20 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

20 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PI 20 Mart £20/3/936 Millit Mücadelede |" NEPE Casus Teşkilâtı 1/5'N ç ” * SON POSTA Son Postanın Tefrikası: 14 Bir takım hainler, milli hareketleri Sait Mollaya Cemiyetin mücssisleri, bu acı darbe al-|mat Ferit Paşa, dahiliye naxırı Âdil Bey,|ve adı günü gününehaberveriyorlardı ötürüp getiriyordu. Fakat her tında sersemlemişlerdi. Fakat karşılarına | Ali Kemal Bey, Mehmet Ali Bey gibi o gidip gelişinde de Kuvayi Milliye hakkın- dikilen kuvvetin, mücadeleye İmkân ihti- mali olmıyan bir (şer âleti) olduğunu gö- rünco sükütu ihtiyar eylemişlerdi. İşte o zaman, Ferit Paşa hükümeti ka- rarını değiştirmişti. Tıpkı, mobileli bir dük- kân, bir gazino, bir bina icarı devredilir gi- bi, İngili: dilmesinden sarfı nazar olunarak - en kısa bir yolla Sait Mollaya devrü teslim edil - mişti. Bu da, (papaz Fru - ve Sait Molla © - yunu) nun ikinci perdesi idi. Şimdi, sra üçüncü perdeye — gelmişti. Artık cemiyetin başına geçen Sait Molla tarafından evvelâ, cemiyelin (modemize ) ine karar verilmişti. Cemiyetin asıl merkezi, İstanbulda Ca - #aloğlunda Poğaçacı fırınınm — üstündeki « Sait Mollanın ikametgâhı olan - bina ol- duğu halde, Beyoğlunda da bir merkez açılması istenilmişti. Taksim civarında gizli ve kibar bir umumhane olmak üzere tanına sından (Enver) isminde lira bedelle kiralaltırlarak burası (asri bir cemiyet merkezi - siyasi klüp) haline irilmişti (Bu asri ve siyasi cemiyet klübü) ne, ta- bildir ki asri vesalit te gerekti. Buna bi - naen, binanın bir kaç salonu; cemiyet aza- larile, (İngiliz muhibbi) olan (zevalı muh- tereme) nin hoş vakit geçirebilmeleri için (oyun salonu) haline ifrağ edilmişti. Klüp azaları, akşamdan akşama bu sa- honlardaki masaların etraflarında — kareler teşkil ederek birbirlerine kölâh aynuyor- lardı. Haftada iki defa da (içtimar umu- mi) namı altında büyük parli oyunlara gi- Artık Refi Cevatlar, pehlivan Kadri « ler, kumarbaz Onnikler, dalavereci Va - siller; hülâsa, Galata ve Beyoğlunun bütün mamlı oyuncuları, (işbu; İngiliz muhipler cemiyeti klübü) nün (daimi azaları) sıra- Nihayet bir gece, bu siyasi klüpten acı Bcır — İmdat... Polis... Can kurtaran yok mu?,... Feryatları yükselmişti. Polis yetişinciye kadar da meşhur kumarbazlardan Emin is. minde bir (İngiliz muhibbi), kanlar içinde Tnüi ae Bu vak'a, polis idaresini fevkalâde vi - mirlendirmişti. Hattâ, papaz Fru ile istih- barat servisi bile, bu rezaleli takbih et « mekten — kendilerini — menedememişlerdi. Sait Mollanın mevkâü, biraz sarsılmıştı. Fa- kat, bayatın bütün zevk ve lezzetini, (en hicabâver şeyler) de bissedön Sait Molla, derhal papaz Frunun karşısma atılmış: — Niçin böyle düşünüyorsunuz üstat!.. Casusluk ettireceğim adamları, camilerde, kiliselerde mi arayım?.. Bana lâzımı olan adamlar, ancak bu zümre içinde bulunur. | ” Gayemize vâsıl olabilmek için böyle hâ - diseleri gayet labii görmeli, ve dedikodula- ra ehemmiyet vermemeli. Diye bağırmıştı. Papaz Fru; bu kuvvetli mantık karşı - sında, susmıya mecbur olmuştu. Lâkin, cidden takdire şayan - medeni bir dür'et göstermiş; Sait Mallanm - ve dola- yısile, sadrâzam damat Ferit Paşa ile pa - dişahın - himayesinde bulunan bu klübü Tesmen kapatacak kadar - vazifeperverlik öel K hâdiseyi saklamak mümkün olama- Buna binaen artık aklı başında o- , İngiliz muhipleri cemiyetinden ay- rılmıya başlamışlardı. Fakat buna muka- bil, Sait Molla; Cağaloğlundaki merkezin günkü hükümetin en yüksek erkânı da ka- rışıyordu. Bunlar, cemiyetin fahri riyase- | tinde ve dira beyeti azalıklarında bulunu- yorlar; ekseriya müzakerelere da iştirak e- diyorlardı. Cemiyet ili cepbe göstenyordu. Resmi muhipleri cemiyeti de - feshe-| cephe; güya İngiliz dostluğunu bütün mil- lete teşmil etmek istiyordu. Halbuki husu- | Si cephe, casusları ve katilleri ile Türk mil- letinin bütün varlığına kastediyordu. Bu ikinci cephe de iki kısma ayrılıyor- gu. Birincisi, Anadoluda yer yer isyan ç- karmak ve milli teşkilâta dayanılmaz bir darbe vyurmak için hazırlananlar... Di - ğgerleri de, (Casus) lar,.. Birinci kasim; mevzuumuzdan hariç ol- duğu için, bunlara yalnız lânet okuyarak fazla bahse lüzum görmüyoruz. — İkinci lasma gelince; bunlar hakkında topladığımız malümatı arza başlıyoruz. * Elimizde bulunan resmi ve bususi vesi- kalara nazaran 336 senesi temmuz ayının sonlarına doğru, - istihbarat servisinin en sefil bir âleti olan - Sait Mollanın, - ayni| servis hesabına - kullandığı casuslar şun- lardan ibaret bulunuyordu: Sarı Nuri — Şahsı hakkında izabat ver- miştik. Karabet Ekmekçiyan — Keza, Vahram Balıkçıyan — Keza, Saatçi Babikyan — Bu adam istibdat | devrinde saatçilik ettikten sonra, meşru - tiyeti müteakip Hıncakyan klübüne girmiş | ve mühtelif gazetelerde muhbirlik, idare kâtipliği — gibi — işlerle iştigal etmişti. Meşhur kumarbarzlardandı. Eline avucuna da malümat topluyordu. Kâzım, on beş günde bir İneboluya ge- liyor, kardeşini görüyor. Toplanan malü- matı alarak İstanbula avdet ediyor. Öğ - rendiklerini haber veriyordu. Bu iki kar - deş, bir Arnavudun (1) hesabına çalışı - |yordu. Bu Arnavut, 336 senesi teşrinisa- ni ayı içinde Samsuna çıkarken tutulda. İs- ticvap edildi. Casusluğunu itiraf etti. Ar - |kadaşlarını da haber verdi. Çerkes Mesrur yakalandı. Cürmünü — söylemiye mecbur kaldı. Fakat onun yakalandığını haber a- lan kardeşi, bir daha Anadolu toprağına a- yak basmadı. (Arkası var) (1) Maalesef, bu Arnavudun ismini öğ- renmek mümkün olamadı. Bir Tavzih İstanbul Sıhhat İşleri direktörlüğünden: Gazetenizde (İster İnun, İster İnanma) başlığı altında Selimiyede Cami sokağında bir numaralı evde oturan Ayşenin Haseki hastanesinde işi görülmediğinden — sikâyet edilmiş. Ayşe 2 birinci kânun 935 te has- taneye validesinin vefat kaydı için müra- caat etmiş, 315317 seneleri kayıtları tet- kik olunarak ölünün kaydı çıkanlmış, 10 mari 936 da yeniden müracamt etmiş ve ikinci defa gene kayıt çıkarılmış ve bir kaç gün sonra gene müracaatla ölen anasının, babasının adı Hüseyin olmayıp Hasan ol duğundan bahisle tashihini istemiş, hasta - nn ilk getirdiği ilmühaberinde Hüseyin ki- n yazılı olmasile bülün hastane kuyuda - tında Hüseyin kayıtlı olduğundan kendi ifadesile isim değiştirmek kabil olamıya - geçeni derhal kumara yatırır ve para ha- tırı için en süfli işlere girişmekten kaçın - mazdı. Rüştü Efendi — İdarei mahsusanın Ka- radeniz sahillerine işliyen vapurların bi - rinde makinist idi. Uğradığı — iskelelerde Sait Mollanın ajanlarile temastâ bulunur; cağı söylenmesi üzerine ben de sizi çikâyet ederim diyerek hastaneden ayrıldığı bi tahkik anlaşılmış ve hastanece de ifadei şahsiye ile isim değiştirmek imkânı ola- miyacağı tabii bulunmuş olmakla bu su « vetle tavzihini rica ederim, İstanbuldan aldığı mektuparı ve şifahi la- Himatı bunlara verirdi. Bu mektuplar — ve yahut şifahi talimat, muhtelif vasıtalarla İç | Anadoluya yayılır ve böylece fikirler bu- landırılırdı. Ayni zamanda, gene bu ajan- lar vasıtasile Kuvayi Milliyenin ve milli bükümetin (idari - siyasi - askeri) işlerine ait malümat toplanır; bunlar; ya, rapor balinde ve yahut şifahi surette Rüştü E - fendiye verilirdi. Rüştü Efendi, her sefer- den avdetinde bunları bir rapor halinde Sait Mollaya takdim eder; bunun mukabi- Tinde on beş İngiliz Hirası alırdı. Gemlikli Talât Efendi — Cüretkâr ca- suslardandı. Zonguldak — ve havalisindeki milli kuvvetler hakkında malümat almak için Sait Molla tarafından — gönderilmişti. Fakat, Boluda yakayı ele vermiş; Kasta - monu İstiklâl mahkemesine gönderilmiş- Fakat; mahkemeden çıktıktan — sonra, mubafazasına memur olan möbetçi nefe- rini aldatmış ve kaçmıştı. İstanbula avde - tinden sonra menfur mesleğine tekrar de - vam etmiştir. Zeki - Osman - Ratip - Bunların üçü de İttihatçılar zamanında ordudan tardedi! - miş birer yüzbaşı idi. Üçü de, İstanbulda (Kuvayi Milliye monsupları) aleyhinde ca- susluk” ederlerdi. Ratip, bir aralık Samsu. na kadar gelerek dışarı çıkmak istemiş ise de sıkı tarassudat karşısında bü fikrini tat. bika müuvaffak olamamıştı. Naim kaptan — Bu da Karadeniz sa - hillerine işliyen küçük bir vapurun süvarisi idi. Bu da uğradığı iskelekrde milli teş - kilât ve saire hakkında malümat toplar, İs. kapılarını ardına kadar açmıştı. İstanbulun tanbula avdetinde Sait Mollaya rapor ve - kayor; kapısının Üstünde (İngiliz muhip-| Kördeş, casınluğu sanat ittihaz etmişlerdi. ker cemiyeti) yazılı olan bu bina; zabıta| Aslen Bandırmanın Edincik — nahiyesinin sicillerinde kayıtlı olan bir takım adam - Hasan köy ismindeki karyesinden — idiler. larla dolup boşalıyordu. |Aralarında, şöyle bir, iş taksimi yapmış - Sait Molla, bunların arasında işe yarı -| İArdi. SERVOİN F DA LA AAA Y ve BELGEVŞEKLİGĞİNE en tesirii bir Haçtır kutusu 150 kuruş Sirkaci Merkez Eczanesi, Ali Rıza İstanbul asliye 4 üncü Hukuk mahke - mesinden: Behçet vekili avukat Sıtkı Arbat tara- fından dava olunan evvelce Taksimde Firuzağada Oliva sokağında Etem Eker apartımanında| otuzan Mari aleyhine açı- lan 934/1165 numaralı alacak davasının muhakemesinde ilânen yağmen gelmiyen dava olunan hakkında giyaben muhakemenin yapılmasına karar verilerek mübrez noter senedindan suretinden ba - tebligata (hisle dava olunana muamelci gıyap kara- rının tebliğine ve kendisine bir ay mühlet verilmesine ve muhakemenin 20/4/936 pazartesi saat 14 de birakılınasına —karar verildiğinden dava olunan ilin gününden itibaren bir ay içinde gelmediği ve itiraz etmediği veya vekil göndermediği takdir- de vakıaları kabul etmiş addolunarak gı - yagında hüküm verileceği ve bu busustaki giyap karanının mahkeme duyarına asıl - dığı ilân olunur. (590) Dr. İHSAN SAMI BAKTERİYOLOJİ LABORATUARI Ümumi kaa — tahilıdüu, — irengi noktai pazarından (Vassermin ve Kahn tenmülleri) kan küreyvatı sayılı 'Tfo ve asıtma hastalık- isi, idrar, balgam, cerahat, kazurat ve su tohlilâtı, ültra mik- roskopi, — bususi — ayılar — istıhzarı, Kanda üre, şeker, Klorür, Kolles- terin miktarlarıma tayini. Dıvanyolu No, 113 Tel: 20181. yabilecek olanları birer birer ayırıyor; bun- larla teşkilâtını kuvvetlendiriyordu. Ne kadar gariptir kiş bu güruh insan * ların !q’qil ettiği bu ĞALA G ee İ <cemiyetin arasına da- Dr. A, KATIEL Mesrur, İneboluya gelmiş, bir kaç bey- |gir satın alarak güya Ankara ile İnebolu yarasında katırcılık yapmıya başlamıştı. Sık (A KUTLEL) ,sık Ankaraya gidip geliyor. Karakoy Topçular eaddesi No, 33 HLAM ae n DRAİ. BEam Di eeti SAĞ | Bir deli doktoru anlattı: — Kaç sene oldu şimdi hatırlamı- yorum, ben o zaman akıl - hastalıkları bhastanesinin müdürü idim. Bir gün pi vuruldu. İçeri giren hizmetçi kız bir bayanın benimle görüşmek istediğini söyledi. — Buyursun. Dedim. Bir kaç dakika sonra kadın odamda idi. , Zaman geçti. Bir çok simalar ak- hmdan tamamiyle silindi. Fakat bu ka- dının hayalini bir türlü unutamadım. | Uzun uzun tarife lüzum görmüyorum. Sadece, güzel bir kadın diyeyim, Yer gösterdim oturdu. — Bir emriniz mi var? Birdenbire cevap vermedi. Yüzüme | bakan gözleri buğulanmış gibiydi. Bel- L ki, bana gelmeden evvel ağlamıştı. | Ve yine ağlayacaktı. Kendi kendime: ! — İhtimal, dedi, hastalardan biri- nin karısıdır. Tekrar ettim: N — Sizi dinliyorum. — Doktor... Kelimenin arkasını getiremedi. Hıç- kırarak ağlamağa başladı. Heyecanı-| nın geçmesini bekledim. Biraz sükü- net bulur gibi olunca söze başladım. — Üzüntülüsünüz, bunu anlıyo- rum, Herhalde bana gelmenize bir se- bep var. Söyleyiniz her derde bir çare bulunur. — Söyliyeceğim, daha doğrusu 80- racağım; siz memleketin —en eyi, en gçok bilen doktorusunuz. Benim öğren- mek istediğim şeyi de bileceksiniz. , Derler ki: Deliler arasında uzun — za- hastanedeki odamda oturuyordum. Ka- | yım. Japtal, daha doğrusu fazla ahlâksızdn, 'tığım hatayı anladım. ÂYE (i Çeviren: İsmet Hulösi © | DELİMİYDİ? * rum. Yalvarıyorum size.. — Emredin yapılacak yım! — Ben, dedi, doktor... S. nin karı: şeyi yapa: Doktoru tanırdım. Eski bir asabiyes | ci idi. Hakkında deli diye rYapor vers« | mişlerdi. Bir senedir hastanede idi. — Kadın sözünü bitirmemişti: 4 — Kacam deli değildi. Ben fazla — Bir. genil sevirordum. Bü yönci B zelliğinden başka hiç bir kıymeti yok- | tu. Ben onu güzelliği için sevmiştim. Onu daima görmek, daima onunla be- raber olmak istiyordum. 4 Kocam biraz kıskançtı. Evden uzun — zaman ayrılamazdım. Kocamı bırakıp — sevdiğim gençle yaşamak ta beni değil amma sevgilimi korkutuyordu. — Kaocan beni öldürürse. T Kocam belki öldürmezdi. Fakat ya Kocam delileri hastaneye kapattı- — rırdı. Benim de aklıma, kocamı deli ye hastaneye kapattırmak geldi. Güç iş mi? Hiç te güç olmadı. Bana sokuk mak isteyen iki budala doktora bu yaptırdım. Akıllı kocam bir deli - gibi hastaneye kapatıldı. Artık rahattım. — Bir müddet sevdiğim gençle birlik- — te yaşadım. Bu yaşama uzun sürmedi. rl İGünün birinde bir balet artistine âşığ ğ oldu. Benden ayrıldı. İşte o vakit yap« Cinayetimin azabını çekmeğe © ladım. Nihayet karar verdim. Kocami hastaneden çıkartacak ona her şeyi latacak, ayaklarına kapanıp af dil cektim. Müracaat ettim: man yaşayan insanlar her gün deliler- | le beraber bulundukları için sonunda deli olurlarmış. Bu doğru mu? — Kocamı veriniz, ben evde he disine bakarım! dedim. İtiraz — ettile delidir, tehlikelidir, veremeyiz. Biliyo BSual bana soruluyordu. Başka bir |rum deli değil; herkesten akıllı, Siz Tl vaziyette başka birisi sormuş olsaydı. ldohııı'. size hakikatı söyledim. Hor şe- Çirkin bir şaka yapmak istedi, sanır-| yi öğrendiniz kocarmı bana veriniz. L! dim. Amma — belli ki samimi idi. Ve Fazla düşünmedim. Uzun teşrifat- böyle bir şaka yapmıyordu. İlara mahal bırakmadan kocasını hastas | — Olabilir, dedim, belki bir iki is-|neden çıkarttım. Fakat hastaneden çı tisna çıkar. Fakat bunu umuma hattâ (tığı günün akşamı kadını öldürdü: yekseriyete teşmil edemeyiz. Kadın yeniden ağlamaya başladı: — Doktor size güvenmek istiyo- KS NL eee ' er S gi l Si LA ÇY GNLi ç K n b İN Ü BZ A rum. Sizden, her şeyi sizden PCUİ)'W Dinleyenlerden biri sordu: — Deliydi demek? Deli daktoru cevap verdi: — Bilinmez kil! -— mesine edilen Kadıköyünbe Tuğlacıbaşı eski 1, 3 yeni 37, 37 numaralarla murakkam 11990 m? ararisi ve — bahçes'nde do'aplı bostan kuyusu ve kâgir su deposu, beygirle müte- $ harrık lulumba ve çimento havuz ve yemişli, yemişsiz her nevi ağaç ve — ve mecmuu havi olan 2 kat köşk ve çamaşırlık ve — ahırı havi 169 m? arsa lizerine mebni içinde hamamı da bulunın_ ve zemin ve çeti katile beraber 5 kat olan köşkün tamamı açık — yetişm ş çam — ağaçlarını milâtınden olup mutbağı arttırmaya vazedi miş.ir. Arttırma peşiacir. — Arttırmaya — işlirâak edecek ııü;leıiîıriı_ kiymeti muhammeenn *b 7,5 kisbetinde — pey akçesi veya — milli bir banknın teminat —mektubunu — hâmil olmaları icap eder. Müterakim vergi, tanzifat, 20 senecik vakıf İcaresi tavizi borçluya aittir. I namesi 8/4/936 tarihire müsadif Çarşamba günü dairede ma> mahs su a telik edilecektir. günü — dairemizde hali tarikine nü adif Pazartesi 16 ya kadar icra edilecek, meti muhbammenenin *b 75 ini Salı günü saat 14 ten 16 ya artlırma nelcesiide en çok arttıranın : 20.4 numararı İcra ve iflis kanunurun 126 ıncı maddesine tevfi- kan hakları tapu sicllerile sabit olmıyan ipotekli alacaklarla diğ alâkadaranın ve irtfak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile — fziz ve mesrfe dür olan iddialarımı ilân tarihinden itibaren 20 gün zarfında evrakı müsbiteleri'e birlikte Dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hakları satış bedeli in — paylaşmasından vergi, ve Vakıf icaresi bedel Istanbul 4ü;ıcü lera Memurluğundan : $ Emniyet Sandığına 5000 lira mukabilinde birinci derecede ipotekli olup paraya çevrik — karar verilen ve tamamına 13060 lira kiymet takdir. — bulduğu Aksi takdirde son aritırmanın taahhüdü baki kalmak Üzere arttırma on beş gün duha temdit edilerek üsadilf kadar Dairede yapılacak ikinci temviriye ve tamifyeden ibaret olan Belediye rusumu — müzayededen tenzil olunur. fazla mahallesinde Kâhya sokağında — 129 m? sahasında müşte- tenviriye ve vakıf borçları ve Arttırma — şart- Birinci arttırması 27/4/936 — saat 14 ten — birinci — arttırmada bedel, kıy- — takdirde üstte bırakılır. — 12/5/936 tarihine müsadif Üstünde — bırakılacaktır. tapu aicillerile sabit olmyanlar — hariç — kalırlar.. Müterakim aha — fa: malâmat almak isteyene i> 931/1087 numaralı dosyada mevcut — evrak ve imatelie: h ciz ve takdiri kiymet raporunu görüp anlayacaklırı i.ğa ounur. (1477) A M SKİ Sn ai S

Bu sayıdan diğer sayfalar: