21 Mayıs Zonguldak amele birl sıhhat teşkilâtı # wt ığI Amelenin parasından maden sahiplerine bi_nl.erce_ lir:f : Para verilmiş ve bunlar gayri kabili tahsiı.l_ imiş. Şimdi sağlık teşkilâtı amelenin hukukunu gözetecek Zonguldak (Hususi) — Yeni çıkan bir ararname ile Zonguldak amele birliğinin Sağlık teşkilâtı husust bir vaziyet almıştır. Âmele birliği, 337 de yalnız Zongul - ak maden amelesinin haklarına şâmil ol- Mak üzere neşredilen bir kanunla doğ - Muştur. Varidatı, maden amelesinin aylık Azançları tutarının üzerinden kesilen yüz- de bir ile maden işletenlerin gene bu mik- tar üzerinden ödedekileri yüzde birlerden taplanır. Havzada işçi spekülâsyonunun çoğal - ;““f- bu yüzde ikilerden toplanan ame- - birliği varidatını, - yapılan yardımlar ha- D - 400 bin İira gibi mühim bir yaküna NkSeltmiştir. n Bu teşekkül, fa'al heyet ünvanını alan İT idare heyeti tarafından idare edilir. *Yetin gördüğü vazife, amelenin toplu UI"HĞUğu maden mıntakalarında tâli de- Tecedeki komisyonların halledemedikleri m_e“eleleri tetkik ve kararlar — vermektir. :'I'ğin yaptığı işler ve hesaplır İktisat Ve- Sletinin mürakabesi altındadır. Amele birliği, bir kaç yıt evveline ka - âr kuruluş maksadına uygun iş göremi - ,y'_"d“— Başlıca göze çarpan faaliyeti, ticari :u_barjan Ticaret odasınca tekeffül edilen mfkt“CCarın kefilliği altında işçiye küçük Vel Yasta ödünç para vermek, ölen işçinin öd İ$ÇI ailelerinin techiz ve tekfin masrafını Smekten ibaret kalıyordu. Bundan başka, adı amele birliği © -| ıî:dîu Müessese, en âcil bir ihtiyaç karşı- licıretkahn işçiden ödünç para vermek ııçın &rark oda_"nd“ itibarları tasdikli iki kefil ö _eln. nisbeten daha kolay şartlarla, ma- ta Sleten patronlara büyük mikyasta pa- aç yğ_“î"m:lallndı bulunmuştu. Sayısı bir dimi inin üstünde konuşulan bu para yar- tlndaarındaıtl- gayri kabili tahsil kaydı al- a k tozlu defterlerin yaprakları arasın - ir alan paralar da olduğu söylenmekte- e Ümsla birliği son söneler içinde kendini ; Parlamak lüzumunu duydu; yenj bir ta- ::lee hazırladı. “mîâ bü. yeni talimatnameda, Bail - ai arşısında kalan bir işçiye ödlünç pa- der, “Pilmek için, ticaret odasından kredi Pa celeri tasdikli iki kefil formülünü bir mw "ife atlamamıştı. Fakat, çalışan iş- ha l:e:;:ef_ı:e de evvelkisine nazaran ada- ölçü , ö larım aei çüdet:ııkun_n yardım imkân ;(;;mı ortada mühim bir vaziyet vardı. hükü d? çıkan Zonguldak amele kanunu seler göre, maden İşleten müesse- çal Ve patronlar, sadece maden işlerinde hy:mrd'kl““ işçilere, iş arızalarından do- di JPi bakımla mükellef tutulmuşlar - lîiînı'îîl karıları ve işçi çocukları amele bir- B “ihk teşkilâtına bırakılmıştı. gi bi . “yetin en ciddi mahzuru, her han- den (. * Arızası olmaksızın hastalanan ma- < id;!vıaının baş vuracak kapı bulamama- h Eunkü_ madenci, böyle bir işçiya, ame- ”mîm'"“-' Madenciyi yalnız iş kazalarında < OChan ameleyi tedaviye mecbur tuttu- mm; ileri sürerek, ne şekilde olursa olsun Yardim yapmıyor, diğer taraftan a - ::d’ birliği sağlık tyeşlnliu da, talimatna: ıirîl;ın Maden sahasında oturan, amele ai- 'en uzak müstakil bir vaziyete girmiş eRE e F A UA A V x ü GĞ z UŞ : Zongmdık Amerfe birliğine bağlı işçiler öne koyarak lelerine yardım — maddesini hasta amelayi benimsemiyordu. Demek maden müesseselerinin ve a - mele birliğinin sıhhi teşkilâtı Zonguldak maden havzasında ikileşmiş bir küçük, bir boğucu gaz, bir su patlaması gibi feci ka- zalarda sakatlananların dışında kalan has- ta ameleye, meselâ: hava cereyanlarından öldürücü bir illete yakalanan, ciğerleri bü- zülen işçilere istenilen bakımı gösteremi - yecek sıhht teşekküller vaziyetine girmiş bulunuyordu. Bu iki cepheli sıhhi teşekküllerin en bü- yük Fenalığı, maden kazalarından doğan malüliyetlerde ve iş arızalarında daha ka- rakteristik bir şekilde beliriyordu. İş sırasında gelip çatan bir kaza sonun- da sakat kalan ameleye mensup — olduğu müessesenin doktorları, malüliyet derece- sini en hafif bir dereceye indiren raporlar veriyorlardı. Meselâ; iş kazalarından do - layı Zonguldak mahkemelerinde görülen tazminat davalarında, kolu iş kabiliyetini kaybeden bir işçinin raporunda sakat ka- lan uzvun yüzde kaç nisbetinde iş kudre- tini kaybettiği zikredilecek yerde kolunun estetik güzelliğinin yüzde I2 sini kaybet- miştir diyen doktor raporları okunmuştu. Bu vaziyet hiç şüphesiz ki maden mü- esseselerinin doktorlarile amele birliği sağ- İık teşkilâtı arasında uzayıp giden bir ih- tilâf zemini teşkil etmiştir. Bu karışık vaziyetin devamını bulmıyanlar arasında fikrini en evvel ileri atan bugün amele birliğinin sağlık tesek- külünde çalışan bir doktaordur. Bu doktor Zonguldak havzasındaki sağ- hk teşekküllerinin birleşmesi lüzumu üze- rinde ısrar etmiş ve uzun yıllar geçirdiği tecrübenin verdiği salâhiyetle — projesinin doğuracağı iyi neticeleri alâkadarlara an - latmağa muvaffak olmuştur. Yeni çıkan kararname Zonguldak hav- zasındaki şirketlerin hastahanelerini ve sıh- hi servislerini tamamile amele birliği sağlık teşkilâtına bağlamaktadır. Bu çok hayırlı bir neticedir. Çünkü, santralize edilen sağ- hik teşekküllerinin bir elden idaresi imkân altına alındığı gibi, artık tazminat dava - larında iş kabiliyeti sıfıra inen bir kol için estetik güzelliğinden —yüzde şu kadarını kaybettiğini mevzuu bahseden — raporlara da rastlanmıyacaktır. Vaziyetin topluca ifadesi: Havzadaki doğru |den 1sırmıştır. e ea aei ' , POSTA Bir kuduz keçi Somada bir çiftçiyi ısırdı, fakat öld "Soma (Husust) — Turgut Alp kö- yü halkından Ahmet oğlu Hasan tar- lafına giderken bir keçinin hücumuna ugramıştır. Keçi Hasanı bir kaç yerin- Keçinin kuduz olduğu öldürülmüş, Hasan tedavi e'dilmek üzere İstanbula gönderilmiş - tir, *” ** ürüldü anlaşılmış, avzada Ortamektep Havza (Hususi) — Havza kaplıca- larile tanınmış güzel bir kazadır. Sam- suna 80 kilometre mesafededir. Her yıl Havzanın havası ve kaplıcaların - dan istifade etmek için civar vilâyet - lerden binlerce ziyaretçi gelmektedir. Ziyaret müddeti hazirandan teşrini - evvel nihayetine kadar devam eder. Havzada bir orta mektep yapılması kararlaştınlmıştır. Bu.suretle orta tah- sile devam imkânını bulamıyan vakti ve hali müsait olmıyan ailelerin çocuk- ları da mahrum kaldıkları orta tahsile devam edebileceklerdir. Belediye kazanın bozuk olan yolla- rını tamir ve diğer noksanlarını ikmal için büyük bir gayretle çalışmakta - J dır. 67 köyün Mahsulü Mahvoldu Fırtına Urfada da mühim tahribat yaptı Urfa (Hususi) —Halkevinde halk i- çin bir zehirli gaz kursu açılmıştır. Kurs 15 gün devam edecektir. Fırat nehri kıyılarındaki köylerden başlıyan dolu serpintisi Tektek dağı uçlarına kadar gelmiş ve Gİ köyün e- kinlerini kâmilen mahvetmiştir. Ur - fada şiddetli fırtına olmuş ve şehir i - çinde bir çok bahçeler harap olmuş - tur. Yeni hükümet konağı karşısında evkafa ait arsa üzerinde evkaf idaresi tarafından bir evkaf apartmanı yapıla- caktır. İnşaata yakında bşlanacktır. Kızılcahamam mezarlıkları Kızılcahamam (Hususi) — Kasa- ba içindeki mezarlıkların kaldırılması kararlaştırılmıştır. Kabirler şehir hari- cinde yeni teşiş edilecek mezarlığa nakledilecektir. olmasıdır. Bütün bu iyi şeyler yapılırken üzerin- de hiç durulmıyan ehemmiyetli bir noktayı daha tebarüz ettirmek lâzımdır. Havzadaki iş hayatının sıhhat işleri, a- mele birliği sağlık teşkilâtında toplanmakla vâkıâ bu teşekkül iş sahiplerinin doğru - dan doğruya yapabilecekleri tesirlerden kurtulmuştur. Ancak, idaresi, ve çalışan elemanların işe alınmaları ve işten çıka - —- köyü olan güzel bir şehrimiz: Urfa | Bik ci KSa ücir ae Urfa, (Hususi) — Urfa Anadolu - nun cenup ilbaylıklarından — birisidir. len Malatya ilbaylığını tahdit eden Fırat nehri, garben Gaziantep ilbaylı- ğını tahdit eden yine Fırat nehri, ce - nuben Suriyeden geçen şimendifer hattı ile çevrilmiştir. : Nufusu son tahrire göre (370,000) kadardır. Mesahası 17,000 küsur kilo- metre müurabbaidır. B urakkam tahmi- nidir. Urfa mesahası henüz fenni bir usulle tesbit edilmiş değildir. İlbaylığımızın şimal ve şimali garbi kısmı tepe silsilelerile arizelenmiş Diyarıbekirde -Bir kafileye Yıldırım çarptı Yağmurlardan hat bozuldu, bir köprü sakatlandı Diyarıbekir 20 (Hususi) — Diya- rıibekir ve bütün Şark mıntıkasına sü - rekli yağmurlar yağmaktadır. Müna - kalât durmuştur, Diyarıbekir ile Siv- rice arasındaki köprü seller yüzünden sakatlanmış olduğundan iki gün teeh- hürden sonra trenler ancak aktarma suretile sefere başlamışlardır. Diyarı- bekir, Mardin, Kızıltepe ve Kulpaya yağan dolu yüzünden meyva ve mah- sulât büyük zarara uğramıştır. Diyarı- bekirin Hanik nahiyesinden bir saat u- zakta sürü sağmağa giden bir erkekle altı kadın fırtınaya tutularak, bir a - ğacın kovuğuna iltica etmişlerse de a- ğaca düşen yıldırım üzerine, erkekle üç kadın ölmüş, ve diğer üç kadın da ağır surette yaralanmışlardır. Yağmur devam etmektedir. y terkedilmiştir. Bu idare heyetinde nafiz o- lan zihniyet te hiç şüphesiz ki iş sahiple - rine seçilen murahhasların temsil ettikleri iş sahibinin menfaatleridir. Gerek idaresinin ayrılması ve gerek ça- lışan elemanların işten çıkarma, işe alın- ma hakkının doğrudan doğruya İktisat Ve- kâletine bağlanması, amele birliği sağlık teşkilâtını hiç bir tesir altında kalmadan müstakil bir hale getirmek için en kestir - bütün sağlık teşekküllerinin iş sahibinin te- rılmaları gene fa'al ismini alan —meclise| me bir yoldur. : * ——— ——— ——— Pazar Ola Hasan B. Diyor Kl: ( : .) ; DA ü <i Nez ŞEMLŞ €. — Hasan Bey — Olmaz! Benim uçan kuşa borcum var.. derde girerim, sonral Şarktan Diyarıbekir ilbaylığını, şima- Urfayı çeviren dağlarda çok kıymetli madenler saklıdır Urfanın umumi görünüşü münbit yayla ve vadilerden müteşekkil araziden ibarettir. Urfa ilbaylık mer 4 kezinin garbında sulak ve pek münbit araziye malik Suruc ovası, şarkında ve şarkı cenubisinde ise Haran ve Viran- şehir ovaları vardır. İlbaylık arazisini arizelendiren sil - sileler arasında Gömüş, Tektek, Fi - ruzpaşa, Karacadağ, ve Arat dağları maruftur. Bunlardan Karaca dağ (1500) metre yüksekliğindedir. Bütün bu dağlarda tetkikat ve taharriyat ya - pıldığı takdirde çok kıymetli madenlere rastlanılacağı kuvvetle tahmin edilmek- tedir. Urfa dahilinde bir çok köylerden çıkan bir çok nehirler ve çaylar var - dır. rahman gölü 151 metre uzunluğunda! ve 27 metre enindedir. Aynizeliha gö- lü ise 53 metre uzunluğunda ve 97 metre enindedir. Urfanın umumiyet itibarile iklimi kuraktır. Teşrinisani ile Mayıs arası yağmur mevsimidir. Yaz ve sonbaha- rın iki ayı son derece yabistir. Urfanın kışı soğuk, yazı sıcaktır. Nebati hayat itibarile Urfa iki mın- tıkaya ayrılır: Cenup, Şimal mıntıka - ları. Cenup Haran, Suruc ve Viranseliir ovalarından ibarettir. Bu kısım sıcak - tır. Sıcak yerlerde yetişen nebatat bu- rada yetişir. Şimal kısmında her türlü hububat, ağaç, sebze ve meyva yetişir. Bu kısımda az mikdarda orman var -« dır. Urfa muhitinde her cinsten hayvan: lar yetişir. Bilhassa Urfada yetişen A- maz. Urfanın Susuc, Birecik, Yaylak, Hilvan, Siverek, Viranşehir, ve Haran dar köyü vardır. Hadi Ölen Boğaziçi — Boğaziçi öldü. — Cenazesi ne oldu? Ş — Ne olacak; yel üfürdü, su götür. — . * Bir arkadaşım söyledi: vişe yazdırmamalı idi.. — Neden? — Kadınların cenazeye gitmeleri bizde âdet değildir da.. * önünde lip sordum: din de Boğaza girmedin? — Demode yerlerden hazzetmem! y Boğazına düşkün çok, fakat Bağa- za düşkün hiç yokl! * Şirket nihayet karar vermiş: Vapur tarifeleri ucuz olacakmış.. Bakımsız Boğazdaki, çökmüş yalıla- ra taşınacaklara müjde, rıkan cins atlar hiç bir tarafta bulun - tutulan — üç metre boyundaki balığın kulağına eği- — Hi aö dü'dü <e âa” < adında yedi kazası ve bin dört yüz ka- —— — Şu Boğaziçi yazılarını Suat Der - — — — Niye Adanın önüne kadar gel - ü y W D 5 âl Bd nf zek xi Tif Urfa merkezi dahilindeki Halilür - İ B