7 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

7 Ağustos 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MAHKEMELERDE I Esrarlı Sigara İçirmişler Suçlu posta —memurlarından Hayrl. Suçu ihmal: Idareya ait 420 Hiralık bir paketin kaybolma- sına sabep olmuş. Anlatılışa göre hâdise şöyle: Hayri Yalovadan vapura bini- yor. Elindeki küçük valizde pos- ta idaresine ait para ve kıymetli evrak var. Bunlar Istanbul posta- mnesine teslim edilecek. Vakıt ak- şamı bulmak üzere. Hayri güver- tede şişesini çıkararak yavaş ya- vaş İçmeğe başlıyor. Bu arada yanında bir,iki kişi peydahlanıyor ve masa genişletilerek sohbet ko- yulaştırılıyor.. Vapur köprüye yanaşıyor. Hay-« Fi valizini eline alarak lskeleye çıkiyor. — Yolculuk — ettiği diğer kimseler de birer tarafa yollanı- yorlar. Hayri posta Idaresine geliyor: evrak ve paraları teslim edecek. Devrü teslim muamelesi başlıyor. Fakat eyvabhhi.. 420 Hiralık bir para demeti yok! Valizin içi dı- Şşına çevriliyor, cepler, şuralar, buralar aranıyor: Yok, yokl. Derhal bir zabıt varakası, Hay- ri de evrakile birlikte doktora. Doktor şu raporu veriyor: Ken- dini bilemiyecek derecede sar- hoştur. Aradan bir gün geçiyor. Hayri iyice ayılıyor. Dostlar, ak- rabalar hâdiseyi duyuyorlar. Hayri namuslu çocuk, Bu İş nasıl olmuş. Fevkalâde müteessir! Ne yapaca- ğini şaşırmış. -Derhal aile ve ta- nıdıklar arasında bir yardım. Üç gün içinde çaldırılan para tama- men yatırılıyor... Fakat, iş bir kere mahkemeye geçmiş. Zararı zail olmuş olsa bile ortada bir suç mevcut. Hayri sorguya — çekiliyor. Duruşmalar aylarca devam ediyor. Hayrinin bu hüdiseye karşı müdafaası şu yolda: — Vapura binmiş, Istanbula geliyordum. Valizim yanımda idi. Iki kişi bana pek yakıa oturdu- lar. Ve tabakalarını açarak sigara ikram ettiler. Ben bir, iki kere reddettim. Fakat israr edince almak — mecburiyetinde kaldım. Sigaradan daha ikl nefes çekme- miştim ki başım dönmeğe, âsâbım ayuşmağa başladı. Meğer esrarlı bir slgara imişl.. No bileyim? Be- nim bu sersemliğim — arasında walizin içinden masılsa paraları urmışlar. Y —..V.ılıı açık mıydı? — Hayır efendim! Kilitliydi. Ve kendisi şöyle anlatıyor : — Posta idaresinin on Üüç senelik — memuruyum. — Bugüna kadar hiç bir kusurum görül- medi ve hâdiseden #sonra da tanıdığım, — tanımadığım — kim- selere el açarak Ödünç para toplayıp (420) Hirayı yatırdım. Fakat o günden beri açıktayım, Mahvoldum. Çoluk çocuk sahibi- yim. Hayatta postacılıktan başka bir iş yapmıya alışmadım. Zaten © parayı çalan kimseler de sabı- kalı imişler. Bu hâdise benim Ahmalimden değil, bana yapılan kastten doğmuştur. Beraet ede- mezsem Ölmek daha İyidir. Bittim vele Bey, bittim... Mahkeme son duruşmada hâ- disenin — sarhoşluk — yüzünden vukubulduğunu, suçlunun iddiası- nn reddini ileri sürerek Hayrinin ihmalden dolayı ( 30 ) lira ağır para cezasına çarpılmasına karar verdi. Fakat suçlunun mazisinin temizliği güzönünde tutularak bu ceza tecil edildi. Seyit Battalın Türbesi De Buradadır Seyitgazi (Özel) — Eskişehir- den otomobille iki saat kadar sören ve başlı başına bir tarih ve eski medeniyet diyarı olan Seyit- gazi, Türkmen dağı ile, Avdovu tepeleri arasında beyaz ve küçük evlerile güzel bir kasabadır. Kasabanın — şimal kısmında güzel bir ilkmektep binası, onun biraz ilerisinde jandarma kara- kolu, Cenup tarafta bir parti bi- nası İle Tekyebayırının eteğinde, kasabaya hâkim bir halde duran Hükümet binası, kasabayı daha ziyade güzelleştirmektedir. Bun» dan başka, Tekkebayrında, eski devrin o moşhur. Alevi tekkesi bulunmaktadır. Kasabanın üç maballesi, 442 evi ve köylerile birlikte ( 20812 ) nüfusu vardır. Kasabanın garp — tarafında Türkmen dağının biraz ilerisinden Seydi suyu geçmektedir ki burar | nın biricik hayat damarıdır. Seyitgazide Eski İzerler Avdon — tepelerinde, — Battel Gazinin Roma ordularile dövüş- | tüğü söylenir. Kasabanın civarındaki Büyük- yayla, Kümbet, Yapıldak, Yazılı- kaya ve çukurca ve eski Midon harabeleri üzerinde kurulan Arap- viran köyleri ile çevrilmiş olan büyük geniş mıntakada, hâlâ, eski Firikya medeniyetinin âsarı doludur. Sonra, Kasabanın bu- Tunduğu yerde. Romalıların 180000 haneli meşhur Nakolya şehrinin bulunduğu rivayet bdilmektedir. Bunun şimalinde Kalelmesih de- nilen mevkide, eski bir Roma sarayının — harabeleri görülmek- tedir. Buudan başka Seyitgazi ve civarı, birçok tarihi mezarlarla doludur. Eski ve meşhur bektaş! babalarından Uryan ve Şücaaddin babalar isimlerini taşıyan köylerde gömülüdür. Kılıç — Aslanın ünlü veziri Nizamülmülkün — kabrı da buradadır. Yine — kasabanın içinde ve Tekkebayırı denilen — mevkide Cafer Battalgazi ile Sultan Alâ- eddinin annesi Kadın ana ile Mihal oğullarının türbeleri vardır. Kw FFi ! Seyitgazi Bir Eski Izerler Hazinesidir Seyitgazida Seyil Battal türbesi Antepte Seyyar TrahomHastanesi Yapıldı Antepte Trahom hastanesi Gaziantep (Özel) — Şehrimiz- de trahom hastalığı pek fazla ve nispeti 94070 kadardır. Bu müna- sebetle trahomla mücadele tep kilâtina Antep merkez — ittihaz edilmiş ve bu salgınin önüne ge- çilmek için fazla çalışmıya başla» nılmıştır. Şarımızda bir. trahom hastanesi bulunduğu gibl sağlık ve söysal yardım — direktörlüğü |..... kurağında da bir dispanser vardır. Burada her yıl yetmiş bin çift göze ilâç konmaktadır. Trahom için her türlü vesalti cami olan bir seyyar — bastane kamyoneti gelmiştir. Bu kamyo- Bornova Ziraat Mektebin- den Mezun Olan Gençler Izmir, ( Özel) — Bu yıl Bornova Ziraat mektebinden 9 genç mezun olmuştur. Bu gençlerin hepsi de Tarım Bakanlığı tarafından hemen memurluklara tayin edilmişler ve vazifelerine başlamışlardır. Ft © E! Merzifonda Bir Kebabçı Rakibi için Bir Suç Uydurdu, Fakat Yakalandı Merzifon (Özel) — Burada bir hâdise olmuş, jandarmalar Hüse- yin adlı bir kebapçının dükkâ- nında arama yapmışlar ve bir kese kâğıtı içinde birkaç fişek kaçak tütün Hle 3 tane de sigara kâğıtı bulmuşlardır. Fakat yap- lan İncelemelerde bu kese kâğıdı- nın dükkâna gelerek alelacele yemek yiyen ve giden Emerdli Hüseyin adlı bir köylü tarafından bırakıldığı anlaşılmış, köylü bu- kuumuş, sorguya çekilince hayret edilecek bir netice alınmıştır. Bu köylü —kese kâğıdını Hüseyinin dükkânına 10 lira mukabilinde bıraktığını ve bunu Hliseyinin şöbhretini — çekemiyen diğer bir kabapçının gönderdiğini söylemiş: tir. Suç — uyduran bu köylü ile rakip kebapçı adliyeye verilmiş- lerdir. Armutlu Çamurdan Ve Susuz- Tuktan Kurtuldu Armutlu (Özel) — Iskele ile kasaba arasında bir kilometrelik yolun kaldırımla döşenmesi bit- miştir. Çeşmenin yapılması de- vam etmektedir. Bu yapılan ikin- el çeşme ile Armutlu susuzluktan yol ile çamurdan kurulmuş - ola- gaklardır. net trahomu nisbeten kesif olan köylerin ortasında çadır kurup çalışacak ve ameliyata muhtaç olanların ameliyelerini yapacak ve civar köyleri dolaşıp hergün mun- tazamen hastaları ilâçlıyacaktır. Bir Şimendifer Kazası Dörtyol — Toprakkaleden ls- kenderuna giden şimendifer yolu üzerinde bir kaza olmuş, Erzin nahiyesinden Mehmet karısı ve kızkardeşi ile köyüne giderken arabasına şimendifer — çarpmış, araba da, içindeki — insanlar da, bayvanlar da parçalanmıştır. Sivasta Kızılay Kongresi Sivas (Özel) — Kınrllay kon- yası yapılmış, merkez hayetine f)r. Nüzhet, Dr. Ibrahim, Dr. Sıdıka, eczacı Nâzım, öğretmen Kâzım, Ziraat bank direktörü Faik, Irfan, encümen başyazganı Fehmi, tüccar Şevket, Halim, Dr. Halim, Dr. Veli Behçet, Dr. Cevat Kadri, Evkaf Başkâtibi Ragıp seçilmişlerdir. Kaşta Ziraat Bankası Kaş, (Özel) — Kazamızda bir Ziraat bankası şubesi açılmıştır. Haik bundan çok sevinmiştir. vVE e , BU Ü İki Abdülkerim Abdülkerimlerden birl yakıfı tarihin çok tanılmış, yıllarca adi dillerde gezmiş bir varlığıdır. Fastaki Rif oruğunun başbuğul ldi. Fas erginliği (istiklâli) içid can veren yiğitlerin son timsall oldu ve o ülkü Fas ülkesinde bir kahramanın ölümile boğuldue Bugün Abdülkerim, uzak - bir yerde tutsak hayatı geçiriyor. Fakat hâtırası, esir olmuş Fasıtt Zincire vurulması mümkün ol mıyan ruhunda yaşıyor, Dost ve düşman her soysal insan, yurdu için kendini feda eden bu gibl yiğitlere saygı gösterir. Nitekim biz de onu anarken heyecam duyuyoruz. Ikinci Abdülkerim, yaptıkları: mın cezası olarak Türk yurdundan ve türklükten ulusal bir hükümle çıkarılmış olan Osman oğullarıne dandır, Abdülhamidin torunudur. Bu adam kendi soyundan olup Istanbulun (1453) de Türklet tarafından —muhasara edilip de alındığı sırada Bizanalılarla birle« şip Türklere karşı ok atan Emir Süleyman oğlu Orhan gibi dave ranmak istiyor ve — Amerikalı zengin bir kadınla evlenerek elde edeceği para ile bir Çinli ordu düzmeği, o ordudun (!) başında Türkistanı, Hindistanı, Bülücüse tanı, İramı, Mozopotamyayı aşıp bizim yurdumuza gelmeği ve Sultan — olmayı — tasarlıyormuş. Karıyı — alamayınca — Nevyorkta şaşırıp kalmış ve yine kendi soyundan olan o Orhan Çelebiyi örnek tutarak kafasına bir kurşun sıkıp ölmüş. Iki Abdülkerim arasındaki fark nme kadar derin. Onlardan birl vatanını hür yaşatmak için ölüyor, öbürü yurdunu hürriyetsiz. bırak- mak kuruntusu uğrunda cehenne« mi boyluyor. Faslı Abdülkerimi anmak içi« mize heyecan vermişti. Abdülha- midin torunu Abdülkerimi anmak-« la da gasyan ihtiyacı duyuyoruz. Fakat böylelerin yüzüne kusmak bile doğru değil. Onları yalnız lânetle anıp geçmeli. Çünkü tarih, ayni şeyi yapıyor. İSTANBUL —— Garetemizde — çıkan yan ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize sittir. ABONE FiATLAR! Abone bedeli peşindir. Adror değişlrmek 26 kurüştur. Geolen evrak geri verilmez. Hânlerden mes'uliyot alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lüzidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: