12 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

12 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

»Ziya Şakir Bulgarlar Tü le lomatlarından Birini Fakat Türkler, pek mertçesine hareket etmişler; ( Edirne ) gibi Türkün mukaddesatı arasına karr #an taribi mallarını istirdat ettikten Sonra, verdikleri sözde sebat gös- termişler; ilk teklif ettikleri hudut- tan ileri geçmemişlerdi. Netekim Türklerin bu ulüvvücenabımı, © Zaman — Avrupanım — en mühim siyasi ricalile en marüf matbuatı da takdirle yadeylemişlerdi. Bu — suretle büsnüniyetlerini gösteren Türkler, bununla da iktifa etmemişler, Bulgarlara karşı daha asilâne bir muamele göstermiş- lerdi., Eski dost ve müttefiklerile bir anda düşman oluveren Buk garlar, Edirnenin istirdadile de vaziyetinin ne derecede tehlikeli olduğunu anlar anlamaz 'Türklerle uyuşmak için meşhur diplomatla- rından M. — Naçeyviçi Istanbula göndermiş, bu zat vasıtasile nim resmi bir müzakereye girişmişler- di. Eskidenberi ( Türk dostluğu ) nu takdir eden M. Naçeviçle bu TTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur — Beşinci Kısım No_.__2_5 enedesecEreERERAAAAAANEN ee ””” " müzakerat cereyan ederken ceneral| /Edirne müdafaası) nın şeref ve isti- Savof'la M. Toşef İstanbula gek İçaplarını çehresinde taşıyan bir çavuş mişti. Bunlar, M. Naçeviçle birle- şecekler, ceneral Savofun riyaseti altında bir heyet teşkil edecekler, (Türk-Bulgar sulh muahedesi) nin esaslarını takarrur ettireceklerdi. Buna mukabil, Osmanlı hükümeti tarafından da Talât Beyin riyaseti altında Çürüksulu Mahmut Paşa ve Halil beyden mürekkep bir heyet teşkil — edilmiş; Istanbul muhafızı Cemal beyle — Erkânı harbiye Binbaşılarından İsmet Bey « askeri müşavir sıfatile - bu hey- etin refakatine verilmişti. Müzakerat yavaş yavaş ilerli- yordu. Bir gün ceneral Savof Os- manlı heyetine şu teklifte bulundu: — Efendiler!.. Ben size ıç.ık töyliyeyim.. Ben buraya Bulgaris- tanla Türklerin hududu arasındaki iki karış toprağın müzakeresi için gelmedim, Benim asıl ıııkudın.ı. senelerdenberi kafamı yoran bir meseledir. O da, Bulgarlarla Türk- " Terin ittifak etmesi.. tedafüi ve (Bursa alayının Bursa taburunun dör- düncü bölük fahri çavuşu, Ziya çavuş ni teşkil eden murahhaslar, Bul- garlar tarafından gösterilen bu hakperestliğe — hayret etmişler ; « hatta şunu da itiraf etmek lâzımdır ki - bu sözlere birdenbire inanmak bile istememişlerdi. Fakat Ceneral Savofla — arkadaşları, büyük bir ciddiyetle bu ittifakın her iki tarafa temin edeceği büyük men- faatlerden bahsetmekte devam ediyorlar ve şayamıhayret bir isti- cal ile bu mesele hakkında bir an evvel müzakereye girişmek isti- yorlardı... Nihayet sulh müzake- ratı neticelenmişti. Sıra, bu ba- raretli teklifin müzakeresine ve ittifak esaslarının tesbitine geh mişti. Sadrazam Sait Halim Paşa ile Talât ve Halil Beyler, .bu işe Cemal Beyi memur etmişlerdi. Ancak, - dedikodunun önünü al- mak için * Cemal Beyle Ceneral Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. 12.8- 934 — Nasıl Öldü?. çei SEL C LA G ürklerle Uyuşmak İçin Dip- Göndermişlerdi .. Savofun nazarıdikkati celbetme- den görüşmesi elzemdi. Ceneral, yorgunluğunu bahane ederek birkaç gün istirahat etmek üzere Büyükadada bir otele çe- kildi. Cemal Bey de iki gün sonra adaya gitti. Necmettin Molla Be- yin köşkünde cenerale bir ziyafet verdirdi. Ziyafeti müteakıp bu iki zat bir odaya çekildiler ve orada ( tedafüt ve tecavüzi Osmanlı - Bulgar ittifakı ) nın esaslarını tes- bit ettiler.. Birkaç gece sonra, Şişlide Cemal Beyin ikametgâ- hında gizli bir içtima daha vu- kua geldi. Bu içtimaa, Ceneral Savofla M. Toşef ve Talât Beyle Halil Bey de iştirak etmişlerdi. Adada tesbit edilen esaslar bir daha gözden geçirildi. Bazı mad- delerin tadil ve islâhından sonra bir protokol tanzim edildi. Ceneral Savof, büyük bir mem- muniyet izhar ediyor, artık iki dost devlet ve milletin elele ve- rerek büyük bir süküa ve refah içinde — çalışacaklarını — söyliyor- du... () Ceneral imza edilen pro- tokolu cebine yerleştirmiş; Bulgar Başvekili M. Radoslavof ile Ha- riciyo Nazırı M. Gınadiyefe gös- termek ve Kıral Ferdinandın da muvafakatini istihsal eylemek üzere derhal Bulgaristana gitmişti. Bir hafta.. Nihayet on gün zar- fında avdet edecek.. Ve şayet bu seyahatı siyaseten mahrurlu görülürse - Nazarıdikkati celbet- miyecek bir surette - İstanbul Belgart sefaretine tayin edilmiş olan M. Toşefe gönderecekti... Fa- kat nekadar gariptir ki, aradan günler, hbaftalar, aylar geçtiği halde ne Ceneral Savof gelmiş ve ne de bir haber göndermişti. (Arkası var) lîîmdıki gerait ortar da dururken, bugün Bulgarların Trakya ve bilhassa ( Edirne ) üzerinde bir hak iddiasına kalkmaları kadar gülünç hiç birşey olamaz. Kıymetli Ki l Bugünün —Meselelerinden ı | tapların Ba- şından Geçen Maceralar ( Boştarafı 1 inci sayfada ) dünya âlimlerinin takdir ve hürmetle andıkları bu eserlerden bir çoğu kayıplara karışmışltır. Bununla beraber biz iddia ediyoruz ki, eski devrin bozuk idaresi zama- nında esrarengiz eller tarafından aşırılan bu eserlerin, hiç olmazsa, bir kısmını olgun bulup mey- dana çıkarmak ve yahut mes'ul- lerini meydana vurmak mümkün- dür. Biz öyle kıymetli eserler biliyoruz ki vaktile bunlar, mille- tin öz malı olan kütüpanelerden hotbehot alınarak ötekine berikine bol keseden hediye edilmiştir. Ve © adamlara: — Efendi.. Kimin malını kime peşkeş çekiyorsun ! diyen olma- mıştır. Geçende yine bu sütunlarda kayıplara karışan üç yüz kadar eserin isim ve numaralalınrı yaz- mıştık, Bugün çelik kasalarda saklanılması lâzimgelen — milyon değerindeki birkaç eserden bah- sedeceğiz. Süleymaniye kütüphanesinde İb- rım Paşa kitapları arasında (919) numaralı bir tarih kitabı vardır. Bunun adı (Züptedüttevarih)tir. Ha- fiz Ebru isiminde bir üÜstat yaz- mıştır. 1826 sayfadır. Bunun bir nüshası daha dünyada yoktur. Kstanbula gelen her müsteşrik ve alim bu muazzam cildi mutla- görür, Bugün ilim aleminin gözü bu kitaptadır. Hergün raftan beş on defa aşağıye iner. Bu pırlanta eser artık yıpranmaya başlamış- tır. Bunun için bir Fransız âlimi yarım milyon lira vermiştlir. Bu eşsiz eserin ( Tarihi Oğuz) bahsinde ve kitabın (282) nci yap- rağında eski Türk armalarından, (Ungun - Tütem ) lerinden ehem- miyetli bir #urette bahsediyor. Kütüphanelerimiz tasnif ve kıy- metli eserler tercüme edilirken ilk başta ele alınması ve basıl- ması lâzıngelen bu eserin daba iyi bir surette muhafaza edilmesi lâzımdır. Yine bu kütüphade Halet efen- dinla kitapları arasında Firdevslüi Tavilin ( Kıssai Midilli ) isimli manzum bir şaheseri vardır. Yazı metli olan bu kitabın dünyada bir başka nüshası daha yoktur. Eski Türk denizciliğinin şahameti ni ve birçok deniz savaşlarımızı hikâye eden bu eser içinde bugün bahriyelilerimiz için marş olarak intihap edilecek parçalar vardır. Bu eserde, tarihleri meçhnl kalan ilk Amerika haritasını Kristof Kolambun adamlarile be- raber Amerika keşfinden döner- ken alan Kemal ve Piri reisler hakkında- çok kıymetli malümat vardır. Eeyazıttaki umumi kütüpanede Küldaniceden tercüme edilmiş olan (Elflâhatünnebatiye) isimli yazma bir eser vardır. Bu kitap, bugün dünyanın tanıdığı en eski eserlerindendir. Bunun başın'a Güldanilere ve onların efsaneleri « dair pek mühim malümat vardır. Bu kitap için büyük bir kıymet taldir edilmektedir. Mukaddemesinde Türk tarihini aydınlatan çok esaslı izahat mev- cuttur ki Türk tarihi yazılırken bundan istifade edilebilir Ayni kütüphanede Amerikanını keşfini hikâye eden kıymetli bir eser daha vardır. Altınla yazılan ve (Hadişi Nev) ismini taşıyan bu esere (50) bin lira kiıymet tahmin edilmişti. Bu eserde Kristof Ko- [ cilt ve tezhip itibarile çok kıy« lombun — kiymetli — minyatörleri vardır. * Ayasofya kütüphanesinde (2905) numarada kayıtlı (kitabı mınhe- cıssülük fi siretülmülük) isimli birz — eser de şsiz ve kıymetli kitaplar- — dandır. Hicazda oluran (Doğan — Bey) isminde bir Türk âlimi tara- — fından (875) senesinde yazılmıştır. — Bu kitap mühim bir Türk ta- — rihidir. Ve Türkler hakkında Pey- “n;’bıdn hadislerini nakletmek- Üniversite — kötüphanesindeki (Mitrakçı) Nasuhun " (İrakeyn - seferi ) isimli baritalı eseri de mü- him eserler arasındadır. Bu izahattan sonra bir daha — tekrar ediyoruz; bu eşsiz ve mik — yon değerindeki eserleri mutlaka sıkı bir. muha'aza altına almak, — çelik kasalarda saklamak lâzımdır. îı —a BŞ L ae a KADIKÖY HAVAGAZİ ŞİRKETİ Hale Sineması yanındâ Hale bahçesinde havagazı — ile dersleri ihdas etmiştir. e mütenövvi yemekleri: Odesa Konsolosunun Sorgusu Dünkü Celsede İddia tecavüzi bir mukavele akteyleme- &idir. Ceneral Savofun' bu açık söz- Üsküdarda yemek pişirme a pişirme tarzını öğrenmek için, leri, diğer Bulgar murahhasları 'ilfafından da derhal tasdik edil- ";"'- Asırlarca Türkün himayesi allında yaşayan Bulgarların, bun- Sonra da Türklerden ayrı Tak galıyacağı bir hakikat olar lmişti... Osmanlı heyeti- GAĞAT NNN l aanakeşiamaseşennanüedea/TAAP P — Cazetenin esas yarısile Bir sütunun ikl satırı bir (santim) sayılır. 2— Sayfasına göre bir santi- min ilân fiutı şanlardır: sayfa 5 İyerler 100 | 60 Kış. | Krş. Bayla | sayla | sayla |saş '—_L B $8 400 Kış | KÇ | 200 Keş | Krş 3-'Bir — santimde (8) kelime — vardır. #—lnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre sanlirıle ölçülür. ge _zq ı müracaatları. Tayyare Piyango edişer En nefis v KADIKÖY HAVAGAZI hürmetle davet eder. :.':l::eık dera 13 Ağustos Pa: dersler ber on beş ğee n D tpaş 3 Mahmu! N 14-120 6 — 7 — Eyüp Ce Balâda muharre! ş iraya verilmek üzere em ıık::'ıky istiyenler Ağustosun On kadar Evkaf 446430 tnamesi veçhile yüz on y ğ ği ginden ta bana afişleri lıheltırllâı:::î:m aa bzalare: günü sant oD ŞİRKETİ mu zartesi günü saat günde bir Pazarten g a e e eĞ Istanbul Evkaf müd ıvlıııındf .dört pca Mecidiye köyü Fa it Mebmet paşa Üslüpt M Baba Haydar arsa, emlâk 935 K diden müzayede' üçüncü Müdüriyetinde hterem hammefendileri bu deralere iki buçukta ve müteakip ünleri verilecektir. oda ve sofa, dükkân. h ik Bey 17 No. h dükkân. öler 13 No, li baraka, Mayıs nihayetine kadar ye konmuştur. Talip o- Pazartesi günlü saat On Akarlar kalemine senesi Vakıf Müdürlüğünden: bin adet Ramazan ve Kur- liplerin 15/8/934 ÇARŞAgıA Makamı Ceza İstedi Odesa — Başkonsolosu — Rauf Hayri Beyin kaçakçılık suçundan muhakemesine dün gümrükteki 8 inci İhtisas mahkemesinde de- yam edilmiştir. Dünkü celsede, Müddeiumumi iddiasını serdetmiş, Rauf Hayri Beyin kaçakçı'ık ka- nusunun 25 inci maddesine göre tecziyesini, memur oluşunun cezayı şiddetlendirici sebep olarak n:- zanitibara alınmasını, diğer su; lular Mehmet ve Tevfik Eflere de iştirak noktasından dolayı ceza verilmesini istmiştir. Müddeiumumi ayni zamanda suçluların tevkifi talebinde de bulunmuştur. Mahkeme, tevkif isteği bilâhara teemmül edilmek üzere evelemirde gümrükten — suçlulara ait eşya listelerinin ayrı ayrı olarak iste- Suçlulardan Mehmet ve Tevfik Ef. ler nilmesine karar verm'ş ve dürüş- — ma Çarşamba gününe bırakılmıştır. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: