8 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

8 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"e Sıyfı" Fransada otomobil ile işlenen bir cinayet Yüz bin liraya 5ğo;tıl; bir makinisti esrarengiz bir otomobil çiğnedi. Hâdiseye kaza denip geçilecekti. Fakat bir hizmetçi kızın ihbarı zabıtayı aydınlattı Bundan bir kaç gün evvel Fransada | bir otomobil kazası olmuş, San Jer - men caddesinden hızla geçen bir oto -| mobil genç bir makinisti çiğneyerek öldürmüş ve ortadan kaybolmuş - tur. Haddi zatinde bir kaza gibi görü - nen bu hâdisenin esrar perdesi açılın- | <a korkunç bir cinayetin izleri meydı-ı na çılmlştır. Mesele şudur: Genç, güzel bir erkek olan ve Lati: ye sokağında oturan Giyyom bundan | bir müddet evvel karşı apartımana | taşınan makinist Taniyenin karısı Fernandez ile tanışmış, ve aradan az biz vımman iörinca. onmala. savişmağa böşlemaştır. Tecxübesiz bir: kadın sölan Fernandez, Giyyomu çıldırasıya sev -| yüiştir. Halbuki Göyyonk çağkm ve h- Jâksız bir adamdır. Yuvasımdan s0 - guttuğu kadının derin aşkına geçici bir macera nazariyle bakmaktadır. Bir gün makinist Taniye hayatini yüz bin liraya sigorta ettiğini ve ken- disi ölünce çok sevdiği karısının peri- şan kalmıyacağını Fernandeze söyle - miş, onu ne kadar çok sevdiğini bir defa daha anlatmıştır. Saf kadın bu! hâdiseyi âşıkına söyleyince serseri he- rif derhal bundan istifadeyi düşün - müştür. Giyyom bundan sonra her gün Fernandeze ya kendisini, yahut ta ko-| casını tercih etmesini istemeğe başla- mış, hattâ daha ileri giderek bu i; cinayetle temizleyeceğini söylemiştir. Ne yapacağını şaşıran kadıncağız, ibir hizmetçi kızın |mobille geldiğini, Ş KÖY Katl Ciyyom tomobille kendisini takip etmiş ve bü- yük bir cadde ortasından geçerken hızla genç makiniste çarpmış, zavallı- yı kanlar içinde bırakarak kaybolup gitmiştir. Taniye bittabi derhal ölmüştür. Hâdiseyi Fernandez de derhal duy -| muş, fakat ses çıkarmamıştır. Ancak bütün plânları suya düşürmüştür. Ayni ma- hallede oturan bu kız Giyyomun oto - Taniyenin — evine girdiğini görmüş, kendisini takip et - hakkında teceasüsü miş, iki sevgilinin cinayet |konuştuklarını dinlemiştir. Biraz son- |mukabil Pot'un muasırı olan İra işi efendisine anlatmış, efendisi de karakola haber vermiş, zabıta derhal 3ON POSTA süman t a E sEr Z ee ee —— — Mart 8_ İLMİ BAHİSLER Almanyayı istilâ eden yeni bir cereyan: İrkcılık U iki İngiliz âlimi “insanları halis ırklara ayırmak imkânsızdır. Almanlara göre * *k * arı sarışın, uzun kafalı, uzun boyludur. Fakat Almanyada bile bu sıfatları bir tek insan üzerinde bir araya getirmek imkânsızdır ırkçılığın bu derece alı Yukarıda Ro- soenbor, yanın- da Göbels, or- tada Striher 1853 de Kont Gobineau bir eser ya- zarak yer yüzünde kazanılan büyük, asil her muvaffakıyetin; ilim, san'at, medeniyet namına başarılan her işin, Ari'ler tarafından kazanıldığını, bu 1ır- kı da Almanların temsil ettiklerini söy- lemişti. Gobineau'nun bu sözü dı. Bu sözle bu varlık kan ve et sahibi olmuştu. Geçen asrın ortalarında Pot Ari'lerin Hintten çıkarak Avrupaya |hicret ettiklerini ileri sürmüş, buna Laton ümesi müfrit milliye! söylemesinden önce Ari'lik, bir lisan- | lesmer olarak kabul edilmiş görünü - yordu. Avrupalılar gibi Afrikalılar da LArt sayılabilirlerdi. Bu mevzular üzerinde kütüphane - |ler dolup eserler yazıldı. Fakat Arft- nin kim olduğu, nasıl olduğu anlaşı - lamadı. Hitlerin Almanyada iktidar mevkü- ne geçmesi üzerine Almanyada ırkı temizlemek ve tasfiye et mek, yani ta- mamiyle Ari'leştirmek için bir hare - ket başladı. Bu'hareket doğru muyda? İngilterenin iki büyük âlimi Jubain Huksley ile Haddon bu bahsi kurcala- Ari'lerin Avrupada doğduklarını iddia etmiş, daha sonra Maks Muller konfe- mütemadi telkinlerden sonra nihayet Giyyomu ve Fernandezi tevkif ederek ranslar vererek bir zamanlar Arilerin yarak ortaya şayanı dikkat iddialar Aşıkının talebine razı olmuştur. Giy - yorm tertip ettiği cinayet plânını şu şekilde tatbik etmiştir: Bir gün makinist evden çıkınca ©- Evlilikte Zevk Farkı «Yeni nişanlıyım. Evlenmek hazırlı- İ & ile meşgulüz. Yeni evimizin eşyasını ahyoruz. Fakat karım ve bayat arka- daşım olacak kızın zevki ile benim zev- kim arasında müthiş bir fark var. O Bun daima bayağıya kaçtığını, benim zevkimi de eksantrik bulduğunu görü- yorum. Önun beğendiği eşyayı ben kul- lanamam ve görmeğe tahammül ede - mem. Benim alacağım eşyaya o taham- mül edemiyor. Beni bir düşüncedir. al- dı. Daha şimdiden başlıyan bu zevk far- kı bizi ileride ayırır mı? Nuri Zevk farlı kültür farkından — gelir. Nişanlınızın tahsili ve görgüsü azsa zev- kizia tekâmül etmesine imkân yoktur. Fakat bu evlilik hayatında mühim bir mesele teşkil etmez. O sizinle evlen - dikten sonra zevkini yükseltmek im - kânını bulur. Siz biraz göz kaparsınız. * «Bir gençle arkadaş olmuştum. Ge - gende başından bir kaza geçti. Bir a- yağı kırıldı. Şimdi yatıyor. Arkadaşlık icabı ziyaretine gidiyorum. Her gidi - timde kendisine kitap filân götürüyo * rum, Fakat her ziyaretimde hislerimin dostluktan sevgiye geçtiğini ve ona kar- © günden güne derinleşen bir sevgi ile bağlanmakta — olduğumu — görüyorum. Doktorlar ayağının — sakat alacağını söylüyorlar. Sevgimi kendisine söyle - meğe cesaret edemiyorum. Ne detsiniz? Nüveyre Erkekle kız arasındaki dostluk ve ar. kadaşlık çok defa sevgiye müncer olur. Bunda gayri tabii bir şey yok. Yalnız oğlanı şimdiden sonra toplu olarak ha- yat arkadaşı kabul edip edemiyeceğinizi sorguya çekmiştir. Bu esnada müt - hiş bir sinir buhranına tutulan Fernandez her şeyi anlatmış, âşıkiyle beraber hapishaneye gönderilmiştir. «İki hafta evvel nişanlandım. Nişan- landıktan iki gün sonra bir kadından manasız bir mdktup aldım. Nişanlhı - min itimat edilebilecek bir erkek olma- dığını, başta kendisi olmak Üzere, bir gok kızlarla böyle nişanlanıp sonra ter- ni, eigeç beni de yarı yolda bıra- kacağını söylüyor. Tahmin edebilirsiniz ki bu mektup midemi bulandırdı. Nişanlıma — karşı duymağa başladığım sevgiyi baltaladı. Kendisine bir gey söylemedim. Ne ya- pacağımı bilmiyorum. Halide Sizi veya nişanlının kıskananlar bu: Tunabilir ve bunlar erişemedikleri şeyi kirletmeğe kalkışmış olabilir. Onun için hüküm vermekte acele etmeyiniz, ev - Tenmeden evvel nişanlınizin eski haya- tını tetkik, edin. Bu tetkikatınız — si - ze müsbet netice verirse, o vakit sizi kaskananlar tarafından bir tuzağa dü- şürülmek istendiğinizi anlarsınız. Maamafih öyle gençler az değil. Ni- şanlanmayı kaızları elde etmek için bir vaşıta olarak kullananlar pek çoktur. Bunlardan birine düşmemiş olmak için ihtiyatlı bulununuz, TEYZE hep bir arada, ayni yurtta yaşadıkları- atıyorlar. nı anlatmıştı. Bunlara göre Almanlar kendilerini Bu bakıma göre Hintlilerin, İran -'sarışın, uzun kafalı, uzun boylu ola- hların, Yunalıların, Romalıların, İs -İrak tarif ediyorlar. Bunlara göre bir lavların, Cermanların cetleri hep bir Ari, Hitler kadar sarışın, Rosenberg arada yaşıyorlardı. kadar uzun kafalı, Göring kadar.iri, ve Bunu müteakip araştırmalar başla- Streher kadar mert olmak gerektir. İdı. ve kafa tasları ölçüldü 1885 de Fakat Almanyada bile bütün bu sıfat- Brakisefal'lar (yuvarlak kafalılar) ve lar bir araya getirilememektedir. |dolikosefal'ler: (uzun kafalılar) hak -— O balde insanları balis ırklara ayır - kında bir çok yazılar yazıldı. Ve bu mak imkânsızdır. Bugün ırk meselesi, İyazılar Thomas Huksley üzerinde çok sırf iktısadi ve kültürel bir mesele ol İtesir etti. Ona göre Ari, uzun boylu, muştur. Onun için beyazlar, siyahlar, sarı saçlı, uzun kafalı bir insandı. Bu sarılar, esmerler ayni içtimat —muhit insan şimal denizi ile Ural dağları ara- içinde yaşadıktan ve bu muhite aliş - sında yetişmişti. Öte taraftan İsaac tıktan sonra biribirlerine 1sınıyor -— ve Taylor, Ari'nin yuvarlak kafalı oldu- biribirleriyle evleniyorlar. Yer yüzün- duğuna kanidi. Vaçer Pouge de ayni fi-|deki bütün ırklar bu yüzden biribirle - kirdeydi. Sergi bu çeşit kafalar arasın-|rine karışmış ve bu karışıklık içinden da fazla bir fark bulunmadığı kanaa -| çıkılmıyacak hale gelmiştir. Yer yüzün- tinde idi. de bir tek halis ırk yoktur. Afrikanın Neticede Ari, hem yuvarlak kafah,'ortasında, kutupların göbeğinde - bile hem uzun kafalı, hem sarışın, hem de'böyle bir ırk bulmağa imkân tasavvur rverlikten başka bir şey değildir,, diyorlar Yukarıda Al- man devlet re- lsl Hitler, ya- nında Göring olunamaz. İnsanların bir yerde durmi” dan mütemadiyen hicret edip durma * lın_bu şekilde karışmalarına yıvdl’ı etmiştir.. Bu çeşit karışmaların en bür yük sahalarından biri Amerikadır. Türlü türlü ırklar orada yerleşmi! ve kaynaşmıştır. İki İngiliz Alimi son söz olarak diy0f” lar ki: « Avrupada ırkçılığım bu derece # hp yürümesi, milliyetçiliğin — ifratın * dan başka bir gey değildir. Müfri? milliyeti haklı göstermek için ırkçılık" tan başka bir mesnet bulunamıyor. Bw İna karşı milliyet siyasetini yeni esaslart 'göre kurmaktan başka yapılacak bit îpy yoktur.» Yunan kabinesi Kral mecliste ekseriyet kazanan Sofulisi kabiney! teşkile memur etti Atina, 7 (Özel)— Sofulin 206 reyden 148 reyle Meclis Başkan” lığına seçilmiştir. Kıral, Sofulifi yeni kabineyi teşkile memuf etmiştir. Eğer Sofulis kabinesi teşkil edemezse bu İş Çaldari** havale edilecektir, Harbiye Nazırı Metaksasıf aldığı tedbirler sayesinde ordunu! devlet siyasasına aykırı tavırla' almasının önüne geçilmiştir. Yıldönümlerini 4 senede bir kutlulamıya mahküm çocuklaf »8 Bu seneki gubat ayı 29 gündü. Gelecek oenf”ı | gün tutacak. Şubatın yirmi dokuz gün olmas! — | | dört yılda bir defa tekerrür eder. Bu itil le © | batın yirmi dokuzunda doğanlar, yıldönümle! | gncak dört yılda bir kere kavuşurlar. Londrada gubatın 29 unda buna dikkat edilmiş ve o gü? ganların çacukları bir kısmı tesbit olunmuştur. Resmimif gösteriyor. —— LHT Tr y arr SE<ERSDEŞ ...

Bu sayıdan diğer sayfalar: