18 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

18 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A IZ ST #KÇİMİN ? -— “ Tarihi tefrika ,, No.11 DENİZ YAZAN: KADIRCAN Kaflı Magosa Kalesinin Üstüne Teslim Bayrağı Çekilmişti Kirininin getirdiği askerlerle bir- likte Magosadaki Venedik kuvvet- leri 9600 kişiye varmıştı. Türk or -|yirminci günü bu lâğımlardan de -| mıştır dusu 80,000 kişilikti. * —i Haklı Bir Dilek Mağosa çok kuvvetli bir kale idi. Yalçın ve kalın duvarları, kuleleri ve bunların etrafında derin hen- dekleri vardı. Mazgal ve kulelerden | Türk ordusuna çevrilmiş olan 760| top durmadan gülle yağdırıyordu Bragadino Türk ordusunun inan- gını sarsmak için de elden geleni e- sirgemiyordu. — Yakalanan Türk yı-l ralı ve esirlerinin önce kulak ve bu- runlarını kestiriyor, sonra denize s0-| kup çıkartıyor, toprak ve taş taşıttı-. rıyor, hükümet konağının önündeki bir direk dibinde dayak attırıyor, tır- naklarını söktürmek, derisini yüz - mek gibi işkenceler yaptırıyordu. Daha sonra bunları kale mazgalla- rından sarkıtıyor, Türk — ordusuna | böylelikle korku salmak istiyordu. Halbuki bunlar gerek Türk or -l dusunu ve gerek onun başkumanda-| nını bir kat daha kızdırmaktan baş- ka bir fayda vermiyordu. (1) Bu sırada İstanbulda büyük bir çalışma vardı. Haliçte ve Tophane-| de gece gündüz çekiç ve testere ses- leri duyuluyor, binlerle işçi Kıbrıs -| taki ordunun ve oraya gidecek do - nanmanın eksiklerini hazırlıyordu. İkinci Selim ile Sokullu Mehmet | Paşa giriştikleri bu işi iyi bir neti « ceye bağlamak için hiç bi şeyi esi gemiyorlardı. Eksikleri tamamlan - mış olan yirmi kadirgayı Kocaeli be- yi Kaya Beyin kumandasına verdi. Sakız adasına gönderdi. Şoluk Meh- met ile Ağriboz beyine de Sakıza ge-| lerek kaptan Ali Paşayı bekleme -| leri için emir yolladı. 1571 senesi martının ilk haftasında derya kap- tanı Ali Paşa da kırk kadirga ile A.- dalar denizine çıktı. Şluk Mehmet ile Ağriboz beyinin gemilerinde salgın hastalık çıktığından — sakıza gelememişlerdi. Ali Paşa Kaya Be- yin kuvvetlerile birlikte nisanın on beşinde Kıbrısa vardı. Karaya as - ker, top, erzak ve cephane çıkardı. Nisanın yirmi üçünde vezir Pertev Paşanın kumandasında 144 parça- dan ibaret bir donanma, mayısın yir- mi üçünde de Barbarosun oglu Ha- san Paşa ile tersane kâhyası Musta. fa Bey kumandasındaki başka bir filo İstanbuldan ayrıldı. Pertev Pa- şa Venedik donanmasının Kıbrısa gelmesine engel aolmak için Rodos sularında kaldı. Lâla Mustafa Paşa mayısın dör - düncü gününde askeri yeniden met- rislere soktu, toplar ateşe başladı. Kalenin etrafında koyu bir barut dumanı dalgalanıyor, gülleler yağı- yordu. Şimdi düşman mazgalların - dan bir parçanın uçtuğu bir kaç as kerin yuvarlandığı görülüyor; biraz sonra da Türk siperlerine düşen güllleler ortalığı altüst ediyor, toz toprak ve barut dumanları arasın- da insan parçaları uçuyordu. Lâğımcı bölükleri büyük bir ha - raretle calışıyorlardı. Kalenin altı- (t) Pol Şak har cihi tiyanlık g en bariz bir hıris- ti ve bir Törk — düşmanlığı tabında bu işkenceler laamafih, Magosa kü- ni anlatırken kısaca ence edilen direk dibin lerini yazmaktan da kcndiıı'ru'l Böstererek yazdığı k den bahsetmiyor. alımıyor, K İR BÜi Leklirme, öMEZ Gağin ö na doğru tüneller açılıyor, içerisine barut dolduruluyordu. Haziranın niz tarafında olana ateş verildi, sa - bahın ilk ışıklarile beraber korkunç bir patlayış oldu ve ortalığı sarstı. Ayni zamanda Türk ordusunun hü - cum nâraları duyuldu. Kale duvar- larının zedelenmiş olan yerine doğ-| ru yalın kılıç saldıran — askerlerle | düşman arasında yaman bir boğuş- ma buşladı. Bu sırada Rodos beyi arap Ahmedin kumandasındaki kırk kadirga da kaleyi sıkı bir top ate - şine tutmuştu. Her iki taraf ta sıkı dövüştülerse de Türkler sonunda ge- ri çekildiler. Haziranın yirmi dokuzuncu gü - nü başka bir lâğım patlatılarak hü - cum edildi. Fakat bundan da bir fayda çıkmı;lı. Lâla Mustafa Paşanın canı sıkı- hıyor, fakat zafere kavuşmak — için çalışmaktan bir an yılmıyordu. Artık lâğım patlatmaktan vaz geçti. Askerin toprak sürerek kale- ye sokulmasını emretti, bu harp u- sulü iyi neticeler veriyordu. Türk - ler gülle, ok, kurşun yağmuru altın- da durmadan ilerliyor, Venedik tab- yalarına sokuluyordu. Cenup kapısı önünde yarım ay şeklinde bir tabya vardı. 14 temmuzda bu tabya üze - rinde ve içinde boğaz boğaza başlı- yan bir harpten sonra Venedikliler geri çekildiler. Türk bayrağı bir kaç zammam için bu tabyanın üstünde dal- galandı. Fakat birdenbire yerler *'sarsıldı. Korkunç bir patlayışla be- raber tabya ve tabyaya giren üç bin kadar Türk askeri havaya uçtu. Bunların aralarında Malatya, Kars ve Antep beyleri de vardı Bütün hücumlar kırılıyordu, fa - kat Türk ordusile başkumandanın azmi kırılmıyordu. Yirmi temmuz - da yapılan başka bir hücumda gene bir tabyaya girildi. Hattâ buradaki toplardan sekiz tanesini alarak or- dugâha getirdiler. Lâkin Venedikli- ler çok sıkı bir hücum yaparak tab- yayı yeniden ele geçirdiler. Bununla beraber kalenin daha çok dayanacak kuvveti kalmamıştı. Bütün erzak ve ilâç tükenmişti. Ka- lede ne kadar eşek, kedi, köpek var- sa onları bile yemişlerdi. Temmu - zun otuzuncu günü Türklerin yap - tıkları bir hücumdan sonra artık karşı duramıyacaklarını anlamış - lardı. Magosa valisi Bragadino, kar- deşi Jan Andre Bragadino, topçu kumandanı Lui Martinengo ve An- tuvan Kirininin bulunduğu bir mec- lis kuruldu. Teslim olmağa karar werildi. Ağustosun birinci günü ka - lenin en büyük kulesine beyaz bay- rağın çekildiği görüldü. Türk ordusu kaleye yüz elli bin gülle atmıştı. Surlar önünde vuru - lan ve yaralananların sayısı on beş yirmi bindi. O gün iki Venedik şövalyesi Türk (ordugâhmma geldi ve Mustafa Paşa- ye müracaatla kayıtlarını yaptırmaları lâ- nın kethüdası ile Yeniçeri kethü - dası kaleye gittiler Teslim mukavelesi imzalandı: |Kaledeki asker, silâh ve eşyalarile|' birlikte beş top ve üç te at alarak çı- kacaklardı. Ahaliden de istiyenler gideceklerdi. Bunları on dört Türk kadirgası Giride kadar götürecek - ti. Venedikliler kaledeki Türk esir. lerini de sağ olarak geri verecek - lerdi. ( Arkası var ) BON. POSTA Spor Atletizm heyeti Nisan 10 Hauptman Nasıl Tanındı? Reisine boykot 'Doktor Condon anlatıyor Ömer Besime müebbed boykot cezası verildi Berlin olimpiyatları hakkında - fikrini söylediği için umumt merkez hakkında boykot kararı verilen Atletizm hey'eti reisi Örner Besime İst bul mıntakası tarafından tebligat — yapıl- tarafından İstanbul Yapılan tebligata göre Ömer Besim hakkında verilen karar müecbbed bayLutx cecasıdır. Ceza kesbi kat'iyet ederse Ömer Be-| im İstanbul Atletizm hey'eti riyasetinden çekilecektir. Trabzon muhtelit takımı Trabzon mıntakası futbol takımı yirmi kişilik bir kafile ile üç hafıd' devam etmek üzere büyük bir türneye çıkacaktır. | Bu türne Gireson, Samsun, — Ordu, A- masya, Sivaa, Ankara, Eskişehir tarikiyle İstanbula kadar uzayacaktır. l Seyahat temmuz bidayetinde başlaya- caktır. Trabzon mühtelit takımı İstanbul- da iki müsabaka yapacaktır. Bu müsabakaların — biri Galatasarayla oynanacaktır. Üsküdar - Kadıköy maçı Üsküdar spor ile Kdıköy spor arasında yapılan maç | - 8 Üsküdar sporun galil İyetiyle neticelenmiştir. Maçı hakerı Kâmil Vidare etmiştir. Üsküdarlılar çok hâkim bir oyun oynamışlardır. Demirspor İzmire gidiyor İzmir, 9 (Son Postu) — Eskişehir mıntakası futbol şampiyonu Demirspor ta- kımı 25 nisanda İzmire gelerek iki maç va- pacaktır. İlk maç, geçen sene — İstanbulda Altınordunun — galebesiyle neticelenen Demirspor - Altınordu - maçı nn revanşı mahiyetinde — olacaktır. İkinci maçı Altay - Demirspor takımları — yapa- caktır. Çukurova atletizm bayrami güzel geçti Adana (Hususi) — Halkevi taralin- karşılaşan ve * ** * Lindberg ile beraber otomobile binerek yola ! çıktık. Mezarlıkta parayı verecek ve hayduttan Hauptman'ın ayağı ve vak Çocuğun muhtelif pozlarda çıkmış resimlerini iki saat kadar tetkik ettik- ten sonra saat ikiye doğru kolonel Breckinridge ile beraber evden çıktık ben Bronks'ta bir Ronferans verecek- tim. Breckinridge de New York Ame- rican gazetesine ilânı yazdıracak, ve benim evim bu tahkikat ve işler için üssülhareke olacaktı. Telefonda ses değişti Kolonel Breckinridge ile beraber o- turmağa başladık. Aradan bir hafta geçtikten sonra bir telefon aldım: — Sizinle meşgul olduğunuz me - sele hâkkında görüşmek istiyoruz. — Nereden konuşuyorsunuz? — Siz gazetelere makale doktor Condon musunuz? — Evet beni... Bu sefer telefondaki caninin - sesi değişti. Yanında birisiyle konuşuyor, İtalyanca bazı sözler kulağıma geli - yordu. yazan dan konan bir kupa için bütün Adana ve Mersin klüplerinin iştirak ettiği — Atletizm bayramı fevkalâde bir muvaffakiyetle geç- ti. Her klüp muhtelif apor gruplarını temiz | ve yeknasak kıyafetleriyle — bu merasime İgöndermişti. Bandonun refakatinde mun- | tazam bir asker kıt'ası vakariyle Atatürk | heykeline giden atletler heykele birer çe- lenk koyarak statyoma geldiler. Statta on bin kişi kadar birikmişti. Resmi — geçitten | sonra müsabakalara başlandı. | Teknik neticeler şunlardır: W 100 — Seyhan: Yusuf 11 4/5, 200—| Seyhan: Cahit 25, 400 — Seyhan: Yusuf 55, 800 — A. İdmanyurdu: Hurgçid 2,14, | 3000 — Tarsus: 9,49, Yüksek A. İdmanyurdu: Hasan: 1,63, Ü. Adım — A. İdmanyurdu: Muzalfer: 12,40, Sırık — A, İdmanyurdundan; Ta-| Kp: 3, Gülle — Seyhan: Nizam: |1 Disk— Seyhan: 30, Balkan bayrak — A. İdman- | 3,50. Eskişehirde maç Eskişehir (Özel) — İddlmanyurdu — ile 'Türkgücü arasında yapılan maç çok heye- canlı almuş, İdmanyurdu çok güzel bir o yunla sıfıra karşı yedi sayı ile maçı kazan- yurdu: mıştar. İngiltere - Avusturya İngiltere - Avusturya milli takımları a- rasındaki beynelmilel futbol maçı 6 ma- mada oynanacaktır. kakek ame kare n kkem nn NaK venemere AAA bak rrEYenEN. C 'l’oEın(ılıı-. ODavetler ) Şubeye Davet | | — Şimdiye kadar nakere gitmemiş olanlardan aşağıda doğum gösterilenler 936 nisanda ve askere gönderileceklerdir. 2 — Şubede toplaşma bildirilecektir. 3 — Bu doğumluların şimdiden şube- ve sınıfları çağrılacaklar- günü —ayrıca zımdır. Piyadelerden 316 - dan 328 doğumlu dahil. Müzika — 316 dan 329 doğumlu dahil. Jandarma 316 - 320 doğumlu dahil. Adaları Güzelleştirme Kongresi Adaları Güzellaştirme Cemiyetinden: Kongremizin nizamen genel — reisimiz |başkanlığı altında toplanması lâzım — gel diğinden ve Genel Reisimiz Bay Üstün- dağ henüz Ankaradan dönmemiş — oldu- gundüan kongremizin - bizzarure 19 nisan 1936 tarihine müsadif pazar günü —saat 15.30 a talik olunduğu ilân olunur. - Bözyehir aünürülürceneünlrkle de; vam etti: —Her akşam altıdan sonra eviniz- den ayrılmayınız. | — Peki. — İlk mektubumuzu aldnız mı? çocuğu geri alacaktık 'a mahallindeki ayak izi tubu okuduktan sonra yüzüme melül |melül baktı. Ve: — Paramız henüz yok ki nasıl gö - j türeceğiz, dedi? — Zarar yok ,diye cevap verdim. Asıl mühim olan mesele, haydutlarla doğrudan doğruya temasa gelebilmek- tir. Kendisine, onunla beraber ve ©- nun zararına bir şeyler yapmadan ça - İştığımızı anlatmalıyız. Yanımızda bulunan Al Reich tasdik etti: — Doktora ben refakat ederim, de- di. Bunun başladık: — İsminiz ne? — Josef Peron. — Bu mektubu size kim verdi? — Tanımadığım bir şahıs Knoks meydanında bana işaret verdi. Adre - sinizi bilip bilmediğimi sordu, etra - fina bakındı. Bir cebine soktu ve bana bu zarfı verdi. Bir de dolar eli « me sıkıştırarak yürüdü, gitti — Kıyafeti ne biç; 2 — Sırtında kahve rengi bir pardesü ile başında kahve rengi bir şapka var- di — Tekrar görseniz kendisini tanır mısınız? beni üzerine şoförü isticvaba — Aldım. Alman lisanına benziyor | Telefonu kapattı. Hayretler - içinde idim. Yanımda duran kolonel ıılı[-W dı; — Mektubunu alıp almadığınızı Sualin tarzı Alman lisanına benzi- yor, İngilizler, cümleyi tersine söyler- ler. O gün öyle geçti. Ertesi gün saat| altıdanberi bekliyorduk. Saat sekiz bu- çukta kapı çalındı. Aşağıya inip te ka-| pıyı açtığım zaman karşımda kasketli bir şoför gördüm. | — Profesör Condon siz misiniz? | diye sordu. | — Evet, benim, İkinci mektup Ve elime bir zarf sıkıştırdı. Üzerin- deki yazıyı derhal tanıdım.. Kendisi - ni içeri aldum. Koloneli yanıma çağır- dim. Ve mektubu yırtıp okumağa başla- dım... Telefonda konuştuğumuz - ve gim - di de yazılariyle karşılaştığımız adam şunları yazıyordu: «Doktor Condon size itimadımız var. Müzakereyi evinizde yapmak is- tiyorum. Çünkü vaziyeti tehlikeli gö- tüyorum. Talimatıma riayet — ediniz, derhal bir taksiye binerek son iştas - yona Yerome Avepue'ye kadar gidi- niz. Oradan yüz adım ileride sol ta - rafta, boş bir dükkân göreceksiziniz. Parayı da getiriniz Sizi nerede bulabileceğimizi o dük - kânın ortasında — bulunan - taşın tındaki — kâğıtta okuyacaksınız . Yazdığımız gibi hareket — ediniz. Üç çeyreğe kadar oraya geliniz ve pa- Yayı da beraberinizde getiriniz.. Kolonel Breckinridge hayretle mek- — Tabit, acayip hareketleriyle hat- tâ nazarı dikkatimi celbetti. Şaförü savdık. Al Reich ile par * — desülerimizi giyerek gösterilen adrd> se doğru yola çıktık . İ Mektupta işaret edilen taşın altında bir kâğıt bulduk. Bu kâğıtta Woodlavn 1500 — A. İdmanyurdu Okkaş: 4,40 / sorduğu zaman dikkat etmediniz mi ? mezarlığına gitmekliğimiz yazılıyordu. ( Arkası var ) e mermnrmnamamaı Bir Doktorun Günlük Cuma Notlarından () Zayıf bünyeli bir hastada Askerliğin ve Disiplinin faydası Bir çak hekim dolaşmış ve bir yığın ilâç kullanmış yirmi beş yaşlarında bir hasta muayene ettim. Boyu 1,65. Kilosu 45 t Ciğerlerinde ve kalbinde ve umumi bünyede zafiyeti izah edecek belli baş- h bir hastalık geçirmemişti. Rontgen | ve lâboratuvar munyeneleri de bu fik> | — rimi teyit edecak mahiyette... " Boyunun kiloya nazaran farklılığı, iştiha sızlığı. uykusuzluğu, çelimsizliği, bir ço- | cuk ruh ve tabiati askerlik hizmetinde mecburi bir tecile tâbi bulundurmuş.. Evinden dışan çıkmaz, — gezmez, ye - | mez, kimse ile konuşmaz ve sinirli bir tabiat sahibi olan bu gence ben asker- | lik yapmasını tavsiye ettim. Müracaat etti. Altı ay kuvvetli bir asker disiplini ve açık hava, hareket tesirini gösterdi. Beş kilo kazanmış ve neşeli bir haya- ta da katuşmuş oldu. 4 Aziz karilerim: Sinir buhranı geçiren ©© hastalarıma askerlik vazilesinden pek çok istifade edeceklerini bu. vesil hatırlatırım. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya” but bir albüme yapıştırıp kolleksiyot yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınırza yetişebilir. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: