19 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

19 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Ayrestos Siyaset Âlemi Almanyanın Fransayı Bir İthamı Avrupa siyaset haritası üstünde biribirine zt iki menlfaatın muazzam düellosu cereyan ediyor. Bu düellonun Bir tarafını bütün menfaatleri ve men- faat beraberi olan devletlerle birlikte Fransa, diğer tarafınıda Almanya teşkil ediyor. Bu cidalda Almanya yalnızdır, fakat davasını kuvvetlendi- ren bir takım unsurlar vardırki bun: lar da harp sonuü taksimatından ve düzeninden memnun kalmıyan millet- lerdir. Eldeki muabedelerle haklı ve hâ- kim vaziyeti teyit olunan Fransanın davamını şimdiye kadar zayıflatan şey, harpten evvel Almanyada oldu- gu gibi Fransız erkâm harbiyesinin her hâdisedem istifade ederek söze karışmasıdır. Bu hata hâlâ devam ediyorsa da Almanyanın arka arkaya aldığı bazı kararlar mücadele kefesi- nin Fransa lebine meyletmesini intaç etmiştir. Yahudiler hakkında ihdas olunan vaziyet, bunun başlıca sebebidir. Maamafih Alman lıvlülı hw'n— ya ahtetmiş göründüğü da ketmekten uzaktır. Smcrl de yenı blı- iddia ile ortaya k ——— netini, garp medeniyetine ıluı:l etmek. leitham ediyor. Onu, Afrika zencile- vi ile yeni ve melez bir şark ihdasına çalışır gösteriyor ve bütün medeni dünyaya bu hiyaneti parmakla göz- lırı!relı bağırıp soruyor: Kendini kuvvetlendirmek ve Düfusunu arttırmak için ari bir mil- letin aşağı bir urkdla birleşerek melez bir nesil vücude getirmesine müsaade edilebilir ü? Al-ııhmk - Fransızlık mücadelesi yeni bir safhşa giriyor. — Si-n”-ı Hindistan İhtilâli Ve Gandi “Simla 18 — Bugün çıkarılan resmi bir tebliğde deniyor ki: “ Hükümet, silâhsız itaatsiz- lk hareketine teşvik yolunda her türlü faaliyetten vazgeçmeyi göze aldırması şartile Gaddiyi legıın salvermiye hazır bulunmaktadır. Fransada İşsizler Paris 18 — İşsizlerin miktarı geçen haftaya nazaran bir miktar SON POSTA İtalya İle Rusya Arasında Siyasi Bir Hilâf Yapıldı Fakat Mahiyeti Henüz Meçhul Roma 18 — Sovyet birliği ile hılyı arasında siyasi ııılııydtı bildiriyor: Sovyetlerle İtılyı ara- sında , siyasi mabhiyette bir iti- lâfname akdi i için yapılmakta olan müzakereler müsait bir hava için- de cereyan etmiştir. İtilâfnamenin bugün imza edilmesi muhtemeldir. İtalya'da Müthiş Bir Facia! Napoli, 18 — Potenzadan bi- dirildiğine civardaki köy- lerden ahaliden biri kıs- kançlık yüzünden bir kavgada karısı ile kıreü- öldürmüş, k aynanası c—k-l 'Ö' rette Sofyada 'Bir Suikast Sölya 18 — Hüviyeti kenüz anlaşılamıyan Bbir — şahıs sabık Başvekil M. Çankofun Üzerine doğru, evinden çıkacağı sırada iki bomba fırlatıp atmıştır. Hiç kimse — yaralanmamıştır. Mütearrız. — kaçmıya muvaffak olmuştur. N Ispanya'da Komünisilik Sevil, 18 — Komünistlerin grevine müsaade edilmemiş ve ihtimaline karşı tedbirler alın azalarak 283,271 kişiye inmiştir. maştir. Dünkülerin Romanı Ahmet Reşit İstanbuldaki ar- kadaşlarından aldığı mektupları | şünüyordu. dikkatle okuyor. — Muntazaman gelen gazeteleri de takip edi- Burhan Cahit ) | Edebi Roman 48 memmca Hükümet yalnız bir şey dü- Her yere kendine mensup insanları yerleştirmek ve bu sayede mevküni kuvvetlendir- mek. Cemiyet hayatında - fertlerin bir kıymet ifade * etmiyeceklerini bilmiyorlardı. Böyle inkılâp ha- yatında cemiyetin şuuruna istika- met vermek lâzımdı. Memleketin havası menfi .cereyanlara her za- man müsaitti. Bunlara karşı ha- mallar kâhyasımı cemiyete intihap etmek, kalem odacısını kulübe aza yazmak çocukça hareketlerdi. Fransadaki Parlâmento haya- tını pek yakından takibeden Ah- met Reşidin kafası büsbütün de- ğgişmişti. O her memleketin sevi- ye farkımı, hususi — vaziyetini ka- bul ediyordu. Fakat bir ihtilâl neticesi iş başına gelen yenmi hü- kümetin en yeni fikir cereyanla- rına göre memleketlerini hazırla- malarmı tabil buluyordu. İhtilâl mademki sola doğru Bu sene Peşte'de beynelmilel Macar izci kongresi toplandı. Bu toplantı- ya iştirakeden 27 milletin izci nqkilü Gödölö meydanmda naibi saltanat Amiral Hortinin huzurunda bir resmi geçit yapmışlardır. Resmimiz, Fransız izcilerinin yemek yediklerini göstermektedir. Amerikada Buhran Vazıyetı Mahsul Fiatları Yüksel- mek istidadı Gösteriyor Nevyork 18 — Zülıe borsa-” larının (Çdünkü — muamelelerinde tabif vaziyete doğru avdet tema- yülleri görülmüştür. Buğday fiatı beş sent kadar düştükten sonra sekiz sent'e kadar yükselmiş, nihayet dünkü kapanış fiatından iki veya üç sent yüksek olarak kalmıştır. Diğer zahire piyasalarında da tereffü görülmüştür. Pamuk fiatı 70 puvan kadar yükselmiştir. b : yürüyüştü. Bu istikameti takip etmek Tâzımdı. ! Halbuki ittihat ve terakki bir- denbire muhafazakâr — olmuştu. Hattâ meclisteki grupu bile mer- kez grupu halinde -toplânıyordu. ( Hükümeti meşrutai meşrua ) nur hukuku esasiye kitaplarında yerini bulamıyan Ahmet Reşit bu şekilde bir idarenin devam ede- ceğinden şüpheliydi. Delikanlı memleket için daha radikal harcketleri ümit ederken hatırına İtalyan muharebesi sıra- Iınndı;:"a Iıgeîl:kh. geçen © çok i harp Onunla Pariste hlıhğı müd- det içinde nekadar iyi anlaşmış- lardı. Ve Ahmet Reşit Türkiye- de yapılacak ileri — hareketlerin uzun fikir cereyanlarının birleşip normal şekilde meydana çıkma- sından ziyade şahsi nüfuzu — ve kuvveti ile meydana çıkacak bir Wm lıımleıi ile yapılabi- |- P İktisadi inahafilde, |bu saha- daki buhranlı vaziyetin gün geç- tikçe iyi bir safhaya intikal ede- ceğine ve Amerika milletinin kısa bir müddet sonra kısmen refahlı bir vaziyete kavuşacağına dair ümitler izhar ediliyor. Bir Âlimin Ölümü Paris, 18 — Fransız akade- misi azasından rahip Bremon caktı. İtiyatları ananeleri yıkacak bir fırka herkesin rahatım kaçı- racak bir kuvvet olacaktı. Onun için bu şekilde samimi bir mak- satla ortaya çıkacak ileri fırkaya karşı halk sınıfları bigâne kala- çcaklardı. Belki, İttihat ve Terakkiden nimet kapamıyan bazı dalkavuk- lar yeni bir ümitle bu yeni kapıya köle yazılacaklardı. Fakat böyle bir fırkanın esasen bu çeşit seci- yesiz gürubuna kapıları kapalı olacaktır. Şu halde yeni fikri, ileri ha- kereti böyle pmğrıınlı bir fırkanın fırka — mücadelelerinin — şeklini, iktidar mevkündeki partinin mu- haliflere karşı aldığı vaziyeti an- ladıkçı böyle fikir hareketlerinin filizlenip dalbudak salmasına im- kân göremiyordu. Halbuki Tür- ldye. muasır uyııı teşekküllere için çok acele et- nül İşleri Dedikodulara Kulak Vermeyin Yanar dağ imzalı okuyucuya : Kız mademki on dokuz yaşım- dadır. O halde artık serbestir. Babasını dinlemez. Beraberce nikâh dairesine gider, nikâhlanır ve evlenirsiniz. Babası kızını bu hareketten menedemez ve size hiçbir ceza terettüp etmez. Yalnız bu takdirde kız babasile küsüşe- cektir. Bu nazik vaziyeti de göz önünde bulundurmak lânımdır. Sevdalı Kemal ş;g,p; Kızın nüfus kâğıdını gayrimeş- ru şekilde büyültmek kanımen cezayı müstelzimdir. Bu hareketi tavsiye etmem, Çok seviyorsanız kız rüştünü ispat edinceye kadar beklemiye mecbursunuz. * “Bir genç alacağı kızı uzun w diyı her 8 T mlııkm ettik- ten ve ıvknııeııne mani teşkil cdecek hiç bir mahzur görmedik- sonra, muhitin lehte ve aleyte yıpuğı d:dilwdııyı kulak asarak evlenmesinde — çekingen — olmalı mıdır?. Bilhassa kızla fazla seviş- tikten ve tamamile anlaştıktan sonra bu hareketi doğru mu- dur?..,, B. F.K. Değildir. Seven adam, dedi- kodu yapanlardan ziyade sevgili- Ssinin sözüne itimat eder. Muhit kıskanabilir, pireyi deve yapa- bilir. Böyle şeylere ehemmiyet verilmez. rakmak doğru eeğildir. Kızın ailesi hakhıdır. Bunu vaktile dü- şünecektiniz. Tehdidin tabii fay- dası yoktur amma, vicdanınıza hesap vermiye çalışınız. x Ankarada Ali Şevki Beye: Oğlum, baksızsın: Bu meselede babanı dinlemek ve tavsiyelerini aynen tatbik etmek lâzımdır. HANIMTEYZE Ahmet Reşit (Paris) e o ka- dar alıştı ki onu eski bir Paris- liden ayırt etmiye imkân yoktu. Fransızcayı bütün ince ak- sanlarına varıncıya kadar bir Pa- risli gibi konuşuyor ve yazıyordu. Âdetleri, çalışma tarzı. her şeysi muhite uyuvermişti. Çalışıyor, okuyor. Para kaza- myordu. Ve her yaz Grettanın çizdiği program daii de geziyor, din- leniyordu. Artık havalar soğumuştu. Kış geliyordu. Paris haricine çıkmak imkânı kalmıyordu. En son kır gezintisini Versaille bahçelerinde — yaptılar. Sonba- harın en güzel günlerinden bi- rinde küçük bir kır lokantasında yemek yedikten sonra serin bir rüzgâr ve zaif bir güneş altında saatlerce boş kırlarda, ormanlar- da gezdiler. Geç vakit dönerlerken hava — iyiden iyiye soğumuştu. Ahmet Reşit: — Zamnederim artık kırlara çıkamıyacağız. dedi. Genç kız rüzgârdan havala- nan eteklerini ellerile çekerek cevap verdi. ( Arkamı vı)' SA ae Dt di

Bu sayıdan diğer sayfalar: