8 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

8 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lAkdeniz incisi & Üreme Yazan e Kadircan Kaflı <S> Grazyano, yerden lükle doğrulmuşgenç kızın kılıncını almıştı Sağına döndüğü zaman yarı beli- ne kadar çıplak ve iri yarı bir köle gördü. Camdan yapılmış gibi göz- lerle genç kıza bakıyordu. Bu ba - kışlar sanki İnciyi öldürmiye hazır duran bir cellâdın bıçağı kadar kes- kindi. Korku ile soluna baktı. Ora- da da gene öyle bir köle vardı. İle- ride ve daha ötelerde bir kaç gemi- ci merakla onlara bakıyorlar, fısıl- tılarla konuşuyorlardı. — Fet... He... Anladık... Bu sözleri biraz yüksek sesle| Muhsin kaptan söylemiş ve genç kı-| za dönmüştü. Hasan ağa genç kıza yaklaştı: — Durmuş reis te Pulat Bey de vezir gemisinden çağırılmışlar. Ne- redeyse gelirler. O zamana kadar size Durmuş reisin kamarasını aça- caklar. Hem bekler, hem de dinle - nirsiniz. Genç kızın gözlerinin derinliğin- deki şüphe kıvılcımları birdenbire dışarı fırladı. Geriye döndü ve: — O halde bende ora; idece - ğim... Oraya götürün beni... Bırakın Beni!.. Diye biraz önce gelmiş olduğu kayığa inmek istedi. Fakat sözünü henüz bitirmemişti ki dört kuvvetli el onu dört demir pençe gibi yaka - ladı. Bunlardan birisi onum başını saran örtüyü ağzına doğru çekmiş, kapatmış, sonra bir kuş hafifliğile havaya kaldırılarak bilinmiyen bir yere götürülmeğe başlanmıştı. Genç kız çırpınıyordu. — Alçaklar... Beni aldattınız. Bı- rakın beni... Yoksa... Diye bağırmak istiyordu. Bunlar ağzından çıkabiliyordu, fakat çık- malarile boğulmaları da bir oluyor. du. Bir merdivenden inildiği bir nın açıldığını, içeri götürüldü. ğ ve orada yumuşak bir sedirin üstüne atıldığını anlamıştı. Kendisini tutan ellerden kurtu - lur kurtulmaz yerinden fırlamıştı. İki Habeş kölesi de iki tarafında idiler. Hasan ağa şimdi onun karşısında sinsi sinsi gülümsüyordu. Genç kız: ki — Alçak... Benden ne istiyor - sun? Bırak beni... Diye bağırdı ve onun üzerine yü- rüdü. İki kuvvetli el onu olduğu yere o- turttu, Genç kız sağına ve soluna bakınca gene deminki iri yarı ve ya- rı çıplak köleleri gördü. Hasan ağa- nın bir tek işaretile genç kızı yaka-! lamak, bağlamak veya onun ber! hangi bir emrini yapmak için hazır! durdukları besbelli idi. | Vezir Paşanın Emri Hasan ağa ellerini uğuşturarak o- na yaklaştı: i — Görüyorsun ki hırçınlıktan bir fayda yok... Vezir paşanın emri böyledir. Burada kalacaksın, nereye | götürülürsen ses oçıkarmıyacaksım. Ben yalnız şu kadarım söyleyim ki canına ilişilmiyecektir. Hattâ vi yabancı hiç bir erkeğe de verecek değiliz. İstanbula götüreceğiz. O -| radan babana haber gönderilecek! ve ancak o gelip te seni alabile - cek... Çünkü Durmuş reis şimdi se- 8/3/936 > güç- : Ge AN fere gidecek Seferdeki bir gemide kadın bulunması ise yasaktır. — Fakat, bana yalan söyledin... Burası Durmuş reisin gemisidir, de- din,. Bu sözlerine kim inanır? — İnanmak veya inanmamak si- zin bileceğiniz şeydir. Vezire, yani vezir kâhyasına tokat vurmanın ce zası çok daha ağırdır. Bu kadarla kurtulduğunuza şükredin. Eğer ge-| ne uysal olmazsanız sizi bağlıyaca- Mi. — Bağlayın... Ne duruyorsu - nuz?.. Ben Durmuş reisin gemisin- de kalmak istemiyorum. Fakat onu bir defa görmeliyim. Pulatı görme - liyim... Bu bir alçaklıktır Neden bunları önce söylemediniz... Beni aldattınız... Genç kız Hasan ağanın üstüne hücum etmişti. Hasan ağa tırmık ve yumruk al tında kalacağını anladı. Bir işaret yaptı: — Bağlayın!... Dedi. İki köle genç kizı kalınca bir ör - tüye sardılar. Sonra sımsıkı bağla - dılar. Sedire bıraktılar. Genç kız yumuşak sedirin üstün- de kıvranıyordu. Bağırıyordu: — Pulat!... Pulat!... Yetiş. ni kurtar!... Aldattılar beni.. ni götürüyorlar!.. Lâkin kamarada artık hiç kimse yoktu ve bağırmalarına da hiç bir cevap alamıyordu. * leşe Pulat Reis... Be- . Be Lükresya kendisinden hiç bek il lenmiyecek kadar hizli bir hareket yapmış, yere düşen kılıcı tekrar al- mıştı. Yaralı delikanlının önünde yalın kiliç ve dövüşmeğe hazır du- ruyordu. Bakışlarında ve her.ha - linde bir asalet ve cesaret okunu - yordu. O dakika ölümü bile göze aldığı besbelli idi. Zaten her biri bi- rer atmaca gibi duran İeventlere böyle bir genç kız. silâh kullanmak: ta ne kadar usta olursa olsun elbet karşı koyamazdı. Durmuş reis ise onunla dövüşme- yi hem istemiyor, hem de incitme- den ele geçirmenin çaresini düşü - nüyordu. Çünkü genç kızın, insanın gözünü alacak kadar güzel olmakla beraber yüksek bir aileden olduğu- nu da anlamıştı. Böyleleri ise çok zaman birer canlı define idiler. Durmuş reis etrafına göz attı: — Süleyman!.. Süleyman cevap verdi: — Buyur reis!.. — Şu kıza söyle; kılıcını yere 'bı- raksın da teslim olsun; Yoksa ken- dileri için hiç te hayırlı olmaz... Süleyman bunları söyledi Bu sırada Grazyano da güçlükle doğrulmuş genç kızın elindeki kılı- cı bemen almıştı Lükresya ona yavaşça dedi ki: — Hançerini bana ver. —AL... Şimdi iki kişi olmuşlardı. Lükin genç kız daima delikanir. nın önünde duruyor, ona “yapılacak olan hücumlara önce kendi göğsünü vermeğe hazır bulunuyordu. (Arkası var ) — | | | SON POSTA TARİHTEN FIZRALAR Görülen Hesaplar!... Murat Paşa o başdefterdar İbrahim Paşayı tuttuğu o halde kethüdasının adi bir sebeple ocak ağa - larını başına topliyarak tehdidâmiz bir ta- Sadrâzam Yeniçeri virla müracaat etmesi üzerine azle, yerine Surmazen Mustafa “Paşayı “tayine mecbhr| oldu. Kethüda 'bu kadarla da kalmadı. Sad- sâzamı Miçe sayarak padişaha müracaat caki defterdarın hesabının görülmesi iğin battı hümayun isder ettirdi. Murat Poğa im Paşâyı 'muhafazaya kalkıştı ise de ân kandıramadı. Eski ve yeni defterdarlar karşı karıya gelince aralarında gürültü başladı. “Mustafa hün Paşa. münasebetsiz bir tavırla: uBre sarhöş kani on bin yük akçe. Hâzzı nefsine telef etin» dedi. İbrâhim Paşa yu mukaâbelede bulunda: * «Bre! cahil edepsiz, 'delterdarlık zurna çalmak değildir. o Ver sen zumanı çal. Bu üslüp ile sen nice defterdarlık eder sin. Ben yirmi gün'delterdarlık edip seri utnuru “sahibi devletin. fertmanile: gördüm Sönde olan ali yüz yük. mali -miriyi sep| nice eyledin». İş büyüdü. Dövüş derecesine vardı. Nil hayet çâvuşbâşr ikisine de sayıptit» dedi. | Ayırıp evlerine gönderdi l Mehmet Zeki Bir Doktorun Günlük Pazar Notlarından ON Peritonit Tüberküloz “Karın zarı veremi Muayene ettiğim bir hastam anlatıyor: — Karnimda gördüğünüz bu şiş dört aydanberi bağladı. Akşamları ve ba- van gükdüz hafif bir ateş yükselmesi oluyor ve avuç içlerimde ve ulnimda terleme ve umumi bir kesiklikten iztı- rap, çekiyorum; — Sıtma çektiniz mi, bajka çağır bir hastalık geçirdiniz mi? — Hayir ne ağır'bir hastahk ve ne de sıtma, Sade mk sk nezle ve gribe tu - talurum. Rerigi sarı, fakât bünyesi Ç görünüşte gerek i şişmanca' görünen bu hastanın röntgen plâğında ve gerek seriri, mua- yenesinde ciğerlerde eski bir verem ge- girdiğini işaret eden gölgeler ve leke- ler buldun Göğüsten som kan vası- tasile bünye; zayıf bulduğu kann za- rına savlet eden; verem (koh) basil - leri butüda; yaptığı" ittişahat ; neticesi karaş dışanya doğru şişmiş ve mühüm bi etmiş. Hastayı güneşli bir ödada ve ya- takta istirahat altına aldık. Karnına & rap sabunüle bir hafta hafif masej ya pıldı.. Müdtir çilâçlar aldı. Balıkya - |i ip hülüsası kullandı. Güneş banyosu ve' |! kuvvetli gıda tedavisi altında “yavaş yavaş şiş indi.bünyesi kuvvetlendi. Şi. ringa ile bu suyu almağa hacet kalma. || dı. Çünkü bu yolda yapılacak bir mü. dahale'yenidön su toplanmasına sebep miktazda su toplanmasına Yardim || olacaktı. Şimdi vaziyetinden dur. TY Bu notları“ kerip saklayınız) ya hut bir albüme yapıştırıp; kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanımızda .bu botlar bir doktor gibi imdadımıza yetişebilir. | — Gazetenin; esas :yazsile bir sütünün iki satım bir (santim) sayılır. 2 — Sayfasna göre bir san - tim ilân fini sunlardar: mal : ayfa aü6 (2.5 | 200/100) 60 ”30|| Kap | eri 4 Ke İ Kay | Kep İka 3 — Bir santimde vasati çö) kelime vardir. 4 — ince ve kalın tutacakları yere göre santimle ölçülür. yazılar 1 Dünkü £ utbol maçları Güneş Altayı bire karşı yedi, Fener de Çankayay! | sıfıra karşı üç sayı ile mağlüp etti Dünkü Fener- Çankaya maçından bir enstantane İzmirin hatırı sayılır takımlarında) kurtulan Ankâralılar yetden uzun © Güneş ile yapt. İki 6-2 ma yi, )olan Altay dün ikinci ve son maçıni;İseri paslarla Fenerbahçe kalesine t gün evvel İlikeli hücumlar” yapmıyâ başladılar: İyaptığı maçta .Fenârbahçeye karşı Fakat iyi bir müdafaaya malik Ol ğlüp olan Altayın dün kendini) Fenerbahçe bu'âkınları kolaylıkla dö” toplayarak düzgün bir oyun , göster -/duruyor, tapu forvetlerine 'vermi mesi bekleniyordu. Ahıkaranm Çarlkayâ takımı kari - göçlük gökmüğekdik Fenctbahçenin sol taraftan yap sında bozuk bir oyundan sonra güçlği hücumlar Ankaralıları pek yıldı” halle mağlâbiyetten kurtulan Güneşiyor. sağ hafları Fikretin | (gelis Bitirdi, kağırlm iyğamüle i İmes dövrede Güneş“ Beş; Altay “dal: Seğm gideli üiçüm öplur iyesilkiliii takımı ilk devreyi 2 burnu: bir gol yaptilar. Bu suretle oyun 7 - 1'Fikretin ayağında! bocâlıyor, bu gibi büyük bir fatkla Altayın âleyhin-'cu yerisin henüz de bitti. Oyuncular arasında” Vahap, memleketin de tanınmış yor.'Bunun haricinde” iri ve kımı futbolda teknikten: ol- istenen Fat, | | Sait gibi İzmirin olduğu kadar bütün;nun 25 inci dakikasında Ankara k*” Sakbioltrdr İecisi; Şaberiz töp zeimöğesek ki bulunan Altayın bu mağlübiyetini bi- dı. Hâkem bu hareketin'cezasını raz da talisizliğine atfetmek lâzım'geli- u ile netitelendirdi. Fiktetin ” sağlam, | attığı, saka, hir, göt, bakam nazile siiri * yapılı oyunculara malik olani Altay ta: neticelendi. acemisi oldul gösteriyordu. Karşlıklı hüzümlardan sonra 099 ni sağ | A Bu gölden sonra Fenerliler dukça üzük; ve sadece işi kavvete'd-| arttırdılar." Ali Rizadan Fikrete, FİK” kırı mânzarası vermektedir. Futbolcularının başlı sebeplerden biridir. eksikliğini vaziyet Görgü ve tecrübe bunlara ilâve edecek olursak caktır. İkerek oyun çıkarmağa çalışan bir ta - vettem Şabama giden top nihayet oyun * bilgilerinin rak Ankara kalesine gitdi, Bu İazlığı'da Alşayi şimdiye kadar düşme: sonra Ankaralılar da kendilerini İdiği;bu müşkül vaziyete sokan belli termeğe çalıştılar. Bütün kuvv: bütün yuzuhiyle meydana, çıkmış ola-'linde nihayet buldu. Bu sırada banın, sıkı bir çütiyle ikinci defi 85 eld : ni ayaklarına vererek, harsımların(* de kıştırmağa başladılar. Bir kaç, güzel akınları Necdetisiii? İske rek” der yerini başka bir arkadaşına Yedi gole rağmen oyun hiç intizamı-'derek çıktı. lar yapmışlardır. devrenin sonuna “dört dakika kala pen- altıdam yapmıştır "nı kaybetniemiş, zaman 'zampıf İki ta-' "raf ta yekdiğerini tehdit eder hücum; ları Ankaralıların #emiz ve seri © ıİkatşısında para Altay takimı yegâne “sayısını ikinci 'devre 2 - 0“Fenerin'lehine bitti, 7 Fenerbahçenin güzel kombinez0” İkinei devrede" Fenerliler düdü”” beraber Ankarallara saldırmağa etmiyordu. Altay: Cemil; Ali, Hilmi; Haldun, ladılar. Halikı, Mehmet; Basri, Sait, Vahap Fuat, Hâkkı. Günaşr Safa; Reşât, Faruki İsmi-'fırsatta Fenerlilere isbata çalışıy9' il, Riza, Yusuf; Rebii; İbrahim, Selâ-/dı. haddin, Necdet, Melih. Hâkem: Ahmet Âdem. Ömer BESİM Fenerbahçe - Çankaya Dün Taksim stadyormunda . oyna - tan Çankaya , Fenerbahçe maçı, 3 40 Fenerin lehinde bitti Saat 2.40 da Kâkerh Şadinin idare - dinda her iki takım da şu şekilde saha da yer aldılar; Fenerbahçe * Necdet, Fazıl, Yaşar, İ Mehmet Resat, Esat, Cevat; Fikret, ! i, Ali Riza, Şdbarı, K. Fikret, Çankaya: Şinasi; Fuat, Mehmet; Kâmil, İskerider,* Abdi, Osman, Ö - mer, Orhan, Mustafa, Abduş. lik dakikalarda Fenerbahçe Ankaralıları çember arasına almak tedi. Fakat muvaffak olamadı. Her kes Ankaralıları .büyük bir ğlüp olaçak zannederkep, Fener' - iler bir türlü gol atamıyorlardı. Bu - ya başlıca sebep rakiplerinin ,büyük fr enerji ile oynamaları idi. Bir “kaç dakikadan sonra tazyikten | ya hareket edecektir. derhal| farkla | İ sonra Çankfiya Feneri” mütemadi” Fakat AnkaraMlar iki gün evvel © madıkları takima benzemediklerini çi Öyle dakikalar: oluyordıs kiÂE karalılar Fener kalesine kadar ki dular,. fakat Hüsarsedini * “bir * gafil © avlayamıyorlardı. OYU 19 uncu dakikalarında Naci Fen güzel bir gol kazandırdı. Bu, #4 Fakat bir vü vi si sikıştırmağa başladi. gol yapamıyorlardı. 25 inci dakikada santrhaftan bir pas alah sağ açık kaleye kuldu. yp” Fakat Fazil ayaklarına topl “ği köverdi. Bu devrede Föner #leyhi peheltı oldu ise de hâkem gör yar” « den Ankaralılar huylafdan” isti demediler. Ankaralılar oymuü sonlarına" dek” i sab2' -| Feneri çok. sıkıştırdılar, ; fakat 3 - O mağlüp olarok terki yi” Al mü ane” Altay takımı gitti İstanbulda iki. maç yapan kıme dün akşam İzmire dön Çankaya takımı da bugün

Bu sayıdan diğer sayfalar: