7 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

7 Temmuz 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ İtalyanın . Arnavutluktaki NN . * umayışı Bir İtalyan filosu geçende Arna- vutluk sahillerini habersizce ziyaret Wmişti. Büyük bir Si hüâdise gibi telâkki edilen bu apansız riyaret, dünya gazetelerinde muhbtelif tefsir- lere sebep oldüu ve bu tefsirlerin akisleri el'an devam etmektedir. At- mada çıkan — “Proiya, gazetesiiden Aldığınız şu satırlar, bu noktadan, dikkatle okunmıya değer kanaatin- deyiz. Projya diyor ki: *Yirmi parçadan mürekkep İtal- yenın Adriatik birinel filasunun ansı- zan Dıraça geldiği Tirandan bildiril- mektedir. Siyasi mahafilde pek derin tesir bırakan ba hâdiseye BL Bartu- nun Belgrat ziyaretine — karşı bir nü- SMayiş nazarile bakılmaktadır. Gaze- tölerin ekserisi bu hâdiseyi — İtalyanın garki Avrupada ve bilhassa Yugos- lavya - Aranavutluk - itilâfindan sonra Arnavutlukta sukuta uğmyan nüfuzu- nu yükseltmek için uğraştığına delil olarak gösterilmektedir. Belgratta bu hâdisenin Yugoslavya kükümet mahafili —arasında büyük rübatsızlık — tevlit etmediği, çünkü İtalyanın karaya asker — çıkarmak kârarı vermesine ihtimal bulunmadığı kanaatindedirler. Arnavutluk — siyasi vüziyetinin henüz tamamile tabellür etmediği ve bazı büyük devletlerin yardımına mazhar olacak başka bir hükümetin iktidar mevküne gelmasi mühtemel olduğu yazılmaktadır, / Bazı gazetelerin noktninazarlarına ıâ;-. ııf'm:. Adriyatik — denizini alya için tabil bir Hman diye kabul ":ııı:!ıdlı. bundan fazlasına malik olması İagilterenin Akdenizdeki ebemmiyetini oktir. Bundan dolayı Eıl!-:ıt:;ıı— Arnavut. Tuktaki mevkilsin bir başkası tarafın- den tutulmasını istememektedir.. Su Baskını Facıası Peşavar, 6 (A.A.) — Şimâli Efga- nistanın Üç köyünde, suların taşması ı yözünden SöKİş ve bin kadar hayvan Lâhur, 6 ÇALA) — İndax, Sutlej, Zenap nehirleri taşmıştır. — Luthlana anatakasını sular basmıştır. —— IF ransada İşsizlik 'Mücadelesi Parix, 5 (ALA.) — Meclis bu sabah devletin ve büyük demiryolu şebeke- lerinin işsizliğe karşı mücadele için | yapılacak büyük işler hakkındaki | plânın tatbikine iştirak etmesine dair olan projeyi müzakere etmiştir. Bir mebus İşsizliğe kargı büyük — işler |Dövamıtasile mücadele — fikrini — tasvip | etmiş, fakat bunların masrafı için içtimal sigorta sandığına müracaat y edilmektense bir — istikraz Jıd&ııhl söylemiştir. İş Namra M. Marke, adedi İki senö zarfında 150 böünden 350 bine çıkan işsizlere İş te- min edecek olan projeyi müdafaa ete miştir. Nazır beş sene zarfında Parla muntakasının iman için iki milyar S00 milyonluk, yollar için 545 milyonluk, nakliye için 35 milyonluk, Hınanlar için 315 milyonluk, umumi elektrikleme | için bir milyar 198 milyonluk, demir 'l yollarının elektriklenmesi için bir mll- l yar 300 milyonluk, milli talim ve ter. | | aktedilmesini — tercih biye için bir milyar 12S milyonluk, ve güzel san'atlarla türizm için 90 milyonluk İş yapılacağını söylemiştir. Nazır — sözlerini — bitirirken işsizliğe kaydedilen ameleyi kuvvel maneviye kıran uygunsuzluktan kurtarmak — vü zillet verici ataletle mücadele etmek Küzumunda larar etmiştir. Eskisi Gibi İttifak- lar Siyaseti Mi? Londra; S ÇAA ) — Doyli Herald i gazetasi Fransız Hariciye Nazırı M. | Bartu'nun yakında Lomdraya yapa- | cağı ziyeretin, Cenevreden - kat'iyetle | aymlan ittifaklar siyasetinin bir baş- İ langıcı olduğunu yazmaktadır. Resmi | mahafil ise€ bu yazıyı tamamile uy- durma olarak — telâkki etmektedir. kalmaktadır. Felemenkte Bir Gürültü Amsterdam, 6 (A. A.) — İşsizlere verilen tazminatın tenzili üzerine ko- Mmünistler nümayiş yapmışlar, neticede yedi nümayişçi yaralanmıştır. Staviski Meselesi Paris, 6 (ALA.) Staviski rezale- tini tahkik eden kemisyonda, Ştavls- kiyi ölü olarak yakalıyan polle mü- murlarının ifadeleri biribirine uygum düşmemiştir. “Bon Posta,, vın Müf ve Edebi Tefrikası 43 - d . SĞ Mabrure Sami ÇÖL Epey sonra, ben Tâmbanın lııçııiı ellerim yüzümde, dirsek- lerim tahta masamda tâ nelere ve nerelere dalmiş uyuklar gibi dürürken onün — birşeyler mırılda- narak doğrulduğunu ve “ uyuya- muyorum, hiç uyuyamıyorum ! ,, diyerek, — başucundaki — testiye vzanıp yine su içtiğini farkeder gibi - oldum. uyku — haplarının uyuşukluğu ile bunu vnul kalan yedi kaşeyi birden yııı.ıılu.:u.' Biz bunu ertesi sabah, bul, muz küçük şişe ile, hapları biri- birinden ayıran on tane yuvarlak =:ılı. kâğıit — parçacıklarından Gece bitti. Ortalık ışıdı. Sabah yoklaması yapıldı. Saatlerce :i. raşıldı. Kabil olo_ yine de uyandırmak GİBİ l Ölmemişti. Uyuyordu. Boğuk boğuk — biriltılarla — uyuyordu, Oğuyorduk, sarsiyordük, — canım acıtacak şeyler yapıyorduk. O, hâlâ, kuvvet ve iradesile için için ölümü yenmiye uğraşarak uyu- yordu. Ölüm yenildi amma, bar ka- dini isteğine erdi, dimağı ereli Hapishane doktoru gelip, ha- limj gördü, iki Üç Şırınga yaptı ve saatlerden sonra korkunç çır- pınışlarla, sayıklamalarla görünü açan, yeni bir insan oldu. Haykırıyor, çırpımıyordu. am- ma, şifalı bir delilikti bu. Kendini | cumbah, asmal bir evde sanı- yordu. O kara, pis günlerin kiri- ne bulaşmış, böyalı yazık saçla- rım eski varlığının saçları sanı- yor, bu zavallı şeyleri yola yola doğrudan — doğruya | |Almanyada İktidar De !mesî Olduğu Bildiriliyor. we Hitler Rejiminin De İflâs Etmek Üzere Bulunduğu İleri Sürülmektedir Berlin, $ (ALA.) — Prusya Başve- M. Göringin, sulkastçilerin eenebi münasebette bulunduk- dair olan efkânumu- derin akizlere sebep olmuş. yüzden türlü türlü rivayetler çık- maştır. Bunun üzerine Amerika, İn- Ve Fransa sefirleri Alman hariciye nezaretine.giderek, bu — gibi mahrurlarını — bildirmişler ve bu Hhamların hakikate uygun ob madığını söylemişlerdir. M. Hitlerin Vaziyeti Nevyork, S(ALA) — Nevyork Herald Tribün gazetesi, Alman Baş- H | vekili M. Hitlerin artık Cümhur Reisi | Mareşal Hindenburg ile Harbiye Na- | zırının ve Alman ordusunun — avuçları içinde olduğunu, Hitler prensiplerinin artık tarihe karışmak üzere olduğunu, bundan sonra Almanyada daha geniş Amerikada Kanlı Müsa- caktı. uygun, ensesi tıraşlı kesik saçlardı onlar. Bunu görmüyordu o, anla- miyordu. — Herşeyi — unutmuştu. Parmaklarile boşlukta muhayyel bir örgüyü, cumbalı asmah evin, basma entarili kızının kumral saçlarını örüyor, ellerini tükrülü- yor, başını, boşluğu sıvazlıyordu. Bu, sakin dakikaları idi. Sonra da birden yatağından fırlayor, pencereye koşuyor, bunua demir parmaklıklı bir. hapishane pew ceresi olduğunu görmüyor, kafa- sında ve buğulu gözlerinde canla- nan asma yaprakları dolanmış, bir cumbadan sarkacağını zan- nederek olanca him İle kendini kalın demir parmaklıklara çarpı- yordu. Başının, altnın — sızısını düy- muyordu. Kopardığını zamnettiği mühayyel — bir. Üzüm — salkımımı uzatarak, dişsiz ağzım yaya yaya: — Bakın, bakın... bizim as- manın üzümü gibisini hiç yediniz mi? Al aldır. bizim evin üzümü, ebrulidir, meviş meviştir, bizim asmanın Üzümül diye seviniyordu. Biz kaçındıkça Üzerimize saldırı- yor, ellerini ağzımıza dayayarak AYA D t b z KS S EeRTĞ iktidarı ele aldığı söglenen Alman ordusana bir bakış Fon Papane Gelince Londra, 6 (A. A.) — Röyter ajan- mmıs Berlin muhabiri bildiriyor Resmen M. Fon Papen başvekil muarini olarak — kalmakta — devam etmektedir. Fakal artık başvekâlate gitmemektedir. Çünkü başvekâletin işgal ettiği dalreler, hücum kıtaları yeni erkâm harp reisi M. Lutzenin karargüh olacaktır. Bu hadise Fon | Papenin başvekil mfatile siyasi faali- | yetinin kendisi de arzu ettiği gibi, | bittiği şeklinde tefsir edilmektedir, İ Yakında siyasi hayattan çekilmesi | de muhtemeldir. Von Papen kendisine yapılan mus | ameleden ziyade kâtibi Fon Borönin | öldürülmüş ve maiyetinin tevkif edil- miş olmasından müteessirdir. | Eski Muharipler | — Berlin, 5 (ALA.) — Bu seneki sabılı | mubaripler federasyonu kongresi kat'i olarak geri barakılınıştır. Kargaşalık Avusturyada Suikastlerin Ardı Gelmedi Viyana, 6(A.A.)— Başvekâlet dat- resinin kapısı önünde fitil yanmakta ve patlamak Üzere olan bir. bomba bir polis memuru sulkastin önüne geçmiştir. 7 Tn Gönül İşleri Bir Aile | | yardı. Birincisi Adana Faciası SI1$- Etrafında Yaşlıca bir okuyucumun suali bende eski bir hatıranın uyanma- sına sebep oldu. Çok yakından tamıdığım dul bir. Hamının iki erkek çocuğu Kisesini çok — muvaffakiyetli bir şekilde bitirdiği zaman ailenin yakın dost- ları bu gencin tahsilini ikmal etmek Üzere — İstanbula gönderi- mesini, sonra da mümkünse Av- rupaya yollanmasını tavsiye ettiler. Kadinım muayyen geliri bu mas- rahı korumaya müsait değildi. Karşı koymak için emlâkini sat- miya — başladı. İkinci çocuğunu ihmal etmiş değildi, fakat onun tahslil yaşı gelinceye kadar birinci çocuğunun para kazanmıya baş- hyacağını ve kardeşine yardım edeceğini düşünüyordu. Maalesef hâdisat tahmine tevafuk etmedi ve birinci çocuk beklenen istik- bale kavuşmadıktan başka ikinci çocuk ta tahsilsiz kaldı. Kadımın vaziyetini ise hiç sormayınız. lzmirden bana mektup gör deren Bedriye Hanım bu eski hikâyede sualinin cevabımı bulmuş olacaktır. Kendisine söyleyeceğim son söz: Servetini iki çocuğundan birisi lehine kullanmak hakkını haiz değildir. Yapacağı fedakârlık münhasıran emlâkinin gelirinden olmalıdır, esasından değil! * Gözyaşı imzasını kullanan oku- yucuma: Örtamektebi henüz bitir- meyen bir genç kız bir mektepli ile muaşakaya girişirse, babasının gösterdiği — ihtiyatlı dolayı şikâyette bulunmak hak- kımı haiz olamaz. Babanız, sizi İstanbula göndermek istememekta haklıdır. Evvelâ kabahatinizi unut- turumuz, sonra büyük ammenire yazınız, mümkünse bizzat gelerek * Ankarada Tahsin Beye : Ev- lenmenizi imkân huricine çıkaran dır. Hükümet, grevcilerin üzerine | sebebi — bildiriniz. ki — vaziyeti askeri kuvvetler sevketmek — kararını vermiştir. zorla, sade onun gördüğü o al al #zümlerini yedirmeye uğraşıyor, kendini de, bizim - cammızı da acıtıyordu. Ellerine neler batmıştı bilmem, kanları akıyor, belki de bu kır- mızı damlacıkları bile hep o al al üzümleri sanıyordu. Erkekler hapishanesinin beş gardiyamı Tahir baba içeri girip onu tutmaya — çalıştığı zaman canım acıtan, kollarımı büken bu adamı da babası sandı: — Efendibaba, efendibaba bir daha yapmam, vallâhi yapmam, töbeler töbesi, diye hatırladığı eski bir “suçu affettirmeye çalıştı. Çok seneler evvelki varlığına, bütlün cam ile seve seve dön- müştü. Muhakkak ki mes'uttu. Ek yüzü kanıyordu, bağırmaktan, çır- pınmaktan sesi kısılmıştı, yüzüne bir. deli korkunçluğu gelmişti amma, o mes'uttu! Yeniden — çardaklı, cumbalı, kuyulu bir evin, efendibabasının eski kızı olmuştu. artık, * Ya, Nesrin iki gündür bu taş duvarların arasında oynanan, işte böyle acıklı bir oyundu. Kısacık basit bir hikâyenin, bir erkek aldatışının en son perdesi kapan- maş, dertli bir ömür oyumu idi. anlıyayım. yiya HANIMTEYZE Şimdi artık scs seda kesikli. Kaderin evlât katili ettiği Fatma da benim gibi sade susmayı se- viyor. Bir kırpıntı minderi var, bunu çekip pencerenin dibina oturuyor, boncukla işlenen küçü- cük bir şeyler yapıyor. On beş günde bir gelip onu gören bir kadın, kapı kapi gez- dirip bunları satıyor. Amma insanlar bazen öyle hasisleşiyor ki kızım, çok ağlayan bir çift gözün bu nuru, azıcık bir para getiriyor. Fatma benim yemelderimle — doyduğu için bu parayı Elmasa verip biriktirtiyor. Malıkümlardan başı dara gelen- ler oldu mu, Elmas da bu para- yı, kendi kazancına geçirdiği faizlerle ödünce yatırıyor. Boşalan yatağa, daha ne yonl ne de büyük koğuştan birini ye- tirmediler. Fatma ile yalnızız. O susuyor, ben de susuyoraum. saatte buraya güneş vu- ruyor, Pencerenin demir parmak- hlıkları yerde de yapılma ikinci bir hapishane penceresi çiziyor. Fatma ışığın vurduğu o noktada, elindeki küçük işleme- lerin, sayısı tükenmiyen, sade rengi değişen boncuklarını, göz- lerini kısa kısa, küçük delikleri zorlukla görmiye çalışarak diziyor. ( Arkası var ) TTTT

Bu sayıdan diğer sayfalar: