12 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-dir. Buraya 6 Sıyfı I Dünya Hüdiseleri Merhametin En Garip Bir Şekli Birçok - Avrupa- memleketle- İHavada uça ""d' w ıl:lp uşları nast iyel ve te- koruyorlar? ==lılı" Ğ:::: şuzdur. Fakat son zamanda Ho- landa ve İngilterede kurulan yeni bir kulüp kadar garibi hiç gö Bu kulüp bazı muhacir kuşları deniz fenerlerine çarpmaktan ve parçalanmaktan korumak makse- dile kurulmuştur. Çünkü bu ku- Ribü kuranlar, birçok kuşların bir kıtadan diğerine hicret edec- ken deniz ortasında rast; fenerlerin ziyasından gözleri kar maşarak şaşırmakta ve küleye çarpıp parçalanmakta olduklarını anlamışlardır. Bu vaziyet bazı yüreği yufka hagilizleri merhamete getirmiş ve onlara bir hayır cemiyeti tesis ederek bu şekilde kuş ölümünün önüne — geçmek — fikrini lllıııı etmiştir. Bu cemiyet kuşların ııuhıunı zamanına tesadüf eden mevsim- lerde yol üzerinde bulunan mu- ayyen fenerlere Ücretli adamlar göndermekte ve kuşlar için yar- dıim tedbirleri aldırmaktadırlar. » Gıçenlerdı Fransanın en büyük elektrik fabrikala- karga rından birinin tevzi merkezi: cer- l an — birdenbire Marzifetleri | Kesilmiştir. Altmış beş bin voltluk muaz- zam bir elektrik kuvveti çıkaran bu merkerdeki arizanın sebepleri üzün uzadıya aranmış, ve bu müddet zarfında geniş bir saha dahilindeki sanayi hayatı, seyrü- mefer vazifelerile tenvirat tamamen durmuştur. Nihayet bu araştırmalar neti- cesi olarak arizanın sebebi bu- lunmuş, — bu işin bir kargann marifeti old. silğile, uğu hayretle görü- Fabrikadan çıkıp tevzi mer- kezine giden kablo havada birkaç demir kule üzerinden geçmekte- konan bir karga derhal kömür haline gelmiş ve kablo' ile demir kule arasına sıkışmıştır. Bunun neticesi olarak cereyan bir hayli zaman kesik kalmıştır. Geçenlerde - İstanbul ölektrik fabrikasında ceryanın yarım saat kesilmesine sebep olan fare hâdi- #esine pek benzeyen bu hâdisenin tekerrür etmemesi için şimdi, Franuz elektrik fabrikasi bütün havat kablo tesisatını değiştirmek mecburiyetinde kalmıştır. — —-a TAKVIM ” Hizir ıahuııı..m ll Arabi Rumi 26 Safer — 1885 Ü 30 “Maya: 1886 — Etant —| Öğle (Ca lızıs | Yatsı (2 03 İkladi | 833 | 16 14 | İmsak | 6 26 KA 19 41 nu 2 08 y..:ıııu-a!ı.:; Vakdi Güneş ( 8 48 |4 28 Akşam n eee e— ee — -. ,’ SON POSTA Tarihi Müsahabe -— — —7 DESEE ae Zehra İle Zalııre Bu Hıkaye, İhtıras “Kadının Hayat Sahibi - Ezeli, Kissa sıdır Efandiciğini, dedi. Ben savauı, yalnız şürlerinizi dinliyorum. Ne halkın, ne de halikın yanında kaymetim yok Endülüs Emevi devleti hüküm- darlarından Nâzirin Zehra adlı bir halayığı vardı, nadir bulunur güzellerdendi, efendisini avucunun içine almıştı, ne dilerse yaptırı- yordu. Bir gün iki çapkın tebes- süm ve uzunca bir oynak bakış arasında —efendisine şu sözleri söyledi: » — Masrafı sana, sevabı. bana düşecek bir iş tasarlıyorum. Ka- bul eder misin ? Tâcidar köle, halayık adlı gü- zeller kıraliçesinin ellerine yapıştı, heyecanla haykırdı : — Emret güzelim, kabulü ben- den- ferman senin; husulü benden! — Ulu camiü — büyült, süsle, güzelleştir!.. Ertesi gün Kurtabe camiinin büyüldülmesine ve bir taraftan da süsledilmesine başlandı. Du- varlar, geriye çekilerek; dam, değiştirilerek, saha — genişletili- yordu, döşeme taşları yenileşti- riliyordu. Bu suretle ve hüm- malı bir çalışma — neticesin- sinde eski mabedin — uzunluğu yüz yetmiş beş buçuk ve genişliği yüz elli dokuz metroya çıkarıldı. Kapıları yedi olarak tesbit olun- du. Bunların altı tanesi tunçtu, biri altındı. Cami sakf'i bin iki yü dokâan üç —mermer - direge intinat ettirilmişti. Kırk iki metre iğindeki minarenin tepesine ikisi altından, biri gümüşten üç iri elma konulmuştu.. Elmaların altındağyine altından yapılma birer mini mini nar vardı ve bu narlar, birer zarif çiçek dalı içinde bu- hmuyordu. Mabedin içinde halis gümüşten 280 avize ve bin kan- dilli tunçtan bir tandır göze çarpıyordu. Zehra, depdebeli bir ziyaretle bütün bu işleri, milyonlara malo- lan bu aüsleri gördü, saraya av- detinde hükümdar Nâsırin dizine bıııu koyarak tathı tatlı mril- yapmıya kulunu düşünmek caizdir: Ben, benimi adımı taşıyacak bir saray isterim. Öyle bir saray ki yer yüzünde eşi olmasın! Ertesi gün on bin işçi ve bin beş yüz hayvan, halayık Zehranın adını ebedileştirecek abidenin te- melleri önünde ter döküyorlardı ve Endülüs hazinesi bütün varını aynı temellere akıtıyordu. Saray, “ 2106 ,, metre uzunluğunda ve * 4470 ,, metre genişliğinde bir bina olacaktı. Içinde beyaz, yeşil, he penbe renkli mermerlerden “4300,, direk bulunacaktı. Sayısız — köşkleri, bahçeleri, çeşit çeğit balıklarla dolu gölleri, yaldızlı ve yaldizsız, nakışlı veya nakışsız bavuzları ihtiva edecekti. Bu havuzlardan - biri, Zehranın yatak odasına yapılacaktı. Etra- fina som altından yapılma, ve iri incilerle süslü on iki heykel konulacaktı. Aslan, ceylân, tim- sah, yılanla tavşancıl, fil, güvercin, şahin, tavus, tavuk ve horoz, kartal gibi hayvanları temsil eden bu beykellerin ağzından havuza su dökülecekti. Endülüs devletinin o devirdeki varidatı altı milyon dinar, yani üç milyon altın İngiliz lirası idi. Hükümdar Nâsir, bu varidatın üçte birini - saray bitinciye ka- dar- yapı işine tahsis etmişti. Her yıl bir milyon altın veriliyor. ve koca saray, elmastan bir yu- va gibi pımıl pıril yükseliyordu. Zehranın büsusi dairesinin kire- mitleri de altından yapılmak — ka- rarlaştırılmıştı. te bu gözler kamaşlırıcı yapı işi sırasında bir gün Nâsırın bi- rinci veziri (Mansur) un candan sevdiği ve önünde gece .lndüı dizçöküp tapını !:C nın omuzlarına ellerini koydıı — Efendiciğim, dedi, Zehra hem ahretini, hem dünyasını ma- ererercen eneeesnss Eski Zabtiye, (hîılooqıno ıohıı. 25 İSTANBUL ü çikân — yazı ve resimlerin bütün bakları mahltız ve gazetemize nittir. Gelen evrak geri verilmez. H&nlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap ıçm ııkluplııı 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. 41 İstanbul Posta kutusu: Sal mur etti. Camli büyültüp sevap kazandı. Eşsiz. bir saray yaptır- mıya başlayarak zevkini tamam- hâlikm yanında kıymetim yok. Mansur, gözlerini - sevgilisinin yüzüne dikti, © güzel yüzdeki kıskançlık — bulutlarını içi yana yana gördü ve birden ateşlenerek haykırdı : — Nâsıra Emir, bana vezir diyorlar. Fakat sana isbat edece- | ğgim ki ben ondan kuvvetli ve kudretliyim. Zehra da senden çok değersizdir. Ertesi gün Kurtabe camiinde yeni bir değişiklik başladı, vezir Mansurün - parasile birçok şeyler yapıldı, o meyanda mabedin uzunluğu 257 buçuk ve genişliği 220 metreye çıkarıldı, zemine her biri on bir metre genişliğinde yekpare taşlar döşedildi, mih- rap ve menber altından yapıl- dı, harfleri inciden kitabeler vücuda getirildi, öd ığıcmdın kürsüler tedarik olundu ve ma- bedin güzelliği iki üç kat ılıhı çoğaltıldı. Zâhire'nin bu yapılan şeyleri görüp beyendiğinin ve efendisine teşekkür ettiğinin ertesi gün şeh- rin bir ucunda ve mebrin kena- rında bir saray yapılmıya başlan- dı. Bu hükümdar Nâsırın yaptır- dığı gibi sade bir Ka değildi, eni konu bir şehirdi. Kalesi var- dı; bağları, bahçeleri, ormanları vardı, hattâ - vezirin — kâti adamları, akrabaları tırıhıdııı yapılan klıuuk dolu mahalleleri” vardı. Bir tarafta da pazar yer- leri, Hcaret evleri sıralanmıştı. Zehra sarayı biterken Zühire .sarayı da bitmiş ve bu ikincinin bir yanı birincinin duvarlarına kadar uzanmış bulunuyordu. Zü- hirenin başladığı noktadan Zeh- ranın bittiği noktaya kadarki yol. tam on #sekiz mesafe tutuyordu. Kurtabe hlln bu üzün ,,ı.,ııdlıkd ağaçlar- dan dökülen serin gölgeler ve leri de — sayısız. — fenerler den akan şık altında — dola- şıyorlardı. Nâsırla Mansür, - se- &z bir rekabet içinde dünyanın en mühteşem âbidelerini vücude getirmişler ve bunlara sevgilileri- nin adlarını vermişlerdi. Fakat onlar, Zehra ile Zâhire, milyonlar harcanarak yapılan yeni saraylara ilk girdikleri gün bir za- fer heyecamı değil, bir inhizam he- lecanı saraylar, pek uım':' w.Çlııhll yıphylıll- l Ki M ea | Haziran 12 Kari Mektupları 9 Çocuk Sahibi Bir Babanın Temennisi Küçükmustafapaşada — Çuküur- karabaş Mescit sokağında otu- ruyorüm yedisi erkek — ikisi kız ve iki çifti do ikiz olmak ” özere dokuz çocuğum vardır. Bunlardan beşini ilkmekteplerde okutmaya | çalışırsam da iş bulup yetiştire- miyorum baş vurmadığım bir ma- hal kalmamıştır. Gene iş bula- * madım. Çocuklarımı besliyemedi- ğginden ve takatım da kalmadı- gından ağuşu millete terkediyo- rum, Yatı mekteplerine kayt ve kabul ile yavrularımın atirini kur- tarmasını İstiyorum. Bilâl Mecidiyeköyündeki Lâğım Mecidiye köyünde Harik sc- kağında üzeri açık bir lağım ak- | makta ve etrafı berbat etmekte- dir. Bu lağımın üzerinin kapalı- masını rica ederim, Ethem Şikâyet Şirketi ecnebi olan amele ve memürle- Porinın hastalarını husüsi gerait altında ve hususl Odalarda tedavi ettiği halde Türk müstahdimle- rine bu itinayı göstermemekte ve Türk müstahdimleri 8 saat yerine | 12 saat çalıştırmaktadır. Alâka- | | t_.“ darların nazarı dikkatini celbet- menizi rica ederim. Ereğli şirketinde müstahdem garalardan. Şikâyet Si Sigara paketlerinden birçok- larında sigaralar içilemiyecek ka- dar yırtık çıkmaktadır. Bunun | sebebi ya makinelerin bozukluğu yıhııt işçilerin dikkatsizliğidir. Her iki takdirde de bunlara mani olmak için bir tedbir almak lâ- zımdır. Bu paketler satışa çıka- rılmadan evvel kontrol edilmelidir. Düzcede zabıt kâtibi Cemal Beşiktaş Mal Müdürüne Teşekkür Bebek ve Nişantaşı karileri» | mizden 9 imza ile aldığımız bir mektupta dul, yetim ve müteka- itlere çok büyük kolaylıklar göz terdiği için Beşiktaş Malmüdürü beye teşekkür edilmektedir. Hamallar Ve Taşıdıkları Yükler Hamallar arkalarında büyük sandıklar ve başka ağır yükler olduğu halde çarşı ve kalabalık mahallerden geçmekte ve bu ağır yükler bağlı almadığı İçin Bazan arkalarından — düşerek kazalara sebebiyet vermektedir. Bu yük- | lerin üzerinden bir ip atılmak suretile bu gibi kazaların önüne geçilmesi mümkündür. HON ı_—-—'—_” mişti ve büyük aynalar iki ıııil rakibeye de birer muhteşem saray sahibi olıııluı keller gibi sessiz bir ıstırap İçin- de ağladılar, ağladılar. Bugün © ıın*lııdın birer ha- rabe kalmıştır. Fakat medeniyet tarihine onları armagan bırakan Zehra ile Zührenin gözyaşlarımı bu harabeler içinde Şı sezmek mümkiündür. — M. T

Bu sayıdan diğer sayfalar: