']Karilerı'min Suallerine evaplarım “Uzak akrabamdan bir dul kızı seviyorum. O da beni sevi- yor ve evlenmemizi istiyor. Fakat kum hastalığından muztarip ol- duğu için cesaret edemiyorum, ailemin de bu izdivaca taraftar olacağımı zannetmiyorum, ne ya- payım, İstanbul: B.R.B Kum hastalığı ne sari, nede tehlikeli bir hastalıktır. Tedavisi mümkündür. Evlendikten sonra karınızı tedavi ettirirsiniz. ' Ebe- veyninizin rızası veya ademi tı- zası o kadar mevzubahs olmaz. İkiniz de çocukluk çağını çoktan bilürmkeike * Ankarada: M. M. M. Hanıma: “Kızım siz, yani ebeveyniniz haklıdır. Küçük bir yerde erke- ğin serbestçe kızın evine girip çıkması dedikoduyu mucip ola- bilir. Fakat mademki iki taraf ta birleşmiye taraftardır. Bunun hal şekli nikâhtır. Nikâh olur olmaz evlenmek şart değildir. Fakat erkeğin koyduğu bütün şartları yerine getirmek mümkündür. Ni- kâh olduktan sonra ortada hiç- bir mahzur kalmaz. Zaten nişan iki tarafın biribirini tanıyıp anlar — kâfi derecede tanımış ve anlamışsınız. Nışanlı: yaşamıya ne ihtiyaç var. Ebeveyninize söyleyin, gence bu yolda bir teklif yapsınlar. Adapazarında Z. At Beye: Yazdığınız. hâdise kızın sizi sevmediğini anlatmıya kâfidir sa- mırım, Sevmeyen bir kıza ne yapı- le bilir. Zorla sevda olmaz kil Hele henüz ortamektepte bulunan bir çocuk sevemez ki! HANIMETYZE —a LA Ahmet Rıfkı : — Amma kızı güzel, ceylân gözlü bir badiye çiçeği, dedi. — Ne kadar olsa hacıyağı kokar?! dedim. Dün meelisi meb'usanda Ha- Mekkeye giden Buharalı hacı- ların neden İtalyan — vapurlarile Hakledilmeyip İngiliz gemilerine bindirildiğini soruyordu. Arnavut mebusun bü süa- line Noradungiyan efendi şu ce- vabı verdi: — Bazı işler vardır ki hükü- met birtakım hususi — sebepler altında hareket eder ve bu se- bepleri söylemekten çekinir. Bu mesele de onlardandır. Bu cevap Üzerine — birçok Burhan Cahit — O balde mesele yokt Edebi - Roman 6 aa Ahmet Rıfkı yanından fısıldadı: — Ben bu cevaptan bir şey anlıyamadım birader. Nuradungi- yan efendi yanlış söyledi: —sbuharalı hacıları taşıyacak Ermeni gemileri yok. Ne yapayım. Hiç olmazsa İngiliz gemilerile taşırız !» Diyecekti. O gün Meclisi meb'usandan dönerken bu bahis dal budak salmıştı. Ahmet Rıfkı : — Yahu anlamıyorum. Pek eskiden Agop Paşalar, Marko Paşalar büyük mevkilere getiril- mişler. Fakat nihayet ya hazine mazırı olmuşlar, ya başhekim ol- muşlar. Hınçak ve Taşnak gibi iki siyasi fırkası ecnebi müluzu ve himayesi altında çalışan bir ce- maatin Noradungiyan Efendisi bir devletin hariciye nezaretine geti- rilir mi ? | Güldüm: — Yahu senin hâlâ hürriyetten, meşrutiyetten haberin yok galiba. Artık sınıf, cemaat farkı var mı ya. Vatan bizim, biz Ahmet Rıfkı sinirlendi: — Öyle.. Bak Arnavutlar bir isyan çıkardılar. Binlerce Türk askeri gürültüye gitti, (Havran) da Araplar bir fesat çıkardılar, yine Anadulunun binlerce evlâdı çöl- lerde kaybolup gitti. Sen bu | (ittihadı anası ) dan ne bekliyor- sun yahu ! Ahmet Rıfkının şüphesiz hakkı var. Fakat iktidar mevkiüni tutan İttihat ve Terakki erkânı elbette budala adamlar değiller merkezi umumide bu kadar komitacı var. Bunlar — siyasi — işlerde yetişmiş adamlar. Artık onların da bilgi- sinden şüphe edecek değiliz ya! Sen ne âlemdesin. ( Paris ) i nasıl buldun. Gazeteye yolladığın mektuplar da yalnız, ilime, san'ata ait yazıların var. Şöyle” bize hu- susi tarafından Paris'in eğlence yerlerini anlatsana! Ahmet Rıfkı da sana yazacak! Gözlerinden öperim, Cemil Hakkı Ahmet Reşit mektupsuz - ve havadissiz. kalmıyordu. Hemen h p;:ı İstanbuldan bir iki vatanın. | Ahmet Rıfkıdan şu mektubu aldı: Gözümün bebeği Reşitciğim “ Yahu, gideli daha iki hafta oldu, olmadı. Seni özledik. Babı- âli piyasasında boşluk doldu billâ- hi. Gazetede bir iki Paris mek- tubun çıktı. Okuyoruz amma oku- dukça seni hatırlıyoruz. Arasıra seni de kandırır, Akıntı burnunda demlenirdik. Şimdi Cemil Hakkı, Kenğı.l P::cbip ':ahuı kaldık. 'en tabil İstanbulu düşünecek değilsin. Kimbilir neler “:::'ıvo'- ne alemler yaşıyorsun. İstanbulda olmadığına mem- nun ol birader. Gazetecilik git- tikçe tadını kaçırmıya başladı. Patronlar yağlandı. Ekâbir şiş- miye başladı. Nezaret makamları İsviçre sanatoryomları gibi.. İçi- ne girenin kilosunu arttırıyor. Merkezi umumi kapısından gi- renlere makam, memuriyet ve- sikası veriyor. Hani âyan azası olmak için nasıl ak sakallı ol mak lâzımsa bir yere kapılan- mak için de komitenin vesikası lâzım. Hariciye Nezareti patrik- hane şubesine döndü. Kaçanik boğazını tutan sergerdelerin hısı- mı, akrabası Merkezi umumi frası, | Yemende zehirli cenbiyelerle kıtır kıtır Türk askeri kıyan be- devilerin soyu sopu Meclisi meb'- usan azası. Etniki eteryanın ateş- li propagandancıları el üstünde. Maamafih İttihat ve Terakki erkânı vıııiyeuen memnun — görü- nüyorlar. İttihadı anasır politika- n:ym bu canlı bir şekilde tatbiki onların koltuklarını kabar- tıyor. Her halde tecrübeli, gün görmüş insanlar. Bizim görüşü müz sakat olacak! Hakkı Paşanın adlü ihsan itil da herkese — emniyet veriyor. Maliye Nazırı Bey yaptığı ıstikrardan memnun. Bütçe açığı kapandı. - Yalnız bugünlerde garip garip rivayetler - başladı. Cemil Hakkı sefarethanelerle temasta olduğu için kulağı her zaman kirişte, îçt:yınlınıı Trablusgarp ıçıkı:":tııı teklifleri olduğu — söyleniyormuş. Maamafih bu ğ:ıyell:re ıyıldıı'ın yok, ben Hariciye sordum. Güldü. Geçen gün bana kaymakamlık teklif ettiler. Pek işimı gelmedi. - Bizim arkadaşların çoğu Da- hiliyeye, nazırına Çoğu etb » B Mehmet Şölrü. araslei Kat kam, Mutasarrıf, ak EM wU YA AN Hariciyeye — yerleştiler. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: