28 Mart 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

28 Mart 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Mart Hergün iramer İsteriz Düşkünler Evi Gramer isteriz Türk Dili araşlırma Kurumu- Bun Osmanlıce kelimelere karşılık bulduğu türkçe neşre başla Yeni bulunan kelimeleri okur- ken insan birdenbire büyük bir güçlüğün önünde kaldığını hisse- diyor. Çünkü kelimelerin gramer İstikametlerini bilmiyoruz. Meselâ #yemek fiiindea evedi, evginlik, #vecen, evgin, evedlik gibi bir takım — kelimeler — çıkıyor. Bisbi Y yerine kullanılıyor. Bu- hun — gibi kelimelerin terkibinde hirtakım gramer kaidelerine ria- Hat ediliyor ki, biz bu kaidelerl Bilemediğimiz, yeni — lâhikalara Vakıf olmadığımız için bulunan kargılıkların mühim bir kısmtnı tadırgıyoruz. Bu kelimeleri klişe v arak ezberlemeye mecbur - olu- Yoruz. Ba takdirdede — kelime izerinde istediğimiz gibi tasarruf edinceye kadar “hayli — zamana n!üyıç hasıl olacaktır. Bütün bu güçlüğü gidermek İin bir gramere ihtiyacımız var- Gr, Movcut Türk — grameri bu yacı tatmine kâfi — değildir. Türk dili araştırma kurumu, bu i neşrederken bir tarafe fan yeni Türk gramerini neşret- Miş olsaydı, yeni kelimelerin sür- &tle — yayılmasına k — yardım #tmiş olurdu. Ku 7 * Düşkünler Evi __Bılodiyı Darulâcizenin adını seğiştirmek İüzumunu hissetmiş * buraya “Düşkiünler evi,, adını akmağa karar vermiş. Bu kararda ısrar edip etmiye- ?tı:ıı bilmiyoruz. Fakat bir zih- ilyete —tercuman — olduğ llli lurmak İstiyoraz. Darulâcizeye yatı İ izlerdir. Bıınl);r ):o:(r;ı:tnııu Ve illerinden tutacak kimsesi olma- 'an zavallılardır. Belediye bunları 'okaklardan toplayarak himaye *diyor, besleyip yetişdiriyor. Ve turtara bildiklerini hayata atıyor. Bu hayat mağlüplarına “düş- » damgasını yapıştırmıya ne kkımız vardır? Bunlar düşmüş anlar, bayat mücadelesinin mağ- Lıııı:n ve yahut gizli mücrimlerin anlarıdırlar. Sokaklardan top- anan ki iz çocuklar, — onları tokağa atan katil ana babanın y::ıın.;. çııl:ıiyı:re::_ bunu bütün DN ir a ! taşımıya Mahküm mudur? C:ıınlıyı!in.ıvı.zl- bilakis bunlara bu . acılarım mamak değil midir? Asıl bları tecziye edemiyorsak ':îç üıııııı onlorın kurbalarını kazıl İ !ıkı ile damgalamaktan çe- Liıılıııı. Babalarının cİaayetine de iştirak etmiyelim. — Almanyanın Sitâhlanması ( Baştazafı 1 inci yüzde ) Baydir. Fransa İttifaklarım korumalı n Soğaltmalıdır. Fakat her şeyden € Fransa kendi müdafaasını temin etmelidir. H dra, 27 (Havas) — Deyli L.xiı'ıi Zazetesine göre, B. Hitler, İz nazırlarile görüşürken, AtL- yanın Miletler Cemiyetine için ig koridorunun üık“'o'_'kh hududunda bir Bini m::l:.lıı:. ine verilme- Çinde 50 Bin ş_"K:şı Öldü! Bi termanndn deları bireik TÜT YAK Git ârasındadır. T, 200 kadar kadar kö; ia birçok şehirleri kıpl.ı.ıı::hf p SON POSTA Resimli Maka e 'Türkiyede mektep çağında bir buçak milyon çocuk var. Mektebo gidebilenler bunların ancak yarısıdır. Cehalot, fak- rüsefalete, tembellik ve işsizlik Ümitsizliğe götüren yoldur. Çocukları bu iki tehlikeli yoldun alakoyan müsssese mek- -— huriyetin mümkündür. SON TELGRAF HABERLERİ teptir. Çocuklarını mekteple okutamayan milletler, #:inlet ve Telâketin kacağına yaşaması, Sayfa 3 E Ünmit Yolu B onları Cüm- açmakla atıyor demektir. gençlere — mektep bu Atinada Muhakeme Bitti, Karar Hemen _infaz Edilecek Atina, 28 (Muhabirimiz etti) — Fevkalâde divanıharpte, isyan suçlularından 28 kişilik ilk kafilenin muhakemeleri dün akşam bitirildi. Karar bu akşam, belki de ge- ce sabaha karşı verilecek ve der- e | hal infaz edilecektir. Suçlulardan bir. kaçınm kurşuna dizileceği muhakkak sayılıyor. Meclis Toplanıyor Hükümet, aldığı istisnal ted- birleri tasdik ettirmek Üzere meb- mıştır. Meclis yarın öğleden sonra toplanacak, akşama dağılacaktır. Bay Maksimos Eski Hariciye Bakanı Bay Maksimos tekrar Hariciye Bak; lığına tayin edilmiştir. PŞ Türkiye - Suriye Ve İskenderon Fransanın Surıye Komiseri Teminat Verdi Ankara, 27 Neşredilen resmi tebliğe göre, burada bulu- nan Fransanın Suriye ve Lübnan fevkalâde — komiserl Kont dö Mrtel, Dışarı ve İçeri — İşleri, Adliye, Ökonomi ve Gümrük Bakanlarile iki memleketi alâka- dar eden — meseleler- hakkında görüşmüş, — çu meselelor tetkik edilmiştir: Hudutlar ve hudut münase- betleri, demiryolu münakalâtı, ticari — mübadeleler, “Türkiyede Suriyelilere ve Suriyede Türklere ait emlâk, hakkı hıyar sahipleri meselesi, mall mesoleler, muhte- lit istasyonlar. Görüöşmeler tam bir teşriki- mesal ve büyük bir dostiuk ha- vası içinde geçmiş, Dışarı İşleri Bakanı, Türk ırkından olan se- kenesi bususi bir statüye tabi olmaları itibarile İskenderon mır- takasının idari bakımdan hususi bir rejime sahip olduğunu hatırlatması üzerine M. Dö Martel, Fransanın Iskenderon sancağının muhtariye- tini muhafaza etmek ve bu husus hakkında ikl hükümet arasında mevcut olan itilâflara riayeti temin ezirlem e KEEEE CZ: İtalyanın Hava Kuvveti Bir Milyar Liret Harcana- rak Yenileştirilecek Roma, 28 (A.A.) — Bay Mu- solini, İtalya hava filosunun yeni- leştirilmesi için konan mülddeti üç seneye İndirmiştir. Filonun ye- nileştirilmes'ne bir milyar 200 milyon liret harcanacaktır. Bulgar Elçisi İtimatname- sini Takcim Etti Ankara, 27 (A.A.) — Bulgar elçisi B. Pavlof bugün Reisicum- bur. Kamül Atalürk tarafırdan kabul edilmiş ve mutat merasimle itimatnamesini takdim etmşlir. eylemek azminde olduğ teminat vermiştir. Su Bakkında Fevkalâde komiser işleri bakanı iki memlek, daki hududun ihlâl — edilemez ile dışarı et arasın- dokunulmız ve olan —mahiyetini yeniden teyit hususund, N DBi kalmışlardır. K eet BE Görüşmelerin mevzı eden bütün meseleler, noktainazar aybiyeti duğu anlaşılmıştır. Atatürk Koant dö Kabul Buyurdıı'f::t." Ankara, 27 (A.A.) — Reisi- ;_uııhıır Kumâl Atatürk bu, Tansanın Suriye ve lâde koıdııri’ Konll-m:,:.;uf"k.-. ve Fransa büyük elçisi B :(rh“ merer'i kabulj huyurıııu'l.; D Dış işleri Bakanı Rüştü Arasın da hazır mülâkat bir saatten müÜştür, tunu teşkil de tam bir Mevcut ol- r. B. Tevfik b“hlnduğu fazla sür- İSTER İNAN İSTER INAN ) Bir okuyucumuz yazıyor: Sabah — saat dört buçuk, Bokaklar sessiz. Birdenbire, Daan..» sükünunu — yırtan — Daan... Öncenin hırlutan bir silâh eesi. Hom da bravuioğ, mavzer, nagant İSTER İNAN İSTER İNANMA! Herkes derin ve herkesi yatağından gibi nazik ve Unnan cinsten duğil, Arkasından de ve mücssir bir bayvan çığlığı, Halk pencerelere — koşuşuyor. Korku uykada. vokağa burkıyor. MAJ! içinde başlar Meğer belediye memuru köpek üldücüyormuş, Bu iş İstanbulda oluyor. Ve bir asır evvel değil. hugün Sözün Akıllılar Ve Yarım Akıllılar Server Bedi En büyük sürprizler bize adliye koridorlarından gelir. İşte sire | şaşacağınız bir habur daha: Son zamanlarda müddeiumumi mua- | vinlerinin yanına hemen her E(ıı: yarım akıllı, meczup bir - tal | #adamlar giriyorlar, ciddi bir işleri varmış gibi abuk sabuk şeyler söyledikten zonra çıkıp gidiyor- larmış. Hemen hergün ve günde bazan üç, bazan da beş kişi.. Az değil; okadar ki hallerinden bu #crinin içinde oldukları anla- şalanların içeri sokulmamaları için adliye polislerine emir verilmiş. Tavsiye ederim, nekadar akıllı olursa olunuz, adliyeden içeri rerken halinizde bir derbederi şaşkınlık, telâş olmasın; koridor- larda kendi kendinize mırıldana- rak dolaşmayınız; ellerinizle, yü- zünüzün şuursuz - kımılı rile şüphe verici işaretler yapmayınız; kapıdışarı edilmek birşey dot'ıl; Şüurunuzun ebedi ve resimi altında Kısasıî muvazenesizlik damgğasi kalması ihtimali vardır; Mevzua gelelim: Acaba neden Istanbul meczupları adliyeye mu- sallat olmuşlar?.. Delilerin adaletle yüzgöz olmaktan korkmamalarını tabil - bulayorum: mesul değildirler, Bizim gibi kendini akıllı sananlar, adliye binasından | içeri? davacı — sıfatile girdikleri zaman bile tüylerinin dibinde ince bir mes'uliyet ürpermesi duyarlar, Tavandan yere kadar herşey ve ve hâkimden —mübaşire lar herkes, orada, bize yapmaya ve yapmamaya imecbur - olduğumuz hareketlerin umumi muhasebesini sorar gibidir; eşyada bile bir cld- diyet ve size tepenizden bakan yüksek dıvarlarda bile sorğuya çekilen bir insan hâkimiyeti var- dır. Meczuplar bunu farketmezler ve önlerine gelene akıllarına ge- leni söyliyebilirler. Adliye bina- sından içeri sokulmamaları çok yerinde bir tedbirdir. Fakat bun- ları akıllılardan ayırmak için hangi alâmetlere itibar olunacağını her- kes bilmeli değilmidir? Zira korl- dorlarda gezen akıl müfettişlerinin gözüne ilişecek bir yanlış hareket, en makul adamlara yalnız dava- larını değil, resmen akıllarını da kaybettirebilirler. Belki en akıllıca hareket, bu müfetüşlerin yanına Mazhar Osmanın asistanlarından kir kişi katmak olacaktır. Böyle nazik İşlerde bir yanlışlığa mey- dak verilmemeli. Meselâ, tenri göstermesin, şiir kıralımız Filor>- nalı Nazım, adliye koridorlarında kendi manzumelerinden birini m- rıldanarak dolaşırken böyle yam lış bir teşhise kurban gidebilir. Edebiyatımızı böyle bir zarardan korumasım adaletimizden dileriz. Edirneliler Toplandılar Karagünün Yıldönümünü Andılar Edirne, 27 — Edirnenin işğal edildiği kara günlün yıl dönümü münasebelile Halkevinde bir top- lantı yapılmış, Edirne müdafaa- sında şehit olanların ruhlarını tak- dis için mevlüt okunmuş, söylev- ler söylenmiş, bundan sonra top* lananlar iki kısma ayrılarak bir :“" mı Sarayiçinde söğüt kabuğu yiye rek ıçljıç.:vı öh:ğşdıiüae. ıl" kısın da — Edirnedeki Ş abidesine konulacak çelenkler götürmüş'er ve Atatürkün he) Eıll önünden geçerek Merice doğru yürümüşlerdir. ) BösenRiRasRcesçEEaar D . eenenüneEaMEELa Naci Sadullah Morgda Bugün çıkan ( Yarım Ay) d_ı Naci | Sadullah, hayret verici sırları ilça et- | kektedir. Bu 36 sayfalı, revkli kapaklı, zevgin münderecatlı mecmua, n ayrıca l üç zevkli bir tablo ilüvesi de vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: