26 Aralık 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

26 Aralık 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MAHKEMELERDE GönÜkLeMZ Ramazanda Rakı İçen Hacı Hayrullah Baba Her gün yüzlerce insan türlü türlü suç- lardan ötürü hâükim karşısına çıkarıldır. Bu yüzlerce suçlu içinde bazı öyle garip ya - ratılışlara rastlanıyor ki insanın suçluya duyduğu alâka suçu unutturuyor. Köylerde Tetkikler Genç Nesil Artık Hurafelere İnan- maktan Kurtulmuştur Yazırlı Nazillinin cenubunda, Bozdoğan Düm bisleci selfi-caza mshlbemesi önün- İşomanm solusdaki tepelerin eteğinde gek de işte böyle bir adamla karşılaştım. Fa- kat bu, eşine nadir tesadüf edilen bir tip- tir. Çok tuhaf birisil. Garip mi garipl... Gibi cümleler onu tarife kifayet etmez. Belki bir meczup!. Belki fikir renksiyo- nuna uğramış bir fazla akıllı.. Belki bir itiyat kurbanı.. Belki bir ruh hastası!.. Onu önce şeklen tanıtayım: Lime lime bir pantalonla ceket. Üzerin- de başka bir şey yok. Başının karma karı - şık saçları bir mendille alnından bağlan - mış. Kına renginde uzun bir sakalı var. Altmış yaşlarında görünüyor. Fakat iri vü- cudu yaşına ve yaşayışına nisbetle sağ - laml.. Onu bir belediye polisi getirdi. Bu po - lis evrakı mübaşire teslim ederken © da nutuklar söylemeğe, bir takım maceralar anlatmağa başladı. İki dakika içinde - bir vürü meraklı etrafını sardılar. Ben sor - dum: — Kimdir bu? — Buna Hayreddin baba derler; «Ha- sas Beyp gibi meşhur birisidir. — Suçu nedir? — Fazla sarhoş olmuş. Zaten ayık gez- diği de yoktur. Fakat kimseye zararı do- Halkaya ben de karıştım. O, heyecan- la anlatıyordu: — Kirmastiden vapura bindik. Bir fır- tına ki sormal Dalgalar arasında gemi beşik gibi sal- lanıyor. Amma bana göre hava hoş.. Çektim kafayı, yattım aşağı.. Şu yağcı Ahmet Bey yak mu; tam yedi bin liramın üstüne yattı. Aptallık bende. Nah kafa! Notere gidip bir senet yaptırı - verseydiml.. Otuz ikilikler güzel. Hele biraz 'daha sert olsalar.. Ben kırk üçlüklerden bir şey anlamıyorum. Sigarasız da kaldım. Yok mu bh'hhdeı yahu? Sen mi vereceksin?.. Vaz geç ca- nim (Halin gösteriyor, sen benden tınl » “n).. Tramvay şirketi de dişine kestirecek be- ni buldu galiba! Boyunu maraza çıkanı- yoruz. Atlasan ceza, binsen ceza!.. Mevzudan mevzua atlıyarak durmadan anlatıyor. İşin tuhafı hemen her şeyden an- hyor; hattâ her mevzuun hususiyetlerini biliyor, ona göre fikir yürütüyor ve ber mevzuda da başka dil kullanıyor. Ve ge- ne çok tuhaf ki anlattığı şeyleri kelime ve cümle itibarile düzgün söylüyor. Nihayet onun duruşma sırası geldi ve bu duruşma baştan sona kadar merakla sey -|isi, tüccardan Şinasi birer söylev söylliği Yaşar, Mehmet Ali kazanmışlar- lemişlerdir. İlk okul talebeleri ellerin-'dır. Bunlara altın ve gümüş de tasarruf vecizeleri yazılı levhalar |lerle takdirnameler verilecektir. redilecek bir sahne oldu: Mübaşir işaret eder etmez Hayrullah ba- ba muntazam bir yürüyüşle ilerledi. Sa - kona girince çıplak ayaklarını sert bir vu- yuşla hazırol vaziyetine getirerek, sağ elini gıplak başına götürdü ve mskeri şekilde resmi selâm yaptı. Kanapeye geçince ayni hal, ayni ciddiyetla tekrar etti. Hâükim kendisini bir kaç defa karşı « sında görmüş olmalı ki bu tuhaf merasimi hafif gülümsemelerle seyretti. Ve sorgu - lara başladı: — Babanın adı ne? — Rahmetli kolağasnıydı. Rumeli diya- fında onu tanımıyan yoktu.. Ne adamdı ©l. sırmalı nişanlarını takınıp ta arkasında gilter, çilter yavrılarla... — Canım bırak bunlarıl.. Adı ne idi? — Mehmetti efendim. — Ananın adı? — Ah © mübarek kadını hiç hatırlat - ma efendim!. Onun üzerime titriyen.. — Yeter, yeter.. Adını söyle? — Hacı Ülfeti — Nerelisin? — Rabiülevvelin 19 uncu pazar günü saat sekizi kırk beş geçe gözlerimi dünya- ya açmışım. Beşiktaştaki hanci şaadette. — Kaç yaşındasın? — Tetibi evvelim. Kur'a isabet etti. Moskof harbinde tek başıma bir ordunun karşısına çıkıp... 305 liyim. — Evli müsin? havadar ve manzarası güzel bir. köydür. (Yazırlı) dan Nazilli, Atce, Kuyucak — ve bütün ova köyleri görünür, Yazırlı Nazil- linin pamukçu köylerindendir. Evleri tap- tarı ve üzeri kiremit örtülüdür. Yapılışları sahhat şartlarına uygun ve bol pencerelidir, Yazırlının doğusundaki mezarlıklardan birinde hangi devre ait olduğu belli olm- yan dört beş yüz senelik bir (türbe) var- dır. Bu türbenin bususiyeti, binasının bir | mescit şeklinde yapılışı, tepesinin de altı köşeli bir ehram halinde yükselişidir. Mes- cilin altı sathından geniş kemerlerle çevrili boşluklar vardır. On metre irtifamda eski bir eserdir. Köylülerden biri gençliğinde bu türbedeki (yatırı); - türbenin yanında- ki çayırda dimdik, sarı urun harmanili, boynunda tesbih dolalı, başımnda beyaz takke- namaz kılarken gördüğünü (!) id- dia etmiş ve bittabi bu iddiasını ispat ede- lerdir. Saf köylü dayıların kanaatine göre ge- celeri buradan geçmek mümkün değildir. bir hikâyeyi —anlatmaktadırlar. Kiminin önüne su tulumları, taşlar atılmış, kiminin karşısına beyaz entarili şeytanlar dikilmiş, kuş, kedi şeklinde şeytanlar çılıp hayvan: Tarını ürkütmüş ve saire. Daha tuhafı köylülerden biri (Koca çalı) nn adını duymuş, fakat yerini bilme- diği için başka bir çalıda korkar dururmuş! Bir gün koca çalıyı gündüz görünce eyvah ben geceleri yanlış çalıda korkuyormuşum demiş (1) böylece korkunun tevlit ettiği hayallere kendisi de gülmüştür. Zaten genç nesil bu harıkalara — artık inanmamaktadır. Köyün doğusundan (Siv- rice belan denilen yüksek ve yığma bir tümsek — vardır. Burası köyün ea yüksek îp.—ww_-' B AÇ Tzi Yazırlı'daki garip türbe memiştir. Bu gencin anlattığma göre (ya-|len boşluğa elini sokan saf bir delikanlının | Boktasıdır. İçinde bir yapı olduğu söylen- tır) türbeye geldiği zaman türbenin tepe- üç gün sonra çok garip bir tesadüfle ve| mektedir. Yazırlı tarlaları içinde de böyle sindeki zencire asılarak inermiş! kimbilir hangi asabi tesirle ağzı çarpılmış-| bir sum'i tepe vardır. Kanal hafriyatı sıra- İf:'-ıkbillalhiıyiı—hı.!“ı- tır. Köylüler bunu (yatırın) hışmıma bam- | larında bu tepenin altlarında — eski yapılı deki mezarın ortasında (talih deliği) deni-|letmektedir. Köyün diğer mezarlıklarından | eserler görülmüştür. SÜYi 4 Diyarıbekirde müsabakayı kazanan yemişçi Diyanbekir, (Özel) — Burada |la sokakları dolaşıp tezahürat yapmış- yırli mallar haftası başından sonuna |lardır. Beş ilk okulda müsamereler ve Yerli Maılag* Haftası (| Orman Morhur- ları Arasında Tayinler Samsun orman direktörü Rüştü Bursa or- man direktörlüğüne, Sivas orman direktörü tepe orman komiseri Memduh Sivas orman direktörlüğüne, orman mühendislerinden Zeki İçel birinci sınıf orman mühendis « liğine tayin edilmişlerdir. Kızılcahamamda Bir Genç Kaza İle Kendi- öini, Bir KöylüDe Arka: daşını Yaraladı Kımlcahamam (Özel) — — Kazamıza bir delikanlı evinde oturup tabancası ile oynarken ani surette silâh ateş almış ve bacağından tehlikeli surette yaralanmıştır. Gene kazamızın Taşlı Şeyhler -köyünden kı'dar pek iyi iş> balk hometi her rihnişür.Vitı-invekumvemmeyvaY.l—voHıı—ü'ılıHHı- gühn tezahürat yapmıştır. Birinci gü- nü halk belediye önünde toplanmış, İş Bankası Direktörü ile Belediye Re- — Vakit bulamadım ki, yeni den efrat toplandığını söyledi. — Senin adın ne? — Hacı Hayrullah. — Demek sen de hacısın? — Evet. Anamla birlikte hacı oldum. Develere binip açıldık — çöllere. — Vardık Mekkeye.. Ah o günler!.. — E. Bak sen hem hacısın. Hem de bu mübarek ayda rakı içmişsin. — İçtim beyciğim amma, kimseye za - yarım olmadı ki.. — Olzmasa seni buraya — getirmezler. Hem çok içmek yasaktır. Nasıl oldu da bu sefer idare edemedin? — İki yirmi ikilik, bir on altılık içüim de onun çin efendim. — Her zaman ne kadar içerdin? — İki yirmi ikilik içerdim. — Niçin içiyorsun? — Zayıfım efendim, sıtmam da var. Vücudumu wıtmak için.. — Peki parayı nereden sen? Sanatin nedir? — Ocol.. Bende hünet mi ararsın efen- dim? Balıkçılık, havyareılık... —Son söz senin. Ne diyeceksin? — Aman efendim, bana bayramı ya- buluyorsun Askerliktensak etmeyin de ne yaparsanız yapın, ceza 4 döndüm. Şube reisini gördüm, yeni -| verirseniz bile bayramdan sonra olsun. müsabakaları yapılmıştır. Vitrin mü |rasında çıkan bir kavga neticesinde hid- sabakasında birinciliği Adil, ikinciliği| dete gelen Muharrem de taşıdığı — bıçağı Muharrem, üçüncülüğü Şerif, kuru ve | çekerek Yakubu sol kasığından tehlikeli yaş yemiş müsabakasında da birinci surette yaralamıştır. Yaralılar Ankara Nü- mune hastanesine kaldırılmışlardır. Haıı_a_da Me Bir Spor Cemiyeti — Sana iki gün hapis veriyorum. Bay- Kuruldu ram sabahi çıkacaksın. Havza (Özel) — Burada Havza spor Ayni askeri merasim ve selâm vaziye -|adı altında bir spor cemiyeti kurulmuştur. Eskidenberi spora büyük bir alâka gös - teren Havzalılar bu kurum ile yakından il- vilâyet ve kaza gençlik teşekkülleri ile de temazlar yapabileceklerdir. Tokat Sulh Hakimliği Ve Defterdarlığı Tokat (Özel) — Tokat sulh hâkimli - |ine Erbaadan K. Yamanoğlu tayin edil - miş, gelmiş vazifesine — başlamıştır. To - kat defterdarı İhsan Sivas defterdarlığına tayin edilmiş, yerine divanı muhasebat mürakiplerinden Zihni tayin edilmiştir. Tokat orta okul direktörlüğüne de Gi- resun orta okulundan Selçuk atanmıştır. İnegölün Bir Kısmı Karanlık İnegöl (Özel) — Geçenki fırtına Ke - malpaşa mahallesinin bazı kisımlarındaki elektrik hatlarımı bozmuştu. Bunlar hâlâ yapılmadığı için bu mahalleler ahalisi ka- ranlıkta kalmışlardır. tinde sevinçli bir haykırış: — Yaşasın adalet! Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nöbetçi eczaneler şunlardır: Eminönü: (Mehmet Kâzım). Küçük - pazar: (Yorgi). Alemdar: — (Eşref). Beyazıtı (Cemil). Şehzadebaşı: (Ah- met Hamdi). Fener: (Hüsameddin). Karagümrük: (M. Fuat). Şehremini: (Ahmet Hamdi). Aksaray: (Sünm). Samatya: (Rıdvan). Bakırköy: (Hi - 1â0). Galata: (Asri İttihat). Hasköy: (Yeni Türkiye). Kasımpaşa: — (Yeni Turan). Beşiktaş: (Recep). Beyoğlu: (Garib, Limonciyan). Şişli: (Dimitri). Sarıyer: (Nuri). Üsküdar: (İmrahor). Kadıköy: (Sotraki, Üçler). Büyüka- da: (Şinasi), Heybeli: (Yusuf). 6 © BİŞLERN SD0 AM TAENLAN LECMALAARDA Bu Kızla Nişandan Başka Bağım Yok! «Varsın ruhiyatçılar, gönül mütehasım birinii , |Jarı kadın, erkek meselelerinde türlü fikir. n n GĞ Y aytaNĞAİ (ler yürüte dursunlar.. koca çalıya (Şeytanli çak) ismini vermiş- |,ALkak ki onların öğütleri Dizim içtinial * Bence şurası mu - hayatımıza göre değil! «Altı ay evvel nişanlandım bir kızla... Her biri bur: h belari Oturup konuştuğum, kendisile anlaşabil diğim bir kız değil. Eski terbiyeye bağlı bir silenin namuskâr bir kızı. Ağır bazk #hbatli. eve kapalı bir kız. Bütün bildiğin bundan ibaret. Bir arada oturamdık — bilç dahal «Onunla bütün alâkam bir gece parma Zıma geçirilen yüzüğüdür. Bazan güşünü- yorum.. Bu kız nasıl benim gönlümü çekes cek? Ve ben ne zaman onu anliyabilece - ğim? Bir zaman gelip te evleneceğim bu kızın kalbimde bir izi yok. Şimdi siz söyleyin bakalım? Okuyucu « larınıza yıllarca tavsiye ettiğiniz çarelerle telifi mümkün mü bunun? Sevgi ve saadef merede? Anadolu 1-Ö - Şikâyette haksızsınız. Zaten nişanlılık devrinde birbirini anlı « yan ve birbirini seven insanlar pek azdır. Siz nişanlınım evlendikten sonra anlıya « caksınız ve emin olun ki bu anlaşma nişanı Exski terbiyeye bağlı namuskâr - bir ai PSERA ĞMİ yARUR a Brüdeni dan züppeleşmiş bir kızdan çok daha iyidir, İçtimai hayatımıza uygun olan izdiva: sizin bu evlenme tarzinizdir, ötekiler değil Kızılcahamam Yolunda İki Otobüs Çamura Saplandı Kızıkahamam (Özel) — Birkaç güne denberi yağmurların devamlı bir şekilde yağması yüzünden Ankara - Kısılcahamanı yolunda bazı otomobil ve otobüs kazala rı olmuştur. Zafranboludan gelen Dedenin 50 nu « maralı kamyonu Kazan köyü civarında ça« mura saplanmış, yokcular ertesi günü bir başka kamyonla ve hayvanlarla Kızılcalin- mama getirilmişlerdir. Gerödeli şoftr Mükküsüiki TüZÜRRLÜ otobüs te Petek köyü civarında çamura saplanmıştır. Tarsus Jandarma Kumandanı Tarsus (Özel) — Kazamız jandarma kumandanlığına yüzbaşı Şükrü tayin olun- |muş, gelmiş, vazifesine başlamıştır. Bir Doktorun Günlük Perşembe Notlarından (*) Ense Ağrısı Tansiyon Fazlalığı Kırk beş yaşlarında bir hasta muayene ediyorum. Şikâyeti ensesindeki şiddet- K ağrılarından, başını iki tarafa ser » bestçe çeviremiyor, baş dönmeleri de arasıra rahatsız ediyor. Kabız çekiyor. Göz kapaklarının üze Tinde bir ağırlık, kollarda kazıncalar - ma ve umumi bir yorgunluk, esneme ve uykuya fazla meyli var. İdrar muayenesinde “Üratlı oksalatlar bol, tansiyon 21. Ensedeki şiddetli ağınlar ve umum! be- döp “gereklli Hansiyon yifkiekliğin: den ileri geliyordu. İstirahate sevket- tim, kolundan kan aldım. Müshil verdim. İyot ve diyoretini ilâçlarına devam etti, Bayilisötee Kaştak aalkak' sile büiler sardı. Bir tişe (Noropatin) şurubundan kullandı, ağrıları geçli ve iyileşti. (*) Bu motları kesip saklayınız, ya-

Bu sayıdan diğer sayfalar: