13 Haziran 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

13 Haziran 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— tavuklar daha çabuk büyüyoın kararı- | İki kanun Yazanı F.R. Atay s on günlerde kabul etti: Biri, dış tcaretimize 2a- rar veren hiylecilere aittir; biri, maliyet fiatlarının kontrolu- diye hulâsa ettiğimiz, endüstri Kfiat tesbiti hakkının devlete verilmesidir. İkisi de yalnız bizim için yenidirler. Tağşişle kâr etmek, yalnız ahlak sahibi değil, heetp ve menfaatini bilen bir tüc - carın da işine gelmez. Böyle hiyleler, gün- delik vurgunlara yarar. Fakat isim ve fir- ma yerleşmesini, devamlı pazar elde edil- mesini meneder. Bir şahsın kendi zarar ve menfaati üzerinde hareket serbestliği olsa da, bu hareket umumi menfaat üzerinde tesir gösterdiği — vakit, devlet kanunları müdahale eder. Dişanda kimse, Türkiye- den yalnız Ahmedin katışık yağ gönder- diğinden bahsetmez: Türk yağlarına emni- yet olunamıyacağına karar verir. Bilhassa eski şöhreti bozuk olan, ve içinden ekalli- yet tüccarları çıktıkdan sonra, dış ticaret işini başaramıyacağı fikri telkin olunan bir memleket, bu hususta hiğrlecilere, vur « ganculara karşı alınacak en şiddetli ted- birleri bile hafif bulur. Fiat kontroluna — gelince, ekonomide devletçilik teşebbüs sahiplerine karşı müs- tesna bir himaye temin ediyor: Kıncı ve yıkıcı rakibliği menediyor. Eğer gu veya bu istihsal için üç müessese kâfi ise dördün- cüsüne müsaade etmiyor. Ayni devlet, Kamutay iki kanun aynı adaleti istihlâk eden halk menfaatine | Kulu imişv denir. karı da tatbik etmek zaruretindedir. Ben-|bu suretle ailesi "den gayrisi artık şunu veya bunu imal eden | efradı teselli edi - fakat ben |lirmiş. yeni bir fabrika — açmıyacak; kendi imal ettiğim malı — istediğim — fiata satacağım, Bu diriğe ekonomi değil, dirije |da 93 üncü ilkba- maddeleri için azami ve asgari | Tabiaten yumuşak insanlar kuvvetli azim sahibi olamazlar, Hayatta yılmıyan, engel tanımıyan, müşkülleri yenmekten kaçmıyan adam mutlaka kendisi için çizdiği yolun sonuna ka- dar gidebilir. Yumuşak adam akıntılara tâbi dümensirz. bir sandal gi « bidir. Rüzgür nereden eser, akıntı nereden gelirse oraya sürük. lenir. Bunlııi-ıdîlıııl:hlıvyolçımı(ıbdıhh—ıl- O SON POSTA W Azim ve irade B mun için hayatları hep talih ve kaderin elinde bir oyuncak olur gider. Azim ve irade muvaffakiyetin un büyük şartıdır. Yumuruk azmin en kuvvetli ifadesidir. Çünkü azmin kolu bükülmez, yumruk bükülmiyen kolu gösterir. ı Kolunuz bükülmezse, yolunuzu rüzgâr ve akıntıya göre de- w.q_a.vuum.mm SÖZ ARAsıNDA l Çok yaşayacağından Korkan Yügoslavyalı Yugoslavya - da genç yaşında ölenler hakkında «Allahın — sevgili Son zamanlar - inhisarcılık olur. Hiç bir millet, böyle bir(harına giren Jo- inhisarcılık menfaatlerinin hususi mües - | yan isminde bir a- sese ve şahıslara hasrolunmasına tahammül edemez. — Fkegomi Bakanımız, şimdi, esasen üz- tünde olduğu ve anlaşmalarla bazı husus- larda tatbik ettiği azami, asgari Hat tayini hakkını kanunla almaktadır. Bu kanun, tat- bik edegeldiğimiz ekonomi sisteminin ta - — bil bir neticesinden başka bir şey değildir. Endüstrilerimizi yeni kuruyoruz: Bun - dan zarar görenler, plânımız ve teşebbüs- | lerimiz hakkında kötü telkinler yapmakta ve halkı şaşırtmaktadır. Dişatının bizim Hatlarımızı yüksek gösteren bir damping fiatı var. Bir de fiatların yükselişini yalnız buna atfeden bir menfaatçilik var, Halkın içinden çıkamadığı muamma budür. Yani, dışan fiat, hakikaten, zararı kendi devleti dam kendisini tebrik edenlere: — Her geçen gün bana zehir olu- yor. Allahın ne kadar sevmediği kulu imişim ki, bir türlü canımı almıyor, di- ye şikâyette bulunmuştur. ... Meoşhur bir kaçakçının marifeti Bundan bir kaç gün evvel Alman - |yadan İsviçreye meşhur bir gazete va- sıtasiyle para kaçıran bir ka;ıkçıdsm bahsetmiştik. Bu gün de meşhur bir İs- panyol kaçakçısından bahsedeceğiz. Bu adam bir gün gümrük muhalaza memurlarının yanına gelmiş, uşağı ile arabacısının arabasiyle hududu aştık - Tarını, ve üzerlerinde de mühim mik- tarafından veya iç fiat farkı ile görünen bir /'tarda para olduğunu söyleyerek, ya - rekabet Hatı mıdır? Yoksa, eğer bir takım masraflar azaltılır, işlerimiz rasyonelleş - irilir, bir takım ıslahlar yapılırsa, iç ve dış Hiatları yaklaşurmak mümkün müdür? Yüksek ve adaletli bir hakem lâzım. hakem, ancak umumi menfaatin bekçisi ve tanzimcisi olan devlettir. Bu müdahalenin, yalnız bir takım fiatları — düzelteceği için maddi değil, bazı şüphe- — Jeri halledeceği için manevi tesiri de bü - - kuüvvet alan büyük teşebbüsler — boşanma hâdisesi kaydedilmistir. 11917 adet ııft&ı ııılı!ılmışhr. p yük olacaktır. Ancak milli fedakârlıktan devrinde manevi âmilin, maddi âmil kadar rol oy- nayacağını tekrar etmeye de lüzum yok- tur. brere ee kennen Çabuk büyüyen tavuklar Afrikanın cenbunda bulunan bir şehirde tavuklar bütün dünyadaki ta- vuklardan daha çabuk buyuymlınııış. hayvanat mütehassısları bu i: işi tetkik etmek için uzun seneler tetkikat yap- mışlar, ve hiç bir netice elde edemiye- rek «buranın halkı tavukları daha 2zi- yade seviyorlar, onlara daha iyi bakı - yorlar, içtimat sebeplerden doluyı da, ni vermişler. Almanyada boşanmalar artıyor 1934 senesinde Almanyada 54402 Buü rtakam nasyonal sosyalizm mevkii ikti- /dara geldikten sonra ilk defa neşredil - miş. Boşananların eski devirlere nazaran Sti d İ a SAT AĞ ee A SÜİ nına iki memur terfik edilmesini, hep beraber takibe çıkılmasını söylemiştir. Derhal iki memurla yola çıkmışlar. Ka- çakçı karşı devletin arazisine girdik- ten sonra memurları — arkadaşlariyle İberaber soyarak, üzerinde taşıdığı pa- ralarla, Fransaya geçmiş, gitmi. SÜRAŞN 5 l Siyam kralını hal'ediyorler Siyam kralı henüz on'bir yaşında bir yavrucuktur. Ve Avrupada okuyup eğlenmektedir. Annesi: son zamanlar- | /da Budist dinini bırakıp Hiristiyan © - İunca, Simalıların nefretini ve «b uçocuk da annesinin tesiri altın- da kalarak, Hıristiyan olacaktır.» mü- lâhazasiyle kendisini — hal'etmek için memlekette bir cereyan baş göstermiş- tir. Zıvııllı yavru olan bitenden bihaber ameliyatı öğreniyormuş. İSTERİ Bir arkadaş anlattı: pul cezası istedi. Sebebini sordum: Tahkik ettim. in ĞD ĞLRZ kazanmış |" şimdi hocasının nezareti altında zarp olacaktır. Yalnız basılacak yerler ay - #Geçen gün evime bir tahsil memuru geldi, bendön 80 lira — Vaktile maliyeden aldığmız bir paranın makbuzundaki pulu yanlış iptal etmişsiniz, pul kanunu mucibince ceza ver - meniz lâzım geliyor. 80 lira ceza yazmışlar, dedi. Düşündüm, böyle bir vak'a hatırıma gelmedi. Bundan yedi sekiz sene evvel, ecnebi şirketlerden biri, ma- İSTER KA | aai B Hmmda tanzim edilen Vasıgetıuune Muteber olur mu? Şimali İngilte - rede zengin bir —- Bdam birdenbire <- ağır bir hastalığa —— tutulmuş ve ken - disini hususi tay- yaresiyle, Lapdis rada bir hastane- ) ye naklederler - /_./ ken, 800 metre —e yüksekte — vasi - yetnamesini tan- zira etmek aklına gelmiş. Pilorun hu- zurunda mal ve mülkünü, akrabaları - na dağıtmış. Hastanede öldükten son- ra, bazı varisler, tayyarede ve pilotun önünde yapılan vasiyetin muteber ol- madiğıni iddia etmişler. Bu —mesele hakkında mahkeme henüz bir karar vermemiştir. apamadığı ne İmiş Bundan otuz, otuz beş yıl evvel, tu- haflardan, meşhur bir. Kurban Üsep Orada, halkaya dabil olmayıp ta, o- mu uzaktan dinleyen vaktin meşhur zenginlerinden banker Karagözyan: — Üsep efendi! Yapamadığın bir şey varsa onu da söyle de biz yapa - hm! Diye setlenince, Kurban Üsep bir temenna çakarak yerinden kalktı, ban- kerin karşısına dikildi ve: — Evimin üç aydır kirasını vereme- dim.. onu inayet ederseniz minnettar o- ... Akrabalık ve memuriyet hariciye lerinden nezaretinin — gözde - sefir- olduğu — gibi harici - kurum! dedi. ye nezareti müsteşarı — Robert Vonsi Hard'ın da kayın biraderidir. Bu Ve Karagözyan da çıkardı yan vu';. B7 * iki zatın biribirleriyle çok seviştikleri ve lâübali oldukları halde resmi mek- tuplarda biribirlerine daima ekselâns diye hitap edişleri nazarı dikkati celbet- miş ve bir arkadaşı meseleyi Eric Phiffs'e sorunca : Aydınlatılacak S” Vezite' Böşklz bi Hapk £ İtalyan seyrüsefer mühendisleri ge-|dır. Bu şekilde müzakereyi ben de tu- celeri ortalığı şimdiki gibi aydınlatma-|hâf buluyorum, amma ne yapalım! nın, faydası olmadığını, — keşletmişler, | demiştir . onlara nazaran irili ufaklı ziyanların ortalığı biribirine kâvıştırmâsı, me ta!e tahminlerini bozuyor — ve dolıyıııyle |tehlikelere yol açıyormuş. Bunun üze-|tün diğer balıklardan fazla yaşadığını rine, başka bir çare düşünmüşler ve isbat etmiş ve takriben 150 sene yaşa- yalnız basılacak yerleri yani caddele- dıgıııı söylemiştir. Sazan 60, yılan ba- Ş $ Şehirler geceleri Başka türlü ... Balıklarin Smrü ri aydınlatmak için şu çareyi bulmuş -|lığı 55, ayna balığı 47, gümüş balığı lar: B0 ve ringa balığı da 19 sene yaşamak- tadır. Sokakların kenarındaki yaya kaldı - rımları 40 santim yüksekliğinde ola - cak, halk caddelere basamaklarla ine - İcek ve lâmbalar, kaldırımlara yapışık karanlıkta kalacaktır. idınlanacak ve yerden bir metre yukarısı'külâtı da ortadan kalkacaktır. NAN ISTER İNANMA! Tiyeden tahakkuk eden alacağını tahsil için beni tevkil etmişti. Şirke'in merkezi dışarıdadır. Sırf bu parayı tahsile münhasır bir vekâle: verdiler. Gittim parayı aldım. Makbuza yapıştırlan pulu imza ettim. Şimdi o vakit bu pula konan imzamın yanlış konduğunu, yani pulun fena iptal edildiğini görmüşler, benden bunun için 80 lira ceza istiyorlarmış. Başka bir şirketin alacağından dolayı 80 lira ceza vermek hoşuma gitmedi. İtiraz ettim. Fakat pulun işinlindeki hatayı anlamak için sekiz sene geçmesine şaşlım.» İNANMA! İNAN iİSTER Bir İngiliz balıkçısı, ala balığının bü- | * Bu suretle çeşit çeşit ziyaların göz- leri bozmalarına meydan verilmiyece- ği gibi mesafe tahmin edememek müş- Tarih de asra Ayak uyduruyor Ermel — Talu talyan - Habeş harbi yeni bitti. Lâş kin mâruf tabiri ile, galiba kökü suda imiş: Ufukta yenisinin hafif kı-- - zıllığı görünmeğe başladı. Eğer, Ulu Tanrı, yazdığını bozmaki Tâtfunda bulunmazsa, akşama sabaha Çin denizi kıyılarında ve «Göksel İm« paratorluk» un uçsuz bucaksız ülke « sinde toplar gürlemeğe, tüfekler ça « tırdamağa, mitralyözler işlemeğe, tank- lar dolaşmağa, tayyareler gaz bomba- ları savurmağa, kan gövdeyi götürme- ge başlayacak. Aksum, Adigrat, Diredava, Amba, Alagi, Ualual gibi beyin tırmalayıcı, kulak yıprandırıcı, gırtlak — aşındırıcı adların tesiri henüz üzerimizden ta « mamile gitmemiş iken, bu sefer de - |Hengşov, Kvangsi, Hunan, Çang çüng gibi aksırtıcı ve öksürtücü — isimlerle zorla istinas peyda etmeğe çalışacağız. Yine duvarlarımıza haritalar asıla- cak, gece yarıları (İkinci Tabı) feryat- larile yüreğimiz ağızlarımıza — gelerek uyandırılacağız, Uzak Şarkta çıkan bu yepyeni yangının acaba ÂAvrupaya da sirâyet edip etmiyeceği endişesini çe- keceğiz, yine kaviler zayıfı haklıya » cak, yine Milletler Cemiyeti - namus belâsı, ne yapayım? diyerek - harekete geçecek, zecri tedbirler konacak, «fi- lânca maddeye de ambargo koyalım mı, koymiyalım mi?» diye aylarca mü- zakere edilecek, derken iş olacağına varacak, bakacaksınız: Dünyanın ö- bür ucunda yeni bir imparatorluk ku- rulacak, muzaffer bir ordu mağlüpla- rın can evine kadar sokulurken, bir hükümdar da Avrupa seyahatine çı- kacak, o ana kadar kendisine: «Da - yan! Biz varız!» demiş olanların bir « denbire yüz çevirdiklerini görüp afal- hıyacak.. Ondan sonra, seyirci Rulmış millet- ler: — Haydi artık yenisine bakalım! di- yecekler... Tarih tekerrürden ibarettir derler Bugün İngilterenin Berlinde bü-|amma, bu kadar çabuk ve üstüste te « yük elçisi olan Sir Eric Phiffs, İngiltere | kerrür ettiği de görülmemişti. Anlaşılan, içinde bulunduğumuz sür'at asrına o da ayak uydurmak is - e S Lti Biliyor Musunuz ? 1 — Rimeky - Korsakow kimdir? 2 — Filistinde Osmanlı ordularile çar pışan İngiliz küvvetlerinin ku' « * mandanı kimdi? — 3 — Develeri fil gökline'sökarük 'herbi V kazanmak “isteyen kimdir? 4 — Dünyayı ilk defa devretmek için yola çıkan ve - Filipinde yerliler tarafından öldürülen kâşif kim « dir? " * (Cevapları Yarın ; Dünkü suallerin cevapları: | — Napolyon Bonapart ile İngiliz ve Prusya ordularının çarpıştığı yer, Weterloo Bekika kasabalarından birinin ismidir. Bu barp 1815 senesi haziranının 18 inci günü yapılmıştır. 2 — Şimdi Avusturya tahtına getiril « mek istenen prens Otto'nun mensup oldu- ğu Habeburif Künedanı ktal Rodolphe ta- rafından kurulmuştür. 3 — Evliya çelebi İstanbulda doğmuş, gençliğinde Medresede okumuş, hâlızi kur'e an olmuş bir adamdir. Bütün hayatımı Ave Tupa ve Asyayı gezmekle geçirmiş, Alman- yadan İrana kadar uzayan sahada gördük- leri, duyduklarını tesbit ederek on ciltlik bir eser vücude getirmiştir. 4 — Kenliçe Elizabet 1558 de İskoçya kraliçesi Marie art'ı tahttan indirerek İngiltere kraliçeliğini alan bir - kadındır. Hİ .ı-ıı;s vz jı B inci Hıuvıııııı kıııdu Bııyulı ışklıxı ile *

Bu sayıdan diğer sayfalar: