14 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

14 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Recep Peker Parti Prensiplerini İzah Etti (Baştarafı 1 inci yüzde) Bundan sonra çiftçinin Ziraat Bankasına olan borçları işinde de şu iki dileğin yerine getirilmesi kabul edilmişlir: 1 — Çiftçilerin tediye vaziyel- lerinin gözönünde bulunarak - çift- çinin bankaya olan borcunun uzun vadelere bağlanması ve fa- izinin indirilmesi, 2— Şube veya sandık açılma- sını isteyen mahallerde bauka, seyyar ajan tertibatı yapacaktır. Bu ajanlar para isteyen çiftçilere banka usulüne göre para vere- cekler ve bankaya borcunu öde- mek isteyen çiftçilerden tahsilât yapabileceklerdir. Dünkü — toplantıda — Recep Peker, programın genel durü- munu anlatan çok değerli ve uzun bir söylev vererek parti prensipleri hakkında fikirleri ay- dınlattı. Recep Peker büyük bir #ehemmiyet taşıyan bu söylevine Şöyle başladı : «— Partimizin doğuşu ve iler- leyişi, yurdun kurtuluşuna ve ye- ni Türkiye — devletinin kuruluş ve ilerleyişine bitişik, onun içinde ve onunla beraber, yüce ve - bütün yeryüzü için enteresan bir hayat hâdisesidir. Bunun gibi ve bundan dolayı — Parti, — bütün doktrin ve prensiplerinde, baş- tan bugüne kadar — kurduğu ve kovaladığı yolları herhangi bir nazariyecilikten değil, hayat- tan, hayatın kendisinden ve bizi etraflayıp kuşatan, kaplıyan özel ve genel şartların heyetlumumi- yesinden alıp tesbit etmiştir.,, Recep Peker, inkılâpçılığın yeni Programda da âni yol olarak alındığını, programın her bakım- dan herhangi sağ veya sol telâk- lere imkân — bırakmıyacağını, partiden olmıyanların bu prog- ram ile partiyi daha — iyi anlıyacaklarını söylemiş, partinin Cümhuriyetçilik ve Halkçılık ve Milliyetçilik prensiplerini etrafile #nlatmış, Türkiyede sınıf, cins ve imtiyaz olmadığını bildirmiş ve Partinin devletçilik prensipini de Şöyle izah etmiştir: * — Arkadaşlar, biz devletçi- Yiz. Filiğ olarak hükümetçe de, Partice de devletçiyiz. Buna karşı Olanlar - liberallik de serbest ol- Sun * diyorlar, Arkadaşlar, bunun ne demek 'lduiııııu. davanın — ehemmiyet ve değerini hepiniz an'arsınız. beral sistem demek, bütün bu Usulün varlığında gözlerimizi ka- Maştıran, en -büyük muvaflakiıyet larını kapamak demektir. Biz devletçi olmasaydık para- Tizin bügünkü kıymeti — temin tdilebilir mi idi? Dış ticaret ve kaçme denkliğimizi iç sanayiln Oruma Aaltında doğması ve ya- #aması mümkün olur mu idi? 1 Biz devletçi olmasaydık mem- 'eket evlâtlarının akıtılmış olan Ce kanları pahasına elde edi- t Türk vatanında memleket '::l' yerine ecnebi malının ser- â Siçe —gatışına yort — kapıları pçlk kalır, ecnebi malları Türk "_“llırıııı istilâ ederdi. Bir dev- V'î"' tam manasile müstakil sa- ::I'“'" için sınırlarının düşman Ahl::dan ve ordusundan mah- sması kâfi değildir. Aynı l':unndn milli pıııgrlın ecı’ı'ı- * man faktürün İstilâsımdan da ahfuz kılmak İâzımdır. | ügün rahat Grtoj t€ne |İ|lııışlur u derken iç pazar M Ürününün istilâsı altında a *o maya mahküm bulum'dukça yaşıyoruz, yurt | Siümiz için en Cerin yoksulluk | Resimli Makale Ot yiyen hayvanlarla, et yiyen hayvanlar müthiş bir tabiat Tarkı vardır. Aslanla at arasındaki farkı SON POSTA aranında ' fazla yer verenler tabiaten yumuşak ve geniştirler. kadınların sebze ve meyvaya ebemmiyet için d K Sebze Yiyenler Wi Hele vermeleri hem bir düşününüz. Biri yırtıcı, atik ve hıralı, öteki yumuşak, | sıhhatları, hem güzellikleri ü a iyidir. Et yiyen hay- lcabında muti — ve sessiz, Tasanlar da — böyledir. Çok et | vanlara benzemek istiyoraunız eti, öt yiyen ayvanlara yiyenler sinirli, hırçın, sert olurlar, Yemeklerinde sebzeye | benzemek istiyorsanız otu tercih ediniz. SON TELGRAF HABERLERİ Xugan_istagı Bizimle Beraber ve felâketlerin varlığımızı saraca- l ğına şüphe etmemelidir. Şu halde, devletçilik te bir parti vasfı olarak kalmamalı, dev- İetin vasıfları arasında yerini ak malıdırlar. Bunu — bır söz değil, içinde bulunduğumuz devrin bir hayat meselesi olarak kaydetme- meliyiz.,, Genel Kâtip bundan sonra Iâlkliğin prensipini de anlatarak liberal devlet tipinin izahına geç- miş, liberalizmin devlet otoritesinl çürüterek yurtları anarşi içine yuvarla ökonomi sahasında da liberalizmin birçok facialara yol açtığını, ulusun sermaye elinde esir olduğunu #söyleyerek şöyle devam etmiştir: * — Arkadaşlar, üzerinde da- ha çok durmaya değer bulmadı- ğım bu mevzuu bitirmek — için li- beral devlet tipinin de bütün bu sebeplerle artık can çekişmekte olduğunu söylemeliyim.,, Recep Peker demokrasi mese- lesine de geniş bir izah çerçevesi içinde temas ederek — bilhassa şunları söylemiştir : “ — Bundan sonra demokrasi anlayışımızı gösterecek olan ve parti çalışmamızın. mühim bir parçası olan dilekler — bahsına geçmeliyim. Her yıl yürdumuzun dört kö- şesinde binlerce parti kongreleri toplanmır. bütün ihtiyaçlar elenir alınan kararlar vazife başındaki resmi makamlar katında kova- lanır. İsteklerin mümkün — olanları yapılır, veyahut — yapılmamasının sebebi söylenir. Arkadaşlar, bu ulusun arasız bir surette devlet çalışmasına iştirak demektir. Aşılmı bir şekil :ııılnrık değil, ben göğsümü gererek bu partinin genel kâtibi olmak onörü ile söylerim ki, dünyanın hiçbir ye- rinde hiçbir siyasal parti böyle bir çalışma yapmamıştır. (Alkış- lar) ve yapamaz. Bizim bu cesaretimiz biribiri- mize İnandığımızdandır, olgunlu- İSTER İNAN Bir gazetede okuduk * *“Geçen gün matbarmıza birisi adresini de söyliyeyim: Lâleli apartımanlarının Üçüncü dairesinde, 3 numarada oturan Halim.. “ Bu zat, Aksarayda, bir fırından bir kiloluk tepsi ekmeği alıyor. Akşım çoluğu çocuğu — ile biçakla ortasından — kesiyi oturuyorlar, Ekmeği iSTER ğgumuzdandır. Tuttuğumuz yolun İyiliğini bildiğimizdendir. Bundan daha, demokratik manzaralar bu- lup göstermek kolay değildir. Dahası var: Hangi devlet, bilhassa bizim gibi çok yeni inkılâp yapmış olan bir devlet herhangi bir genel sevinç gününde yurdun her kasaba ve şehrinde, yüzlerce halk kürsüsü kurup ta: canı İstiyen buraya gelsin düşün- eelerini söylesin demeğe cesaret eder? - Alkışlar « Arkadaşlar, bütün bunlar ha- kikaten derinden demokrasi teza- bürleridir. ,, Arkadaşlar, lsviçrede roferan- dum sistemi vardır. Millet topla- mır ve kanuna reyini verir. Elbette demokrasinin en ileri tatbiki budur. — Meselâk — Fransa bunu neye yapmıyor? Elbette İsviç- renin şartlarına uyan bu usü- lün Fransada tatbik imkânı bulunmıyor. Biz de kendi şartları- mıza göre bugün ondan bir fazla derece ile seçimi yapmak vark- yetinde bulunuyoruz. Demokrasi bir nas, bir ayet değildir. Bir ruh, bir esprir ve bir manadır. Yapılan işer akıl denilen bir süzgeçten geçirildikten sonra muhit denilen bir icaba uydurulduktan sonra tatbik edi- lirse fayda verir, kök tutar. Zığana dağının üzerine porta- kal ağacı — dikilmez. Biz filân millet veyahut filân yerde böyle yapmışlar, biz de aynını tatbik edelim — diyenlerden — değiliz. Biz. memleketimize uygun olan ulus işine elvereni tatbik ede- riz, ve ulus işlerinde taklit ve dış görüşle beğendirme yerine haya- ta uygun yolları doğru buluruz, (Alkışlar) Ve parti genel kâtibi bu, çok zengin söylevini alkışlar arasında şöyle bitirdi: “ — Arkadaşlar, ortada gözle örülmiyen ulusal bir kuvvet var- ır. Bu gözle görülmez, elle tu- tulmaz, eni boyu ölçük mez bir şeydir. Fakat — insan- Boğazlar İşinde Haklı Olduğumuzu Kabul Etti Bükreş, 14 (Hususi) — Balkan anlaşması konseyl dün işini bitirdi, sonra Başmurahhaslar Kıral tara- fından kabul edildi. Konsey gö- rlşi me dair neşredilen resmi tıbliî(e deniliyor ki: «Konsey, Avrupada genel du- rumun derin bir tarzda tetkiki ile işe başlamış, Balkanlar du- rumunun gerek barışın idamesi gerek Avrupanın bir kısmında komşuluk — münasebetleri — bakı- mından düşüncelere meydan ve- recek mahiyette olmadığını gör- müş ve bunu sevinçle saptamış- tır. Daimi konsey bilâkiş Bal- kan antantının - Balkanlardaki icraatında bir takviye ve geniş- leme husüle geleceği anının ya- kin olduğu kanaatini elde etmiştir. Daimt konsey bundan sonra, gerek Balkan antantı devletlerini bir arada, gerek bunları ayrı ayrı ilgiliyen bütün meseleleri özel ile incelemiştir. Yunanistan Ve Boğazlar Atina, 14 (Hususi) — Gazete- lerin Bükreşten aldıkları haber- lere göre, Balkan konseyi Bulga- ristan ile Macaristanın silâhlan- mak isteklerine muvafakat etme- *meye karar vermiştir. Diğer taraftan Yunanistan, Bulgaristanın silâhlanması takdi- rinde Türkiyenin Boğazları tah- kim işi hakkını kabul ve buna müzaharet ed i bildi. lıiğın — medeni! yaşayışında promötör olan, tutan, koruyan alıp götüren maddi ve manevl her İşte devletlere destek - olan en büyük tılsım bu kuvvettedir. Bu ulusal birlik kuvvetidir. Biz bu kuvveti hergün biraz daha besliyeceğiz. (Varol sesleri-alkışlar) İSTER INANMA! Bir de ne görsünler: İçinde kocaman bir bit.. geldi, Adını ve köşeye kaçıyor. bitli “ Tabit sofra eltüst oluyor. Herkes, Ööğürerek birer “ Adamcağız da ağız tadı İle bir yemek yiyemeden, ekmeği koltuğunun altına sıkıştırip - Aksaray karakoluna koşuyor. Orada bir zabıt tutuyorlar ve firıncıyi - adını yazmıyoruz - mahkemeye veriyorlar., İNAN İSTER İNANMA! Sözün Kısası Muharrirler Ve İçki Server Bedi Bir gazete muharrirlerin ayyaş tanındıklarını yazmış. Haklı, Bir başka gazete de bu şöl- retin yanlış olduğunu iddia edi- yor. O da haklı. Muharrirler ayyaş tanındıkları gibi, tanındık- ları kadar da ayyaş değildirler. Muharrirler niçin ayyaş tanın- mışlardır ? Eence bunun üç sebebi var: Birincisi, bizde matbuat hayatı esaslı suretto başlarken, onlar da | bir ellerine kalem, öteki ellerine kadeh amışlar ve tıpkı mensup oldukları devrin edebiyatı gibi Khamlarını. meyde aramışlardır. Ahmet Müat ve Ahmet Cevdet devrinin muharrirleri buna misal olurlar. Ikincisi, muharrirler herşeyl mübalagğa ettikleri gibi kendi “Vis,, lerini, kusurlarını da yağı- larında büyütmekten, ayık zaman- larında bile mest görünmekten zevk almışlardır. Üçüncüsü, gazetecilik, çalış- ma saatleri itibarile dağınık ve intizamsız bir meslektir. Bundan dolayı gazetecinin evindeki sofra- sile sarhoş solfrası ve gazetecinin derbeder - kılığile sarhoş - kılığı arasında bir benzerlik peyda ol- muştur. Bugün Mahmut Sadık - Ahmet Rasim ekolundan muharrir kak- mamış gibidir. Hattâ meslekler arasında içkiye en az düşkünü gezeteciliktir, diyebilirim. Hele gazeteler arasındaki rekabet nzış- tıkça, atlamamak İçin uyanık ve ayık bulunmak zarureti muhar- rirlerin alkole karşı zaaflarını azalttı. Edebiyatımız. ve matbua- tımız çoktan beridir meyhanelere arkasını çevirmiştir ve bunu gör- memek için... Sarhoş — olmak lâzımdır! Bomba Tahkikatı Henüz Bir İp Ucu Ele Geçirilemedi Samsun, 14 (Hususi) — Cu- martesi gecesi usaat onda İlise ri- yaziye muallimi Vedadın -evine esrarengiz bir el bomba koymuş- tur. O gece muallim Vedat, refi- kasile otururken pencerenin d- şında bir çıtırtı işitmiş, sonra da sokakta telAşlı koşuşmalar olmuş- tur. Vedat bir dakika sonra ya- nik kokusu hissetmiş ve derhal dışarı fırlamak - istemiştir. Fakat tam bu sırada şiddetli bir infilâk olmuş, camlar kırılmış ve refikası hafifçe yaralanmıştır. Vedada bir şey olmamıştır. Hâdise Üzerine polis derhal harekete gıçmlt ve gece yarısından sonra saat ikiye kadar tahkikat ile uğraşmış, bü- tün talebeler sorgudan geçirilmiş, fakat höpsi #erbest bırakılmıştır. Polis tahkikata devam ediyor. Henüiz bir ip ucu elde edileme- miştir. İhtiyat Zabitliği Kanunda Fazı Değişmeler Yapılıyor Ankara, 12 — İhtiyat zabit- leri, memurları: kanununda Milli Müdafaa — Enclülmeninin — yaptığı tadile göre her sene yapılan son yoklama neticesinde asker edilenlerden tam devreli lise, yük- sek derecede meslek mekteplein- den mezun bulunanlar ihtiyat za- biti yetiştirimek Üzere tahsilleri- nin nevine — kablılyetine göre Müdafaa Bakanlığınca muhtelif sınıflara — ayrılırlar. - Bunlardan “ Tüccar, kaptan ve çarkçı,,mek: tebinden çıkanlar bahriye emri- | ne verilir. | Kadın Asker Oluyor (Baştarafı 1 inci yüzde) * Biz, erkeklerimizi bile harp fe'âkelinden uzak bulundurmak isteyen insanlarız. Fakat harp et- mek zorunda bırakılırsak — yurt ki sında kadınlarımız, erkekle: | rimizle beraber bulunacaktır. ,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: