26 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA Bayram yapmayan çocukla:î Günde 10 kuruşla yaşayan bir ana ve üç çocuk Kadın sözünü bıhnnce sokuldu ve kulağına fıs bize yemek Kasımpaşanın dar ve havasız 30- kaklarından birinde etrafı paslı teneke- lerle çevrilmiş bir bahçe. Gerilmiş ip - lerde renksiz, yırtık çocuk çamaşırları. Ortada bir saç mangalın içinde ateş yanıyor. Yanında bir tepsi çiğ bulgu - run başına iğilmiş küçük bir çocuk . Annesine sordum: — Ne yapıyor, bu küçük?. — On iki saattenberi yemek yi - imedi, Onu yenir zannediyor. B Bi hi larnda yök vest: — Hayır, babaları iki sene evvel öldü. Ben üç çocuğumla kaldım. — Hiç bir şey bırakmadı ma>; Kadın güldü: — Sağlında ne kazanırdı ki, ölünce ne bıraksın? P N l veplaka — Hamaldı. Biz, çocuklarım 10 ku- ruşla nice geceler geçirdik. B anl Yağybrramm a — Komşuların çamaşırlarını yıkı - yor, tahtalarını siliyorum. 25 — kuruş veriyorlar. Fakat bu 15 günde, ayda bir oluyor. Bazan da ev süpürüyorum. — Bu size yetişiyor mu? — Geçen gün bütün bir evi süpür- düm. «5» kuruş verdiler. Kadın hüzünlü bir yüzle çocukları- na baktı, sonra: — Bununla duymuyorlar işte yürekleri basılıyor, dedi. A Arada sırada komşular veriyorlar. — Siz başka bir şekilde çalışamaz amımna, yemek ı Nikâhsız Bir Kadın Çocuklarını Alabilir Mi? «Altı sene evvel evlendim. İki kız çocuğum var. Nikâh — kıydırmamıştik. Çünkü evlendiğimiz zaman yaşlarımız müsait değildi. Tam nikâhlanacağımız srada karım, annemle kardeşimden ay- mlarak ayrı bir ev tutmamızı teklif etti. Beni büyütmekten başka günahı olm- yan annemi bırakmak Bun Üüzerind karım, bir gün bizim evde bulunmadığımız bir sırada, — eşyasını toplayıp kaçmış. O gün bugün ayrı ya- pyoruz. — Aradan bir buçuk — yıl geçti. Şimdi barışmamızı i Ben razı ol- madım. Çocuklardan birini istedi, ba- istemedim. Bu- yor. kamıyacağını bildiğim için vermedim. Mahkemeye mürucaat ederek çocukları benden alabilir mi? Ankara: H. A. Arada nikâh olmayınca çocuklar ka. nun — nazarında gayri meşrü — sayılır. Mahkeme kadını çocukların meşru an- mesi saymıyacağı için ona iadeye karar — niz. çocuklardan biri yanına ıldadı : “ Anne bu teyze mi getirdi ? ,, mısınız? Meselâ bir fabrikada, de.. Çocukların arasında sızlayan küçü - ğü gösterdi: — Bu, bir buçuk yaşında, kime bı- rakayım? dedi. En büyüğü beşini ye- ni bitirdi. Benim yanlarına gittiğimden beri tepsinin başından kalkmıyan çocuğa döndü, ve ilâve etti: — Vedat da «3» ünde. Kendinden bahsedildiğini — duyan Vedat yanımıza geldi: Annesinin en - tarisine yüzünü saklayarak yavaş bir sesle fısıldadı : — Anne bu teyze bize yemek mi ğgetirdi? reji Muazzez FAİK Mahkümiyetler İran tebasından Ali İstanbula geldi- ği tarihten itibaren 15 gün zarfında polise ikamet tezkeresi beyannamesi vermediğinden 10 lira para cezasına mahküm edilmiştir. * Pangaltıda kaynakçı Mihran cu- martesi gün tamirhanesinde çalıştığın- dan dolayı beş lira para cezasına mah- küm edilmiştir . * Mahmutpaşada gömlek “atelyesi sahibi Hakkı cumartesi günü öğleden sonra atelyesinde işçi çalıştırdığından dolayı beş lira para cezasına mahküm edilmiştir. vermez. Zaten hali ve varziyeti onu bak- mağa müsait değilse çocukların sizde kalmasını tercih eder. Yalnız bir annenin — istırabını siz de biraz dikkate alınız. Anne hayatta her şey yapabilir, fakat çocuğundan geçe- mez. Çocuğu anasından ayırmak bir az zulüm sayılır. Ne çocuklara, ne de kadma bu zulmü yapmayınız. Mümkün- se kadınla anlaşmağa çalışınız. * İstanbulda B. Y, T. $ E Ankaradaki dava kukançlık davası- dır. Kız sizi çok seviyor ve çok kıska - nıyor, bütün yaptıkları bundandır. Kıs- kançlıkların doğurduğu kavgalar uzun sürmez. Siz de bu kavgayı uzatmıyarak barışın. * K.K. K. adresli mektup sahibine: Anlattığınıza göre iş artık çığırından çıkmış. Bu gençle evlenseniz bile bed- baht olacağınız muhakkaktır. Çünkü ev- lendikten sonra onlar birbirlerine daha yakın olacaklar. Size nisbet verecek bir çok hâdisele Zaten bu genç si- zi sevmediğii bat etmiş — bulunuyor, artık onunla evlenmeğe çalışmak sizin için bir cinnettir. Bu delilikten vazgeçi- TEYZE Milyoner babasını soyan delikanlı Kendisini haydutlar tara- fından — kaçırılmış — gibi göstererek 50.000 dolar dolandırdı, fakat hilesi meydana çıktı Nevyorktan yazılıyor: Geçen hafta bir gece Nevyorkun tenha sokaklarında elleri ayakları bağ- h, ağzı tıkanmış, ayakları çıplak yirmi iki yaşında bir ganç ölü gibi baygın | bir halde bulunmuştur. Polisler bu gencin : — Küleb Miln, diye - sayıkladığını duymuşlar ve hemen tahkikata başla- mışlardır. | Filadelfia'nın en zengin ailelerinden olan Miln ailesinin yegâne oğlu Ka - leb'in on gün evvel kaçırılmış oldu - ğu ve haydutların babasından 50000 dolar fidyei necat kopardıkları zabıta- ca malüm bulunuyordu. Sokak orta - ında bulunan genç hemen hastaha - meye nakledilmiştir. Orada ertesi günü akşama doğru kendine gelmeğe başlı- yan Kuleb başından geçen macerayı anlatmıştır: — Bir sabah erkenden tanımadığım | bir adam bana telefon ederek babamın çok ağır hasta olduğunu ve tedavisi için buradan gidecek doktor Gkrin'in Fi - ladelfia'ya benimle beraber gitmek is- tediğini, hemen verdiği adrese yetişme- mi söyledi. Ben de söylediği yere 'git- tim. Orada içinde iki adam bulunan iaı"f Kaleb Biln bir otomobil bekliyordu. Beni görür görmez yanlarına çağırdılar ve otomo- bil baş döndürücü bir süratle Filaden- fia yolunda hareket etti. Bir çeyrek saat bu süratle yol akdık- tan sonra birdenbire otomobilin yolu- | nu değiştirdiğini gördüm. Beni gö renlerin haydut olmalarından şüphe - lenmeğe başladım. — Durunuz dedim, - dinlemediler. İBağırmak istedim, rovclverlerle tehdit lettiler. Ağzımı tıkadılar, üzerimde pa- ra edecek ne varsa aldılar, gözlerimi bir mendil ile bağladılar ve beni bir yere götürdüler. Gözlerimi açtığım zaman bir. mahzende olduğumu anladım. Haydutlara burada iki kişi daha iltihak etmişti. Bana bir enjeksiyon yaptılar, Hu enleküfonlü uyuşmuştum. Her şeyi görüyor, fakat bir şey an - lamıyordum. «Aradan bir kaç gün geçtikten son- ra bir gece yine gözlerimi - bağladılar, ağzımı tıkadılar, ellerimi, ayaklarım bağladıktan sonra beni bulduğunuz s0- balba birakığı kaçtileri Fakat polisler Kuleb'i isticvap et - tikçe şüphelenmiş, ona bazı sualler so- rup ta gencin birbirini tutmıyan cevap- lar verdiğini görünce bu şüpheleri art - mış ve nihayet gencin bu işi para sıkın- tısını defetmek için bizzat tertip ettiği, bu sayede babasından 50 dolar koparmağa muvaffak olduğu anlaşıl - bin | Kadınlar devlet | meçti. Mustafa itulunca sadrazamlık işi yine Tarihten sayfalar: Kıbrısa götürülürken boğazlanan Defterdar K * Xx Sadrazamlık için Valde Sultana 600 kese rüşvet vaadeden defterdar Mustafa paşa emeline kavuşa- mamış, sadrazamlığa getirilen İbşir paşanın ilk işi de bu rakibi ortadan kaldırmak olmuştu Çocukken Osman- h tahtina — oturan Dördüncü Mehmedin zamanında — devlet iş- leri pek kalşık, bo- zuk düzen gidiyordu. işle- rine parmaklarını — s0- karken diğer taraftan . vezirler de külâh kap- mak sevdasına düş- müşlerdi. Bunlar ara- sında bulunan Moralı Mustafa paşa da sad ramzalığı ele geçirme- &e çalışıyordu. Ö, za | ten rüşvet ile vezir ol- muştu. — Sadrazamlığı elde etmek için de Vüalde Sultana (600) kese vaadini havi bir mektüp — göndermişti. Bu mektup sadrazam Derviş Paşanın — eline Paşa, İnce zekâsı ve arkasır nn küvvetli olması sa- yesinde canını kurtardı. Zaten ihtiyar olan Derviş Paşa kurtuk mazı ümidi olmıyan ağır bir hastalığa tu- bazılarının hırs damarlarını kabartmağa başladı. Nam- zetler arasında Mustafa Paşa da Ancak padişahın reisliği altında kurulan meşveret meclisi Halebte bulunan — İbşir Mustafa Paşayı sadarete münasip gördü- ğünden Dördüncü Mehmet mührü hüma- yunu öna göndermeğe mecbur oldu. Sadaret mühürünü eline alan İbşir paşa © zamanın usulünce geçtiği yerlerde icraat yapa yapa payitahta doğru geliyordu. Ni- hayet sadrazamın İzmite geldiği bir gün İstanbulda top gibi patladı. İbşir paşa emin olmadığı için oradan vaziyeti tetkik etme- &e lüzum gördü. Sadrazam İzmitten orta- lığın haline bakarken aleyhtarları bir kere daha talihlerini tecrübeye kalkmaktan çe- kinmemişlerdi. O meyanda Moralı Mustafa Paşanın sadaretini terviç ettirmeğe koyul- muşlardı. İbşirin hatalı hareketlerine inanan padişah sadareti Morulıya tevcihe razi olur gibi olmuştu. Fakat kendi başına iş yapmamak, daha doğrusu esmayı üstüne sıçratmamak için tekrar bir meclis toplamayı, — onların da reylerini almayı düşündü, Padişah otur. duğu tahtından içtimam sebebini anlattı: «İbşirin rizayı hümayunuma mugayir hare- keti ve bazı alâmattan suiniyeti malümum oldu. Mührü andan alıp defterdar — paşa Talama vermek murat ederim. Zira doğru kulumdur. ve sadakat ile hizmeti — malü. mum olmuştur siz ne dersiz.) » Şeyhislâm ile kaymakam Melek paşa usülle işin içinden sıyrılmak istediler: «Padişahimız a'lemdir» dediler. Sual kaptan paşaya tevcih edilince Mu- rat paşa: aDevletlü padişahımız İbgşir | nız sözü doğru kulunuzdur. Hâlâ gelip y Taştı. aç günedek bundadır. Eshabı ağ- raz sözile bilâ mucib azlü lâyik değildir. A- nadolunun karışıklığına sebep olur. Mem- leket karcaşur batırı hümayuna keder vı rzecek iş iktizasına sebep olur. Lalanız ge- kp hakipayinize yüz sürdükten sonra her ne murat buyuruülürsa olvakıt — sühületle icra edersiz. Ma'kulu budur, ferman padi- şahımındır.» dedi. Saray takımının — göültülerini — mucip olan bu söz ister istemez kabul olundu. İbşir paşa payitahtta olup biten işlerden ve hassaten bazılarının defterdar Moralı Mustala paşayı sadrazam yaptırmak — yo- Tundaki teşebbüslerinden haberdar olun- ca İstanbula gelmekte tereddüt etti. Sa. rsaydan bazılarının teminatını aldıktan son- ra yola çıktı. Sadrazam debdebe ve dârüt ile gelir- ken Mustafa Paşa ile taraftarları ve İbşir Paşa aleyhinde bulunmuş olanlar ne yapa- caklarını şaşırmışlar, maamafih — telâşları felâketlerini tesri edeceğine kanaat getir- İsanlariyle buyurdular, İbşir Paşa geldiği gün ikindiden ıoo*' &* kani defterdar tiz çağırınln emri: di. Çavuşbaşı birbirini müteakip Üç sı"" göndermiş, Mustafa — Paşayı — aratıyordür Defterdar ise ahavfnâk ve yorgun sarayınf vardı. İgelmiş, tülbendini çıkarmış, gılmanlar yeF pare sallarlar, buzlu su ile memlu ve eBtt den düşmiyen Bir bardaktan nuş ederkef'l, çavuşlar yekdiğerini mütcakip içeriye #i iler. Sadrazamın emrini — tebliğ rmla Moralı bu haber üzerine şaşırdı, itaatelf' iyi bir la Üsküdara geçip sadrazama mülâki İzaca İbgir Pasap aBen seni bende iH dedi. Bu sözlü Mustafa Paşanın yüreğine bir parça * serpti. İstanbula avdet ile beraber wvezü” şey olmadığı için icabet eti sin dedim galet olmuş!» vete talip olduğu ve İbşirin izalesine ettiği gizlenür ve feramuş olunur mana ©' madığını bilmekle sabaha dek gözüne uX girmeyip narı mtırapta kebap old ve tarikle tahlisi giriban edeceğini asla lâhaza edemedir. İbşir paşa ertesi gün beraberinde $€* hislâm olduğu halde, Salacak iskelesindefi kstanbula geçti, gizlice, sessiz, sedasız Pf” dişahın huzuruna çıktı. Bir iki gün sonra namzedi Ayşe sultanla zifafı icra kılındi Sadrazam korktuğu — tehlikeyi — atlattık? tan ve senelerden beri kurduğu dama! adetine de erdikten sonra icraata başli* dı. İlk ağızda Moralı Mustafa Paşayı — YE rinden attı. Vak'a İbşirin zorbalık ruhut uygun' cereyan etmişti. O gün defterdâff davet etti. Kendisinden askerin ulufesi! verilmek üzere para istedi. Mustafa P! parasızlıktan bahsadince hiddetler — «Y4 mühür için beş yüz kese arzeylemişti! yvet Dete ol akçe kandedir var getür mevacibe relim» dedi. Moralı eski tedbirinc. viş paşayı kandırdığı inkâr vadisine tı: «Hâşa sultanım bu bana isnaddırı 687 vabını verdi. İbşir paşa gazübane bir taYIf takınarak, müverrihin tabiri veçhile, * kelâme ettir vBre hain, bu k€ Tâmı padiyahı cihan hazretleri mübarek F” Hiç — padişahla! kizbü iftira olur mu?» Bu ağır sözlere 497 «Kaldırın!o. Mustafa paşa paldır küldür çıkanldı Vezir kethüdası Salih ağanın hapsine b nuldu. Bir taraftan da tayin olunan ” mürlar sarayını mühürledi, eşyasını 2A müsadere etti. zi sözünü de ilâve etti: «Dörder at çeker yirmi altı araba d lusuv altın ve gümüş Moraya unndrvdl şayi olduğu için bunları bulmak ve zaPtdi” mek için Ahmet paşa' Moraya gönderil Balih eğanin bapsindes yanl dakenitl lğ Ki ağanın hapsine naklolunan Mustafa P? müteakiben (Yedikule) ye gönderildi müddet zarfında hesabı görülmüş, nesi Y” nesi yoksa zaptedilmişti. Ondan sonra FEP disinden para arandıkça yok cevabın! Y” diklerinden arada bir şey yokmuş gibi is.|tiyor. araştırmalar bir şey çıkarılmak mıştır. Genç hakikatı itiraf etmiştir. tikbal etmeyi muvafık görerek —© suretle hareket etmişlerdi. kinım vermiyordu. (Devamı 8 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: