4 Ocak 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

4 Ocak 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KA F G armpam — a Z aai Ve: 127 Tanaş, parmaklarile para sa- yar gibi — yapıyor, — yine sözü kesiyordu: — Sen trelo vre kardiyamul, Sarl sari bu sayıyorsun, karı, kek epsini sana usak yapıyorsun. Osurmanli, Sterling, — Napolyon Kremis liraları tıarınk tirink ediyor, ih panayamu diyorlar, 'akli kat- siriyorlar. Demia stato numara görmedin, öyle tas oluyorlar.. Bolses: — Yakalıksının diye canın sıkılıyorsa cakelin yakasını kab diriver — Vehkiciğim.. — İstersen sen benim tabakayı da vereyim. döyandığın yerin görünecek bir tarafına koy, şu altın kalemi de eline al, bir şey yazıyormuş gibi yap! Derken —Tanaş, pürtelâş susturuyordu : — Haydi vre zevzek, rahat dut. Sen ber sey bilir, primo kalite mürikantlık anlar ma frenk kafa itsinde ne var onu bilmez. Frenk — matmazeller, madamalar ne zaman bir teglize limokondu- ro& görüyor, altıpatlak (altıpatlar) yemis gibi vuruluyor... Neglize ne demek sorarsın? Neglize de- mek bir kisl ki Diyazenis kafada. Bakmıyor dısarda kibar durınak. İstemiyor — galanteriya, — tofarik, kokot tuvalet... Kostum, pardesü, mak ferlan alamod uymıyor; zarar yok,.. Gümlek pis, pantalon bu- rusuk, pabuç samur - itsinde bat- mis, genem yok zarar... İste bu gibl etranzeden gelmis artist ka- rilar boyle bir erkek karşısında (Ah kaymeni, oluyorum |) ba- ğanyor.| Direktör hazretlerinin kerimesi müzikanın tutturduğu mazürka ile yine beygir Üüstünde sıçramıya, biraz evvelki çocuğun yaptığı gibi çemberlerden atlamıya, gerili kordonlardan, serıklardan aşmıya koyulmuştu. Vehbi okadar kendinden geç- mişti ki bitişik locayı ayıran bölmenin üstüne oturub ayaklarını sandalyeye dayamış, bir kolüu ile aradaki direğe sarılmış, bir elinde dürbün, öteki elinde Tahsinin altın tabakası, ağzında - kalıp sigarası, ara vermeden Bolsesin, Kadrin'n, Tanaşın sırtlarına dirsek vuruyor : — Yüz lira mt lâzım, iki yüz sayacağım. İki yüz mü yeter, bir tahtada dört yüzü çıkacağım; şa tavus kuşunu elde edeceğim.. Dost düşman görsün, üç dükkün da bunun uğruna gtsin! diyordu. Bitişiktekiler, — koyumcubaşı, srmacıbaşı, ekserciba, — kılıklı, her halde bilmemneyanlar lâkablı, Pangeltının kibar Ermeni famik yalarından kimselerdi. Ön tarafta, kır kaşlı, pos bıyiklı, gaga burünlu bir kıranta, yani reisiaile ile boyah saçları ördek başına dönmüş, şakağı fındık — kadar et benli, — ter bayıiklı, — halif — sakalh — kanm oturmuş, gerilere de — oğullarile gelinleri yahud - kızlarile damat- İarı yerleşmiş'k Vehbinin ba münsebetsiz hak lerine acaip acaip bakışıyorlar, fısıldaşıyorlardı : — Zo inç belâya Köpoğlu burnumuzan kazık kaktı İ. — Kavu, bü ne balkabağı kafa, bu ne davlumbaz!.. Polka eden karıyı geçmişim, atın kur- yağunu bilemm görmucrum.. er- çatımışız. kökünde — Mayrik «sus pus oll.. Kıyak | Resimli au ük Milir Romın TOMBUL MİRASYED| Sermed Muhtar Alus Localardakı Kadınlar Da Şaşmışlardı.. | | Yazan: seyretmek istersen AÂznifin yerine gel ! Yer yerinden oynar gibi oldu. Vehbilerin loca kapısına bir tekme iandi, Kapi zaten horoz işi, çerden çöpten.. arkasına çakılmış olan saç firketesi ka- dâr çengel, ye- rinden — kopup fırladı. Kara, — kılh, kemikli bir el, bir demiir kıskaç gibi — Vehbinin ceketini göğelin- den kavradı. Taşı sıksa su- yünu — çıkaracak bir tırık hamalının, gümrük rıhte mina çıkmış koca bir. balyayı lâstik top gibi yuvarlaması kabi- linden, Tombulu Locadan dışan attı. Blr nâra: — Mehmed, Hasan, Âli, ne bekliyorsunuz be, hergelenin ge- çirin kafasından aşağı şu pelerini! Sürüklenitken yere — yıkılmış olan — Vehbi, ayağa kalkacağı esnada, bir çelme yiyip yüzükoyun kapaklanmış, pelerin yetmiyormuş gibi ayrıca iki gocuk da kafasın- dan aşığı geçirilmiş, kıskıvrak kalıvermişti. Bu saldıranlar, demin bahsl geçen hünkâr yaveri kolağası ile iki arkadaşı idi. Tombulun üzerine çullanmışlar, sille tokat, muşta tekme, pateküte pataküte, — veriştiriyorlar, Alah yarattı dimeyib pestilini çıkarı- yorlar, kafa göz, surat burun, karım, kasık bırakmıyorlar, kaput dayağının en domuzunasını atiyor- lardı. Pelerinin ve göcukların altım- dan, Vehbinin bağırması — bile dışarı çıkmıyor, o kadar yumruk, tekme savurduğu halde, kol:ığaıı bir türlü bırsını alamayıb, çizme- lerinin mahmuzlarını batıra batıra, ökçelerini vura vura tepiniyor, adeta hora tepiyordu. Oyun yerinde, Mazürka alabi'- diğine çahatyor, Antuanet at Ue- tünde hoplaya hoplaya sekiyor, kimse bu İşten haberdar olmu- yordu. Yalnız cıvar localardakiler, bilhassa bilişikteki ermeni ailesi kapının tekmelenerek arkasına devrildiğini, — delikanlının — palas pandıras dışarıya - sürüklendiğini götrmüş'er, nelerine gerek, belâyı üstlerine mi alacaklar, görmemer- liğe gelib yerlerine sinmişlerdi. Paskal Tanaş, çoktan yok ol- muştu. 88 Kadrinin da yerinde yeller esiyordu. Bolses ise, köşe- de korkusundan zangir. zangir titriyordu. Yaverihusust paşa, hangi t- yatroyo, hangi kafeşantana gitse, Tepebaşı — kış'ık — tiyatrosundaki veya Odeondaki maskell balola- rın hangisinde bulunsa, Nar ç- çeği rengindeki fesini yıkıb, göğe sündeki allın imtiyaz ve İlya- kat madalyalarını, sırma korde- numu göstere göstere, parmaklar rıtı yalayıb bıyıklarını bura bara oturur, fakat gözü kulağı kirişte bulunurdu. Bir ikisi yanından ayrılmıyan, üç beşi de etrafa dağılan adam- ları, ortalığa göz kulak - olurlar, Öeran düzem d Z. 4 Gti lli d ökürüünllüke Tel üstünde kayan gazenin küçük Allımın — örneğidi olanı biteni paşalarına yetiştirir- lerdi. Bu haraza da, gıcağı sıcağına yaveri hususi paşaya haber veril- miş, paşa duyar duymaz yerin den fırlamış, müşir zade ile arka- daşlarının — faaliyetini — görünce, alttakinin de, karşıki locada sar- kıntılıklar eden katır. olduğunu anlayınca: — Yaşa be kolağası!.. Erkek herif yanıma gel,; almını — öpeyim. Bizim yüzümüzü, gözümüzü, senin gibi yiğitler ağırtacak, Aslan babanm Bz evitdismmii “ Hamurun- da karışıklık yok. O merdin oğlu olduğunu şimdi anladım... Temizle hergeleyi, leşini ser — mel'unun!. Diyerek elindeki fil kuyruğu kır bacı da, üç beş kere, yere ser'li olan Tombula yapıştırarak, mem- nun memnun dönmüş, locasmın- daki yerine geçip fesisl bir kat daha yıkmıştı. (Arası var) — TAKVİM -— CUMA Kasım $i 4 2 nci KÂNUN .852 726 TT t9İ Vatn va |Wj lasaı |iz aja a Tatonbuf Betediyesi Tepebaşı Şebir ŞchırTıqaîrıw ü Tiyatrosunda igün matine 1490 Akşam 20 de HAMLET - ı.-_lâ—l’ııı' gününden itibaren iINSANLIK Komedi Akşam saat 20 de DELİ DOLU Öperet $ perde Yazanı Ekrem Reşit T Şehir Tiyatrosunun Ope- ret Kısmında: Delı Dolu Opereti yazan Ekn—ın Reşidle besteliyen Cemal Reşid Şebir tiyatrosunun mecmuasında: "Deli Dolada mevzua büyük bir pay ayırdık,, diyorlar. Deli Dolunun mevzuu hafif bir operet için güzeldir. kakla, Jozef iki ortak Kilyos plâjında bir otel açarlar: Otelde bir Altın getesi tertib edecekler, Alta geceslade Moris Şövalye şarkı aöyliyecektir. İzak ötele fazla müşteri ge- mesini, otelin rağbet görmesini istemez. Bütün atzusma öteli iflâs etlirmek, iflâs edince ucuzca kendi almak ve otele tek başına sahib olmıklxr Büu yolda muhasebeci ile de anlaşmıştır. Müşterilerin şi- .ilyü etmeleri için ne yapmak lâzımsa hepsini yapar. — Hattâ Moris Şövaliyeye gelmemesi için el altından telgraf çektirir. Jozefin bu işlerden haberi yoktur. Otel müşterileri arasında bulunan Mar- Tene fşık olmuştur. Marlen de Jo- zefe mütemayil görünür. Marlenin bu temayülüne bir sebeb vardır. Gençlik aşımı yapan Doktor Zil- berştayna müşteri arıyordur. Mar- len Jozefi tesiri altına alacak ve onu gençleşmeyo teşvik edecektir. Bu arzusunda muvaffak da olur. Jozef gençleşmek için Zilberştay- nn odasına gider. Ötelde, — Jozefi — görmiyenler onu aramıya çıkarlar, Ararlar, ararlar bulamazlar, Denvize düşüp boğulduğuna hükmederler. Jozelin — ölümüne sevinenler çoktur. Karısı Marika, eğlu David, kızı Kalina, ortağı lkak sevinç içindedi.ler. Marika, David, Katk na artık kendi keyiflerine yaşayar bileceklerdir. izak ta başka türlü düşünür. Marika ile evlenecek otelin sahibi olacaktır. Jezef gençleşmiş bir halda meydana çıkar kendisini kimse ııııııı-ıuih O bütün olan biteni örür. Moris alyenin gelmiye- gıği haberini ş?!:r. î(ondiış Zilber- ştaynın teşviklle Moris Şövalyenin yerine geçer. Marikanın, Davidin, Katinanın ballerine kızar. Marika ile konu- şur. Kadın kocasına Moris Şövalye diye iltifatlar savarur. Bu arada ote'de bir vak'a dar ha geçer. Sabiha adlı bir kadın, oğlu Firuz, genç Aşığı İrfanla beraber ötele gelmişlerdir. Irfanla bir Avrupa seyahatim de tanışmış olan Pervin de baba- sile birikte öteldedir. Pervin İrfanı seviyordur. İrfan oralı değli, Firuz Pervsine acır. Irfanla Pervini birs leştirme kister; halbuki Irfan daha evvelden otelcinin kızı Marika ile anlaşmış ve nişanlanacaklardır. Pervin bu sefer Firuzdan hoğşlanır ve nişanlanırlar. Izak da Jozefin karısını alabil- mek için gençleşmek arrusuna ka- pilir. doktor. Zilberştayn — onu da gıııçlqlltlı Bu işi öğrenen” Jozef İzakın öldüğünü, Izakım diye ortaya çıkan adamın bir saktekâr — olduğunu söyler, onu koğar, otele sahib olur. * “Deli dolu,, güzeldiir. Epey zamandır oyaanıyor, epey zaman daha oytanacaktır. Deli dolunun güzelliği mevzudan canlandıran tiplerin olmalarındadır. Başta Jozef rolünü yapan Ha- zım vardır. Bir. operette acem, bir operette külhanbeyi olan bu aktör bu sefer de Yahudi olur. Ve piyesin arasında Moris Şövalye kılığına girer, Moris Şü- valyeyi takhd ederek Şşarla söy- ler. iki taklid yapmasını bilen Behzad da Izak rolünü almıştır, Vasli ağzile zurna çalar. Bedia ile, Şevkiye rum şive- sile konuşurlar. Bunlar kolay İşler değil, san- at'kârların şahsl kabiliyetleri var ki bu işleri Iıqınl:ıılıyoılır Deli Dolüyü oyuamak yazmaktan daha ç. Bir Behzad, bir Hazım, ir Vasfi bir Bediz olmazsa Deli Dolu bir şeye benzemez ! Deli Doluda nükteler biraz açık. Cinaslı sözlerin banları fazla dekolte, Uverter yok. Ortada bir Prima Donna görünmüyor. Şar- kılar hafif, bunlara rağmen eser tutulmaktadır. iyi seçilmiş * Yukarda isimlerini saydıkla- mımdan başka bu sene ilk defa Deli Doluda rol alan Feriha geçen senelere nisbetle çok iyidir. Müuammer Hayattaki Memişa aratmaz. Umu- miyet itibarile hepsi iyidirler. İsmet Hulüsi şeneresen çok mevzuu irfan volünde Lüküs — ADAPAZARI | Türk Ticaret Bankası ——— T. L 1.200.000 130.000 Sermayesi : ihtiyat —« MERKEZİ ADAPAZARI Şabeleri: ANDIRMA, BARTIN, BİLECİK, BİGA :cı.:. BOZÜYÜK, BURSA, DÜZC?, ESKİŞEHİR, HENDEK, İZMİT, KARA: MURSAL, — KÜTAHYA, M. KEMAL PAŞA, GALATA, GEMLİK, GEREDE, — GEY' SAFRANSOLU, YEKIRDAĞ, ÜSsKÜDAR, — YEN.ŞEHiR e İstanbul Şabesi: S Üüncü Vakıf Han. Zeminkat Tel. 22042 Galata — gübesir 43201 Üsküdar şubesir 60590 & Müsait şartlarla: ——— 'Tahsile senet alır - ikraz muamelesi yapar-Havala ve mevdaat kabul eder. Mevduat İaizleri müdiriyetre görüşülerek tosbit edilie — | e Komisyon vo ticaret kısmı Her nevi Ücaret eartlası Balışına delâlet eder. Tel 23623 İTİMADI. MILLI Bankanın kendi sigortasıdır. Te. 41937 Bugün TÜRK Sinemasında harikalar filmi : HiNT ESRARI ( Richard Hdlnıınoı)_ harikulâde maceraları Hindistanın esrarengiz Ayinleri - Arslan ve ka emsalsiz - bazincleri. - TÜRKÇE SÖZLÜ Mabetlerin plan boğuşmaları. Hep bunlar bu #hnazzam filmin hakiki sahneleridir. Bıl.— Saat 11 de tenzilâtlı matina y NUDUKNU, ÜÇ

Bu sayıdan diğer sayfalar: