26 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

26 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TYA 26 — Nisan SON POSTA « Son Posta , nın tefrikası :4 (Yazanı Freeman Willa Grofis| İ Tİasiherenin <n tanımmış alı zabila romancın Margary - Allington, Ani » hony Berkley. Frecman Willa Grofs, Father Ronald Kacz, Darethy Sayers, Russell Thoradike kahramanları meç- hul aha zabıta romanı yazıyor ve ka- tillerin kestini İngilterenin en hünerli zabıta müfettişi «George Cornisha « bırakıyorlar. rdan Froeman Wil- ha Gerlt'un eserine bugün bashyoruz. remanları, Blunt evvelâ 50 liralık bir gramo - fonlu radyo ile bir sürü gramofon plâğı almak istediğini söyledi. Bu para da Hasları fazla rahatsız etmedi. Fakat vaziyetin bu şekilde sürüp gitmesine imkân yoktu. Haslar, bu parayı homurdana ho - murdana verdi. Fakat Bluntun mata- Kbi bitmiyor, her gün yeni bir bahane ile para talcbi tekerrür ediyor, Has - ların iradından mühim bir kısmı bu a- damın eline geçiyor ve Haslar ya ken- di masraflarmı kesmek, ya sermayeyi yemek gibi iki şık karşısında kalıyor - du. Birincisini yapmak karısının bir şeyler hissetmesine sebep olur ve bu yüzden aile hayatı bozulurdu. İkinci- sini, muvakkat bir zaman için yapmak mümkündü. Fakat netice çok tehlikeli olurdu. Haslar vaziyetini bir haylı endişeli görmekle beraber vahim — mahiyette saymıyordu. Çünkü Bluntun talepleri pimdiki ölçüsü içinde kaldıkça mühim bir mesele teşkil etmez ve kendisi bu çinde birleştikleri ve sevdikleri muhit- ten mahrum kalacaklar hem de karı koca arasındaki samimi arkadaşlık bo- zulacaktı. kavuşmak lâzımdı. Ya bu meseleyi bu şekilde hallet - mek Haslar'a emniyet ve huzur yeri- ne”bımbıçlı bir şey getirecek olur - sa?l. Meseleyi bir da ters tarafından mu- hakeme etmek icabediyordu. Bu şekil- Haslar düştindükçe, felâketin bü- yüdüğdnü. hissediyordu. Fakat bütün bu felâket, bu köhne, kötü dolandırıcının hayatta kalması yüzünden ileri geliyordu, Halbuki bu|de huzur İ girkin adamın yaşamasında ne ken-| hatırlamak v;*_m :'Tz: di şahsi, ne de başkası için hayır yok -| dökmeğe kâfi geldi. Bunlar tam emni- tu. Bilâkis bu adamın yaşayışı, muhiti- yete kavuştuklarını sandıkları zaman ne ve kendisini tanıyanların hqıılııeııabımmn kapılarına dikildiğini, tev - eza veriyordu. kifhaneye — atıldıklarını, mahkemeye Bir ailenin mukadderatını bu ada- | götürüldüklerini, haftalarca süren mu- ma bağlamak, haksızlıktı. Onun içinlhıkeme!udm sonra karar verildiğini Haslar aklıma geldiği halde düşünmek- Rörürler, sonra... ten çekindiği meseleye ehemmiyet ver-| — Haslar bu noktaya varınca; titredi. mek ihtiyacını hissetti. Böyle bir ada-| — Hâdise binlerce defa vuku bulmuş - min kendisinc ve karısına musallat ol- | tu. ması reva değildi. Hele karısının saa- detini mahvetmek en büyük haksızlık olurdu. O halde Blunt'un vücudunu kaldırmak icabediyardu. ÖO — zaman kendisi de karısı da kürtülur, ve aile yeniden bahtiyarlığa kavuşurdu. Bu korkunç düşünce Hasların ak- lma ilk estiği zaman kendini derleyip toplamış ve bu düşünceyi ezmeğe ça- lışmıştı. Çünkü katil olacaktı. Fakat Blunt'un hattı hareketi bu düşünceyi için usul dairesinde hareket gerekti. Plân mükemmel olduktan ve her ih- timali ölçüldükten sonra yüzde yüz muvaffakiyet muhakkaktı. O halde plânı kurmağa bakmalı i - di. ( Arhası var ) gerseverkaRana eecercereseSECENLEREUSANse Rumen koral heyeti tazeledi. Kendisi bu düşünceyi yine| Şehrimizde 2 konser — verecek olan| — Kendini topladı: defetmeğe uğraşmış, fakat ııııı'vııglak 80 kişilik Rumen Koral heyeti bugün olamamıştı. Artık bıçak kemiğe da -|Romanya vapuriyle gelecektir. bir son vermek ve selâmete, emniyete O halde ne yapmalı ve işin içinden | nasıl çıkmalıydı?. İşin içinden çıkmak | 4 A $ viş Zahmetli bir köprü işini bitirip para -| Jarı alan müteahhit Kâzım Emiri yorulan sinirlerini dinlendirmek için Bursaya git - meğe karsı verdi. Tam mevsimiydi. Bursa ovası yemyeşildi. Nilüfer çiçekler uzasında bir mavi kurdele gibi kıvrıla kıv- yılâ uzanıp gidiyordu. Uludağ eteklerinde, Kirazlı yaylada ta- biatın bin bir rengi ve çiçeği insanın içini gicikliyordu. Paraların çoğunu bankaya koydu. Ve Yalova yolundan Buraaya kapağı altı. — 'Oh, Her taraf cennet! Daba mevsim de yeni başladığı için pok kalabahık dağildi. En temiz otelin en güzel odasına yer » Teşti. Aylardanberi münakasa, ihale, inşaat peşinde — koşmaktan, ita emri koparmak için çene çalmaktan o kudar yotulmuştu. ki bu yokuluk bile iştihasını açmıştı. İlk gece banyosunu aldı. Yemeğini yedi ve yattı. Pencereden süzülen güneş gözlerini ka- | maştırmıştı. Kalktı, gerindi, yıkandu — Kahvaltısını balkona getimnelerini söyliyerek — kapıyı açtı. Geniş ve yeşil ovaya açılan bu balka - manzarasından evvel ince bir parmaklıkla öteki balkondaki oda komşusile karşılaş - . Altın gibi saçlarını sabahın taze güne -« ginde kurutan genç bir kadın. Kâzım Emin şaşaladı. Sendeledi. Böyle bir manzara ile kar- glaşacağını biç ümit etmemişli. Kapinin gürültüsüle — kadın başını ona gevirmişti. Nilüfer gibi iri göz bebekleri â- deta gülümsiyordu. Bir kabahat işlemiş gi- bi orada oynıyan küçük, beyaz, boynu sa- n kuürdeleli köpeğini gösterdi: — Muhakkak köpeğimden şikâyet ede- geksiniz, dedi. Sizi rahatsız etti değil mi e- fendim. Kâzım Emin büsbütün şaşırdı. Köpeğin sesini bile duymamıştı. Bereket köpek onu görünce havlamağa buşlamıştı. efendim, niçin rahatsız — Rica ederim elayım. Küzm Emin güldü. Lakirdıyı değiştli| diler. Ş ğ * Soanbaharda — Rursa kaplıcalarının Ü güzel olduğunu bilen Kâzım Emin bir Wlğ hafta banyo almak için yine Bursaya git n — meiğti. € ğ Geçen seyahatinde kaldığı otele indi- * Beyaz köpekli kadın yoktu. Garsona sordü : — Hani bir beyaz köpekli... Carson daha fazla izahat almağa İüzumt ma çıkar çıkmaz — görü tabiatın bu mefis| görmeden gülümşedi: — Anladım efendim, evlendi. İstan —— bula gütti. ğ — Burada mı evlendil. — Evet. Bir zengin tüccar gelmişti. Kat — dın köpeğini musallat etti. Fakat adamcar — ihz köpekten çok korkarmış. Ayaklarını ya larken bir tekme vurup öldürdü. Kadın”çıl dıracak gibi olmuştu. Ağlıyordu. Tüceat — köpeğin güzel bir kadına ait olduğunu aa | Jayınca çok üzüldü. Tazminat vermek İt tedi. Kabul ettiremedi nihayet ahbap oldu- — lar ve evlendiler. Garson bu hikâyeyi anlattıktan sonra g4 sefli esefli ilüve etti: —Ne olduysa bize oldu. O köpek, sahib gibi bize müşteri kazandırıyordu. 4 N CAHİT__A 4 Bu Akşamki Program 1sT. 4 'ANBUL a oi nineei i L| — Ve biraz dah tlendi : masrafları için bir bahane bulur, ka -| yanmıştı. Haslar'ın ölmesi İâzımdı.| — Avrupada bir turneye çıkmış olan DU A YN A çe 12.30: Muhtelif plâklar ve balk musi w — — ü msının nazarı dikkatini celbetmeden | Çünkü ancak bu sayede emniyet için- — Hem olsam bile! bu işi idare ederdi. de yaşamak mümkündü. Fakat işin tam bu safhaya vardığı| Fakat bu adamın ölümü mukabilin- sırada bir hâdise daha vuku buldüu ve|de kendisine bir zarar gelir miydi? Haslar yıldırımla vurulmuşa — döndü. | Gelirse bu zarara mukabele edebilir Bu darbe onun şimdiye kadar katlan-| miydi? dığı darbelerin en ağırı idi. Bu müthiş| Haslar, eski arkadaşı Blunt'u orta- sille Hasların beynine işlemiş ve onu|dan kaldırmak düşüncesini, kafasının yese düşürmüştü. içinde evirip çeviriyordu. Farkına var- Blunt bir kere daha telefon ederek | madan kararını bile vermişti. Blunt Bükreş devlet operası artistlerinden bir grup da koro heyetine refakat et - mektedir. Koral heyeti için İ#tanbulda bir gezin- Ve kadının tatli bakışlarile büsbütün ü- mitlenerek kekeledi; — Sizin gibi... Ve bö-te tesadüflerde kullanılan klâsik, ti proğrami tertip edilmiştir. Heyet a-. v la L aldur yın 27 sinde Çamlıcaya götürülecek, oradan Haydarpaşaya indirilecek ve a- dada öğle yemeği yenilecek, akşam şehre dönülecektir. 98 Nisanda Ayasofya, Yerebatan, kendisile görüşmek dilemişti. Haslar onun gene para istiyeceğini sanmıştı. Onunla gene gimal yolunda görüşmek için söz vermişti. Her vakit ki gibi yine otomobili ile mülâkat yerine giderek Blunt'u yanı- başına aldı. Fakat Blunt — sarhoştu. Gerçi saçmalamıyor ve ağzına geleni söylemi- yordu, fakat cüretini arttırmıştı. " Blunt'un kendini bu derece içkiye vermesi yeni ve pek mühim bir mesele Bir adamın, hayatını, selâmetini, sa- edetini; hodperest, rezil bir âdâbın eli- ne emanet etmesi berbat bir şeydi, fa- kat bütün bunları bir de sarhoş olan bir adamın eline vermek, bin bir kere be- terdi. Çünkü böyle adama güvenmeğe zerre kadar imkân yoktu. Haslar ilk defa olarak bütün varlığile 'an etti. Artık yuvasının, karısının, dostlarının, bahtiyar muhitinin tam bir tehlike geçirdiğine inan », Halbuki hayatının hiç bir Ü"”"’_d" bugünlerde olduğu kadar bahtiyarlığın zevkine Öşi- na olmamıştı. Fakat üm.ıkııfhk içinde yaşıyordu. Ve yıpımk iş bir an evvel €emniyete işyı bir hayli yaşlanmış bulunuyordu er geç 'Alman çzırfıeıi. müzeler ve çarşı gezi- ölıecıkd. Hayatından bir zevk duyduğu lecek, 29 nisanda ı_iı Topkapı - sarayı, yoktu, Onun — bayatına — istırapsız Eyüp gezdirilecektir. — AAA ae bşare hui İstanbul Dördüncü İcra Memurluğundan : Vakıf Paralar Müdürlüğü pamına birinci derecede ipotekli olup tamamına yeminli üç ehli vukuf tarafından bin dokuz yüz on dokuz lira kıymet takdir olunan Hace Fatma Hatun mahallesinde Bostan sokağında Eski: 4,4 Mü. Yeni : 32, 34 numaralı altında dükkâmı bulunan bir * bap ahşap hanenin tamamı açık arttırmaya konmuş olup şartnamesinin 17/5/936 tarihinden itibaren dairemizde herkes tarafından görülebi- leceği gibi 27/5/936 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 ten 16 ya kadar dairemizde açık arttırma ile satılacaktır. Arttırma be- bedeli muhammen kıymetinin yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde en son arttıranın tanhüdü baki kalmak üzere 11/6/936 tarihine mü- sadif Perşembe günü saat 14 ten 16 ya kadar dairemizde yapılacak olan ikinci arttırmasında gayrımenkul gene mühammen - kıymetinin & 75 ini bulduğu takdirde en son arttırana ihale edilecek — ve bul- takdirde 2280 No. l kanun ahkâmma tevfikan satışı geri bırakılacaktır. Taliplerin muhammen kıymetini yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey akçesini veya milli bir Bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Müterakim vergiler ile yakıf icaresi, taviz be- deli ve Belediyeye ait tenvirat ve tanzifat rüsumu satış bedelinden tenzil olunacaktır. 2004 numaralı İcra ve iflâs kanununun (126) ncı maddesinin dördüncü fıkrasına tevfikan bu gayrımenkul üzerinde alacakhlar ile diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahipleri- ıhlıııbıklınınvılııııı'khiıve ife dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren (20) yirmi bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları cihetle alâkadaranın işbu maddenin mezkür fıkrasıma göre lümat almak isteyenlerin 4 ğ dosya — numarasile olunur. (2262) müracaatları — ilân y Bu ahbaplık bir gün içinde o kadar |i - lerledi ki akşam yemeğinden sonra garson- lar komşsunun çantalarım Kâzım Emin be- yin odasına taşıdılar, Tam on beş gün bu ahbaplık devam et- t. Kâziım Emin bey genç kadına Bursa i. peklerinden bir kaç top, Bursa kuyumcu - * İlarından Lir düzine altın bilezik aldı. Ve yeni bir inşaat işi bulmak için İstanbula döndü. * Mühim bir tünel işini üç ayda - bitiren Küzırn Emin Ankavadan İstanbula eli - yordu. Sapancada kahvaltı için yemek sa- lonuna geçtiği vakit eski arkadaşlarından Mahiri gördü. Kâzıra Emin akşam — Ankaradan trene binerken onu görmemişti! Nereden çıkun Allahı sevemsen! De- di akşam yoktun, Mahir anlattı: — Karaköyden bindim. Buzsada bir i- şim verdı. Sözde iki günde - bitirecektim tatlh bir belâya saplandım, on gün kaldım. — Tatlı belâ da ne oluyor? — Bursada bir otomobil acenteliği işi vardı. İki günlük bir iş. Fakat otelde bir kadınla ahbap oldum. Birakamadım. Kâzım Emin kendi başından geçen Bur- sa vak'asını hatırladı: — İyi parça mu idi? — Sorma, Altın gibi saçlar nilüler göz- ler. Sülün gibi endam. ü vesile de onun kö - peği oldu. Ötelin bahçesinde — otururken beyaz bir köpek etrafımda dolaşmağa baş- ladı. Ve genç bir kadın: — Baobi, Bobi . Diye çağıra çağıra yanıma geldi: — Bobi sizi rahatsız etti galiba! Diye özür diledi. Bırakır mıyım, hemen |Öğet tarafından İstanbul ahbaplığa başladım. Bana biraz masraflı|bir konferans verilecektir. eldu amma.. HLA ğ kisiş 18: Dans musikisi (plâk); 19: Ha berler; 19.15: Muhtelif plâklar; 19.30Ş Çocuk esirgeme kurumu namına konle « tanı; 20: Halk müsikisi; 20.30: Neşir em nasında ilân edilecektir. (Bekleyiniz!) Saat 22 den sonra Anadolu ajansınız, gazetelere mahsu> hayadis servisi veriler — cektir. ANKARA 19,30 Ankara Palas (hafif konser). 20 sporcu konuşuyor - Nizamettin - Rifat, 20,20: Ajana haberleri. 20,30: — Karpiğ — şehir Jokantasından nakil (karışık konser). — BERLİN v 17: Kolonya. 19: Musikili piyes. 208 © küçük konser. 21: Öpera könseri, 23,30ç Münihten, MÜNİH 5 V7: Kolonya. 19: müsikili —piyes, 204 Süel könser 25: Seutigartan :23,30: dana musikisi, S X 18; Hafif musiki. 19,20: hafif musik, 20,20: plâk, 21 piyes, 22,10: — şarkılarş 22,45: Halk konseri. ü BUDAPEŞTE  18: Oda musikisi konseri. 19,50: Zi « gan orkesiras. 21: öperet yayımı, 234 dans oikestram, 24: Zigan örkestram, 27 Nisan Pazartesi İSTANBUL Esat Mııı tarafından. musiki, — (plâk). 19: Haberler, Mühtelif plâklar. 19,30: Çocuk esil kurumu namına konferans. 20: Halk n İ D | sikisi, 20,30: Stüdyo orkestraları. 21,304 Son haberler. ğ Saat 22 den sonra Anadolu vaj gazetelere mahsus havadis servisi verile « cektir. Radyoda konferans M 27 Nisan pazartesi akşamı sant ye- di buçuk - sekizde, Çocuk Esirgem Kurumu namına doktor İbrahim î radyosund Sokak çocuğu ve suçlu çocuktur. : n Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: