14 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

14 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— “O vakit Schott'le sen gö- rüşürsün. Uyuyordum der, kestirir starsın. ,, İ Tereddütle: — “Olur... Fakat Lavrence'e telefon etsek daba iyi olmaz mı?,, ; — “ Nazirın sebebi ziyaretini © öğrenelim de ondan sonra... Belki © de ehemmiyetsiz bir İştir.,, X — “Ben de öyle zarmediyo- rum amma...,, Telefon yine çalmıya başladı. Perdita; — “ Cevap vereyim mi? Yoksa çalsınlar dursunlar mı?,, — “ Söyle Aliahaşkına bizi biraz rahat biraksınlar.,, “Pardita telefonu açtı — “Lütfen... Derken birdenbire sesini de- diştirdi: — “A... Lavrence siz misiniz? Birdenbire sesinizi tanıyamadım dön O Hem aşağıya polis nasır Ng bizi görmek istiyormuş... : Evet ta kendisi... Bizden birşey- © ler sofarsa ne söyleyelim? » ; Cevap biraz gecikti. i — “Burada daha nekadar ka- lacağınızı bilmediğinizi söylersiniz!» — “Iyi amma bakalım onu mu soracak ?» — “Onu alâkadar edebilecek başka ne olabilirki!» - Perdita derhal bu kaçamaklı, fakat kasten kaçamaklı sözlerin : manasını derhal anladı. Lavrence başkalarının dinlemesinden çeki- niyor, açık konuşmuyordu. «Teşekkür ederim Lavrence. © — Zaten lisan bilmediğimden onunla © uzun boylu Okonuşmamar imkân i yok,, dedi. Bir müddet daha öteden be- riden konuştuktan sonra Perdita telefonu kapadı ve oarkadaşına dönereki” — “Lavrence bizi sefaretha- neye davet ediyor. Bazı dostlarim prezante edecekmiş... o Hem de aşağıdaki bekleyen adam İçinde bekadar sz söylersek okadar ça- bük defolup gideceğini söylüyor. İstersen şimdi aşağıya inip onu başımızdan savayım. » — “Olur, — “Şayet beni tevkif edip götürürse Lavrence'a haber ve- ritsin, olmaz #m?,, * , Perdita hiç telâş etmiyordu. Dostlarına büyük bir itimadı var- a itimat ve emniyetin ver- Sn büyük bir huzur kalble kosl, a nazırile Sk Üzere aşağı indi. Otel müdürü genç kızla ziya- © mama lrmemgeeme sö ve e Üzek çekildi e — “Misis Langlon : heniz kalkmadı, Sizi bekletmemek için..,, Kapı kapandı ve otel müdürü Perditanın cümlesinin sonunu işl temedi, Düşündü; henüz kalkma mış olan Misisi Langton daha ev- vel yatak odasında İngiliz sefa- ret memurlarından birile Nazi teşkilatının reisini kabul etmişti, Ha'buki polis nazırının yukarya çıkmasına müsaade (etmemişti. Daha evvel gelen bu ziyaretçi- lerden polis nazırma hiç bir şey & aöylememişti. Hattâ kendisine © sorsalar ne Herr Müllerin nede Lawrence Nortonun kim oldukle- rım bildiğini inkâr ederdi. ç (Arkası var) ii, debiyi Bu Işe Şaşıp Kaldık i Baştaralı 1 inel yödez ) Kıymet kazanmıştır. Şunu satayım diye geçen gün arsamı görmiye gitim. Bir de me göreyim. Bizim arsa satılmış, kenarına tahtalar çekilmiş, Konukomşuya sordum. Sahibi ölmüş te varisleri sattılar, dediler, Beni tanıyanlar da yüzü- . şafak attı. Yaşadığımdan âdeta şüpheleniyordem. Nüfus dairesine koştum. Kütüğü açtırdım. Künye- mi sordum: — Bu zat 1927 senesinde vâ- rissiz ve zevcesiz olarak ölmüş- tür, dediler. Bu söze inanmadım. Ölüm #lmübaberini istedim. Şeh- remini Mollaşeref mahallesi ikin- ci muhtarı Ali Nuri, azadan Hü- seyin ve Mehmedin mühürlerile verilmiş O ilmühaberde öldüğüm yazılıyordu. o Mehmet oğlu Şera- fettinle Ahmet oğlu Salâhattin de im ölümüme şahadet ediyor» rdı. Bay Hihmet cebinden bir to- mar kâğıt çıkardı. Bunları birer birer gösterdi: — Şu nüfus kâğdım, şu yok- lama İlmübaberim. Şenlarda sa “satılan dükkân ve arsamın tapu senetleri. Şu Üç bep parçada | Afyonda 928 senesinde aldığım arazinin senetleri, Zahir ben öl dükten sonra da Afyonda toprak almışım. Dedikten sonra garib okuyunca donup kalacak. Bari mektubu size vereyim de kendi- sine bir sürpriz olsun. Bizim enişte sahte mahalle #lmühaberile beni öldürünce 13 - 11-933 tarihinde kadastro mah- kemesine ve (376) numa- ralı bir ilâmla bal gibi beni ve teyzemi varissiz öldürdükten sonra emlâkimi satmış, paraları çekmiş- tir. Şimdi tekrar dirilmek ve em lâkimi istirdat için uğraşıyorum. » Bay Hikmet ayni zamanda suçluların kaçmak üzere olduk- larını da müddeiumumiliğe haber verdiği için müddeivmumilik dün geç vakit Beşiktaşta Köylçinde Şairnedim sokağı (16) numarada oturan Bay Kemalle Bayan Zahi- reyi yakalatmıştır. Tahkikata de- vam edilmektedir. EMEL GAMA 7 EN Musiki Müsabakası KONSERİ ; Cumhuriyet gazetesi müsabakasında * seçilen eserler Çarşamba günü saat i 7 de SARAY Sinemasında çalınacak * sonunda misafir Rus ! Artistleri de ilâve olarak bazı güzel parçalar çalacaklardır Davetiyeliler haricinde halkın da istifade edebilmesi için ayrıca biletler hazırlan- mıştır. sinema gişesinden alınabilir. ER AA va KE A a Ş Yeni Bâtıl ( Baştaralı 1 inci yüzde ) İnsan böylece siren bu konuş” mayı duyunca, doktorların; ves- veseli ve fazla Brkek miüşterile rinden neler çektiklerini daha iyi anlıyor. Nadire Sadi, böylece uzun uzun dil döktükten sonra, üzerine toz değil, el kondurmıyan titiz müşterisini musyeneye baş ladı. Ve nihayet: — Tamam, dedi, Teşrinievve- lin on birinde, bir çocuğunuz dün yaya gelecek! Bütün ağrılarınız da bu yüzdendir. Başka birşeyciğiniz Dari Müşteri, ağlamaklı ve sevinçli bir sesle ki — Erkek mi, kız mı? Nadire Sadi güldü: — Okadarmı Obirim (kitap yazmaz. Az sonra, müşterisini ema ren operatörün yanına girebi Zeki a gazeteci o ğumu ği için, ziyaretim; maksadı tahmin etmişti: — Yine mi mülâkat? Gülerek: — Evet... Dedim, ve vakit kaybetmemek (için, (o anketimin mevzuunu uzun uzun ânlatmıya sordum: bir kibritle üç sigara — İcap eder, ve imkân olur #2, üç değil, yüz sigara da yaka- rıml Niye sordunuz bunu? — 13 rakkamını sever misiniz? — Ne diye seveyim 13 rak- kamını canım? 13 rakkamının di- ğer rakkamlardan farkı nededir ki? — Kahve falma (İnanmaz musimz? — Kahve fal da nedir? — Hani, kahve fincanlarının diblerinde kalan telvelere bakar- lar da insanın istikbalini söylerler? Bu izah Nadire Sadiyi uzun uzun güldürdü ve nihayet — İstikbali kahve telvelerinde arıyanlar, beyinleri kahve telve- leri gibi kafa taslarının dibine çökmüş kimselerdir! dedi. Sordum: yi dila — Sah gününün ... am arasında ei ... Kara kedinin .... Köpek ulumasıma ... Papas ve kambur görmenin uğur suzluğuna da inanmaz mısınız? — Bunları bir kenara bırakın, "ben uğur diye, uğursuzluk diye bir şey tamımıyoram evvelâ! Bu kabil şeylere inavanlar, hayatı kumara benzetenlerdir. Bence en büyük uğur; böyle saçma şeyleri hesaplayarak davranmakta değil, her adımı hesaplı atmaktadır. —i halde bu kabil itikat lardan bilâ istisna hiçbirisine inan- mıyor musunuz? — Ben, bu gibi itikatlara de- ğil, bu gibi itikatlar beslemenin olduğuna inanıyorum ! Zaten, bu itikatları itiyat eden- ler için 'de, etmiyenler için de istisna olamaz. İsnan, böyle şey- lerin ya hiçbirisine inanmaz, ye but hepsine birden inanır. Ve bu kabil bâtıl itikatlar okadar boldur ki, insan hesaplıyarak hareket ederse, pu- sulayı şaşırır. “Salıdır,, diye ameliyatın bı- rakır, sıhhatinden olur. “Ayın son çarşambasıdır!,, diye işini bırakır, ekmeğinden olur, “İki bayram arasıdr |,, diye nikâhı savsaklar, sevgilisinden olur. Ve nihayet günün birinde, ka- | rakedilerin, papasların, baykuş“ ların, şunların, bunların şenmet- lerinden korunayım diye kafa ye- ra yora da aklından olur. Ve Hulâsa bence, bâtıl itikat- lara inanmak, en bâtıl itiyattığ, Güldüm: 5 — Fakat, sizin telkininize iş- Urak etmeyenler arasında; mese- lâ, operatör M. Kemal, doktor Anketimiz İtikatlara İnanır Mısınız? 500 Lira Veriyoruz 50 gün devam etmek Üzere Nisanın 22 sinde başlıyan müsabakamız de- yem etmektedir. Tefsilâtını şimdiye kadar defaatla neşrettik. Müsabaka- nın hiteamile beraber neticelerin ta- ayyün edebilmesi için bu tefsilât tekrar edilecektir. Şimdilik gu ka- dar sByliyelim ki aşağıki kuponu kesiniz ve şu yukardaki resmin al- tındaki dört yızıdan hangisini bu resme uygun buluyorsanız onu ku- pona İşaret ediniz. İstediğimiz saman bize, bu (30) kuponu gönderirsiniz. NE KONUŞUYORLAR? 4 — No kadar girlenmişsin ! Bir türlü ki rin çıkmıyor | Müsabaka Kuponu Resim Numarası: 23 Yası Numarası & 4 coruptan seçtiğinizin Na. se isim ve adresinizi doldurup suklayının. 3010 sim çıktıktan sonra bu küponlam Son Pakize, doktor Rabia, romancı Suat Derviş gibi birçok münevver kimseler de var... Nedire Sadi de güldür — Olabilir. Fakat iyi bir ope* ratör, iyi bir doktor, iyi birro* | | mancı, iyi bir avukat, hulâsa iyi bir meslek eri demek, bütün be- şeri zaaflardan kurtulabilmiş kâ- mil ve kusursuz bir insan demek değildir yal “ği Ben ki, birçok kanaatlere hörr etmesini çok iyi bilen bir insa | sım, bu kabil hezeyanlara ine nanları affedemiyorum! Ne yapa" yım? Gönül kırmayayım diye, Ya kıracak — balim ok a... i Hiç... Bilâistisna hiçbir v z rarlayan muhatabıma: il ” — Ya Allah? Diyecektim. Fakat bu sual ile bahsin uza“ yabileceğini düştinerek sormadan ayrılmayı tercih ettim. göm» Yarından itibaren SÜMER Sinomasında 2 muhteşem film ile Tenzilâtlı fiyatlar : 20 - 25 - 30 kuruş. HARB CHARLES BOYER > ANNABELLA ŞI | tarafından. Ayrıca EN ÇILGIN GECESİ Sevimli Macar yıldızı IRENE DE ZILAHY tarafından

Bu sayıdan diğer sayfalar: